X

İçimizdeki düşman: Nefret kültürünü tanımak ve onun bir parçası olmamak

Nefret kültürü, aslında insanlık kadar eski olsa da, onu modern çağın hayatımıza dahil ettiği iletişim teknolojileriyle birlikte daha fazla fark eder olduk. Üstelik günümüz insanının üzerindeki stresin baskısı arttıkça, nefret kültürünün görünürlüğü de aynı oranda çoğalmaya başladı. Artık gündelik yaşantımızda pek çok şeye kolayca sinirlenebiliyor, fazla tepki verebiliyoruz. Ve böyle zamanlarda hoşgörü ve anlayış gibi kavramlar ister istemez daha anlamlı hale geliyor.

“The Opposite of Hate: A Field Guide to Repairing Our Humanity” kitabının yazarı Sally Kohn, nefret kültürünün küçük yaşlarda başladığını ifade ediyor. Kohn’a göre; akran zorbalığı şeklinde tanımladığımız nefret türüne yoksul ve eşcinsel çocuklar daha fazla maruz kalıyor ve bu bir tesadüf değil. Bir başka ifadeyle yetişkinlerin kamusal düzen ve kültürlerinde ayrımcılığa maruz kalan insanlar, aynı zamanda okulda da büyük ihtimalle zorbalığa maruz kalmış çocuklar oluyor.

İlginizi çekebilir: Sosyal medyada nefret söylemi sorunsalı

Gündelik yaşantımızda pek çok şeye kolayca sinirlenebiliyor, fazla tepki verebiliyoruz.
Bilinçaltı ön yargısı

Sally Kohn, nefreti geniş bir çapta tanımlamayı tercih ediyor. Çünkü bu insanlık için büyük bir sorun ve bu sorunu sadece aşırı boyutlardaki haliyle değil, tamamıyla çözmemiz gerekiyor. Örneğin; sokakta yürüyüş yaparak ten rengi veya cinsiyetleri yüzünden bazı grupların haklarının elinden alınması için tezahüratlar yapmanın nefret olduğuna hepimiz katılıyoruz, değil mi? Peki ya o grubun sizden daha aşağı olduğunu düşünüyor ama söylemiyorsanız? Bu nefret mi? Peki ya o insanların sizden aşağı olduğuna inanıyor fakat buna inandığınızı bile bilmiyorsanız? Kohn bunun isminin bilinçaltı ön yargısı olduğunu ifade ediyor ve ona göre bu tür durumların hepsinin temelinde aynı şey var: nefret.

Nefreti tanımak

Nefreti tanımak, onu bırakmanın ön koşulu. Ancak pek çoğumuz, duyduğumuz şeyin nefret olduğunun farkında bile değiliz. Aksine, nefret ettiğimizin düşüncelerin ve insanların bizden nefret ettiğini söyleyerek haklı olduğumuzu düşünüyor ve savunuyoruz. Öte yandan hepimiz nefrete karşıyız ve hepimiz nefretin bir sorun olduğu kanısındayız. Fakat bunun diğerlerinin sorunu olduğunu düşünüyoruz. Nefret dolu olmayı hep başkalarına yakıştırıyoruz.

Kohn bu konuyla ilgili olarak şu sözleri sarf ediyor:

“Hepimiz nefret ediyoruz. Bunu tam belli olmayan genelleyici bir anlamda söylemiyorum. Gerçek anlamda hepimizi kastediyorum. Beni ve sizi… Kendimizi konumlandırdığımız o üstün mertebe, bu durumu besliyor. Nefret dolu olan onlar, biz değiliz diyoruz. Kendimizin doğuştan iyi olduğunu, onlarınsa olmadığını düşünüyoruz. Ancak nefretin en temelinde yatan şey tam olarak bu. Değişmesi gereken şey bu.”

Nefret kültüründen kurtulmak

Nefret kültürü, bir toplumu tümden etkileyen başlı başına büyük bir sorun. Bundan kurtulmak içinse en başta nefretimizin farkına varmalı, onu tanımalı ve içimizdeki tüm nefret dolu düşüncelerle yüzleşmeliyiz. Bu, elbette bir anda olabilecek bir şey değil. Aksine belki de bir ömürlük çabayı gerektiriyor. Ancak daha sevgi dolu ve huzurlu bir yaşamın bu çabaya değeceği açık.

Sally Kohn’dan nefret ve nefret kültürü ile ilgili daha fazla şey öğrenmek ve anlattığı ilginç hikayeleri dinlemek için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz:

 

İlginizi çekebilir: Sizden nefret eden insanları anlamanın yolları Sizden nefret eden insanları anlamanın yolları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.

Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları

Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale