X

Gelibolu kahramanlarının izinde: Doğa ve tarihe dost bir bisiklet turu

Bu haftaki yazımda Gelibolu’da bize rehberlik eden sevgili arkadaşımız, grubumuzun yeni üyesi, amatör tarihçi, Gelibolu savaş alanları uzmanı ve rehberimiz Barış Kaya’nın duygularımızı canlandıran yazısını paylaşmak istedim. Haftasonun yaptığımız bisiklet turu etkinliğimizde kendisinin yazdığı yazını bir kelimesine dokunmak istemedim . Teşekkürler Barış. Bize muhteşem bir hafta sonu yaşattın. Bilgine, emeğine, desteğine, rehberliğine ayrı ayrı teşekkürler…

“Yıl 1915… Binlerce genç… Kiminin yaşı 18 bile değil. Kiminin anası kınasını yakıp vatan savunmasına yollamış, kimi sırf “günde 5 penny’lik macera” ya katılabilmek için ve Avrupa görmek umuduyla sahte belgeler düzenleyip gemilere binip bilmediği topraklara adım atmış. Ve Gelibolu Yarımadası… Bugün, onca gencin kaybına isyan eder ve o hüznü örtmek istercesine yeşile bürünmüş, kıyılarında maviye bezenmiş her yanı kekik ve çiçek kokan eşsiz bir doğa.

Bugün… Ruhu genç beş pedal biz Ali, Hakan, Cenk, Ömer ve ben Barış, iki gün boyunca önce Alçıtepe’den başlayarak Abide, Fransız Anıtı, Ertuğrul Koyu – Yahya Çavuş Anıtı, İngiliz Anıtı, Tekke Koyu, On İki Ağaç Mezarlığı, sonra da Eceabat’tan başlayarak Kabatepe, Anzak Koyu, Şarapnel Vadisi, Balıkçı Damları, Topçu Bayırı ve Kanlı Sırt – Yalnız Çam rotalarını tamamladık. Birbirini yıllardır tanıyan grup, yeni üye bana sağ olsunlar katlandılar.

Yıllardır bu topraklarda yaşar, rutin olarak bazen mesleğim bazen kendimle baş başa kalmak için Yarımada’ya geçer ve dolaşırım. Belki iki binden fazla ziyarete rehberlik ettiğim programlarda çok değerli insanlar biriktirdim hayatımda. Ama bu programların hiçbirinde, yanından araçla geçerken farkına varmadığım yaban lalelerini görme zevkini paylaşmamışım yanımdaki değerli insanlarla, dostlarla. Her defasında tüylerimi diken diken eden muharebe alanlarını bu sefer koklayarak, taşını toprağını, çukurunu patikasını görerek gezmek… Gerçekten değermiş…

25 Nisan 1915’te ilk şehitlerimizi verdiğimiz çıkartma noktalarını, aynı yıl 6-7 Mayıs’ta binlerce şehit verdiğimiz Kirte’yi, adı üstünde Kanlı Sırtı, Conk Bayırı’nı, Mustafa Kemal’i, Yahya Çavuşu, Koca Seyit’i, Cevat Paşayı, Bigalı Mehmet Çavuşu ve adlarını bile bilmediğimiz yüzbinler olduğu bilinen kahramanlarımızı uzun zamandır böyle derin hissetmemiştim. Andık, olması gerektiği gibi… Ruhları şad olsun. Sayelerinde vatanımızla yine övündük ve sonuna kadar haklıyız bu övüncümüzle.

Onlar, atalarımız, dedelerimiz mertçe dövüştüler, vatan savundular. Öyle ki, karşı siper bile saygı duydu zamanla bu fedakârlıklarına. Yine öyle ki, 24 Mayıs 1915’te 9 saatlik ateşkeste birbirleriyle tokalaştılar, tütün ve konserve takas ettiler. Kiminin “eğerler” savaşı, Churchill’in “Dardanel Kumarı” dediği savaşa, Onlar “yüzyılın son centilmenler savaşı” adını kazıdılar. Onlar, kurşunları bitince süngü hücumuna korkusuzca ölüme koştular bu topraklarda. Ve biz, her pedalımızda bunu sonuna kadar hissettik. Kim olmaz ki feda bu yemyeşil doğaya, berrak mavi denize, bu ülkenin güzel insanına, uğruna canların göz kırpmadan feda edildiği bu kutsal topraklara…

Ve teşekkür… Uzun zamandır daha umutlu bakmamıştım yaşadığım coğrafyaya. Geçen hafta sonu kat ettiğimiz rotayla, hem fiziksel aktivite olarak, hem de ruhen kendime hanidir bu kadar güzel bir hediye vermemiştim. Ötesinde, yine uzun zamandır aynı dili konuşup aynı uğraştan mutlu olduğum değerli insanlar katmamışım hayatıma, onu fark ettim. Biz pedalı sadece yola değil, dostluğa, değerlere, tarihe ve ülkemiz adına umuda vurmuşuz. Bana bu fırsatı tanıdıkları ve beni asansör-araba-asansör sınırlı “U” hayatımdan koparıp tekrar pedalla buluşmamı sağladıkları için kendilerine teşekkürler. Umarım en az benim aldığım hazzı almıştır tüm ruhu genç pedallar. Ve umarım yakın zamanda tekrar buluşuruz. Zira Ali’nin dediği gibi, sanırım pedalla zehirlendim ve yarımadada yollarda ve patikalarda olacağım.

Son olarak hanımefendi pedallara bir merhaba. Kadınlar gününüz şimdiden kutlu olsun. Siz, modern Türkiye’nin en önemli dayanağısınız. Modern ve laik Türkiye’nin üzerine kurulduğu ilkelerini gelecek nesillere en doğru ve gerektiği gibi vermek üzere asil ve önemli bir göreve tıpkı pedalınıza sahip çıktığınız gibi sahip çıkacağınıza inancımız tam.

Yolu buradan geçeceklerle görüşmek üzere… Sağlıcakla kalmak için keyifle pedallayın…

Sevgi ve saygılarımla…

Barış Kaya
Çanakkale
7 Mart 2019, Perşembe”

Pazartesi, Barış’ın yazısında söz ettiği duygularla işe döndüğünüzde Çanakkale Savaşı’ndaki şehitlerimizin bölgeyi savunmak için gösterdiği mücadeleyi görmek, hikayelerini dinlemek insanı gerçekten çok düşündürüyor. Bu kadar zorluğun, bu kadar yokluğun, matematik eşitsizliğin olduğu bir ortamda mucizevi şekilde bu savaş alanının her metrekaresini nasıl savunmuşuz? Bunu anlamak için kesinlikle herkesin Gelibolu’da turlaması, bu bölgeyi ziyaret etmesi şart. Sizleri de önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğimiz Çanakkale turlarımızda görmek dileğiyle.

Keyifle pedallayın…

İlginizi çekebilir: Bisiklete binerken ne tür kıyafetler giyilmeli: 6 hayat kurtarıcı tüyo

Ali User: Bundan birkaç sene önce Norveç’te bir arkadaşımı ziyaretteydim. O akşam, gel seni güzel bir restorana götüreyim dedi. Sokağa çıktık, sokağın köşesindeki kiralık bisikletlerden, cebinden çıkarttığı kart ile 2 bisiklet kiraladı ve biz de bisikletlere atlayıp restoranın yolunu tuttuk. Yalnızca 15 dakika sürdü varmamız. Hava, ortam, sokaklar müthişti. Geldiğimiz yerde bisikletlerimizi iade edip girdik içeri. Keyifli bir yemek sonrası, çıkışımızda yine benzeri şekilde bisikletleri kaptık ve eve döndük. O gün çok etkilenmiştim. Bundan sonraki her yurt dışı seyahatimde, şehri gezebilmek için bisikleti kullanmaya ve şehrin tadını çok daha keyifli çıkarmaya başladım. İstanbul’da da arkadaşlarımla  yaptığım Tarihi Yarımada bisiklet gezilerinde, şehrin hiç görmediğim sokaklarını, hiç tatmadığım lezzetlerini deneyimlemeye başladım. Bu sayede başladım bisiklet turizmine, keyifle pedallamaya… 10 senedir bisiklete binmek bir hobiydi benim için. Son 2 senedir ise Bisiklet Turizmi yapmak, işim haline geldi. Şimdi UserRides markasıyla keyifle pedallayacağınız günübirlik veya konaklamalı bisiklet turları organize ediyor ve herkesin keyifle pedallamasına katkı sağlıyorum. Konfüçyüs “Sevdiğiniz bir işi seçin, böylece hayatınız boyunca bir gün bile çalışmak zorunda kalmazsınız” demiş. Ben de öyle yaptım, artık çalışmıyorum. Eşim ve iki oğlum ile zaman zaman beraber bisiklete biniyor ve köpeğimiz Oscar’ı da bu turlarımıza dahil ediyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale