X

Haftada 4 gün çalışma modeli: Dünyadan ve Türkiye’den örnekler

Son zamanların hem sosyal medya platformlarında hem de iş dünyasında en çok konuşulan konularından biri; haftada 4 gün çalışma modeli. Dünyadan örneklerine alışık olsak da ülkemizde de artık sık sık duymaya başladığımız ve hatta uygulamalarına da şahit olduğumuz 4 gün mesai modeli, gerçekten de etkili bir uygulama mı? Çalışanların motivasyonlarına katkı sağlayabilecek güçte mi? Yoksa verimsizliğe neden olabilir mi? Tüm bu soruları ve çok daha fazlasını bu yazımızda ele aldık.

Günümüzde iş dünyası hızla evrim geçirirken, çalışma modelleri de bu değişime ayak uydurmaya çalışıyor. Özellikle pandemi sonrası dönemde, evden çalışma modelinin yaygınlaşması, geleneksel iş yaklaşımlarını değişime uğrattı ve hala da değişim rüzgarları esmeye devam ediyor. Çoğu iş yeri, evden çalışma modelini benimserken hibrit yaklaşımları benimseyen ve haftanın bazı günleri evden, bazı günleri ise ofisten çalışmayı gerektiren iş modelleri de var. Üstelik hem dünya genelinde hem de ülkemizde bu tür yaklaşımların sayısı hızla artmakta.

Bu bağlamda ortaya çıkan bir başka yaklaşım da haftada 4 gün çalışma modeli. Çünkü geleneksel haftada 5 gün çalışma düzeninin verimlilik ve çalışan memnuniyeti açısından yetersiz kaldığına dair farkındalık artmış durumda. Hatta çoğu çalışma da bu farkındalığı destekliyor. Dolayısıyla iş verenler hem çalışanlarının motivasyonunu iyileştirmek hem de iş verimini artırmak için haftada 4 gün çalışma modelini, cazip bir alternatif olarak görüyor.

Daha kısa çalışma modeli, çalışanların iş-yaşam dengesi sağlamalarına olanak tanırken, şirketlerin de verimliliklerini artırabilecekleri bir yöntem sunuyor. Peki, bu modele bir şans veren şirketler, gerçekten de olumlu sonuçlarla mı karşılaşıyor? Gelin hem dünyadan hem de ülkemizden örneklere bir göz atalım.

Dünyadan haftada 4 gün çalışma modelinin en iyi örnekleri

Haftada 4 gün çalışma modeli, dünya genelinde farklı ülkeler ve şirketler tarafından yıllar önce denenmeye başladı ve hala da denenmeye devam ediyor. Bu modeli benimseyen ilk ülkelerden biri olan İzlanda, 2015-2019 yılları arasında geniş çaplı bir pilot program gerçekleştirdi. İzlanda Hükümeti’nin desteklediği bu pilot programda, yaklaşık 2.500 çalışan haftada 4 gün çalışarak işlerini sürdürmeye devam etti. Elde edilen sonuçlar ise çalışanların stres seviyelerinin azaldığını, iş-yaşam dengelerinin iyileştiğini ve verimliliklerinin arttığını gösterdi. Bu başarılı sonuçlar, hem İzlanda’da hem de dünyanın farklı yerlerinde haftada 4 gün çalışma modelinin daha yaygın hale gelmesine öncülük etti.

Benzer şekilde, Japonya’da teknoloji devi Microsoft, 2019 yılında Work Life Choice Challenge adı altında bir pilot program başlatmıştı. Genel olarak Japonlar’ın dünya genelinde en uzun saatler çalışan toplumlardan biri olduğu aşikar, dolayısıyla bu deneme oldukça önemliydi. Çalışanlarına haftada 4 gün çalışma modelini uygulayan Microsoft, verimlilikte %40 artış gözlemlediğini belirtti. Çalışanların daha az zamanda daha çok iş başardığı ve şirketin enerji maliyetlerinin düştüğü rapor edildi.

Bu başarılı iki örneğin yanı sıra İngiltere, Belçika, Yeni Zelanda gibi daha pek ülkede şirketler, haftada 4 gün çalışma modelini deneyen pilot programları uyguladıktan sonra hem iş verimliliğinde hem de çalışanların motivasyonlarında önemli bir artış olduğunu belirttiler. Elde edilen olumlu sonuçlar, hem şirketlerin bu modeli benimsemeye devam etmelerine zemin hazırladı hem de dünyanın farklı yerlerindeki şirketleri de harekete geçirdi.

Oxford ve Cambridge gibi başarıları tüm dünyaya yayılan üniversitelerde yapılan araştırmaların sonuçları da haftada 4 gün çalışma modelinin çalışanların iş tatminlerini artırdığını, mental sağlıklarını iyileştirdiğini ve genel verimliliklerini yükselttiğini ortaya koyuyor. Ayrıca, bu çalışma düzeninin çevresel etkiler üzerinde de olumlu sonuçları olduğu, karbon ayak izini azaltabileceği belirtiliyor. Dahası, çalışanların daha az çalışarak daha mutlu ve daha üretken olduğu vurgulanmış oluyor. Peki ya ülkemizde durum nasıl?

Türkiye’de haftada 4 gün çalışma düzenine geçen ilk şirket

Türkiye’de haftada 4 gün çalışma modeli henüz geniş çapta uygulanmış değil, ancak bu konu üzerine yapılan çalışmalar ve birtakım projeler mevcut. Bazı şirketler, kısa çalışma modelini çoktan denemeye başladı bile. Örneğin, son zamanlarda sosyal medyada büyük yankı uyandıran; Aksa Akrilik.

Aksa Akrilik, haftada 4 gün çalışma düzenine geçen ilk Türk şirketi oldu. 3 aylık bir denemenin ardından çalışan mutluluk ve memnuniyetinin, aynı zamanda iş verimliliğin artırdığını gözlemleyen şirket, kalıcı olarak 4 günlük çalışma modeline geçtiklerini açıkladı. Bu gelişme, pek çok şirket için de ilham kaynağı olmayı başardı.

Halihazırda esnek çalışma saatleri, hibrit çalışma gibi farklı yaklaşımları benimseyen şirketler olsa da haftada 4 gün çalışma modeline resmi olarak geçiş yapacak sıradaki isimlerin kim olduğu büyük merak konusu. Elbette bu gelişmeler, yalnızca kurumları değil bireyleri de farklı düşünmeye yönlendiriyor. Pek çok kişi çalıştığı sektörün kısa çalışma modeline uygun olup olmayacağını düşünüyor. Peki, sektörel farklılıklar olabilir mi, kısa çalışmanın faydaları olduğu kadar riskleri veya engelleri de var mı?

Sektörel farklılıklar, artılar ve eksiler

Haftada 4 gün çalışma modelinin sektörel uygulamaları, her sektörün kendine özgü dinamiklerine göre değişkenlik gösterebilir. Teknoloji ve bilgi hizmetleri gibi sektörler, esnek çalışma saatlerine ve uzaktan çalışmaya daha yatkın oldukları için bu modelden daha fazla sağlayabilir. Öte yandan, sağlık hizmetleri, perakende ve müşteri hizmetleri gibi sürekli ve anında müdahale gerektiren sektörlerde, haftada 4 gün çalışma modeli bazı operasyonel zorluklar doğurabilir

Dolayısıyla, çok iyi planlama yapılması şart. Üretim ve inşaat gibi fiziksel varlık gerektiren sektörlerde, kısa çalışma modeline geçiş biraz daha zorlayıcı olabilir. Özellikle projelerin tamamlanması için kritik zaman dilimlerinin, teslim tarihlerinin olduğu alanlarda, çalışma saatlerinin azalması verimlilik kayıplarına yol açabilir. Ancak, esnek vardiya düzenlemeleri, doğru takvim planlaması, üretim süreçlerinin yeniden yapılandırılması gibi adımlarla bu tür zorluklar kolayca aşılabilir. Eğitim sektöründe de haftada 4 gün çalışma modeli, hem eğitimciler hem de öğrenciler için yeni fırsatların kapısını aralayabilir, ancak müfredatların, ders programlarının ve saatlerinin yeniden uyarlanması gerekir. Her sektörde farklı uygulama stratejileri geliştirilerek hem verimliliğin artması hem de çalışanların daha mutlu çalışması sağlanabilir.

Kaynak: commondreams, autonomy.work, visier, 4dayweek, bbc, tomorrow

İlginizi çekebilir: Çalışan sağlığına yönelik geliştirilen wellness odaklı programlar, beklentileri karşılıyor mu?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale