X

İlahi nizam ve kainat 3: İnsan ne için dünyada?

Dünya üzerindeyiz. Kendimizi bildiğimiz andan bu yana, bu gezegendeyiz. Burada yaşama gözlerimizi açtık. Burada üşümeyi öğrendik, burada karnımız acıktı ve bu alem bizi doyurdu. Bu gezegende anne nedir bildik, bu gezegende koku aldık. Burada ilk kez bir ormanda bulunduk, ilk kez yağmurun altında ıslandık. Bu gezegende ilk adımımızı attık. İlk defa denizde yüzebildik. İlk defa düştük, yaralandık, iyileştik ve ilk defa bu gezegende yaş aldık… Burada, anne/baba olduk, burada ses nedir bildik. Kuşları duyduk, ağaçların rüzgarla savruluşuna şahitlik ettik. Hayat bizim için burada var oldu.

“Kocaman gezegen” diyeceksiniz, “insanın emrine verildi”, evet. Burası kocaman bir gezegen, kocaman bir alem, kocaman bir dünya. Bir ucundan bir ucuna gitmek dünlerimizi aldı. Kıtalar aşmak, okyanusları geçmek, orada ne var sorusuyla yanıp tutuşmak, sınır neresi diye sorgulamak. Evet, hepsi bu canım gezegende aklımızı doldurdu. Biz insanlıktık, bu kıtaların, bu rüzgarların, bu yaratılmış olanların efendisi. Bu kocaman gezegen bile bize dardı değil mi?

Bugün sizlerle birlikte, işte tam buradan başlayalım istiyorum: Neydi insanı bu kadar özel yapan? Neden kocaman bir dünya gezegeni hizmetimize verilmişti? Hangi akış, hangi olaylar, hangi düşünce, hangi takdir bizleri burada getirdi? Neden buradayız? Neden bu kadar muhteşem bir denge, böyle güzel bir gezegen yıllarca, yüzyıllarca hizmetimizde? Ve bunun sonu ne olacak? Dünya neden insana ait?

Şimdi bu sorulara biraz sevgili Bedri Ruhselman ve eseri İlahi Nizam ve Kainat ile yanıt bulmaya çalışalım:

Fakat hiç unutulmasın ki; bütün bu işlerin ilahi nizama uygun olarak yürütülmesi şart olduğundan, bunu sağlayan yüksek tesirlerin ve idareci enerji karmaşalarının daima denetim ve gözetimi – her yerde olduğu gibi – burada da mevcuttur.
(…) Bu bilgilerdem sonra, ‘insan varlığının bedenlenmesi’ terimini, bu geniş manada ve ete girmek demek olan enkarnasyon kavramı gibi dar bir çerçeve içinde düşünmemek gerekir. Enkarnasyon terimi, zorla hücreler içine sevk edilerek onlara bağlanan daha basit varlıklar hakkında kullanılabilir. Fakat insan varlığı için doğru değildir.

Şu halde insan varlığının beden ile ilişkisi, onun beyin hücrelerinin manyetik alanına hakimiyeti ve bu vasıtayla da, bütün organizmasına tesirlerini göndermesi şeklinde olmaktadır. Bu da, o sözünü ettiğimiz konsantrasyon noktasından varlığın bedene göndereceği, tesirlerinin büyük bir kısmıyla sağlanmaktadır.

(…) Zaten ilahi nizam, bütün evrenin durum ve hallerini o kadar mükemmel bir ahenk içinde tertiplemiş, o kadar muntazam bir mekanizmaya bağlamıştır ki, bütün sonsuz görünüşlerine rağmen, evren olayları, ‘bir tek yürüyüş’ halinde akıp gider. Bu hakikati görebilenler için, bir tek beden ve bütün evren, birbirinde ayrılmayan iki mekanizmadır.

(…) Ölüm, ilahi nizamın ahengi altında, belirli bir andaki değer farklanmasının miktari bir ifadesidir. Yani, bir dünya bedeni, dünya hayatı boyunca hizmet ettiği ruha, kendisinde beklenen hizmeti gereği derecesinde gördükten sonra, artık onun o ruha vasıtalık yapma gayesi ortadan kalkmış olur. Bunun sonucunda o bedendeki değerlerinin azalması icap eder. Çünkü, ilahi nizamda, gereği kalmayan bütün süreçlere son verilmesi zorunludur.” 

Kaygılarımızla, endişelerimizle, sevdiğimiz ve sevemediklerimizle, farkına varıp ve farkını asla ayıramadıklarımIzla, tüm çıplaklığımızla, tüm benliğimizle, iyi ve kötülerimizle, özlemlerimizle, kavgalarımızla, öfkemizle, yaratımlarımızla, keşiflerimizle, gözlerimizle, ellerimizle, biz insan olanlar, bu dünyadayız. Bugün kendimize soralım isterim hep birlikte: Bu dünya, bu alem ve gezegen neden hizmetimizde? Bu ağaçlar kim için oksijen üremekte? Bu toprak kim için büyütmekte? Bu güneş kimi aydınlatmakta, ısıtmakta, korumakta?

Ve biz insan olanlar, biz alemin efendileri, biz üstün akıllı, mantıklı, zeki, konuşabilen ve yürüyebilen ve karar verebilen ve yakıp yıkabilen ve gözünü kırpmadan öldürebilen… Ve biz insan olanlar, biz bu alemin efendileri, tüm nizam böyle “eşsiz” ve muntazamken, biz neden bu dünyadayız?

İnsan ne için dünyada?

İlginizi çekebilir: İlahi nizam ve kainat 2: Tekamül mucizesi

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale