X

İçinizdeki hazineyi fark edin: Birlikte aşmak için birlikte üretelim

İnsanoğlu olarak daha konuşma becerilerimiz oluşmaya başlamadan üretmeye, yaratmaya başladık. Sanatçı ruhumuzla tanışmamız modern çağdaki alışkanlıklarımızdan, becerilerimizden çok daha önce gerçekleşmiş. Mağara resimleri, heykeller, ateşin icadı bunun en güzel örnekleri. Mozart’ın 40. Senfonisini tanımak, sevmek için Avusturyalı olmamıza, Antoine de Saint-Exupéry’in Küçük Prens kitabından etkilenmek ve ilham almak için Fransız kültüründen gelmemize gerek olmadı, olmayacak. Zevke göre değişmekle birlikte elbette bunlar gibi pek çok örnek verilebilir. Üretim ve sanatın belli bir kitlesi ve sahibi yoktur. Katkısı ve varlığı evrenseldir.

Yaratıcılığın anlamı ve ifade buluşu her birimiz için farklı olsa da aslında en sade haliyle bir kendini anlatma biçimidir.

Ne mutlu bana ki, Hazineni Fark Et ismini verdiğim programının içeriğini hazırlarken yüzeyde bildiklerimin ötesinde evrensel resim sanatına ve sanatçılarına dair çok daha fazlasını öğrenme ve paylaşma şansı yakaladım. Vincent Van Gogh’un Yıldızlı Gece isimli eserinin akıl hastanesinde geçirdiği zamanlarında, yatak odasındaki küçük pencereden gördüklerine dair olduğunu, Salvador Dali’nin insan gözünün vizyonunun ötesine geçmek üzere bilinçaltına, hafızalara, rüyaların mantıksız içeriğine hitap eden meşhur Uranyum ve Atomik Melancholica Idyll isimli tablosunun 2. Dünya Savaşı döneminde atom bombasının kitle imha aracı olarak var oluşuyla ortaya çıkan ölüm ve depresyon duyumlarını anlattığını, izlerini taşıdığını öğrendim. O ve onlar gibi yüzyıllardır var olan evrensel eserlerdeki acının varlığını entelektüel olarak bilmiyor olsak bile fark etmemek, hissetmemek çok zor.

Covid 19’a gelene kadar üzerinde ikamet ettiğimiz dünyamız pek çok salgın hastalık, doğal afet, insan icadı savaşlarla sınandı. Yaratıcılarının artık aramızda olmadığı ama o zor, o korkunç addettiğimiz dönemlerin içinde, tam ortasında yaratılmış eserler bugün hala bizimle birlikte yaşıyor. Rembrandt’ın resmine bakıp hayran kalıyor, Beethoven’ın notalarını dinlerken mest oluyoruz. Yeri geliyor o resim bir etkinliğin tanıtım görseli, o müzik bir filmin müziği olarak bambaşka bir hacimde yeni dönem, yeni çağda bir başka sanat eserinin parçası ve hatta bütünleyicisi oluyor.

Sanat eserleri çok sade bir konu hakkında bile olsa o konuya dair hissedilen yoğun duyumların yansımasıdır.

Bu üretim süreci ve konusu illaki güzel bir obje, konu veya durum hakkında olmak zorunda değildir. Kaldı ki hepimizin ortak kabulü olabileceğini tahmin ettiğim şey şu ki zor zamanlarda hissettiklerimizin derecesi daha yüksek bir seviyededir. Pek tabii dışavurumları da aynı oranda olacaktır. Bugünün evrensel kabul görmüş sanat eserlerinin, kitleleri etkisine alan zor zamanlarda üretilmiş olması bir tesadüf olmasa gerek.

İçinden geçtiğimiz bizleri yer yer umutsuzluğa, korkuya sürükleyen zaman zaman tembelleştiren zaman zaman yaşama amacımızı sorgulatan bu kitlesel salgın döneminde üzgün, yorgun, korkmuş, endişeli ve hatta öfkeli hissediyorsanız, yalnız değil ve hatta normalsiniz. Sadece bağları zayıflamış üretici ve yaratıcı enerjinizle yeniden temas kurmaya ihtiyacınız olabilir. Şayet içinizden ben sanatçı değilim, bir eğitimim yok diyen bir ses varsa üretmek için bunlara ihtiyacınız olmadığını, beğenilmek ve kabul görmek için ünlü olmanıza gerek olmadığını hatırlatmak isterim. Sadece bu zor zamanlardaki hislerinizi ifade etmeye onları görmezden gelmemeye fark etmeye izin vermeye, söz konusu koşullar altındaki hislerinizi, sizi görünmez, önemsiz, çaresiz hissettirmeyecek bir şeylere aktarmaya başlamanız ihtiyacınız olan şey olabilir.

Evet, belki ilk anda bir şeyden bir yerden başlamak zor gelebilir. Şu an içinizde o gücü bulamıyor olabilirsiniz. Sevdiğiniz bir yemeği pişirmek, daha önce bir türlü denemeye cesaret edemediğiniz o tarifi denemek güzel bir fikir olabilir belki. Ya da yaşamınıza damga vuran anlarızda mottonuz olmuş kendinize ait kelimelerden oluşan samimi bir yazı yazmak, amigurumi oyuncaklar veya makrome örmek yaratıcı enerjinizi ortaya çıkarırken zorlu sürecin hissettirdiği sıkışlık hissini azaltmanıza katkı olabilir. Kendiniz için yaratmaya izin verin, ürettiklerinizin, sizden üreyenlerin kısa zamanda sizin yaşam destek üniteniz olacağını görebilirsiniz.

Zor zamanlardan geçerken bizimle benzer şeylerle mücadele edenlerin varlığını bilmek onlarla bağ kurmak, iş birliği yapmak kendi başımıza bir şeyler yaratacak gücü bulamadığımız zamanlarda ihtiyacımız olan itici gücün kaynağı olabilir. Böylelikle birbirimize ilham olabilir birbirimize katkı sağlayabiliriz. Artık hemen hepimizin kullandığı sosyal medya mesafeli olmak durumunda kaldığımız bugünlerde bu eksikliği kapatmak, paylaşmak ve takdir görmenin motivasyonunu sağlamak için muhteşem bir araca dönüşebilir.

Şahsen bu haftamı hayatımda ilk kez elime fırça alarak bir tuvalin karşısında geçirdim. Ne literatüre geçeceğim ne bundan maddi bir kazanç sağlayacağım ne de bir hayran kitlem olacak. Tuvalimin tamamlanmış halini Instagram hikayemde paylaştım, acemi fırça darbelerime dair tatlı samimi övgüler aldım, şaheserimi getirdim duvarıma astım. Yapma sürecinin meditatif etkisi ile paylaşma ve içimdekinin dışa vurumunu elle tutabilir olmanın verdiği tatminle hafifledim. Sizlere bu haftaki samimi davetim üretin, üretmeye izin verin. Bu günler geçtiğinde hep birlikte bu zor zamanları aştığımızda elimizde ürettiklerimizin güzel anıları olacak.

Belki bir süredir yazılarımı takip ediyorsunuz, belki bugün ilk defa karşılaştık. Hazineni Fark Et isimli programa dair içinizde bir merak bir heves uyandıysa eğer yaşama dair duyumlarınızı daha derinden anlamak, bu uyanıklık halini devam ettirmek bu deneyimini yaşamak ve bunu korumak isteyenlere destek olmak için hazırladığım 6 hafta sürecek olan programım “Hazineni Fark Et” bir kez daha başlıyor.

Program içeriğinde yoga, meditasyon ve bilinçli farkındalık alanlarında edindiğim profesyonel birikimlerim ile kendi yaşantımda fark yaratmama katkı olan tüm dünyada bilinen, uygulanan ve pozitif sonuçları ile binlerce insanı peşinden sürükleyen yöntem ve bilgileri sizlere sunmak üzere harmanladım.

Yaşam hepimiz için çok kıymetli. Amacım, benim yaşamımda da büyük fark yaratan bu araçlar ve bilgiler vasıtasıyla daha çoğumuzun düzenli olarak kendi yaşam alanlarının zenginliği ile temas kurmasına ve daha çok yaşamasına katkı olmak.

İzninizle son olarak henüz biten ve ondan önce gerçekleştirmiş olduğum programı tamamlayanlardan birkaç yorumu da dikkatinize sunmak istiyorum.

1. yorum: Anlattığı her şey kendi içinde, kalbinde deneyimlemiş, içselleştirmiş, sımsıcak gülümsemesi olan dünya tatlısı eğitmenden ince ince, ilmek ilmek hazırlanmış, son derece anlaşılır, yalın, tertemiz bir eğitim. Kargaşadan uzak, sanatla harmanlanmış, her şey tek tek düşünülmüş, çok keyifli bir eğitimdi. Hayatıma, dünyama, kalbime dokunduğun için minnettarım,

2. yorum: Meditasyon sonrası üzerimden bir kabuk atıp, hafiflemiş huzurlu hali, yönlendirmeli meditasyon ile gelen sakinliği, anda kalmayı, günlük pratiklerle yakaladığım farkındalıklı hali, anda kalmanın sağladığı mutluluğu, nefesimi takip edip “hayattayım, burdayım işte” hissini fark etmemi, geliştirmemi sağlayan, duygu ve düşüncelerimde farkındalık yaratan pratiklerimize, paylaşımlara çok teşekkür ediyorum .İyi ki varsın ve yollarımız kesişti


3. yorum: Meditasyona başlarken beklentim, duygusal stresimi yönetebilmeyi öğrenmekti. Eğitimde aşama aşama ilerlerken, öğrendiğim teknikler sayesinde farkındalığımı nasıl artırabileceğimi ve bu hızlı yaşam akışında bir an olsun durup kendime odaklanabilmeyi öğrendim.

Gün akışında kendime verdigim bu molalar, bir yandan farkındalığımı artırırken, diğer yandan odaklanma ve konsantrasyon süremi de artırdı. Her hafta, bir ruh halinden diğerine geçtiğimi hissederken, alt yapıda bir sükunetin oluştuğunu fark ettim. Bu sakinlik, verdigim tepkilere, gün akışına ve insani ilişkilerime yansıdıkça, bu alanlarda da olumlu değişimler yasamaya başladım.

Bu pratikte hoşuma giden diğer bir nokta ise meditasyon çeşitliliği ve günlük hayata entegre etme kolaylığıydı. Yaptığım birçok işi zevk alarak yapmaya başladım mesela. Aslında beklentilerin ne kadar yorucu oldugunu anladım. Bunun yerine meraklı bir bakış açısı içerisinde olmak, olayları kabullenmemize veya olayların içerisindeki ilerleyişimize daha da fayda sağladığını anladım.

Ve son olarak, Birce, alanında kendini durmadan eğitmeye devam eden, öğrenci ruhlu bir eğitmen. Aklınızdaki her soruya aydınlık getiren, minik ayaklı bir kütüphane resmen. Işık saçan gülüşü, enerji saçan var oluşu, bizi de bu yöne davet ediyor. Bu vesile ile bana kattığın onca bilgi, ilim, teknik, pratik vb. şeyler icin teşekkür ederim. Namaste.

Yaşamak deneyiminin yerini hiçbir şey tutamaz. Bu yolculukta birlikte olalım derseniz kaydolmak, tanışmak ve detaylı bilgi almak için bircesin@gmail.com adresimden ve @birceileyoga Instagram hesabımdan bana ulaşabilirsiniz.

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Özümüze hak ettiği değeri vermek: Kendimizle yargısız bir yakınlık kurmak mümkün mü?

Birce Sinem Tezer: Merhaba, ben Birce. Yoga ile lise yıllarımda tanıştım. 200 saatlik temel eğitimimi 2014 yılında aldım. İçlerinde Godfrey Devereux gibi pek çok kıymetli eğitmenlerin olduğu farklı yoga stillerine ve meditasyon pratiğine dair 500 saate ulaşan derinleşme yolculuğum halen devam ediyor. Yoga & meditasyon derslerim ve bireysel pratiklerimde yoga pozlarında verilen tepkilerin günlük yaşamdakinin aynısı olduğu, aynı yollar his ve düşüncelerden geçildiği felsefesini benimsiyorum. Mat pratiğinin günlük yaşama yansımalarını araştırmak öncelikli davetim. bircesin@gmail.com mail adresi ve @birceileyoga instagram hesabı ile sorunuz veya paylaşımınız varsa bana ulaşabilirsiniz..

Yurt Dışı Tatilin Başka Bahara Kalmasın: Bu baharda keşfedebileceğiniz rota önerileri

Cemreler çoktan düştü; yılın en canlı, en enerjik ve en umut dolu mevsimi geldi çattı… Baharın ışıl ışıl parlayan ilk ışıklarıyla birlikte doğa yeniden uyanırken, yeşillenen çimenler, çiçeklenen ağaçlar ve uzayan günler, bizim için de tazelenmek adına büyük bir ilham kaynağı. Çünkü, bu dönüşüm sadece doğada değil, içimizde de hareketlenmelere sebep olarak yepyeni uyanışların kapısını aralıyor. Uzun, karanlık ve soğuk kış günlerinden güneşin bizimle daha uzun süreler kaldığı sıcak günlere hazırlanırken doğadan aldığımız bu ilhamı, en iyi şekilde değerlendirebiliriz. Nasıl mı?



Elbette yeni başlangıçları simgeleyen baharla uyumlanmak için yepyeni keşifler yaparak. Bunun da en güzel yolu, o hep hayalini kurduğumuz ülkelere doğru bulutların arasından süzülerek yola koyulmak. Baharın yenileyici enerjisiyle bu kez o hep görmek istediğimiz ülkeleri düşlemekten çok daha fazlasını yapabiliriz. “Bu baharda” hayallerimizi gerçeğe dönüştürüp, yepyeni keşifler yapmak üzere harika rotalarda unutulmaz maceralara doğru yelken açabiliriz…

Siz de baharın çağrısına kulak verip, hayallerinizdeki ülkeleri görmeyi artık başka bahara bırakmak istemeyenlerdenseniz, işte bu baharda Pegasus ile keşfedebileceğiniz harika yurt dışı rotaları:

Bahar esintili Balkanlar keşfi

Pegasus ile Balkanlar’daki yerinizi bu baharda ayırtmaya hazırsanız, işte bulutların üzerinden süzülebileceğiniz şahane rotalar:

  • Balkan mutfağının en güzel adresi: Üsküp, Makedonya

Balkanlar’ı keşfetmeye mutfağından başlamak isteyenler için en iyi rota hiç şüphesiz; Üsküp. Köftesine ayrı, trileçesine ayrı bayılacağınız Üsküp’ün tarihi mirası ve doğal güzellikleri ile büyülenirken baharın tadını Vardar Nehri’nin hafif esintili kıyısında çıkarabilirsiniz. Osmanlı Dönemi’nden kalan tarihi eserleri, şehrin devasa kalesini ve tarih kokan Eski Çarşısı’nı gezerken zamanda yolculuk yapıyor gibi hissedebilirsiniz.

  • Doğal güzellikleriyle zengin başkent: Tiran, Arnavutluk

Baharın renkleriyle bezeli harika bir başkent keşfine ne dersiniz? Arnavutluk’un en güzel şehirlerinden biri olan Tiran’da baharın yenileyici enerjisiyle bütünleşip şahane keşifler yapabilirsiniz. Skanderbeg Meydanı’nın etkileyici manzarasını keşfedebilir, ulusal müzelerinde Arnavutluk’un zengin geçmişine tanıklık edebilirsiniz. Tiran’ın yeşillikler içindeki Grand Park’ında baharın taze nefesini hissederek uzun yürüyüşler yapabilirsiniz.

  • Modern ve tarihi dokunun buluşması: Priştine, Kosova

Balkanlar’ın genç başkentlerinden Priştine, tıpkı kendi gibi genç sokaklarında baharın canlılığını hissetmek isteyen herkes için en şahane destinasyonlardan biri. Zengin tarihi, kültürel çeşitliliği ve dinamik yaşantısıyla son zamanların en çok rağbet gören rotalarından biri olan Priştine’de Osmanlı mirasına ait pek çok yapı ile karşılaşırken, Sharr Dağları Milli Parkı’nda baharın tüm renklerine şahit olabilirsiniz.

Elbette ki Balkanlar’ı keşfetmek isteyenler için Pegasus’ta daha pek çok rota var. Tarihi meydanlarıyla ve bahar çiçeklerinin süslediği parklarıyla dikkat çeken Zagreb, böreği ve taş köprüsüyle meşhur Saraybosna ve daha nice rota bu baharda Pegasus’ta.

Soğuk kuzey rüzgarlarından baharın ılık dokunuşlarına

Rotasını Balkanlar’dan biraz daha ‘kuzeye’ çevirmek isteyenler için de Pegasus birbirinden değerli rotalar sunuyor.

  • Doğa ile baş başa: Helsinki, Finlandiya

Finlandiya’nın başkenti olan Helsinki, geniş yeşil alanları, zarif mimarisi ve huzur dolu yaşam tarzıyla dikkat çeken, en güzel kuzey şehirlerinden biri. Zengin kültürel yaşamın ve modernizmin esintilerini her adımda keşfedebileceğiniz Helsinki’de Esplanadi parkında doğa ile baş başa kalacağınız yürüyüşler yapabilir, kıyı şeridi boyunca bisiklet sürebilir, neoklasik binaların arasında hayallere dalabilirsiniz. Sanat müzelerinde benzersiz eserler görebilir, geri dönmeyi hiç istemeyebilirsiniz…

  • Sakinliğin şehri: Oslo, Norveç

Doğal güzelliklerin ve modern mimarinin buluşmasını en güzel şekilde sunan, sakinliği ile ön plana çıkan Norveç’in başkenti Oslo’da, etkileyici fiyort manzaralarından gözünüzü bir an bile almak istemeyeceksiniz… Munch Müzesi’nde sanatın ve tarihin derinliklerinde kaybolurken, dünyanın en büyük heykel parkı olan Vigeland Park’ta keyifli dakikalar geçirebilirsiniz. Opera Binası’na da bayılabilirsiniz… Baharın ılık dokunuşlarının bu soğuk rüzgarlarıyla meşhur şehre ne çok yakıştığını görünce, şaşırabilirsiniz… Ama zaten bahar, hangi şehre yakışmaz ki? Pegasus da bunu biliyor ve bu baharda hayalinizdeki rotalara doğru yelken açıyor…



  • Takımadalarında bahar rüzgarları: Stockholm, İsveç

Mavinin her tonunu görebileceğiniz, şahane manzaralar eşliğinde ruhunuzu bahar enerjisinden aldığınız ilhamla tazeleyebileceğiniz, unutulmaz anılar biriktirebileceğiniz bir rota: İsveç’in incisi, Stockholm. Takımadalar üzerine kurulu bu zarif şehirde hem zengin bir kültürel deneyim yaşayabilir hem de İsveç kültürünü çok yakından tanıyabilirsiniz. Skansen Açık Hava Müzesi’nde İsveç kültürünün canlı bir panoramasını izleyebilir, Fotografiska’da dünya çapında ünlü fotoğraf sanatı sergilerini gezebilirsiniz. Kültür-sanat tutkunuz başka bahara kalmasın; Pegasus ile bu baharda tutkularınıza doğru uçun!

Avrupa’nın kalbinde tarihi keşifler

Baharın enerjisinden aldığınız ilhamla yepyeni keşifler yapmanın, doyasıya maceralara atılmanın ve kendinizi bambaşka diyarlara doğru götürmenin hayalini kuruyorsanız, biraz da Avrupa’nın kalbinde Almanya’da ziyaret edebileceğiniz şahane rotalara göz atalım:

  • Nehrin kıyısında bahar notaları: Köln, Almanya

Ren Nehri’nin iki yakasında yer alan Köln, bahar çiçekleriyle renklenen, açık hava konserleriyle baharı kutlayan, ilkbaharda canlanan, adeta her bir köşesi sanat sahnesi gibi olan şahane maceralarla dolu bir şehir. Bu yüzden de baharın tadını doyasıya çıkarmak için enfes bir rota. Dünyanın en büyük katedrallerinden biri olan Köln Katedrali’ni ziyaret ederek mimarisiyle büyülenebilir, başta Ludwig Müzesi olmak üzere çağdaş ve modern sanat eserlerini sergileyen müzelerde ruhunuzu sanatla besleyebilirsiniz.

  • Kültür ve eğlence mozaiği: Atina, Yunanistan

Antik harabeleri, derin tarihi dokusu ve medeniyetler arası köprü olma rolüyle Atina, zamanın ötesinde bir macera sunuyor. Şehrin en canlı meydanı Monastiraki’de Yunan kültürünü hissedebilir, taptaze deniz ürünleriyle dolu restoranlarında harika lezzetlerin tadına bakabilirsiniz. Yunan ezgileri eşliğinde unutulmaz bir yurt dışı tatiline hazırsanız Pegasus’ta yerinizi ayırtmayı unutmayın.

  • Çiçekleriyle ünlü şehir: Rotterdam, Hollanda

Modern zamanların sınır tanımayan ruhunu yansıtan rengarenk bir şehir: Rotterdam. Hollanda’nın en canlı yerlerinden biri olan Rotterdam’da sanata, kültüre, gastronomiye dair pek çok deneyim biriktirebilir, Maas Nehri’nin iki yakasını birbirine bağlayan muhteşem köprülerde hayallere dalabilir, gökyüzüne uzanan yapıların görkemli duruşuna hayran kalabilirsiniz. Bahar çiçeklerinin en güzel hallerine tanıklık edebilir, her sokakta farklı melodiler çalan sanatçılara denk gelebilirsiniz.

O bahar, ‘bu bahar’: Yurt dışı tatilin başka bahara kalmasın

Baharın yeni kültürlerle tanışmaya, benzersiz doğa manzaralarını keşfetmeye ve rengarenk anılar biriktirmeye davet eden çağrısına kulak vermeye hazırsanız, hiç vakit kaybetmeden uçak biletinizi almalısınız!

Siz de yurt dışı planlarına “başka bahara” demek yerine, “neden şimdi olmasın” diyenlerdenseniz Pegasus sesinizi duyuyor ve “o bahar, bu bahar” diyor. Üstelik, Balkanlar’dan Kuzey Avrupa’ya, oradan Birleşik Krallık’ın gözdesi Birmingham’a kadar daha pek çok yurt dışı rotası sunuyor.

Bu bahar, siz de yurt dışı planlarınızı hayata geçirmek istiyorsanız ve artık başka bahara ertelemek istemiyorsanız Pegasus ile yerinizi ayırtabilir, baharın tadını çıkaracağınız büyüleyici rotalara doğru süzülebilirsiniz. Hemen tıklayın ve baharın cıvıl cıvıl enerjisini yurt dışı keşifleriyle birleştirip hayatınıza renk, hareket ve yepyeni hikayeler ekleyin. 

*Bu yazı Pegasus iş birliği ile hazırlanmıştır.

Kedi ve köpeklerde aşılamanın önemi

Kedi ve köpeklerin aşılanması, minik patili dostlarımızın uzun ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi açısından büyük öneme sahip. Aşılama, birçok bulaşıcı hastalıktan kedi ve köpekleri korurken onlara bir uzman veteriner tarafından kontrol edilme şansı da sunuyor. Dolayısıyla evcil hayvan sahiplerinin de bu konuyu ihmal etmemesi gerekiyor. VetAmerikan’dan Veteriner Hekim Uğurcan Yılmaz, kedi ve köpeklerde aşılamanın önemini şöyle anlatıyor:



Veteriner Hekim Uğurcan Yılmaz

Aşılama, kedi ve köpeklerde koruyucu hekimliğin en önemli faktörüdür. Evcil hayvanımıza yavruluk döneminden başlayarak yaşam süresi boyunca belli aralıklarla uygulanan aşılar can dostumuzu birçok hastalığa karşı koruma altına alırken, aynı zamanda mutlu ve uzun bir yaşama sahip olmasına katkıda bulunup, zoonoz hastalıklara karşı da kendimizi ve ailemizi korumamıza yardımcı olur. Haydi gelin, birlikte tüylü dostlarımızda aşılamanın yararlarına göz atalım.

Aşılamanın yararları nelerdir?

  • Aşılama evcil dostunuzu yavruluk döneminde çok daha ciddi semptomları olan ve maalesef ki ölüm oranı daha yüksek viral ve bakteriyel hastalıklara karşı koruma altına alır.
  • Tüylü dostunuz bu hastalıklara yakalansa bile, bağışıklık sistemi aşı sayesinde etkin bir rol oynayacak ve hastalıkları hafif semptomlarla atlatma şansına sahip olacaktır.
  • Aşılama sayesinde kimi zoonoz olan bu hastalıklara karşı kendimizi ve ailemizi koruma altına alma şansımız olur.
  • Pet sahipleri için ülkemizde ve dünyadaki çoğu ülkede yapılması yasalarla zorunlu hale getirilmiş olan aşı uygulamalarını yaptırmış oluruz (örn. kuduz aşısı).
  • Basit bir uygulama olarak görünse de, aşılama her veteriner hekim için tüylü dostunuza genel muayene uygulama şansı verir. Düzenli aşılamaya gelen tüylü dostlarımız sağlıklı ve oyun dolu bir yaşam süreceklerdir.

Aşılamanın yan etkileri var mıdır?

Yararları göz önüne alındığında, aşılamanın yan etkileri arasında bulunan halsizlik, iştahsızlık, vücut sıcaklığının yükselmesi gibi belirtiler önemsiz kalacaktır. Fakat aşılama sonrasında bu belirtiler görülürse, mutlaka veteriner hekiminizle iletişim halinde kalmanızı tavsiye ederiz.

Aşılama yapılan evcil dostum hastalığa yakalanırsa aşı onu tedavi eder mi?

Aşılama hastalık etkeninin zayıf bir formda vücuda verilmesidir. Bu sayede evcil dostunuzun bağışıklık sistemi hastalığı tanıyacak ve bu hastalıkla karşılaşması halinde vücudunun dayanıklılığını artıracaktır. Fakat aşılama hastalıklar için tedavi değildir.



Evcil dostumun canı aşı sırasında yanar mı?

Bazı tüylü dostlarımız aşı sırasında herhangi bir şey hissetmezken, bazıları çok ufak bir batma hissedebilir. Fakat bu his uzun süre kalmaz ve faydaları düşünüldüğü zaman aşılama için göze alınabilecek seviyededir.

Evcil dostuma hangi aşıları yaptırmalıyım?

Kedi ve köpeklerde uygulanan aşılar ve uygulama zamanları değişiklik göstermekle birlikte, yavruluk döneminde çok daha yoğun olan aşılama programı ilerleyen zamanlarda hafiflemektedir.

Sağlıklı, mutlu ve oyun dolu bir ömür dileriz.

*Bu yazı VetAmerikan’dan Veteriner Hekim Uğurcan Yılmaz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Kedilerde süt tüketimi nasıl olmalı?

Gençliğin sırrı, doğanın kalbinde saklı: Bitkisel kök hücrelerle yaşlanmaya meydan okuyun

Yaş almak, hayatın kaçınılmaz bir parçası… Yıllar ilerledikçe zaman, cildimiz üzerinde çeşitli ve olumsuz diyebileceğimiz etkiler bırakabiliyor. Güneşin zararlı ışınları, çevresel faktörler ve yaşam tarzı seçimleri gibi değişkenler de bu etkilerin ortaya çıkmasını ve daha derine inmesini hızlandırabiliyor. Yaş alma sürecini en iyi şekilde yönetebilmek içinse cildimize, ihtiyaç duyduğu zarif ve etkili bakımı sunmamız şart. Hayatın akışına meydan okuyup yaşlanmayı durdurmamız belki mümkün değil ancak, doğru bakımla yaş almanın cildimizde bıraktığı izleri yavaşlatmamız, daha genç ve canlı bir görünüme kavuşmamız mümkün.



Güzel haber; Yves Rocher, yaş almanın tüm belirtilerine karşı eşsiz bir çözüm sunarak bizi o en doğru cilt bakım ürünlerinin yer aldığı seri ile tanıştırıyor: Anti-Age Global Serisi.

Kısa zamanda etkili bakım: 10 farklı yaşlanma karşıtı etki

Hızlı sonuçlar almak, modern yaşamın neredeyse bir gereksinimi haline geldi, çünkü zaman sahip olduğumuz en değerli kaynaklardan biri; tıpkı cildimiz gibi. Yves Rocher, günümüzün yoğun ve hızlı temposunda, cilt bakımının da bu hıza uyum sağlamasını sağlıyor ve hem etkili hem de hızlı sonuçlar ile yaşlanmanın izlerini cildimizden siliyor. Gençlik ve yaşam kaynağı bitki kök hücrelerini içerisinde bulunduran, yaşam kaynağı kök hücreleri ile 72 saatte artan hücre yenilenmesi sağlayan Anti-Age Global serisi, 10 farklı yaşlanma karşıtı etki ile yaş almanın etkilerini silmenin en kolay ve keyifli yolunu sunuyor. Aydınlatıcı, canlandırıcı, ton eşitleyici, yenileyici, besleyici, kırışık karşıtı, sıkılaştırıcı, dolgunlaştırıcı, güçlendirici ve onarıcı etkileriyle cildi nemlendirirken yenilenmesine, kırışıklık görünümünün azalmasına ve cildin daha sıkı bir görünüm kazanmasına yardımcı oluyor.

Doğanın güven veren dokunuşları: %97’den fazla doğal içerik ve bitkisel kök hücre bakımı

Söz konusu cildimiz olduğunda hepimiz şüphesiz ki en iyisini istiyoruz ve en iyisinin de doğanın kalbinden geldiğini biliyoruz. Bitkisel kök hücrelerin gücüyle donatılmış Yves Rocher Anti-Age Global Serisi, yaşlanmanın tüm belirtilerine savaş açıyor ve doğal kaynaklı içerikleriyle cildimize hak ettiği değeri sunuyor.

İçeriğinde vitaminler ve mineraller gibi geliştirme gücüne sahip elementleri en yüksek konsantrasyonda bulunduran leylak tomurcuğu kök hücreleri olan Yves Rocher Gençleştirici ve Yenileyici Çift Fazlı Onarıcı Gece Serumu, yapısındaki değerli yağlar ile yaş almanın izlerini silerken, cilde ışıltı ve eşit bir ton sağlıyor. Güçlü etkili leylak tomurcuğu kök hücrelerine ek olarak; onarıcı bakım özellikleriyle bilinen jojoba yağı, hyaluronik asit, niasinamid, üzüm çekirdeği gibi etkili içerikleri de yapısında bulunduran bu serum, cildi nemlendirerek yenilenmesine, kırışıklıkların görünümünün azalmasına ve cildin daha sıkı bir görünüm kazanmasına yardımcı oluyor.



Öte yandan, Yves Rocher Gençleştirici ve Aydınlatıcı, Ton Eşitleyen, Leke Karşıtı Bakım Kürü, C vitamini türevleri ile zenginleştirilmiş içeriği sayesinde cilde nazik bir bakım yapıyor. %97’den fazla doğal kaynaklı içeriğinde bitki tomurcuğu nektarı ve beyaz tagua tohumu olan bu bakım kürü, ciltte aydınlık ve lekesiz bir etki bırakıyor. Yves Rocher Anti-Age Global Yenileyici Yaşlanma Karşıtı Bitkisel Kök Hücre Bakımı Gece Kremi, yaşlanma karşıtı 3 patente sahip İtalya’da yetişen bir leylak türü Syringa’dan elde edilen yaşam kaynağı kök hücreleri içeren formülü ile kırışıklık ve ince çizgilerin görünümünün azalmasına yardımcı oluyor.

Yves Rocher Anti-Age Global Gençleştirici ve Yenileyici Göz Kremi ise paraben, renklendirici, parfüm ve mineral yağ içermeyen formülüyle gözleri aydınlatarak daha genç bir görünüm sağlıyor. Ayrıca, ferahlatıcı jel dokusu ile göz çevresindeki hassas deriye zarar vermeden kırışıklık görünümünün azalmasına yardımcı oluyor. Bu sayede cilt bakımında doğallığın ve etkinliğin mükemmel birleşimi karşımıza çıkıyor. Anti-Age Global serisi, doğanın kalbinden gelen içerikleriyle yaşlanma karşıtı bakımı, en saf formunda sunuyor.

Bütüncül bir cilt bakım ritüeli: Gece & gündüz

Cilt bakımında zamanlamanın önemi büyük. Cildimizin bütüncül bir yaklaşımla hem gece hem de gündüz özel bir ilgiyi hak ettiğinin hepimiz farkındayız. Bu ilgiyi veren ve cildimizin ihtiyaçlarını yalnızca bir an değil 24 saat ve gün boyunca düşünen Yves Rocher, Anti-Age Global Serisi ile hem gün hem de ay ışığında mükemmel bir bakım sunuyor. Gündüz ve gece rutinleri için ayrı bakım setleriyle günün her saatinde yaş alma belirtilerinin düzelmesini sağlayan Anti-Age Global, aydınlık bir cilt için nazik ve besleyici bir bakım sunuyor. Bu hem bitkisel içerikli hem de etkin serinin gece ürünleri sayesinde her gün mükemmel bir cilt ile uyanmak, gündüz ürünleriyle de gün boyu canlı bir görünüme kavuşmak mümkün. Günün her saatinde pürüzsüz, capcanlı ve genç bir cilde sahip olmayı kim istemez ki…

Cildinizdeki ince çizgilerle ve lekelerle savaşmak, nemli, canlı, parlak ve genç bir görünüme kavuşmak, yaş almanın belirtilerini cildinizden silmek istiyorsanız, siz de gücünü doğadan alan, doğal formülleriyle cildinize ve doğaya duyarlı bakım sağlayan Yves Rocher Anti-Age Global serisi ile tanışmak için tıklayın.

*Bu yazı Yves Rocher katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale