X

Gerçekten aç mısınız: 10 adımda duygusal yemeyi durdurun

Kendinizi kötü hissettiğinizde veya başka bir şekilde üzgün olduğunuzda kendinizi buzdolabına koşarken buluyor musunuz? Duygusal olarak yemek yiyen insanlar, kendi duygularını bastırabilmek için haftada birkaç kez hiç farkında olmadan kendilerini buzdolabının başında bulabilir. Bu yeme ataklarını suçluluk ve pişmanlık duyguları takip eder ve bu durum kırılmaz bir döngü haline gelir.

Duygusal yemeyi nasıl durdurabilirsiniz?

Duygusal açlık, yemek yemekle kolayca bastırılamaz. Çünkü o an fizyolojik olarak aç olduğunuz için değil, duygularınızı bastırmak için yemek yersiniz. Bu durumun çözümü, yemek yerken çözdüğünüzü veya bastırdığınızı düşündüğünüz o problemin kendisine odaklanmak.

1. Stresle başa çıkmanın başka yollarını bulun.

İlk iş, duygusal yemeyle nasıl baş edeceğimizi bulmak. Duygusal yeme, bize stresin bir hediyesidir. O zaman stresi yenersek duygusal yemeyi de kontrol altına alabiliriz. Yürüyebilir, kitap okuyabilir, fil izleyebilir veya duş alabilirsiniz. Herkesin stresi kontrol etme yöntemi farklı olabilir.

2. Hayatınıza mutlaka hareket katın.

Düzenli yapılan fiziksel aktivitenin serotonin ve dopamin salgılanmasında yardımcı olduğunu ve rahatlamaya yardımcı olduğunu biliyoruz. İlla koşmanıza veya fitness yapmanıza gerek yok yoga gibi sakin aktiviteler de dopamin salgılamanıza yardımcı olacak.

3. Meditasyon yapmayı deneyin.

Sakinleşmek konusunda en etkili yöntemlerden biri olan meditasyon birçok yemek bozukluğu yaşayan kişiler için de güzel bir tedavi yöntemidir. Örneğin, Jason Stephenson’ın “Anksiyete ve Stres için Rehberli Meditasyon” videosu 4 milyondan fazla görüntülemeye sahip ve 30 dakikadan fazla bir dizi görselleştirme ve nefes egzersizinden ibaret. Bunu ilk adımda deneyebilirsiniz.

4. Bir yemek günlüğü tutun.

Ne yediğinizi, ne kadar-ne zaman yediğinizi görmek yeme isteklerinizi kontrol etmek konusunda size yardımcı olabilir. Yeme atakları yaşadığınızda o gün yediklerinize bakıp, zaten tok olduğunuzu fark edebilirsiniz.

5. Sağlıklı bir beslenme rutini oluşturun.

Gerçek ve duygusal açlığı ayırt etmeniz zor olabilir. Günlük yemek rutini edinirseniz saat kaç gibi acıkacağınızı önceden bileceğiniz için ayırt etmeniz çok daha kolay olabilir.

6. Paketli ürünleri mutfağınızdan çıkarın.

Çoğu kişinin yaptığı en büyük hata evine paketli ürün almaktır. Gerçek bir besin içermeyen, toz ve koruyuculardan yapılmış ve siz de yeme bağımlılığını tetikleme oranı en fazla olan paketli ürünleri mutfağınıza değil evinize bile sokmayın.

7. Besinlerin porsiyonuna dikkat edin.

Ne yediğiniz çok önemli bunu biliyorsunuz. Ne yediğiniz kadar ne kadar yediğiniz de önemli. Bunun için size en çok yardımcı olacak küçük tabaklar ve küçük bardaklar. Şu an gözünüze küçük gelebilirler ama zamanla normaliniz onlar olacak.

8. Destek istemekten çekinmeyin.

Hepimiz dönem dönem stres, kaygı, mutsuzluk, öfke problemlerini yaşıyoruz. Önemli olan bu duygularımızı neye yansıttığımız. Mesela bazı insanlar stresliyken bunu yemeğe yansıtır ve sürekli yemek yer, bazıları ise hiç yemez. Yani bu durum çok bireysel ve çok çeşitli. O yüzden bu gibi durumlarda eğer problemin üstesinden gelemiyorsanız bireysel bir destek almak sizi rahatlatacaktır.

9. Dikkat dağıtıcı şeyleri ortadan kaldırın.

Yemek yerken telefon, televizyon gibi dikkat dağıtıcı şeyleri ortadan kaldırmak yemek rutininizi çok daha sağlıklı hale getirecektir.

10. Olumlu iç konuşmalar yapabilirsiniz.

Yukarıda konuştuğumuz gibi yeme bozuklukları dönem dönem neredeyse hepimizin yaşadığı ortak bir problem. Böyle bir durumda utanmak veya suçluluk duymak yerine bunu kabullenmek ve profesyonel bir destek almak bu duruma bakış açınızı, yaşamınızı ve daha birçok şeyi kalıcı olarak değiştirecektir.

İlginizi çekebilir: İş yerine götürebileceğiniz sağlıklı ve pratik 5 yemek tarifi

Gamze Altınay: Diyetisyen, aromaterapist, voleybolcu, hemşire, doğal ve organik yaşam aşığı biri olarak %100 burslu olarak okuduğum İstanbul Bilgi Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik ile aynı anda Hemşirelik bölümlerinden çift ana dal programı onur öğrencisi olarak mezun olarak mesleğime ilk adımımı attım. Koç Üniversite Hastanesi, Liv Hospital, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi başta olmak üzere ondan fazla hastane ve sağlık kuruluşunda çalışarak akademik bilgimi pratikle buluşturdum. Şuan Acıbadem Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimime devam ederken edindiğim teorik bilgileri Bağdat Caddesi’nde yer alan ofisimde siz değerli danışanlarıma aktarmaya devam etmekteyim.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale