X

Gün boyu yorgun hissetmenizin sebebi bu alışkanlıklar olabilir

Günümüzde kendini yorgun hissetmek artık normal kabul edilmeye başlandı. Sonuçta hangimiz uykusuzluk, stresli çalışma ortamı veya fiziksel yorgunluk kaynaklı enerji düşüşlerine aşina değiliz ki? Peki ya uykunuzu almanıza ve ortada herhangi bir fiziksel zorlama olmamasına rağmen kendinizi yorgun hissettiğiniz anlara ne demeli? İşte esas sorun da bu ikinci versiyon. Çünkü uyguladığımız bazı rutinler ve zihinsel alışkanlıklar, biz farkında olmadan enerjimizden çalarak tüm günü yorgun geçirmemize neden olabiliyor. 

İyi haber şu ki, bu tip alışkanlıkları düzeltmenin ilk adımı onların farkına varmakla başlıyor. İşte, gün boyunca kendinizi tükenmiş hissediyorsanız değiştirmeniz gereken 12 alışkanlık:

Duygusal açıdan yüklü yayınlar izlemek

Duygusal içerikli yayınlara fazla maruz kalmak, zihinsel yorgunluğun en büyük nedenlerinden biri. Çünkü aşırıya kaçan duygu yoğunluğu, belirli bir karakter üzerinden de olsa kendimizi o durumun içinde gibi hayal etmemize neden olabiliyor. Karşılaşılan duygunun olumlu veya olumsuz olması da durumu değiştirmiyor. Nitekim, süreç sonunda beyin bu tür etkileri gidermek için ekstra efor harcıyor ve enerji seviyelerinde düşüş yaşanıyor. Bu durumu kontrol altına almak için izlediğiniz programları daha dikkatli seçebilir ve kendinize haftalık zaman limitleri koyabilirsiniz.

Öğünler arasını uzun tutmak

Öğün atlamak veya iki öğün arasını fazla uzatmak, vücut mekanizmalarını bozan bir alışkanlık. Çünkü 4-5 saatten uzun süreli açlıkta, vücut özellikle karbonhidrat aşermeye başlayarak bizi işlenmiş gıda tüketmeye itebiliyor. Bu tür besinlerin aşırı tüketimi ise kan şekerinin düşmesine ve fiziksel bitkinliğin artmasına yol açabiliyor. Dolayısıyla öğün atlamadan önce iki kez düşünmeniz ve elinizin altında sizi sonraki öğüne kadar idare edecek sağlıklı atıştırmalıklar bulundurmanız, harika bir çözüm olabilir. 

Dağınık bir alanda çalışmak

Dağınık bir alanda çalışmanın dikkat dağıtıcı olduğu gerçek. Normalde hızlı tamamlanması gereken işlerin gerekenden uzun sürmesi de zihinsel odaklanmanın zorlaşması da dağınıklık unsuruna bağlı. Ancak dağınık bir ortamda çalışırken beyin odaklanma için ekstra çaba harcadığından sonuç fiziksel yorgunluk olabiliyor. Bu sorunu ortadan kaldırmak için yapmanız gereken tek şeyse çalışma ortamını temiz ve düzenli tutmak.

Çok fazla sekmede çalışmak

Fazla sekmede çalışmanın tek kötü yanı bilgisayar bataryasını hızlı öldürmesi değil. Bu tip bir çalışma alışkanlığı, farkında olmadan beyne aşırı yükleme yapabiliyor. Sürekli sekmeler arası gidip gelmek, hem sürece odaklanmayı zorlaştırıyor hem de verileri tam olarak işleyememeye yol açıyor. Hızla enerjisi tükenen beyin vücudun enerjisini de tükettiğinden yorgun hissetmek kaçınılmaz oluyor. İşinizle ilgili olmayan sekmeleri kapatarak bu sorunu da kolayca çözebilirsiniz.

Telefon aramalarını anında yanıtlamak

Günümüzde stresli olmayan telefon görüşmesi yok denecek kadar az. Özellikle de aramalar anında yanıtlandığında stres faktörü zirve yapabiliyor. Çünkü konuşmaya hazırlıklı olmamak ve ne bekleyeceğini bilmemek durumu kötüleştiriyor. Konuşmanın ardından yapılan işe tekrar odaklanmak da zorlaşıyor. Bu nedenle herhangi bir aramayı yanıtlamadan önce o an gerçekten konuşmaya ihtiyacınız olup olmadığını düşünmeniz, gayet faydalı bir yöntem olabilir.

İşleri yanlış noktada kesmek

Günümüzde zaman kısıtlamaları ve beklenmedik acil durumlar hangimizin işlerine engel olmuyor ki? Özellikle herkesin üzerinde çalıştığı birden fazla iş olduğu düşünülünce bu sorun kısa sürede çığ gibi büyüyerek enerjimizden çalabiliyor. Ancak işleri yanlış noktada yarım bırakınca beyin yeni bir işe geçse bile, belirli bir süre tamamlamadığı göreve odaklı kalıyor. Bu durumun enerjinizden daha fazla çalmaması için basitçe iş saatlerinde bildirimleri kapatabilir, görevleri önem sırasında göre sıralayabilir veya yarım kalan işleri yazıya dökerek zihninizden atabilirsiniz.

Aşırı planlı olmak

Planlı olmanın hem profesyonel hem de kişisel hayata olumlu gerçekleri saymakla bitmez. Ancak planlama konusunda aşırıya kaçmak ve özellikle çok uzak tarihleri bile erkenden planlamak, kişi üzerindeki baskı ve stres unsurlarını artırabiliyor. Bu kadar organize bir yaşam stilini uzun süre devam ettirmek ise esnekliğe izin vermediğinden, ufak rahatlama anlarının kaybolmasına yol açıyor. Zorunlu işleri planladıktan sonra size keyif veren unsurlara vakit ayırırsanız daha özgür ve rahatlamış hissedebilirsiniz.

Yanlış postür

Yanlış duruş ve oturuş alışkanlıklarının belirli bölgelerde tutulma ve ağrıya yol açtığı herkes tarafından bilininiyor. Ancak yanlış postür alışkanlıkları fiziksel yorgunluğun artmasıyla da yakından ilişkili. Çünkü bu durumda kas ve eklemler üzerindeki baskı artarak vücudun kendini düzeltmek için daha fazla enerj, harcamasına neden oluyor. Eğer dik duramıyorsanız, postüre iyi gelen egzersizler yaparak veya ergonomik bir çalışma alanı kurarak bu durumun kötü etkilerinden kurtulabilirsiniz. 

Sığ nefes almak

Nefes almanın sığ olması yorgunluğun ardındaki bir diğer gizli faktör. Nefes alma her ne kadar bilinç dışı görünse de istenince bilinçli hale getirilebiliyor. Özellikle stresli anlarda beyin fazla şeyle meşgul olduğundan nefes alma eylemi de kesik kesik ve sığ olabiliyor. Bu durum, doku ve organların oksijenle beslenme kalitesini düşürerek kronik yorgunluk yapabiliyor. Dolayısıyla kendiniz için bilinçli farkındalık anları yaratmanız ve kendinizi gergin hissettiğiniz anlarda nefese odaklanmanız harika bir çözüm olabilir.

Bu alışkanlıklar gün boyu kendini yorgun hissedenlere ilaç gibi gelebilir. Ancak her tavsiye herkesin işine yarayacak diye bir şey yok. Aksine, yaşam stilinizle ve kişiliğinizle uyumlu olmayan öneriler size faydadan çok zarar verebilir. Bu nedenle okuduğunuz tavsiyeleri kendinize göre uyarlamaktan ve kişisel önceliklerinizi göz önünde bulundurmaktan asla çekinmeyin. 

Kaynak: huffpost

İlginizi çekebilir: Güne daha mutlu başlamak için yapabilecekleriniz

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale