X

Gülümseyip susanlara bir yazı

Son iki haftada bağ kurmak, mutluluk ve hissetmek konuları üzerine biraz konuştuk. Bu hafta bu iki konuyla bağlantılı olarak görünen ve görünmeyen taraflar üzerine birazcık konuşacağız. Bugün yaşanan pek çok olay ve stresin içinde günlük olarak karşımıza en çok çıkan sorulardan biri: Nasılsın? Çoğumuzun otomatik cevabı ise iyiyim. Oysa bu cevabın gerisinde neler olduğunu çoğu zaman biz bile bilmiyoruz. Çünkü sadece başkalarına değil, kendimize bile itiraf edemediğimiz pek çok duygularımız var. Belki de bu yüzden duygulardan çok görüntülere sarılıyoruz. Görünene tutunup görünmeyeni bastırıyoruz. Bir çoğumuz yıllarca zaten bunu öğrendik aman başkaları ne der?

Yıllarca çoğumuza, daha kendimize bile ifade etmekte zorlandığımız duyguları birçok farklı şekilde bastırmak otomatik olarak öğretildi. Aç olursun misafirlikte sakın söyleme, dışarıda ağlama, güçlü görün, sakın kimseye anlatma nazar değer o olur bu olur derken otomatikman pek çok duyguyu daha kendimiz tam anlamıyla keşfedemeden çok güzel bastırmayı öğrendik.

Daha sonrasında diğer ülke ve kültürlerde de pazarlama ve sosyal medya etkisiyle zaten hepimiz sadece görünme üzerine metalaşmaya doğru ilerledik. Bugün artık insanların, ilişkilerin, mekanların, işlerin ve aklınıza gelen pek çok şeyin gerçekte nasıl olduğunun pek bir önemi kalmadı önemli olan dışarıya ve diğerlerine karşı nasıl göründüğü haline geldi. Bugün gerçekte nasıl olduğunuz, nasıl hissettiğiniz veya gerçekte ne yaptığınızın ne kadar önemsiz hale geldiğini şöyle bir ilişkilerinizde, işinizde, hayatınızda, sosyal medyada bir sorgulayın.

Emin olun ki önemli olan tek şeyin başkalarına nasıl görünmek olduğuyla ilgili pek çok olay göreceksiniz. Bugün hepimiz sosyal medyanın da etkisiyle işte, aile içinde, ilişkilerimizde ya da arkadaşlarımızla olan sohbetlerde “iyi” görünmeye çalışıyoruz. Kırılmamış gibi, yorulmamış gibi, çok yoğun ama kontrol altında gibi. Gülümsüyoruz ama içimizde neler olup bittiğini kimse bilmiyor. Bazen biz de bilmiyoruz. Çünkü kimsenin hızlanan yaşam içerisinde durmaya ve başkalarıyla gerçek bağlar kurmaya, dinlemeye, çabalamaya veya sadece yanında olmaya isteği ve hevesi kalmadı. Tabii ki bu saydığım durumları başkalarına yapabilmek için önce kişinin, birey olarak kendiyle ilgili konularda da sürekli güçlü görünmeye veya mutlu görünmeye çabalamak yerine bütün duygularıyla doğru şekilde iletişim kurmak ve içerisinde zaman geçirmek, aynı zamanda onlarla bağ kurmayı öğrenmesi demek anlamına da geliyor.

Ne yazık ki çoğumuzun çocukluktan beri öğrendiği yapı ise hem aile içinde hem yakın çevrede hem toplumda hem de artık sosyal medya üzerinde bundan çokça uzak bir yerde. Çünkü hissetmek, zaman istiyor. Cesaret istiyor; bazı duyguları kabul etmek, kolay değil.  Zamanla bu baskıyı içselleştiriyoruz. Sanki “mutsuzum” demek, “yetersizim” demek gibi. Sanki üzülmek, zayıflık gibi. Ama değil.

Bugün geldiğimiz pek çok iletişim ve bağ içerisinde de her şey çok hızlı ve her şey sığ bir nokta da kimsenin kendini tanımak veya başkasını gerçek anlamda tanımak, kendini ve başkasını kabul etmek gibi bir gayesi azalmış durumda. Çünkü sanki herkes en doğru, dürüst, düzgün, güzel, yakışıklı, değerli ve çokça seçenek var. Dolayısıyla bu inançlar birçok insanın kendiyle ve başkalarıyla olan uzun süreçlere dayanan bağ kurma ve geliştirme, büyütme gibi dinamiklerini olumsuz etkilemekte. Halbuki insan, duyguları vardır diye insandır.

Gerçekte hissettiğini bastırmak, seni “güçlü” göstermez. Yalnızca içindeki sesi susturur. Ama susturulan ses, bir yerde çok daha kuvvetli yankılanır. Vücut sinyaller verir, ruh yorgun düşer, çevrenle bağın zedelenir. En önemlisi, kendinle bağın zedelenir. Duyguları bastırmak, onları yok etmez. Sadece daha derine iter. Görünmeyen taraflarımız, birikerek daha kuvvetli şekilde başka zamanda, başka yerde, başka olayda, başka kişilerde de taşabilir. Sessizliğin ortasında çığlık gibi patlayabilir. Peki, burada çözüm nedir?

Kendinle gerçekten karşılaşmak. Bunun için çok büyük bir dönüşüme gerek yok. Sürekli mutlu olmaya veya gülümseye gerek yok. Zaten buna ihtiyacımız da yok, insan olmanın en güzel yanı birçok farklı duyguya sahip olmak ve onları pek çok farklı zaman ve şekilde yaşayabilmek. Bu bütün duygularında bütünlüğünü ve değerini artırmak demektir. Bazen sadece şöyle diyebilmek bile yeter: “Bugün iyi görünmek zorunda değilim. Bugün sadece hissetmem yeter.” Çünkü iyileşmek ve keşfetmek, hissetmekle başlar.

Bir duyguyu kabul etmek, onu tanımak veya onunla farklı düzeylerde karşılaştığında hemen ne yapacağını bilememek veya kabul edememek seni zayıf yapmaz. Onunla vakit geçirdikçe kabul ettikçe ve tanıdıkça aksine, seni kendine yaklaştırır. Ve unutmayın: Görünmeyen taraflarımız da bizi biz yapar. Sadece görünen halimiz değil. Kendinizle kurduğunuz bağ, başka kimseye benzemek zorunda değildir. Başka kimseyle aynı zamanda, aynı düzeyde, benzer şekilde olmak zorunda değildir. Herkesin yolculuğu zamanı farklıdır ve size özeldir bunu unutmayın. En gerçek bağ, kendinizi duyduğunuz yerde başlar.

Kendinizi duyduğunuz yer, başladığınız yerdir.

Yolunuza ışık olması dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Mutluluk mu? Hissedebilmek mi?

Mert Bağ: Merhabalar, ben Mert Bağ. Erken yaşlarda ilk olarak voleybol branşını hayatıma kattıktan sonra basketbolla tanıştım ve uzun yıllar basketbol ve voleybol branşlarında çeşitli takımlarda oynadım. 2012 yılında aktif sporculuk hayatımı bırakarak, Marmara Üniversitesi Spor Yöneticiliği bölümünü bitirdim. Üniversitedeyken pazarlama, iletişim ve psikoloji alanlarında daha çok uzmanlaşmaya çalıştım ve birçok farklı spor branşını da tecrübe etme şansı buldum. Kısa bir süre spor pazarlaması alanında çalıştıktan sonra, 2017 yılından itibaren insan bedeni üzerine egzersiz, nefes, fiziksel ve zihinsel beden travmaları gibi alanlarda yurt içinden ve yurt dışından eğitimler alarak bu alanlarda çalışmaya ve kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Kendi bedensel travmalarımı çözmek adına çıktığım bu yolculukta çok fazla farklı keşiflerin içerisinden geçtim ve insanı anlamaya dair her bilimsel alanın içerisinde dolanmaya çalışıyorum. O yüzden burada yazmaya, sizlerle paylaşmaya çalışacağım şeylerde kendi geçtiğim yollardan, bu yolda karşılaştığım farklı öğrencilerim ve danışanlarımla tecrübe ettiğimiz deneyimlerden, araştırmış olduğum farklı konulardan bahsetmek olacak. Bir gün psikoloji ile ilgili bir yazıya denk gelmişken, bir sonraki yazıda egzersiz, bir sonrakinde biyolojiden, bir başka yazıda nefesten bahsetmiş olabilirim sizlere, insanın işleyişi ve bağlantılı olduğu veya yoldayken karşılaşmış olduğum ne varsa bütün bu deneyimleri sizlerle paylaşacağım. Bu uzun ince karışık bir adamın insanı, işleyişi ve evreni keşfetmek adına çıkmış olduğu bir serüven, bu serüvenin içerisinde durağımız şu anda burası. Burada olmaktan umarım siz de keyif alırsınız.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale