X

Gelişmek, parlamak, köklenmek için: Katman katman aidiyet

En temel ihtiyaçlarımızdan biri, şu aidiyet… Hayatta hem bize ait olan bir şeylere ihtiyaç duyuyoruz hem de biz bir yerlere ait hissetmek istiyoruz kendimizi.

Varlığında değerini ne kadar biliyoruz tartışılır ama yokluğunda bir şeyler eksik hep…

Ait olmadığımız yerlerde gelişip parlayamıyoruz; hayatımızda bize ait şeyler bulamadığımızda ise köklenemiyoruz.

Peki, suya girmekten ve ıslanmaktan bu kadar imtina edilen ve her şeyin adeta sadece ayakları suya sokarcasına yaşandığı bu zamanda, aidiyetten ne kadar bahsedebiliyoruz?

Ait hissetmediğimiz yerlerde sadece uyum sağladığımız için duruyor olabilir miyiz? İkisi çok başkadır mesela, her uyum sağladığımız yere ait olduğumuz söylenemez. Uyum sağlamak bazen sadece hayatta kalma becerisidir ve yaşamak çok başka, hayatta kalmak çok başkadır.

Aidiyet derinlik gerektirir, yüzeyde kalmaya niyetliysek sadece, teğet geçeriz insanların hayatından. Oysa kesişim kümelerinde kurulur bağlar. Çemberin neresinde durduğuna, başkalarını nereye koyduğuna da bakmalı insan.

Sonra aidiyet aynı zamanda bir hak bildirisi ise, ancak emekle karşılık bulabilir. Bir şey üzerinde hak iddia edebilmek için, onun uğruna çalışmış, çabalamış olmalıdır kişi. Her şeyin hazır ve “tüketilebilir” haline bu kadar alışmışken, yemeği bile yaparken artık malzemelerin paketlerde yıkanıp doğranmışını aradığımız bir düzende kim emek vermeye razı ki, “benim” dediği şeyler için.

Öyle ki, “benim olmasın, benimmiş gibi olsun” diyen bile o kadar çok ki… Düşler kurup peşinden gitmektense, bir illüzyon yaratıp gerçeklikten kaçmaya çalışıyorlar adeta. Düşlemeyi de yeniden öğrenmemiz gerekiyor belki de, zira çocukken yaptığımız gibi düşlediklerimizle beslenip büyümenin değil de, gerçekliğin sorumluluğunu almamak için bir şeyleri düş olarak bırakmanın peşindeyiz sanki… Aidiyet böyle yerlerde durmaz, başka yerler arar varlık göstermek için.

Aidiyet yakınlıkla ilişkilidir. Bir kişiye, gruba ya da oluşuma kendini yakın hissetmesi için kişinin önce kendine de yakın olması gerekir. Ne istediğini, ne sevdiğini, ne sevmediğini, değerlerini, hayattaki duruşunu bilmeyen biri nasıl başkalarıyla bunları ilişkilendirebilir ki? Kendimizi tanıdık insanların, yerlerin, şeylerin yanında daha rahat hissediyoruz, ancak bu “tanıdık”lığı bizler tanıyor muyuz? Başka bir deyişle, kendimizi tanımazsak eğer bize benzeyeni nasıl tanırız ki?

Ve belki de aidiyet en çok güven ile ilişkilidir. Zira güven duygusunun yeşeremediği herhangi bir yere kişi kendini ait hissedemez. Bağ kurabilmek için en başta güvenin tesis edilmesi gerekir; açıklık, yakınlık, derinlik, bunlar ancak güvenli bir ortamda varlık bulabilir.

Aidiyetin bu katmanlarında şöyle bir gezinip nerelerde ne yaptığımızı görmemizde fayda var. Çünkü kişinin kendini yaşayabilmesi, kendi gibi yaşayabilmesi, ancak aidiyet duygusunu hissedebilmesiyle mümkün oluyor.

İlginizi çekebilir: İçimizde olanın ancak küçük bir kısmını yaşayabiliyorsak, gerisine ne oluyor?

Ceyda Tepret: İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümü mezunudur. Koç Üniversitesi’nde MBA eğitimi alıp, Madrid’deki IE Business School’da International MBA programında eğitimini tamamlamıştır. Pazarlama alanında bir kariyer tercih etmiştir ve bu alandaki çalışmalarına devam etmektedir. İnsan davranışları ve psikolojiye duyduğu ilgi onu koçluk eğitimi almaya yöneltmiştir. ICF sertifikalı profesyonel bir koç olarak, danışanlarına kendi yolculuklarında destek vermektedir. Pazarlama profesyoneli kimliğiyle marka hikayelerinin, profesyonel koç kimliğiyle de insan hikayelerinin peşindedir.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale