X

İç seslerinizi tanıyın, yönetmeyi öğrenin ve değişimi başlatın

Değişim, hayatın ritminde vardır ve her canlı uyum sağlayarak güçlenir. Var olmanın bu temel özelliği insanın değişimini zorunlu kılsa da kişi, değişimin öncelikle kendi dışındaki süreçlerde ve kişilerde olmasını bekler. Bu insan psikolojisinin önemli özelliklerinden biridir. İnsan beyni değişimi fark ettiğinde, olumsuza odaklanma eğiliminden dolayı bu durumu tehdit olarak algılar. Mantığımız değişimi istese de beynimizin değişime olan bu tepkisini değiştirmek çok zordur. İlk başta beynimiz, çok yaratıcı bahanelerle değişime direnç gösterebilir. Değişim, konfor alanından çıkmamızı gerektirir. Konfor alanından çıkmak, bilinmeyen, riskli, çaba sarf etmemizi gerektiren, genellikle bizi korkutan bir durum oluşturur. Değişim düşüncesiyle birlikte, zaman zaman farklı iç sesler duymaya başlarız. Bu sesler bize dırdırcı bir iç ses veya sezgiler gelen mesajcı bir iç ses olarak gelebilir.

İç ses, evrensel bir kavramdır. Hepimizin bir iç sesi vardır. Hepimiz zihnimizin içerisinde bir koro ile yaşarız. İç sesi yok etmek, onu zihnimizden atmak mümkün değildir. İnsan beyni belirsizlikleri sevmez ve en ufak bir olumsuzluğu abartarak gerçeklik gibi sunabilir. Fakat dırdırcı iç sesimiz yeteneklerimizi yansıtmayacak şekilde gerçeği çarpıtır. Kendimize olan inancımızı ve güvenimizi zayıflatır. Bu da sürekli performansımızın altında performans göstermemize sebep olur. Dırdırcı iç ses olarak gelen sesin potansiyelimizi ortaya koyacağımız anlarda olumsuz tecrübelerden beslenerek enerjimizi düşürür ve bizi eylemsiz bırakırlar. Küçük bir gerçeklik parçacığını alıp, evirip çevirip bizim dönüşüm yolculuğumuzun önüne güçlü bir delil olarak koyma konusunda ustadırlar. Tamamen bir direnç ve duvar örme aracıdırlar. Bazen yüksek sesle konuşur, bazen de fısıldarlar. Negatif bir iç ses olarak yeteneklerimizi sorgulayan, her küçük hatada bizi yargılayan, başarımızı önemsiz gibi gösteren bir sestir. Kendimize verdiğimiz değeri, fikirlerimizi, hedeflerimizi, değerlerimizi sürekli yargılar ve kendimizle ilgili çelişkiler yaşamamıza sebep olurlar. ‘Bak yine beceremedin’, ‘çok daha iyisini yapabilirdin’, ‘zaten hiçbir şeyi beceremiyorsun’ ‘durman gerek’… gibi cümleler kurarak bizi durduran bir sestir. “Ya başarısız olursam?” cümlesi de bu korkutmaların temelindedir. Çünkü başarılı olup olamayacağınız sonucu kesin olarak öngörebileceğiniz bir şey değildir. Bu yüzden de önümüze, bir korku duvarı örerek aşılması zor bariyerlere dönüşürler.

Mesajcı iç ses ise, sezgilerle gelen bizi koruyan kollayan bir sestir. Mesajcı iç sesin ortaya çıkması, değişimden kaçınmak değil düşünülmeden alınan kararlara, aşırı motivasyon halinin bizi perdelemesine, fantezi seviyesindeki hayal kırıklıklarına, risk durumların yarattığı acılara, başarısızlıklara ve benzeri olumsuz duygulara karşı kalkan olmaktır. Çocukluktan itibaren yaşadığımız olumsuz tecrübeler ve yorumlarla veya farklı insanların yaşamlarındaki olumsuz olayların gözleminden varlık bulmuşlardır. Bizim iyiliğimiz için, bizi korkutan, hatta zaman zaman tehdit eden durumlarda, seçtiğimiz yolları bizim için güvenli kılmak için oradadır.

Bu mesajcı iç sesi ve dırdırcı iç sesi birbirinde ayırıp onları iyi tanımlayıp ve onlara ne zaman kulak verdiğinizin farkında olursanız yaşamsal döngünüzü daha verimli geçirebilirsiniz. Öz eleştiri formunda sezgilerle gelen iç ses, içinde gerçeklik unsuru barındırarak, performansımızı artırmak ve bizi ileriye taşımak için ayna görevi görerek bize destek olmaktadır. Bize bir başarı veya kesin olumlu sonuçlar vaat etmez.  Zaman zaman, başarısızlıklar, hayal kırıklıkları ve acılar, değişim, gelişim ve dönüşümümüz için gereklidir. Burada önemli olan başarısızlık veya hayal kırıklıkları ile ilgili algımızı öğrenmeye dönüştürebilmektir. Bu mesajcı iç ses olasılıklara karşı bakış açımızda yeni bir perspektifler sağlayacaktır. Bu perspektif farkındalıkla gelen, bir değişimden ve dönüşümden korkmamaktır.

Mesajcı iç sesi, yani sezgilerinizi ise kendinize bir kalkan, yaşamınızı yönetmek için güçlü bir araç ve süper güç olarak kullanın ve varlığı için ona teşekkür edin. Kendimizi durdurmayı durdurmak, farklı insanlarla kendimizi kıyaslayarak içimizde neşeyi ve şevki yok etmemek, korku ve başarısızlık senaryoları ile kendimizi baskılamamak ve doyum aldığımız bir yaşama sahip olmak için değişime direnç göstermemek ve eyleme geçmekten kaçınmamak işin ana noktası. Sezgilerimiz ile gelen iç sesimizle, kör noktaları görerek arzuladığınız değişimi gerçekleştirmek için kendinizi, tüm olumsuz seslerden özgür kılın.

Bu süreci daha iyi yönetmek için iç sesinizle biraz sohbet etmeniz gerekebilir. Bu iç sesler aynı anda ortaya çıktığında karşısına geçip ‘tamam söyle bakalım, ne diyorsun’ demek ve bu sesleri ayırt etmeye başlamak ve bilinçli seçim yapabilmek adına ilk adımdır. Yüzleştikten sonra, dırdırcı sesi duyduğunuzda, onu yok saymak ya da girdabına kapılmak yerine, ona ihtiyacınız olmadığını söyleyip, diğer iç diyaloglarınızdan ayırt ederseniz, savaşmak ya da susturmaya çalışmak yerine, varlığını kabul ederek, sadece gözlemci olarak gelip gitmesini seyredebilirseniz, zaman içinde sizi sabote eden bir ses halinden çıkıp, arada bir varlığını gösteren kısık bir sese dönüşecektir.

Bu iç seslerin ne zaman geldiğinin ve hangi ortamların ve kişilerin dırdırcı bu sesleri tetiklediğinin de farkında olmak önemlidir. Destek ağımızın, bizi gören, anlayan, motive eden, yapıcı geri bildirim ile kendi potansiyelimize ulaşmamızda bize destek olan kişilerden oluştuğuna dikkat etmemiz gerekir. Dünyanın en iyi psikiyatristi de olsa, en etkili ilaçları da kullansak veya en uzman psikoloğu, koçu da olsa kişi, toksik bir çevreye dönerek orada yaşamaya devam ediyorsa hiçbir şey fayda etmez. Yaşamımızda bulunacağımız çevreyi ve hayatımıza almak istediğimiz insanları seçmek en doğal hakkımızdır. Bununla birlikte, çıkartamayacağımız kişiler olduğunu söyleyebilirsiniz. Bu zorunlu durumlarda da bu kişilerin fikirlerine ve söylemlerine karşı bakış açımızı değiştirmek bu yönde atılacak bir diğer önemli adımdır.                                                                                                                                  

İç seslerimizi ayırt etmek, tanımak, anlamak ve onu yönetmek zaman ve emek ister. Bunu, her gün hiç bıkmadan usanmadan, elimizden gelenin en iyisini ortaya koyarak yapabiliriz. Biz var olduğumuz sürece, göstereceğimizi tüm çabanın sonucu olarak, içimizdeki tüm sesleri yönetmeye başlamak, kendimizi özgür kılmak ve hayallerimizi gerçekleştirmek için göstereceğimiz en anlamlı çaba olacaktır.

İlginizi çekebilir: ‘Minnet Akışı’ tekniği ile olumsuz düşünceleri uzaklaştırın

Pınar Ezici: Çukurova Üniversitesinde sosyal bilimler davranış alanında yönetim üzerine doktora yapmakta olan, Pınar Ezici, almış olduğu profesyonel koçluk eğitimi ile, koç ve mentor olarak bireylere, yöneticilere ve firmalara koçluk hizmeti veriyor. Bununla birlikte, eğitmen koç olarak, kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, yeni bakış açıları kazandıran bir vizyon ve perspektif gelişimi, değerlerine uygun yaşam kurmalarını ve yaşam amaçlarını bulmalarını sağlayan koçluk eğitimleri veriyor, Points of You yetkinliğinde koçluk ve kişisel gelişim atölyeleri düzenliyor ve gönüllü sosyal yardım projelerinde yer alıyor. Yönetim alanındaki eğitimi, uzmanlığı ve deneyimini birleştiren Pınar Ezici, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor ve kurum içi koçluk uygulamalarında görev alıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale