X

Hayat belki de koptuğun yerden bağlandığında başlar

Bugün değişen toplum düzeni, sosyal medya ve teknoloji gelişimi, dünyanın her yerine sosyal ve fiziksel ulaşımın kolaylaşması ve kültürel etkileşimin artmasıyla birlikte artık pek çoğumuzun çok daha fazla insan hayatıyla ilgili bilgisi ve etkileşimi var. Ancak her coğrafyadaki hayat, kültür ve insan etkileşimi birbiriyle aynı değil. Sizlere bu yazıyı şu anda Endonezya Bali’den yazıyorum.

Uzun zamandır, hayatımda uzun süreli bir yurt dışı macerasına çıkmak istiyordum. Bunun son 2 seneye kadar hiç Bali olacağını düşünmezdim ama son 2 senedir Bali bir süreliğine de olsa deneyimlemek istediğim bir yerdi. Uzakdoğu da aynı şekilde. Çok eskiden beri 1 sene izole bir tapınakta yaşamak isterdim. Daha bu kısma gelmedik ama bakalım şu an için buradan başladık ve macera bizi nereye götürecek.

Şu an için ne kadar süreceğini nerede devam edeceğini ben de bilmiyorum ilerleyen zamanlarda hep beraber göreceğiz. Bir süreliğine kendimi akışa bıraktım. İstanbul’da ev eşyalarımı, bir de kuzenimle ortak aldığımız motorumu satarak bu yolculuğa uzun süreli çıkmayı planladığımı da belirtmek isterim. Bunları size niye belirtiyorum, çünkü aslında yaptığım şey bir bağı kesmek ve yeni bir bağ oluşturmak, hayat, insan olmak ve yolculuk aslında bütün olarak bununla ilgili.

Geçen seneye kadar bu ev eşyalarımın hiçbirinin ve bu ortak motorumuzun da olmadığını belirteyim. Bir sene önce sadece bunları almak için bile bayağı bir uğraşmıştım ve stresliydim. Her şeye rağmen çok keyifli bir yıldı benim için güzel bir tecrübeydi, bırakırken onlarla kurduğum ev hissi, güven, başarma hissi ve tabii bırakmayla birlikte gelen ya başaramazsam korkusu ve aman ya bunlar giderse ne olacak korkusu sürekli olarak vardı. Ancak şu an Bali’de bu konuyla ilgili ne kadar doğru bir karar aldığımın farkındayım.

Burada hayat çok yavaş, yerel halk çok az ücretle ve bayağı zor koşullarda yaşamaya devam ediyor, ancak tek bir şeyi kaybetmiyorlar; hayatla bağ kurmayı ve insanlarla etkileşimi. Hepsi güler yüzlü ve size karşı tatlı bir iletişim içindeler. Daha sonra burayı anlattığım bir yazıda tabii ki size olumlu ve olumsuz tüm yanlarından da bahsederim. Konumuza dönecek olursak bugün toksik kişisel gelişim ve psikoloji, sosyal medyanın da uyarıcı etkisiyle bizi hep daha iyisi olmaya itiyor, en önemli kişi sensin, sen her şeye en iyilerine layıksın, çok çalışırsan her şeyi başarabilirsin gibi pek çok kıyaslama, yarış ve bağ kurmaktan uzak, insan olmaktan uzak, daha robotik ve duygusuz olmaya iten bir pazarlama içerisinde tutuyor. Ne yazık ki insanda adaptasyon yeteneği sayesinde çevresel pazarlama unsurlarına ve bu tarz kültürel ve sosyolojik etkileşimlere maruz kaldıkça olumsuz da olsa uyumlanabilen bir yapıya sahip, bilinçli veya bilinçsiz olarak.

Bu durum da beraberinde daha yüzeysel bağlar kurmamıza, bağ kurmamamıza ya da bizden beklenen sistemin pazarlama unsurları ile gereğinden fazla bağ kurmamıza hatta bağımlılık veya gereksiz alışkanlıklar haline getirmemize neden olabiliyor. Oysa bağ kurmak yalnızca alışkanlıklara ya da düzene değil; insanlara, yaşanmış anlara, sade duygulara ve hayata temas etmeye dairdir.

Gerçek bir bağ, konfor değil, açıklık ister. Güvence değil, cesaret ister. Bazen reddedilmeyi, bazen anlaşılmamayı, bazen de kaybetmeyi göze alarak kurulur. Çünkü bağ, sadece huzurla değil, içtenlikle beslenir. Kırılsan da, üzülsen de, zamanla uzaklaşsan da bağ kurmaya devam etmek; yalnızca sosyal değil, ruhsal bir iyilik halidir. Bazen insan, bir kediyle, bir komşuyla ya da bir ağaçla bile bağ kurarak hayata yeniden tutunur. Her bağ sonsuza dek sürecek diye bir şart yok. Ama bağ kurmak, seni hayata bağlar, kendini keşfetmene yardımcı olur. Zamanı gelince bazı bağları değiştirmek, koparmaktan daha şefkatlidir. Kısacası: Bağ kur. Kırılsan da. Üzülsen de. Öfkelensen de. Hayat, yalnızca nefesle değil, temasla da akar. Bağ kurmak insanidir. İnsan olmak demektir. Bağ kurmak, bağı değiştirmek, bazen de olsa bağı koparmak sana seni hatırlatır. Yolunuza bir ışık olması dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Hala orada mısın?

Mert Bağ: Merhabalar, ben Mert Bağ. Erken yaşlarda ilk olarak voleybol branşını hayatıma kattıktan sonra basketbolla tanıştım ve uzun yıllar basketbol ve voleybol branşlarında çeşitli takımlarda oynadım. 2012 yılında aktif sporculuk hayatımı bırakarak, Marmara Üniversitesi Spor Yöneticiliği bölümünü bitirdim. Üniversitedeyken pazarlama, iletişim ve psikoloji alanlarında daha çok uzmanlaşmaya çalıştım ve birçok farklı spor branşını da tecrübe etme şansı buldum. Kısa bir süre spor pazarlaması alanında çalıştıktan sonra, 2017 yılından itibaren insan bedeni üzerine egzersiz, nefes, fiziksel ve zihinsel beden travmaları gibi alanlarda yurt içinden ve yurt dışından eğitimler alarak bu alanlarda çalışmaya ve kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Kendi bedensel travmalarımı çözmek adına çıktığım bu yolculukta çok fazla farklı keşiflerin içerisinden geçtim ve insanı anlamaya dair her bilimsel alanın içerisinde dolanmaya çalışıyorum. O yüzden burada yazmaya, sizlerle paylaşmaya çalışacağım şeylerde kendi geçtiğim yollardan, bu yolda karşılaştığım farklı öğrencilerim ve danışanlarımla tecrübe ettiğimiz deneyimlerden, araştırmış olduğum farklı konulardan bahsetmek olacak. Bir gün psikoloji ile ilgili bir yazıya denk gelmişken, bir sonraki yazıda egzersiz, bir sonrakinde biyolojiden, bir başka yazıda nefesten bahsetmiş olabilirim sizlere, insanın işleyişi ve bağlantılı olduğu veya yoldayken karşılaşmış olduğum ne varsa bütün bu deneyimleri sizlerle paylaşacağım. Bu uzun ince karışık bir adamın insanı, işleyişi ve evreni keşfetmek adına çıkmış olduğu bir serüven, bu serüvenin içerisinde durağımız şu anda burası. Burada olmaktan umarım siz de keyif alırsınız.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale