X

Hayal kurma hastalığı nedir, hangi belirtilerle öne çıkar?

Yaratıcılığı geliştiren ve hedef belirlemeyi kolaylaştıran hayal kurma eylemi, hayatımızın pek çok noktasında bizlere yardımcı oluyor. Bu eylem, boş bir uğraş olmayıp kişisel gelişime katkı sağlıyor. Her ne kadar hayal kurmanın birçok faydası olsa da bu eylem patolojik bir hale geldiği zaman yarardan çok zarar veriyor. Bu eylemin patolojik boyutuna hayal kurma hastalığı deniyor. Bu yazımızda, sizler için hayal kurma hastalığının ne olduğunu kaleme aldık.

Hayal kurma hastalığı nedir?

İngilizce’si maladaptive daydreaming olan hayal kurma hastalığı, hayal gücünün normal sınırı aştığı zamanı tanımlıyor. Bireyler, bu zaman içinde kontrol edemedikleri şekilde hayal kuruyorlar. Maladaptive daydreaminge sahip insanlar, herhangi bir iş yaparken veya boş boş otururken bile kendilerini sadece hayal kurarken buluyorlar.

Hayal kurma hastalığı, bireylerin gerçeklikten kopmasına ve kendilerine içsel bir dünya oluşturmasına yol açıyor. Bu nedenle, bu durum yüzünden iş hayatından sosyal hayata kadar yaşantının her noktası negatif bir şekilde etkileniyor.

Bu durumun kesin sebepleri tam olarak bilinmese de uzmanlar çeşitli potansiyel nedenlerden söz ediyor. Bu nedenlerin arasında yoğun stres, duygusal zorlanma, sosyal izolasyon, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (ADHD), bipolar gibi ruhsal bozukluklar ve çocukluk döneminde yaşanmış travmalar bulunuyor. Ayrıca, yüksek yaratıcılık ve içe dönüklük gibi kişilik özellikleriyle birlikte genetik faktörlerin de bu hastalığa yol açabildiği belirtiliyor.

Hayal kurma hastalığının semptomları nelerdir?

Bu rahatsızlığın en temel belirtisi, gerçek dünyadan tam anlamıyla uzaklaşılması ve sürekli olarak hayal kurulması. Bununla birlikte, bu eylemin günlük hayatı fazlasıyla etkilemesi de önemli bir semptom; örneğin, bir öğrenci akademik hayatında çok başarılıyken hayal kurmaya başlayıp bu başarısını düşürüyorsa ve ders çalışmayı ihmal ediyorsa bu durumdan şüphelenilebilir.

İnsanların sosyal bağlarını koparmasına yol açabilen bu rahatsızlık, aynı zamanda hayal kurma eğilimini kontrol etmeyi zorlaştırıyor. Bu zorluk yüzünden sadece bir şeylerin düşlendiği zihinsel ataklar açığa çıkıyor. Buna ek olarak, hayallerinin içinde çok uzun süre gezinen bireyler büyük bir zaman kaybı yaşıyor. Kısacası, bu rahatsızlık beraberinde zamanı kontrol edememeyi getiriyor. Bir noktadan sonra, bu eylem insanlar için bir bağımlılık haline geliyor.

Hayal kurma hastalığıyla nasıl başa çıkılır?

Bu rahatsızlığın belirtileri fark edildiği zaman hiç vakit kaybetmeden bir sağlık profesyoneline danışmak gerekiyor. Uzman psikiyatristler ve psikologlar tarafından tanısı konulabilen bu hastalığın teşhis sürecinde kişiselleştirilmiş bir yaklaşım kullanılabiliyor. Özelleştirilmiş yaklaşım sayesinde hastalığın altında yatan farklı sebeplerin farkına varılıyor ve bu sayede bireye uygun tedavi yöntemi seçiliyor.

Bu hastalığın tedavi sürecinde her bireye farklı bir yöntem ile yaklaşılabiliyor. Bu yöntemlerin başında psikoterapi ve bilişsel davranışçı terapi geliyor. Psikoterapi esnasında bireyin duygusal zorlukları anlaşılıyor ve bu zorlukların yönetim süreci başlatılıyor. Aynı zamanda, bu yöntem sayesinde maladaptive daydreamingin altında yatan ana neden de tanımlanıyor. Bilişsel davranışçı terapi ise düşünceleri ve davranışları değiştirmeye odaklanıyor. Bu yöntemle olumsuz düşünce kalıpları tanımlanarak bireyler olumlu davranışlara yönlendiriliyor.

Psikoterapi ve bilişsel davranışçı terapiye ek olarak, bu rahatsızlık için ilaç tedavisi ve destek grupları da tercih edilebiliyor. İlaç tedavisi esnasında bireylere duygusal durumu dengeleyen ve rahatsızlığın belirtilerini hafifleten ilaçlar veriliyor. Destek grubunda ise aynı durumdan muzdarip kişiler bir araya gelerek birbirleriyle etkileşimde bulunuyorlar. Bu gruplar sayesinde duygusal destek ve deneyim paylaşımı söz konusu oluyor. Ayrıca, destek gruplarının bireylere farklı başa çıkma stratejileri öğrettiğini de belirtmek istiyoruz.

Eğer normal seviyenin üzerinde bir hayal kurma durumuyla karşı karşıyaysanız hiç vakit kaybetmeden bir profesyonele danışmalısınız. Maladaptive daydreamingin hafife alınmaması gereken bir durum olduğunu anlayarak psikolojik desteğin önemini keşfetmelisiniz.

İlginizi çekebilir: Olumlu yapıcı hayal kurma: Düşlerinizle zihninizi ve geleceğinizi iyileştirin

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale