X

Hayat boyu yanınızda olan “düşünce fabrikanız” ne üretiyor?

Düşüncelerimiz, elle tutamadıklarımız, gözle göremediklerimiz… Sonra kenara çekilip “Ben tam da bunu düşünüyordum benim başıma geldi” dediklerimiz… Bugün her an her dakika tek tek ürettiklerimiz… Kendimiz için başkaları için iyi veya kötü; fakat yine de her an yeniden ve yeniden yaratmaya, üretmeye, fiziksel olanın ötesinde tekrarlamaya devam ettiklerimiz…

Bu hafta okuma fırsatı bulduğum, çok özel bir kitaptan bir bölümü birazdan sizlerle paylaşacağım. Aslında bu yazı, düşüncelerimiz, düşüncelerimizin hayatımızı, kendi kendimize yapabilmek ve yapamamak sınırlarımızı nasıl belirlediğimizden çok daha incelikli bir yazı olacak. Sizlerle birlikte, kendi özelimde günlük hayatımda çokça çalışmış olmama rağmen halen birçok eksiğimi bana gösteren bu kitapta gördüğüm ve beni oldukça etkileyen bir kavram olan “düşünce fabrikası”nı sizlerle yorumlayalım istiyorum bugün…

Evet, hepimiz tıkır tıkır işleyen birer düşünce fabrikasıyız. Peki makinelerimiz bu muhteşem fabrikalarımızda sadece “bize” has olan neler üretiyor? Örneğin endişe… Son ürün olarak endişe çıkarıyoruz değil mi? Endişelerimiz türlü türlü: Bu borçların altından nasıl kalkacağım endişesi, bugün ne yemek pişireceğim endişesi, beni seçecekler mi endişesi, ya beni sevmezse ya evlensek bile mutlu olamazsak endişesi, bu yarışı geçebilecek miyim endişesi, bu ülkede gerçekten huzurla yaşayabilecek miyim endişesi, ya onu kaybedersem endişesi… İşte o kadar çeşitli ürünlerimiz var ki saymakla bitmeyen, çeşit çeşit. Evet, zihnimiz kadar büyük bir fabrika, üretim bandında hepsini ama hepsini üretme kapasitesine sahip…

Şimdi asıl sorumuz hepimiz için geliyor: Biz bu üretim bandında bu sevgili düşünce fabrikamızda hangi endişe kalıplarını üretiyoruz, hangi ürünlerin çıkmasına ve hayatımızda o muhteşem yollarımıza adeta kocaman taşlar gibi düşmelerine, yollarımızı kapatan engeller olmalarına izin veriyoruz? Ya aynı üretim bandını kapatmak mümkünse? Ya o üretim bandında “cesaret” üretmeyi seçersek.

Bu sefer son ürünümüz cesaret olsun. Ben bu işi alabilirim cesareti, ben bu gösteriyi çıkartabilirim cesareti, ben bu sınavı geçebilirim cesareti, ben bu üniversiteye girebilirim cesareti, ben bu evlilik teklifini yaparım cesareti, ben bu mesafeyi koşabilirim cesareti, ben her ne zorluk olursa olsun bu adamla bu kadınla bir olur hayatı yaşarım cesareti, ben bu haritadaki en “uzak” gözüken ülkeye “tek başıma da olsa” hatta “kadın başıma da” olsa giderim cesareti… Peki, şimdi hep birlikte soralım kendimize: O güzelim üretim bandımızı cesaret için mi kullanmalıyız endişe için mi? Hayatımıza yansıyanın endişe olmasını mı tercih ederiz yoksa cesaret mi?  

Bakın sevgili David Schwartz güzel eseri Büyük Düşünmenin Büyüsü isimli eseri ile bunu nasıl açıklıyor:

“…Zihniniz bir düşünce fabrikasıdır. Bu, bir günde sayısız düşünce üreten, yoğun çalışan, meşgul bir fabrikadır.

Düşünce fabrikanızdaki üretimden iki ustabaşı sorumludur. Bunlardan birine Bay Zafer, diğerine Bay Yenilgi diyeceğiz. Bay Zafer pozitif düşünceler üretmekle sorumludur. O, ne yapabileceğinizin, neden nitelikli/vasıflı olduğunuzun, niçin yapacağınızın sebeplerini üretmede uzmanlaşmıştır.

Diğer ustabaşı, Bay Yenilgi, negatif, olumsuz, eleştiren, küçümseyen düşünceler üretir. O, neden yapamayacağınızın, neden zayıf/yetersiz/eksik olduğunuzun sebeplerini geliştirmede uzmanınızdır. Onun uzmanlık alanı, “neden-başarısız-olacaksınız” düşünce zinciridir.

Hem Bay Zafer hem Bay Yenilgi son derece itaatkardır. Onlar en ufak zihinsel istekleri yerine getirmeye hazır beklerler. Derhal dikkat kesilir ve hemen karşılık verirler. Bütün yapmanız gereken, her iki ustabaşına sinyali vermenizdir. Eğer sinyal pozitifse, Bay Zafer öne çıkar ve işe koyulur. Aynı şekilde, negatif bir sinyal Bay Yenilgiyi öne çıkarır.

Bu iki ustabaşının sizin için nasıl çalıştıklarını görmek amacıyla, şu örneği deneyin. Kendinize, ‘Bugün berbat bir gün,’ deyin. Bu, Bay Yenilgiyi eyleme çağıran sinyali verir ve o, sizin haklı olduğunuzu kanıtlamak için bazı bulgular üretir. Size havanın çok sıcak ya da çok soğuk olduğunu, işlerin bugün kötü gideceğini, satışların düşeceğini, insanların gergin olacağını, sizin hastalanabileceğinizi, eşinizin huysuz bir ruh hali içinde olacağını öne sürer. Bay Yenilgi, son derece etkilidir. Yalnızca birkaç saniye içinde sizi ikna eder. Bugün kötü bir gündür.

…Burada yapılacak tek akıllıca şey Bay Yenilgiyi kovmaktır. Ona ihtiyacınız yok. Size yapamayacağınızı, uygun olmadığınızı, başarısız olacağınızı ve buna benzer şeyleri söyleyen bir ustabaşını istemezsiniz. Bay Yenilgi gitmek istediğiniz yere ulaşmanıza yardımcı olmayacaktır, o yüzden onu saf dışı bırakmak için işine son verin, zihninizden çıkarıp atın, dönmeyecek şekilde kovun.”

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız muhteşem düşünce fabrikanızla baş başa kalmanızı dilerim. Sizin hayatınıza kabul ettiğiniz son ürünleriniz nelerdir, hangi ustabaşı üretimde söze sahip, Bay Zafer’le mi hareket ediyorsunuz veya sizin için her daim aktif olan Bay Yenilgi mi? Bu değişebilir mi?

Ürettiğiniz her şey için, kaynağın, üreticisinin ve sonunda ortaya çıkan ürünü kabul edenin de “siz” olduğunuzu bilerek, hayata neyi katacağınıza bu “bilinç” ile karar vermenizi dilerim…

 

İlginizi çekebilir: Hayatta dikkat verdikleriniz sizi bulacak olanlardır

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale