X

Hayat nedir: Satın alamayacağımız zenginliklerle dolu bir yolculuktur

“Cebi zengin fakat ruhu fakir olan insanın hali çok rezil! Çünkü o, her şeyin fiyatını bilir, değerini değil!”
Mevlana Celaleddin Rumi

Yakınmaktayız, güne somurtarak başlamaktayız. Şikayet etmekteyiz, hep olmayanlardan veya olmasını beklediklerimizden bahsetmekteyiz. Ben bugün bu yazımda, sizlerle birlikte bir dönüp bakalım istiyorum; hayatımız bu kadar karanlık mıdır? Gerçekten her şey bir yana o çok isteyip de alamadığımız yeni çanta yüzünden, bir türlü fırsat bulup da edinemediğimiz yeni bir araba yüzünden midir bunca mutsuzluk?

Onlar olduğunda mı gerçekten elde edebilmiş olacağız? Bir tek bu durumlar gerçek olduğunda mı hayatımız yaşamaya değer olacak? Gerçekten bu dünyaya yeni bir çantayı düşünmek veya düşlemek için mi geldik? Gerçekten bugün bu oluşumuzla bu evrende bir “ben” olmamızın sebebi bu kadar basit olabilir mi?

Son dönemde etrafımda sıkça gözlemlediğim bir konuyu değerlendirmek istiyorum sizlerle birlikte. “Sahip olmak” veya sahip olamamak… Ama öyle bildiğimiz gibi değil, bir çanta ve sonra bir çantaya daha… Bir bot ve sonra yeni bir topuklu ayakkabı ve bir tane daha… Bir gömlek ve tabii ki yetmeyecek, sonra bir tane daha ve bir tane daha… Ve yeni bir koltuk takımı ve sonra yeni bir beyaz eşya ve sonra tabii ki bu kadarı yeterli olmayacak, yeni bir ev ihtiyacı daha…

Peki bir soralım bakalım: Bugün bizler gerçekten mutlu değilsek, bu bir tane ve bir tane daha satın aldıklarımızla o yerine koyamadığımız mutluluğu bulabilecek miyiz? Bir tane daha alıp da dolabımızın en derin noktasına attığımız veya üzerine çay kahve dökülünceye kadar canımız gibi koruyup kolladığımız o pahalı mı pahalı çantamız (!) mı bizi mutlu edecek? Bir sihirli değnek başımıza değdiğinde ve biz o tüm yarına bıraktığımız düşlere, bugün olmayanlara eriştiğimizde mutluluk daha mı fazla olacak?

Ben hemen birkaç örnekle bu sorulara cevap vermeye çalışayım. Geçmişimde bir dönem bir ilişki içerisindeydim. Arabalar, evler ve her ne istersem alabildiğim rahatça giyebildiğim, gezip harcayabildiğim ve hayatımda bu ihtiyaçlara dair hiçbir sıkıntımın olmadığı bir dönemdi… Ne kadar kolay değil mi? Ne kadar şanslıyım ve ne kadar da çok mutluyumdur, çünkü bir çanta ve ertesinde bir çanta daha alabilecek gücüm var ne de olsa… Sabah ayrı, akşam ayrı bir araç kullanacak lüksüm de var. Sonra oturmak istediğimde nerede istersem oturabilecek gücüm de var.

Ama işte tüm bu muhteşem var olanlar kalbime bir damla olsun mutluluk koymaya yetmemişti… Öyle huzursuz bir hayat yaşamaktaydım ki gözüm ne evleri, ne arabaları, ne de harcayabileceğim kocaman banka hesaplarını görüyordu. Bir evin içerisinde her dakika alev alav yanmaktaydım. Acıdan, huzursuzluktan, kavgalardan, gerilimden ne yemek yiyebiliyordum, ne de hayattan zevk alabiliyordum. Tam anlamıyla sıfırı tüketmiştim, sağlığım bozulmuştu, artık üzüntüden normal düşünemez hale gelmiştim.

İşte hayatımızda ne yazık ki o “çok ama çok” değer verdiğimiz dış etkenler aslında bugün kendimizce, sadece yine kendimiz tarafından içimizde bulmamız gereken huzuru, mutluluğu ve hayata dair tatminimizi bize veremeyeceklerdir.

Bu hikayemin sonunda o zamanki bütçemi zorlayarak tek başıma yoluma devam etme kararı almıştım. Ve o sadece bir koltuk, bir yatak olan evimde -evet, eşyam yoktu, evet, koca koca salon takımlarım yoktu, evet, belki azla yetiniyordum, evet, belki eski durumuma göre rahatım değişmişti- sonsuz bir huzur içerisindeydim…

Saatlerce sakince oturarak, sakince kitap okuyarak, sakince müzik dinleyerek ve kendi kendime kalarak çok ama çok mutlu olabiliyordum. Bunun için eskiden olduğu üzere yeni bir ayakkabıya, üzüntülerimi bastırmak için odaklandığım yeni bir çantaya veya sırf mutsuzluğumu örtmek için sahip olmaya çalıştığım bir yeni çantaya daha ihtiyacım yoktu… Ben sadece olduğum gibi, elimdekilerle ve düşlediklerimle çok ama çok mutluydum!

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız, hayatınızda sizi gerçekten ama gerçekten (!) neyin mutlu ettiğine daha yakından bakmanızı dilerim… Eşinizle bir bilezik yüzünden kavga mı ettiniz? Bir mont yüzünden, bir ayakkabı yüzünden birbirinize mi girdiniz? Bugün alamadıklarınız için birbirinizi mi suçladınız? Bugün elinizde olmayanlar için pişmanlık mı duydunuz?

Gelin yeniden bakalım, var olanlar sadece akıştır, enerjidir, geçicidir. Kayıp olan her şey yeni bir tezahürle yolumuza çıkmak üzere tasarlanmıştır. Yani hayatta bizimle olan her şey güzeldir.

Aslında kayıp yoktur; yeter ki bize “almak” zorunda olmadığımız şekilde bahşedilmiş olan zenginlikleri, yani kalbimizi, yani ruhumuzu, yani cesaretimizi, yani gönül zenginliğimizi, yani teşekkür etmeyi bilelim…

İlginizi çekebilir: Yaşamı iliklerinizde hissetmek için: Risk alın

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale