X

Gelişmekte olan Web3 fitness uygulamaları

Teknoloji dünyasındaki ivmelenen evrim, sanatın dijitalleştirilmesini vurgulayan NFT’ler, gerçek dünyanın sanal rekreasyonları olan Metaverse platformları ve merkeziyetsiz yapısıyla öne çıkan blockchain teknolojisiyle somut bir şekilde hissediliyor. Bu yeni teknolojik ilerlemeler, ‘Web3’ konsepti altında sinerjik bir birlik oluşturuyor. Teknoloji sektöründen doğmuş olan bu konseptin aynı zamanda wellness sektörüyle de derin bir ilişkisi bulunuyor. Bu ilişki, genellikle spor alışkanlıkları aracılığıyla ortaya çıkıyor. Web3, wellness ve fitness arasındaki bu köprüyü aydınlatmak adına gelişmekte olan Web3 fitness uygulamalarını sizler için derledik. 

Web3 nedir?

Teknolojiyi insan sağlığına ve iyi hissetme haline entegre eden uygulamalara değinmeden önce, kısaca Web3’ün tanımını ve bu konseptin önemini açıklamakta fayda var. Merkeziyetsizliği ve veri mülkiyeti haklarını vurgulayan bu konsept, mevcut internet altyapısının evrimsel bir üst seviyesi olarak öne çıkıyor. Pek çok internet kullanıcısı, Web3 ile otoriteden bağımsız bir internet deneyimi yaşama fırsatını yakalıyor.

İnsanlar, Web3’te diğer kullanıcılarla iletişim kurarak sosyalleşebiliyor, oyun oynayabiliyor, müzik dinleyebiliyor ve keyifli vakit geçirebiliyor. Web3’ün kullanıcılara sunduğu aktiviteler Web2’deki faaliyetlere benzese de bu iki kavram arasında önemli bir fark var: Merkeziyetsiz yapı. Bu yapı, Web3 kullanıcılarının kripto para harcayarak alışveriş yapmasına, NFT’lerle bezenmiş sanal sergilere katılmasına ve blockchain oyunlarıyla kazanç sağlamasına olanak tanıyor.

Kullanıcıların kendi verileri üzerinde tam kontrole sahip olmasını sağlayan Web3, ‘iyi hissetme’ anlayışını pekiştirmek için çeşitli fitness uygulamalarını öne çıkartıyor. Bu noktada, artan popülariteye sahip beş tane Web3 fitness uygulamasını ve bu uygulamaların avantajlarını sizlere sunmayı amaçlıyoruz:

Web3 fitness uygulamalarıyla yenilikçi dönüşüm

COVID-19 pandemisiyle evde egzersiz yapma eğilimi gözle görülür bir artış gösterdi ve bizler de bu artışa dahil olduk. Çeşitli dijital platformlardan kendimizi hem fiziksel hem de psikolojik açıdan geliştirmemize yardımcı olabilecek videolara konuk olduk. Bu videolar uygulayıcılara fazlasıyla katkı sağlasa da dijital fitness uygulamalarına doğan ihtiyaç da yükseldi. Bu ihtiyaç, Web2’deki fitness uygulamalarının ve platformlarının Web3 altyapısına adaptasyonunu hızlandırdı. Şimdi, fitness isteğine ve ihtiyacına çözüm olan Web3 fitness uygulamalarını sizlerle paylaşmak istiyoruz.

1. Sweatcoin

Kaynak: sweatco.in

Sweatcoin, ”hareket ederek kazan” felsefesiyle (move-to-earn) kullanıcıları hareket etmeye teşvik ederken aynı zamanda kripto para ödülleri sunuyor. Kullanıcılar, yürüyüş ve sağlıklı beslenme gibi sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve fitness aktiviteleri aracılığıyla Sweatcoin isimli bir kripto para birimi kazanıyorlar. Bu uygulama, GPS teknolojisini kullanarak kullanıcıların hareketlerini hassas bir şekilde takip ediyor; bu teknoloji, ne kadar yüründüğünü ya da koşulduğunu tespit ederek kullanıcıların hak ettikleri kripto para miktarıyla buluşmasına yardımcı oluyor. Buna ek olarak, kullanıcılar Sweatcoin’e başka bireyleri davet ederek ve uygulamada yer alan farklı görevleri yerine getirerek de kripto para kazanabiliyorlar. Kazanılan Sweatcoin’ler, teknolojik cihazlardan fitness ekipmanlarına kadar pek çok farklı ürün üzerinde sahiplik amacıyla harcanabiliyor. Ayrıca, bu kripto paralarla seçilen kuruluşlara bağış yapılarak topluma katkı sağlanabiliyor.

120 milyonu aşkın kullanıcıya ulaşan Sweatcoin, son yatırım turunda 12 milyon dolarlık bir fon toplayarak toplam fon büyüklüğünü 13.6 milyon dolara ulaştırdı. Kripto para borsasının dalgalı yapısına rağmen hem bir adım sayar hem de bir ödüllendirici görevi gören bu uygulamaya karşı gösterilen ilgi her geçen gün artıyor.

2. OliveX

Kaynak: olivex.ai

Artırılmış gerçeklik ve blockchain teknolojisini kullanan OliveX, fitnessı oyunlaştırarak wellness sektörüne yenilikçi bir yapı sunuyor. ”Oynayarak kazan” felsefesini (play-to-earn) benimseyen bu uygulama, kullanıcıların egzersiz yaparak kazanç elde etmesine olanak tanıyor. Gerçek dünya aktivitelerini dijital bir evrenle bütünleştiren OliveX’te çeşitli egzersizlerle zenginleştirilmiş oyunlar bulunuyor. Kullanıcılar, bu oyunlardaki fitness aktivitelerine dahil olarak DOSE isimli tokenı kazanabiliyorlar. Daha sonra, bu tokenler harcanarak NFT sahibi olunabiliyor ve özel oyun modlarının kilitleri açılabiliyor. Tokenla ödüllendirme sistemine sahip olan bu oyunların arasında Dustland Runner ve Dustland Rider yer alıyor. Dustland Runner, kullanıcıları koşmaya ve Dustland Rider da bisiklet sürmeye motive ediyor. OliveX, insanları hareketlendirme misyonu için fitness eğitmenleriyle, oyun organizasyonlarıyla ve influencerlarla iş birlikleri kuruyor.

Web3 sektöründeki önemli şirketlerden biri olan Animoca Brands’in kurucu ortağı Yat Sui’nin de dahil olduğu OliveX ekibi, son yatırım turunda 8 milyon dolar toplayarak toplam fonunu 8.5 milyon dolara yükseltti. 170’ten fazla ülkede kullanıcılarla buluşan bu uygulama, evde, spor salonunda ve açık havada egzersiz yapanların benzersiz bir fitness deneyimi yaşamasına katkıda bulunuyor.

3. STEPN

Kaynak: stepn.com

STEPN, ”hareket ederek kazan” felsefesiyle finans sektörünü fitness alışkanlarına entegre etmeyi amaçlıyor. Bu uygulama, yürüyüş, hafif koşu ve hızlı koşu gibi fiziksel aktiviteleri gerçekleştiren kullanıcıları GST isimli kripto parayla ödüllendiriyor. Ek olarak, kullanıcılar STEPN topluluğunun karar verme süreçlerine katılım için de GMT isimli kripto parayla teşvik ediliyor. Bu para birimleri, dijital spor ayakkabıların satın alımı gibi uygulama içi işlemler için kullanılabildiği gibi başka kripto paralara da çevrilebiliyorlar. Bu uygulamayı kullanmaya başlamak için bir tane spor ayakkabı NFT’sinin satın alınması gerekiyor. Bu NFT’ler, rahatlık, direnç ve etki açısından farklılık gösteriyor. STEPN’da kazanılan kripto paralarla başlangıçta satın alınan NFT‘nin özellikleri geliştirilebiliyor.

Üç milyonu aşkın kullanıcıya sahip olan STEPN, tek yatırım turuyla total fonunu 5 milyon dolara ulaştırdı. Her ne kadar bu uygulama popüler Web3 uygulamaları arasında yer alsa da pek çok kullanıcı borsadaki değişkenlikten ötürü kritik kayıplar yaşadı. Buna ek olarak, STEPN’ın bağımlılık yapabileceğini belirten uzmanların görüşleri de uygulamanın popülaritesini etkiledi.

4. MoonFit

Kaynak: moonfit.xyz

Hikaye temelli bir yaşam biçimi uygulaması olan MoonFit, kalori yakımı karşılığında kullanıcıları ödüllendiriyor. Uygulamanın hikayesinde MoonFit isimli bir evren ve bu evrende yaşayan 10 bin tane MoonBeast isimli karakter ele alınıyor. Bu karakterlerin güç kazanması için kalori yakması gerekiyor. Hikayenin baş kahramanları olan MoonBeast’ler, aslında gerçek dünyada egzersiz yapan MoonFit kullanıcılarını temsil ediyor. Kullanıcılar, uygulamadan kalori yakacakları egzersizleri, egzersiz temposunu ve egzersizin yapılacağı ortamı seçebiliyorlar. Günlük görevlerin tamamlanmasıyla MFR ve MFG isimli kripto paralar kazanılabiliyor. Ayrıca, kullanıcılar koşu seanslarının miktarı, toplam koşulan mesafe, yakılan kalori ve uygulamadaki başarı sıralaması gibi bireysel değerlerini takip edebiliyorlar.

5. SNKRZ

Kaynak: thesnkrz

Günlük egzersizler karşılığında ödüller sunan SNKRZ, ”hareket ederek kazan” felsefesini benimsiyor. Bu uygulamayı kullanmaya başlamak için benzersiz tasarımlara ve yeteneklere sahip SNKRZ NFT’lerinden bir tanesinin satın alınması gerekiyor. Bahsi geçen dijital eseri satın aldıktan sonra kullanıcılar yapacakları egzersizlere odaklanabiliyorlar. Yapılan egzersizler sayesinde FRC isimli kripto para kazanılıyor ve uygulama içi kazancın miktarı sahip olunan NFT’lerin özelliklerine göre değişkenlik gösteriyor. Kullanıcılar, SNKRZ NFT’lerini OpenSea gibi dijital NFT pazarlarında satarak da gelir elde edebiliyorlar. Ayrıca, iki tane SNKRZ NFT’si birleştirilerek yeni bir NFT de yaratılabiliyor. FIT olarak bilinen token ise kullanıcıların SNKRZ topluluğu için karar alma süreçlerine dahil olmasını sağlıyor.

En son 2022’de yatırım turuna çıkmış olan SNKRZ’nin son yatırım turundan ne kadar topladığı veya total fonu hakkında net bir bilgi bulunmuyor. Yürüyüş, koşu ve bisikletçilik gibi aktivitelerle fitness dünyasına yeni bir soluk kazandıran bu uygulama, sadece Google Play aracılığıyla 50 binden fazla indirmeye ulaştı.

Kaynaklar: Crunchbase, Medium, Outdoor Fitness Society

İlginizi çekebilir: 2023’te öne çıkan wellness startupları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale