X

“Her şey seninle güzel” dediklerimize içten bir teşekkür

İltifat etmek, duyguları göstermek bizim toplumumuzda genelde hoş karşılanmayan bir davranıştır aslında… Çoğu zaman güçlü olmamız gerekir, çoğu zaman bir şeyi beğeniriz ama söyleyemeyebiliriz. Belki biraz utangaçlık, belki yetişme tarzımız, belki bu şekilde bir örnek görmemiş olduğumuz için… Hele bir de erkekseniz bir kere toplum yapımız vardır “erkekler ağlamaz” ile başlayan. Örneklerini babalarımızda çok sık görürüz, uzaktan severler, sevgilerini öyle kolayca gösteremezler… Onlar içlerinde belki derin sevgiler büyütürler, ağırlığınca da “erkek” gibi taşırlar ve öyle yaşarlar…

Peki bugün gelin sizinle beni çok etkileyen bir aşk yolculuğunu yeniden yaşayalım. Hani derler ya hepimizin hayatında ölürcesine sevdim, kendimi kaybettim, gerçekten derinden sevdim diye… İşte bu hikaye içimizde kalanlara, belki bugün yanımızda olabilir o kişiler belki çok uzaktadırlar ama yine de kalbimizdedirler değil mi? Biz her ne kadar göstermemek için güçlü dursak da bir yerde onlar saklı kalmışlardır. Sanki kapalı kutulara koyarak tüm sevgimizi bir yere kaldırıvermişiz gibi hissederiz. Açıldığında hani bakmaya bile gönlümüzün “dayanmayacağı” büyüklükte sevgilerimizi o güzelim can-ım kutularda saklamaktayızdır…

İşte hikayemiz de birbirini öylesine seven adeta ruh eşi diyebileceğimiz yoğunlukta bir sevgi ile kaderin akışında buluşmuş iki kişiyi içeriyor… Başlıktaki şarkıyı bu yazımın sonunda paylaşacağım fakat eğer şarkıyı biliyorsanız bugüne kadar son günlerde yine son derece rastlantısal olarak bana ulaşan fakat bugüne kadar duyduğum ve bir aşk için yazılmış en güzel sözleri içeren şarki diyebilirim… Sözler sevgili Çiğdem Talu’ya ait. Ve hale böyle olunca bu aşk macerası ünlü söz yazarı Çiğdem Talu ve besteci Melih Kibar’ı içerecek bir hikaye oluyor…

Evet, hikayeyi bilmeyenler için burada kısaca anlatmak istiyorum. Melih Kibar henüz Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nde öğrenciyken besteler yapıyor. Ve yolları hayatında zorluklar yaşamış, tanıştıkları dönemde 36 yaşında olan bir çocuk annesi sevgili Çiğdem Talu ile kesişiyor. Daha ilk karşılaşmalarında söz yazarı ve besteci ilişkisi ile çok sıcak bir bağ oluyor aralarında ve bu karşılaşma başka kimsenin anlayamayacağı bir üretkenlik sürecini de tetikliyor…

Daha sonra Çiğdem Talu’nun meme kanserinden vefatına kadar geçen sürede, yaklaşık sekiz yıl kadar geçen sürece neredeyse 200’e yakın beste ve sözü birlikte oluşturuyorlar. Ve her şarkıları ayrıca listelerin en üstünde yer alıyor. Tabi ki hikaye sadece burada bitmiyor, bu sürede birbirlerinden ayrı da kalıyorlar, fakat aralarındaki derin bağ hiç bozulmuyor ve yaş farkından kaynaklı olarak (Melih Kibar 12 yaş daha küçüktür) ve çevresel baskılar ile de aralarındaki kadın-erkek ilişkisini bir kenara koyarak çok yakın iki arkadaş olarak çalışmalarına devam ediyorlar.

Tabi ki bu süreç o kadar kolay olmuyor ve sonunda Çiğdem Talu geç teşhis aldığı meme kanseri ile hayata veda ediyor. Melih Kibar, yakın dönemde yapılan röportajında halen sevgili Çiğdem Talu ile yaşadıkları bu ilişkinin kendisi için eşi benzeri olmadığını, çok genç yaşta karşılaştığı bu kadına halen hayran olduğunu ve içlerindeki sevgiyi bir kutuya koyarak gerçekten rafa kaldırdıklarını paylaşıyor… İşte bu dönemde sevgili Çiğdem Talu’nun kaleminden dökülüyor “Her Şey Seninle Güzel” ve hatta hemen sonunda “yolda yürümek bile” diyor ve ne içtendir ki “olmayacak düşlerin peşinde koşmak bile”…

Hepimizin hayatımızda işte bir dönem mutlaka her şey seninle güzel dediklerimiz vardır, çok derinden sevdiklerimiz ve bugün belki anne veya baba olmuş olsak da, farklı bir ülkede yaşıyor olsak da, belki bambaşka kaderlere sürüklenmiş olsak da o gün çok sevdiklerimiz… Aynı Melih Kibar’ın sevgili Çiğdem Talu için ifade ettiği, enerjisini, yakınlığını ve varlığını bu denli yakından hissedebileceğimiz bir başka kişi ile hiç karşılaşmadığımız…

Bugün bu yazımda bu şarkıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Evet, bu sevgileri bir yerlere kaldırmış olabiliriz, üzerinden çokça zaman da geçmiş olabilir ve biz bugün bazı hikayelerimizin açılmasına bile izin vermiyor olabiliriz. Bu yazımı okuyorsanız bu hikayenizi yani her şey seninle güzel dediğiniz kişiyi çok sevmenizi ve çokça teşekkür etmenizi diliyorum. Hayatımızda ne şanslıyız ki bunu “yürekten” söyleyebileceğimiz bir kişi ile karşılaşabildik… Ve hatta ne şanslıyız ki bugün sevgili Melih Kibar ve Çiğdem Talu bu büyük duygu ile karşılaşmışlar, tüm şartlara, tüm “yaşayamadıklarına” karşılarına çıkan ayrılıklara, hayat koşullarına ve zamanın gerekliliklerine rağmen bu güzel duygularını bu muhteşem satırlar ve notalar ile bizlerle paylaşabilmişler…

Bugün eğer fırsatınız var ise, kalbiniz “her şey seninle güzel” diyebileceğiniz biri için gerçekten çarpıyor ise, ona hediye edin, bir sevgi, bir şarkı, bir tutam şiir ve belki de bu yazımı. Ve kalbinizi bir şekilde kapattıysanız, “hatırlamak istemem, duymaya dayanamam” diyorsanız, içinizi aralamanızı ve o güzel sevmek halinize cesaretle bakmanızı diliyorum. Bugün yanınızda olmayabilir fakat siz çok şanslısınız, çünkü kalpten sevme yeteneğiniz içinizde ve hayat size “her şey seninle güzel” diyebileceğiniz bir insanı tanıma fırsatını verdi…

Sevmek, ve gerçekten kalpten sevebilmek yeteneği, hayatta bizlere bahşedilmiş en kutsal hediyedir. Bu yüzden her ne olursa olsun, sevmeye ve sevebildiklerinize teşekkür etmeye devam edin…

Sevgili Çiğdem Talu’nun yazdığı gibi paylaştığımız tek bir gün için ‘’yeter bana’’ diyebileceklerimize geliyor; sevgili Çiğdem Talu sözleri ve Melih Kibar bestesi; Her Şey Seninle Güzel…

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale