X

Hayatımızdaki kışları nasıl yaza dönüştürürüz: İlham veren 6 öneri

Hayat bu işte. Hepimiz zaman zaman zorlu süreçlerden geçiyoruz. Peki hayatımızdaki kışları nasıl fırsata çevirebiliriz? Evet, nasıl ki hayatın dört mevsimi var, bizim de hayatımızda kışlar ve yazlar var. Bazen yazı yaşıyoruz ve içimiz ısınıyor. Enerjiyle doluyoruz. Kahkahalar atıyoruz. Bazen de kışın soğuğu acıtıyor bedeni. Donduruyor. Hareketsiz bırakıyor.

Sonuçta her zaman hayatımız sevgi dolu, neşeli, huzurlu gitmeyebiliyor. Tabii ki zaman zaman hepimiz hastalanabiliyoruz, endişelenebiliyoruz, maddi anlamda sıkıntılar yaşayabiliyoruz, öfkeli durumlarla karşılaşabiliyoruz, sevdiğimiz birini kaybedebiliyoruz ya da hayatımızdan çıkabiliyor.

Böyle bir durumda yapılması gereken en önemli şeyler nedir peki?

1. Anla uyum içinde olmak.

İlk başta bir şoka giriyoruz. Yani mesela tıpkı bu virüsün geldiği gibi bir şok yaşadık. Çünkü Nisan ayı için hepimizin planları, programları, yapmak istediği şeyleri, hedefleri vardı ve bir anda her şey durdu. Ya ertelendi, ya iptal oldu ya da başka bir şeye dönüştü. Fakat uyum içinde olan insanlar bu durumun geçeceğini bilip ve var olan koşullar ile ne yapabileceklerine odaklandı. Yani sizin de böyle bir durumla karşılaştığınızda, yani hayatınıza bir kış geldiğinde, ilk önce evet, acıyı, öfkeyi, her neyse o şoku yaşayıp, sonrasında bir silkelenip “Evet, var olan koşullarımla ne yapabilirim? Bu durumun bana faydaları neler? Ya da neler olabilir?” diye sormanız gerekiyor. Bu kış geçecek. Tabii ki bahar gelecek, yaz gelecek. Bunun üzerine bir uyum sürecine girmemiz gerekiyor. Beni kendime getiren laf “Silkelen” olmuştu. Evet, siz de silkelenin ve var olan koşullarınızla ne yapabilirsiniz, buna bakın.

2. Umut ve güzel düşünme.

Umut ve güzel düşünme hayatınızda her zaman çok önemli bir yere sahip. Güzel düşünüyor olmak, güzel olumlamalar yapmak çok çok önemli. Hele ki hayatta bu kadar kaos, endişe varken ve bu kadar kötü senaryolar yazılıyorken, birazcık güzel düşünmek çok önemli. Tabii ki bu sorumluluk almamak demek değil. Ama yapıcı düşünmek, eyleme geçmek, sorumluluk almak bu süreçte çok önemli.

3. Olanı kabul etmek ve teslim olmak.

Yani şimdi bizler insanlık olarak maalesef sevgi dolu, güzel, bize iyi gelen şeyleri içimize alıp, hoşlanmadığımız bir durumla karşılaştığımızda bunu itme yoluna gidiyoruz. Bu yüzden de kabul edemiyoruz. Bir duygudan özgürleşmek için ilk önce onu kabul etmek, size olan faydasını ya da zararını görmek ve buna uygun planlama yapıp bir şekilde ilerlemek gerekiyor. Yani durmak bazı zamanlarda işe yarıyor olsa da, biraz durup eyleme geçmek her zaman bize katkı sağlayan bir şey. Çünkü hayatta, evrende her şey hareket halinde. Yani güneş her gün yeniden doğuyor, bedenimizdeki organlar her an çalışıyor, kalbimiz her an atıyor. Her an nefes alıp veriyoruz. O yüzden de durmak belli bir zaman diliminde işe yarasa da bir çözüm değil. Durumu kabul edip buna uygun davranmak çok önemli. Tekrar söylüyorum bir duygudan, bir düşünceden özgürleşmek için ilk önce onu kabul etmek ve bize ne göstermeye çalıştığına bakmak gerekiyor.

4. Tutunmamak.

Bir kere bizler duygularımız değiliz. Bizler düşüncelerimiz değiliz. Yani bir duygu geldiğinde, evet, gelmesine ve gitmesine izin vermemiz gerekiyor. Bir duyguyla özdeşleşmememiz gerekiyor. Evet, öfkelendik, tamam, buraya bak. Burada seni öfkelendiren şey ne? Evet, buraya bak ve sonrasında onun gitmesine izin ver. Yani bir duyguyu ilk önce kabul et, sana ne gösterdiğine bak ve sonra lütfen onu özgür bırak. Çünkü tutunmamak bir nevi özgürleşmektir. Eğer her daim öfke dolu olmak istiyorsanız, tutunun. Ama sevgi dolu bir alan açmak, yaratmak istiyorsanız, o zaman sizi öfkelendiren şeylere bakın, oraya ışık tutun, sonra da içinden geçin.

5. “Ne yapabilirim?” soruna odaklanın.

Var olan süreçte ne yapabilirim? Mesela bizim işimiz biraz daha temas. Nefesi aldırmak veya nefesi yönlendirmek, dokunmak, şifalandırmak, fakat bu süreçte mesela biz ne yaptık? Çalışmalarımızı online platforma taşıma yoluna gittik. Belki tekrar eski günlerimize döneceğiz. Fakat bu süreç eğer online çalışma gerektiriyorsa, online üzerinden çalışmalara yoğunlaşmak gerekiyor. Ya da işiniz her neyse biraz daha online’a taşımak, belki reklam vermek veya web sitesini yenilemek gerekiyordur. Yani dijital ortamda biraz daha güçlenmek gerekiyor. Şu anda yapılacak şey bu.

6. Hayatı bütün olarak görmek.

Hayatta her zaman her ne oluyorsa olsun, eğer olumsuz bir durumla, bir deneyimle karşılaşıyorsanız, bunun size mutlaka faydaları var. Eğer çok güzel bir şey oluyorsa, mutlaka bedelleri de var. Hayata bir bütün olarak, bir denge olarak bakmak çok önemli. Yani tekrar söylüyorum, her zaman sevgi dolu, neşeli ve huzurlu olmak mümkün değil. İnsani değerlerimiz var. O yüzden de dediğim gibi her duygunun, her düşüncenin, her deneyimin mutlaka bize getirdiği faydaları ve bedelleri var. Hayatı bütün olarak görmek gerçekten çok çok önemli. En önemlisi de hedefler çıkarmak. Ve hayattaki her şeyin bir nedeni olduğunu, hayatta her şeyin, her olayın, her kişinin, her durumun bize bir getirisinin olduğunu bilmek çok kutsal. Her zorluk özümüze dönmemiz, potansiyelimizi görmemiz için bir araç.

Sevgi. Sevgi her şeyin ilacıdır. “Nefretin açtığı yaralar nefretle tedavi edilemez. Ruhta açılan yaraları tedavi edebilecek tek güç sevgidir ve bu, yaşadığımız evrenin en temel kuralıdır.’’

Sevgiyle, nefesle kalın…

İlginizi çekebilir: Alma-verme dengesini kurabilmeniz için 6 ipucu

Tuba Kaytaş: Türkiye’nin ilk nefes koçlarından olan Tuba Kaytaş, Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. İlk nefes eğitimini 2005 yılında Judith Kravitz’ten aldı. Nefesin hayatına ve kendisine yaptığı muazzam değişikliği fark edince deneyimlediği tüm güzellikleri insanlarla paylaşabilmek için yoluna nefes eğitmeni olarak devam etmeye karar verdi. 2009 yılında Ommira Kişisel Gelişim Merkezi’ni kurdu. Bu süreçte yaptığı çalışmaları ve deneyimlediklerini Özgür Kocaeli Gazetesi’nde kişisel gelişim konularında yazılar yazarak paylaştı. Yıllardır içinde bulunduğu nefes seminerlerinin ardından bilgi ve tecrübelerini 2012 yılında yayımlanan ilk kitabı Nefes’le Mucizelere Giden Yol adlı kitabında topladı. Araştırmacı ve yenilikçi bakış açısıyla, nefesle ilgili her konuyla ilgilenerek yoluna devam eden Kaytaş, Nefesimizin düşüncelerimizi etkilediğini fark edince kendi yöntemini geliştirip nefesi duygularla bütünledi. 8 yıllık çalışmaları ve eğitimleri sonucu geliştirdiği Nefs-i Terapi yöntemini aynı isimli kitapla paylaşmaya karar verdi. 3. Kitabı olan Bedenin Şifresi ile okuyucularına bedeni tanımanın ve şifanın yollarını sundu. 4. Kitabı olan 1 ile ilişkilere farklı bakış açısıyla bakabilmeye rehber oldu. Türkiye’nin İlk Transformal Nefes Koçları’ndan olup, daha sonra kendi sistemini kuran Kaytaş, nefesin en doğal halini Bütünsel Nefes’te birleştirdi. Şu anda Nefes Kampları düzenliyor, sorgulanabilir sertifikalı olan Profesyonel Nefes Uygulayıcılık Eğitimleri veriyor ve kendi sitesi olan www.nefesatolyesi.com da yazı yazmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale