X

Hayata daha çok katkı sağlayabilmek için: Sözde değil, özde samimiyet

Yolu yogadan ve meditasyondan geçenlerin sıklıkla aşina olduğu bir davet. Ama yolu buralardan geçen geçmeyen herkes için bir davet; arkadaşça, yargısız, açık, alıcı, çocuksu merak.

Artık hepimizin gerçeği ister yıldızlar, ister yorgun dünyanın yaşı, ister pandemi ile açıklıyor olalım, içinde bulunduğumuz yılın son günlerinde, yeni yılın arifesinde ortak yolculuğumuz olan yeni bir yaşam biçimi oluşturmak. Bu yolculukta en çok hasretini duyup ihtiyacımız olan yakınlık kurmak, bağ kurmak ve samimiyet.

Öncesinde doğası gereği kırılmaya müsait kalbimizle en az bir kez şöyle şeyler söylemiş olabiliriz; “Dostluğa/ aşka inanmıyorum, gerçek dostluk/aşk diye bir şey yok.

Bu büyük cümleleri kurduran kırgınlıkların neticesi, mesafeli samimiyetler. Hepimiz için cevapları merakımı cezbeden bazı sorularım var izninizle. Peki sınırları belirleyen kim? Biz miyiz, karşı taraf mı? Yoksa el ele verebildiğimiz tek konu samimiyetimizin arasına birlikte mesafe duvarları örmek mi? Oysa ki hakiki bir samimiyet için kalkanları indirmek gerekir. Peki yumuşak ve savunmasız karın ortaya çıkınca kalbi açınca neler olacak? “O zaman yarım da olsa kalkanlar havada kalsın” diyen bir iç ses yükseldi mi içinizden bu soruyu duyunca?

İşte orada bir duralım hep beraber! Çünkü hayatta yalnızlık da var, belki daha çok. Bir ses, bir nefes olmadan olmuyor. Bir eş, bir sevgili, bir dost, bir patili gerekiyor hayatı paylaşmak için. Samimiyet hakikatleri ortaya koymayı gerektiriyor. Karşı taraf da kalkanlarını indirdiğinde, yara aldığı yerleri görünür olduğunda, ona karşı tutumumuz değişecek mi? Belki, bunu da bilmiyoruz. Yakın ilişkiler kurmak istediğimiz kişileri tanımak, derinlerine inmek isterken, acaba gerçek manada kendimizi, olası tutumlarımızı tanıyor muyuz? Kendi kendimizle kurabildiğimiz bir şey mi samimiyet? Gelin buradan başlayalım.

Korkularımız var, utançlarımız, komplekslerimiz, eksik ve yanlış hissettiklerimiz, etik olmayan tavırlarımız var ya da hiç yapmadığımız, ama sadece aklımızdan geçirmenin kendimize mesafe koymaya yettiği karanlık yanlarımız var belki. Değil bunları başka insanlara göstermek, kendimize bile göstermek istemediğimiz ne çok şey var olabilir.

Tüm bu tanımlamaların ve duyumsal sonuçların kararı kime ait peki? Kendi samimi, kalpten gelen seçimlerimizin sonucu mu, yoksa başkalarından mahalle baskısı, aile ortamı, öğretmenler, arkadaşlar vb.’lerinden satın aldığımız sözde değerler neticesinde üzerimize yapışan etiketler mi?

Yoganın daveti arkadaşça bir tutum; arkadaşlarımızdan gerçek manada görmek istediğimiz türden, sevdiğimiz birinin omzuna güven vermek üzere koyduğumuz elin ağırlığında bir tavır. Kime karşı mı? Tabii ki kendimize.

Bir Kızılderili atasözü “Benim hayatımı yargılamadan önce benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan geç. Benim takıldığım taşlara takıl, yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git benim gittiğim gibi, ancak o zaman beni yargılayabilirsin” diyor.

Kendi kendimizi başka ayakkabılarla, başkalarının yürüdüğü yollardan satın aldıklarımızın gölgesinde, gerçek manada ne kadar tanıdığımız şüpheliyken, yeri geldiğinde ancak bazı büyük deneyimleri yaşadığımızda verdiğimiz tepkilere kendimiz bile şaşırıp, o uç noktalarda sınırlarımızı ve kendimizi keşfedebiliyorken, birtakım konfeksiyon düşünceler üzerinden üzerimize yapışan etiketlerle kendimizi yargılamayı bırakmak ileriye doğru atılmış bir adım değildir de nedir?

Kendi kendimizle bile olsa bu tarz bir yakınlaşma korkutucu olabilir. Silinen etiketlerle birlikte sözde değer yargıları da akıp gideceğinden olduğu haliyle hayata karşı olduğumuz halimizle açık ve alıcı olma aşamasına gelmişizdir çünkü. Kapıları açık bir kalbin davetidir samimiyet. Ve ancak o kalbin bazı sözde değerlerle! bastırılmış arzuların yarattığı bireysel acıdan ve dış dünyaya dönük yargılardan arınmış olması halinde mümkün olabilir. Hani hepimizin şüphe duymadan kabul edip “Keşke onlar gibi olabilsek” dediğimiz türden bir çocuk masumiyeti ile.

Tüm bedende taşıdığımız bu yüklerin maalesef görünür ipleri yok. Bir makas atıp olduğumuz yere pat diye bırakıp devam edemiyoruz. Üstelik bilinçaltımızın derinliklerinde belki de, hatta çok büyük ihtimalle sandığımızdan çok daha fazla yük taşıyoruz. Hem doğunun hem batının, doğunun batıdan çok daha önce artık hepimizin bildiği keşfi şudur ki bilinçaltı yükleri azaldıkça mevcut alanda bilince o kadar yer açılır. Bilince bolca yerin açıldığı, açılabildiği yer meditasyon zihnidir. Binlerce yılın kadim uygulaması meditasyona bunca davetin sebebi budur.

İşte o zaman önce kendimizle, sonra çevremizle gerçek, yargıların korkusu ve endişesi ile sonucunda olabilecekler kriterlerine göre olmayan içimizden geldiği türden, cesur denebilecek bir dürüstlükle samimiyet kurabiliriz. Sözde değil, özde inşa edebildiğimiz samimiyet alanı kadar özgür, kendimizi açabildiğimiz kadar sevgi almaya-vermeye açık ve hayata katkıyız. Savunma pozisyonunda, zırhlar ve kalkanlarla kalmak da (aslında korkarak yaşamak), daha çok bilince, arkadaşça bir tavra ve samimiyete açılıp sevgi, neşe, sevdiklerimiz ve sevenlerimizle donanmak da birer seçim.

2021 yılının hepimiz için seçimlerimizin, bilince açıklık, yaşamlarımıza sevgi ve neşe, hayata katkı getirdiği, sağlıklı bir yıl olması dileklerimle. Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Ne yaparsak kendimize yapıyoruz: Yılgınlıktan uzak seçimler yapmak mümkün

Birce Sinem Tezer: Merhaba, ben Birce. Yoga ile lise yıllarımda tanıştım. 200 saatlik temel eğitimimi 2014 yılında aldım. İçlerinde Godfrey Devereux gibi pek çok kıymetli eğitmenlerin olduğu farklı yoga stillerine ve meditasyon pratiğine dair 500 saate ulaşan derinleşme yolculuğum halen devam ediyor. Yoga & meditasyon derslerim ve bireysel pratiklerimde yoga pozlarında verilen tepkilerin günlük yaşamdakinin aynısı olduğu, aynı yollar his ve düşüncelerden geçildiği felsefesini benimsiyorum. Mat pratiğinin günlük yaşama yansımalarını araştırmak öncelikli davetim. bircesin@gmail.com mail adresi ve @birceileyoga instagram hesabı ile sorunuz veya paylaşımınız varsa bana ulaşabilirsiniz..

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale