X

Gün içinde daha aktif kalabilmek için zamanı yeniden tasarlamanın yolları

Ardı arkası kesilmeyen mailler, sonu görünmeksizin uzayıp giden yapılacaklar listesi, sürekli olarak bir yerlere yetişme çabası, zamansızlık, stres… Kabul etmeliyiz ki kaotik şehir hayatında sağlıklı yaşam alışkanlıklarını hayatımıza adapte edebilmek ve sürdürebilmek ekstra efor, planlama ve ‘zaman’ gerektiren bir iş. Sağlıklı bir bedene ve zihne sahip olabilmek içinse sağlıklı alışkanlıklar edinmek ve bu alışkanlıkları kararlılıkla sürdürmek şart. Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılamak, hem fiziksel hem de ruhsal iyi oluşumuzu desteklemek ve olası sağlık problemlerini en aza indirebilmek için hareketli ve aktif bir yaşam tarzı benimseyebilmemiz son derece önemli. Ancak hareket etmenin bütünsel sağlığımızı desteklemek için çok büyük önem taşıdığının farkında olsak da, düzenli spor yapmak için gerekli enerjiyi bulmak veya işle ilgili sorumluluklarımız arasında hareket edebileceğimiz aktivitelere zaman ayırmak her zaman kolay olmayabiliyor.

Tüm bu engellere meydan okumak ve hareket etmek için yeterli ‘zamana’ sahip olmadığınızı düşünüyorsanız; hareket etmek için uygun zamanın gelmesini beklemek yerine günlük programınızdaki küçük zaman aralıklarını etkili şekilde değerlendirebilir, yani zamanınızı yeniden tasarlayabilirsiniz.

Aktif kalabilmek için profesyonel bir sporcu olmanız, egzersiz yapmak için mesainizin bitmesini beklemeniz, işe spor kıyafetleriyle gitmeniz ya da zorlayıcı antrenmanlar yapmanız gerekmiyor. Günlük rutinlerinize kolayca ekleyebileceğiniz bir kaç değişiklik zamanınızı yeniden tasarlayarak daha aktif bir yaşam sürmenize yardımcı olabilir. Nasıl mı? İşte gün içinde daha aktif kalabilmek için zamanı yeniden tasarlamanın yolları:

Uyanma saatinizi erkene çekin

Alarmınızı her zamankinden sadece yarım saat daha erkene kurmanızın bile, hem sabahları hem de gününüzün geri kalanını daha verimli geçirmenizi sağlayacağını biliyor muydunuz? İşe yetişmek için alelacele giyinip sadece evden çıkmaya odaklanmak yerine, kendinize ayırabileceğiniz yarım saatlik bir zaman dilimi yaratabilir; kısa bir yürüyüş, 15 dakikalık bir yoga akışı ya da meditasyonla güne çok daha enerjik ve stresten arınmış şekilde başlayabilirsiniz. 

Su içme ve egzersiz yapma zamanı gibi günlük hedefler belirleyen ve sağlıklı alışkanlıklar geliştirmenize yardımcı olmak için hatırlatmalar yapan HUAWEI WATCH GT 3 ile güne enerjik bir başlangıç yaparak sağlıklı yaşam hedeflerinizle tutarlı bir program oluşturabilirsiniz.

Rutin oluşturun

Spor salonuna gitmeyi, açık havada koşmayı ya da ev ortamında egzersiz yapmayı tercih ediyor olabilirsiniz. Her anınızda sizinle olacak ve farklı egzersiz çeşitlerini denemek için size ilham verecek bir akıllı asistan, zamanınızı başarılı bir şekilde yönetmeniz ve düzenli bir egzersiz rutini oluşturmanız için size fazlasıyla yardımcı olabilir.

Sabahları evden çıkmadan ya da çalışmaya başlamadan önce kısa bir yürüyüş yapmak, iş çıkışında spor salonunda ağırlık çalışmak veya uykuya geçişinizi kolaylaştıracak yoga egzersizleriyle esnemek gibi aktif yaşam alışkanlıklarını rutine dönüştürmenize yardımcı olan, her anınıza ayak uydurabilen ve hem spor hem şık tarzıyla girdiğiniz tüm ortamlara yakışan HUAWEI WATCH GT 3 ile hareket odaklı aktiviteleri günün her saatine entegre edebilmeniz mümkün.

Spora ayırdığınız zamanı eğlenceli hale getirin

Spor yaparken canınızın sıkıldığını düşündüğünüz için bir türlü spora gitmek içinizden gelmiyorsa ve sürekli erteliyorsanız, egzersiz yaparken geçirdiğiniz zamana biraz eğlence katarak kendinizi çok daha kolay motive edebilirsiniz. Yürüyüş yaparken podcast dinlemek, en sevdiğiniz şarkıları açıp özgürce dans ederek ter atmak, koltuk minderlerini bir ‘extreme park’ oluşturacak şekilde etrafa dağıtmak ve zamanla yarıştığınız bir oyun tasarlamak gibi pek çok alternatif yardımıyla, hareketi eğlenceyle birleştirerek yaşamınıza dahil edebilirsiniz.

Bu noktada antrenmanlarınızı bölmeden istediğiniz müzikleri dinlemenizi sağlayan, gelişmiş teknolojiye sahip bir akıllı saatten yardım alabilirsiniz. HUAWEI WATCH GT 3’ün spor yaparken dilediğiniz müzikler arasında geçiş yapabilmenizi sağlayan özelliği ile canınız sıkılmadan egzersizlerinize devam edebilirsiniz. Ayrıca, koşu bandı, eliptik bisiklet, ergometre gibi farklı ekipmanlara akıllı saatinizi bağlayarak HUAWEI Health uygulamasıyla senkronize edebilir, egzersiz durumunuzu eş zamanlı olarak değerlendirebilir ve gerekli düzenlemeleri yapabilirsiniz. 

Adım sayınızı takip edin

Günlük adım sayınızı artırmak kilonuzu korumaya, bağışıklığınızı güçlendirmeye, yaşam kalitenizi yükseltmeye ve bu sayede çok daha iyi hissetmenize yardımcı olabilir. Adım sayınızı artırmak için evden 10 dakika daha erken çıkarak arabanızı bir arka sokağa park edip sabah yürüyüşünüzü aradan çıkarabilir ya da evinize yakın olduğu için her zaman alışveriş yaptığınız yere gitmek yerine biraz daha uzaktaki bir markete yürüyerek gidebilirsiniz.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sağlıklı bir yaşama sahip olmak için günde en az 7500 adım atmanız gerekiyor. Bu rakamı kendiniz için hedef olarak belirleyebilir, adım sayınızı gerçek zamanlı takip etmenizi sağlayan HUAWEI WATCH GT 3 ile adım sayınızı dilediğiniz zaman kontrol edebilir ve daha fazla adım atmak için kendinizi motive edebilirsiniz. 

Mola zamanlarınızı iyi değerlendirin

Tüm gün hareketsiz kalmış, masa başında veya bilgisayar karşısında kasılmış bedeninizi rahatlatmak için mola zamanlarınızı da aktif şekilde değerlendirebilmeniz son derece önemli. Zamanı yeniden tasarlamaktan kastımız aslında kendinize vakit yaratmak ve sadece kendinize ait olan, dilediğinizce doldurabileceğiniz mola zamanlarınız hareket etmek için bulunmaz bir fırsat!

Öğle arasında yapacağınız kısa bir yürüyüş, masa başı yogası, esneme hareketleri, asansör yerine merdivenleri kullanmak gibi pek çok aktiviteyi çalışırken de sürdürebilmeniz mümkün. Cep telefonunuzla konuşurken ya da kameranız kapalı şekilde katılabileceğiniz toplantılarınız sırasında ofiste ya da bulunduğunuz yerde yürüyerek tur atabilir, kahve almak ya da tuvalete gitmek için kendi katınızı değil bir üst katı tercih edebilirsiniz. Mola zamanları hareket etmek için çok kısa gibi görünse de, bu kısa aralıkları aktif kalabileceğiniz aktivitelerle doldurduğunuzda günlük hareket ihtiyacınızı fazlasıyla karşılayabilmeniz mümkün.

Hafta sonu planlarınızda değişiklik yapın

Yeni lezzetler tatmak, sinemada heyecanlı bir film izlemek veya arkadaşlarınızı görmek için yaptığınız hafta sonu planlarınıza biraz daha “hareket” eklemeye ne dersiniz? Arkadaşlarınızla buluşmak için geniş yürüyüş parkurları olan mekanları seçebilir veya doğada uzun yürüyüşler eşliğinde sohbet edebileceğiniz yeni yerler keşfedebilirsiniz. Daha önce denemediğiniz kano, kürek, trekking, kaya tırmanışı ya da paten kayma gibi sporlarla tanışabileceğiniz yerleri araştırabilir ve arkadaşlarınızla birlikte denemek için plan yapabilirsiniz.

Farklı egzersiz türlerini deneyin

Aktif bir yaşamı alışkanlık haline getirebilmek için “zevk aldığınız” egzersiz türlerini keşfetmeniz de son derece önemli. Arkadaş grubunuz “spor yapmak”tan bahsederken tarifi zor bir huzursuzluk hissediyorsanız, sebebi henüz kendinize en uygun egzersiz türünü bulamamış olmanız olabilir. Koşu, yürüyüş, yoga, yüzme ve daha birçok seçenekten size uygun olan egzersiz türünü bulmaya çalışırken her farklı türde size ayak uyduracak HUAWEI WATCH GT 3’ün 100’den fazla egzersiz modunu desteklemesi sayesinde spor alışkanlıklarınızı sınırlandırmadan, özgürce hareket edebilir ve egzersizleriniz boyunca vücudunuzdaki değişimleri takip edebilirsiniz.

Farklı spor türlerini denemek için size ilham verecek HUAWEI WATCH GT 3, zamanınızı başarılı bir şekilde yönetmeniz ve düzenli bir egzersiz rutini oluşturmanız için tüm özellikleri bir arada sunuyor. İster havuza dalın, ister sahada ter atın; yepyeni bir egzersiz deneyimi sunan HUAWEI WATCH GT 3  ile antrenmanlarınızın keyfini sonuna kadar çıkarabilirsiniz.

Giyilebilir teknolojilerden faydalanın

Aktif bir yaşam sürmek için alışkanlıklarınızı, egzersiz tercihlerinizi gözden geçirirken hem zamanı etkili kullanıp kullanmadığınızı hem de hareketlerinizin verimini değerlendirmenize yardımcı olacak giyilebilir teknolojilerden faydalanabilirsiniz. Yaptığınız farklı egzersiz türlerini algılayabilen, nabız, kalp atış hızı gibi yaşamsal fonksiyonlarınızın takibini yapabilen ve en önemlisi temponuza ayak uydurarak her an yanınızda olan HUAWEI WATCH GT 3 ile çok daha verimli, sağlıklı ve keyifli egzersiz alışkanlıkları geliştirebilirsiniz.

‘Hareketli olmak için spor giyinmek gerekir.’ klişesini bir kenara bırakın

Hem günlük tüm aktivitelerinizi doğru şekilde ölçerek hareket motivasyonunuzu artıracak hem de şıklığınızdan ödün vermeden sağlayacak son teknoloji ürünü bir akıllı saat, aktif yaşamınızı tarzınızla buluşturmanıza yardımcı olabilir. Sadece “spor” değil aynı zamanda “şık” duruşu ile tüm kombinlerinizi tamamlayacak bir duruş sergileyen HUAWEI WATCH GT 3’ü antrenmanlarınızda olduğu kadar toplantılarınızda, iş görüşmelerinizde ya da arkadaş buluşmalarınızda tercih edebilir ve hareket etmeyi spora gitmekle sınırlandırmadan, çok daha aktif bir yaşam sürdürebilirsiniz.

Her ortamda kendinizi ön plana çıkarmanızı sağlayan cilt dostu Viton kayışlardan zarif Milano kayışlarına zengin kayış çeşitleri sunan ve minimalist tasarımı ile göz dolduran HUAWEI WATCH GT 3, bildiğiniz tüm akıllı saatlerin ötesine geçmeyi başarıyor. Klasik saat görünümünün altında değişen ihtiyaçlarınıza cevap veren bu akıllı saat her ortamda kurtarıcınız olabilecek zamansal dokunuşlar sunuyor. Aktif yaşamınızı tarzınızla da uyumlu hale getirmenize ve sahip olduğunuz en değerli şey olan zamanı daha verimli kullanabilmenize yardımcı olacak HUAWEI Watch GT 3’le hemen tanışmak için tıklayın.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.

Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.

Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale