X

Geleceğin sosyalleşme trendlerinde wellness devrimi: Wellness toplulukları

Arkadaşlarınızla haftalık buluşmanızı spor salonunda ya da yoga stüdyosunda yapmak kulağa nasıl geliyor? Arkadaş buluşması denince akla pazar brunchları, alışveriş merkezleri ya da cuma iş çıkışı yemekleri geldiği için yogada yan yana terleyerek sosyalleşme fikri ilk bakışta biraz ilginç gelmiş olabilir. Ancak son yıllarda tüm dünyada hızla yayılan wellness trendlerinin en öne çıkanlarından biri de spor salonlarının ve wellness odaklı işletmelerin sosyalleşme merkezi haline gelmesi. Bundan çok değil beş sene önce arkadaşlarınızla birlikte yogaya başlamak ya da hafta sonunu bir wellness ve SPA merkezinde geçirmek söz konusu bile değilken artık bu ve bunun gibi wellness odaklı aktiviteleri sosyalleşme amaçlı kullanmak oldukça popüler bir trend.

Bu trendin bu kadar hızlı yayılmasının en önemli sebeplerinden biri Y jenerasyonu olarak adlandırılan 90’lı yıllarda doğmuş, şu an 30’lu yaşlarında olan bireylerin yaşam stilleri. Dünyanın en tanınmış pazar araştırması şirketlerinden Nielsen’ın 2017 yılında yayınlamış olduğu rapora göre Y kuşağından olan bireyler ebeveynlerine ve kendilerinden büyük diğer yetişkinlere göre daha az alkol tüketme ve spor, sağlıklı beslenme gibi iyi yaşamla ilgili aktiviteleri daha fazla benimseme eğilimindeler. Peki gençlerin artık alkol tüketmiyor, gece dışarı çıkıp sabahlara kadar dağıtmıyor oluşu toplumun muhafazakarlaştığının bir göstergesi olabilir mi? Yapılan araştırmalar gençlerin dinle ilgili konulara olan ilgisinin ve kilise gibi dini mekanlara gitme oranlarının her geçen yıl daha da azaldığını gösteriyor. Yani sosyalleşme trendlerindeki bu radikal değişimi muhafazakarlaşma olarak yorumlamamız söz konusu değil.

İlginizi çekebilir: Sosyalleşmede yeni trend: “Ayık olmak”

Günümüzde sosyalleşme amaçlı kullanılan en bilindik yerlerin başında alışveriş merkezleri geliyor. Ancak ilerleyen yıllarda ‘alışveriş merkezinde buluşup alışveriş yaparken sosyalleşme’ trendinin de yavaş yavaş kaybolmaya başlayacağı öngörülüyor. Yapılan araştırmalar bu değişimin sebebinin online alışveriş oranındaki artışla ilişkili olduğunu gösteriyor.

Geleneksel sosyalleşme mekanlarının yerini artık CrossFit salonları, grup meditasyonu stüdyoları, vegan restoranlar almaya başladı. Kendini gerçekleştirme, kişisel gelişim ve kolektif bilinç gibi konulara önem veren Y kuşağı sosyalleşme gibi kişisel aktivitelerinde de değerleriyle ve yaşam tarzıyla örtüşen, kendisi gibi insanlarla bir araya gelebileceği mekanları tercih ediyor. Yeni nesil yetişkinler artık düşünceleri, inançları ve benimsedikleri yaşam tarzı konusunda toplumsal değerlerden daha bağımsız olma eğiliminde. Bu yüzden bar, gece kulübü gibi sesli ortamlarda birlikte dans edip bir şeyler içmek artık bu neslin sosyalleşme ihtiyacını karşılaması için yeterli değil. Sosyalleşmek için bu tarz mekanları tercih etmeyen, sosyalleşme ihtiyacını teknoloji yardımıyla karşılamaya çalışan Y kuşağı için wellness odaklı mekanlar fiziksel olarak bir araya gelerek tekrar yüz yüze sosyalleşme fırsatı yaratıyor.

İlginizi çekebilir: Y jenerasyonundaki bireylerin mutsuzluğunun ve tatminsizliğinin arkasında ne var?

Sosyal yaşamımız neden wellness odaklı olmaya başladı?

Global Wellness Institute raporuna göre %7’si son iki yıla ait olmak üzere wellness sektörüne dayalı ekonomi 4.2 trilyon dolara ulaştı. Wellness trendlerinin bir anda bu kadar popüler hale gelmesinde Y kuşağının kısıtlı olan zamanını optimize etme çabası büyük rol oynuyor. Aynı anda hem spora gidip hem de sporda sosyalleşme ihtiyacını karşılayabildiğimizde bir taşla iki kuş vurarak zamandan tasarruf etmiş oluyoruz. Y kuşağının bir başka öne çıkan özelliği olan tutkularını ve keşfettiklerini herkesle paylaşma isteğinin de wellness odaklı etkinliklerin bir anda popülerleşmesindeki etkisi oldukça büyük. Meditasyon festivallerinden spinning partilerine ilgi çekici ve yaratıcı wellness etkinlikleri sosyal medyada ilgi gördükçe bu etkinliklere katılanların sayısında da artış görülüyor. Sağlıklı ve temiz beslenen, düzenli olarak spor yapan ya da detox suları içen birinin cuma akşamı çıkıp uykusuz kalmak istememesi, bedenine ve ruhuna zarar verdiğini düşündüğü şeyleri tüketmek istememesi oldukça anlaşılır.

Mekanlarda wellness devrimi

Wellness odaklı birçok deneyim Y kuşağının sosyalleşme aracı haline gelmiş durumda ve geleneksel wellness odaklı mekanlar da bu ihtiyacı karşılamak üzere dönüşüm geçiriyorlar. Bu dönüşümün en bilinen örnekleri koşu grupları ve spor salonlarının üyelerine özel düzenlediği sosyalleşme odaklı etkinlikler ve ayrıcalıklar. Spor salonlarındaki smoothie barlar ya da insanların spor öncesinde ya da sonrasında oturup konuşabilecekleri, sosyalleşebilecekleri alanlar, arkadaşlarınızla birlikte girebileceğiniz grup dersleri de bu dönüşümün en görünen örneklerinden.

İyi yaşam odaklı mekanlardaki değişimin yanı sıra, sosyalleşmek için gittiğimiz kafeler ya da iş yerlerimizde de bu değişim trendine ayak uydurma yolunda önemli adımlar atılıyor. Meditasyon odaları, sağlıklı yiyecek ve içecek barları, vegan öğle yemeği gibi wellness odaklı seçeneklere erişim geçmişe kıyasla artık çok daha kolay.

İlginizi çekebilir: 2020’de mutlaka takip etmeniz gereken 9 wellness trendi: Akıllı asistanlar ön planda

Wellness topluluklarının ve wellness odaklı mekanların geleceği

Wellness odaklı mekanların ve trendlerin yükselişte olması geleneksel sosyalleşme alışkanlıklarımızın tamamen son bulacağı anlamına gelmiyor. Bir çoğumuz hala hafta sonu akşamlarında eve pizza söyleyip film geceleri yapmayı ya da arkadaşlarımızla dışarıda buluşup geç saatlere kadar eğlenmeyi tercih ediyoruz. Değişen tek şey artık sosyalleşme ihtiyacımızı karşılamak için wellness odaklı mekanların ve etkinliklerin çoğalması sayesinde daha fazla seçeneğin bulunuyor olması. Birçoğumuz yoğun bir koşuşturmaca içinde zamanla yarışarak çalışırken hem sosyalleşmek hem de kendimize zaman ayırmak için zaman yaratmaya çalışıyoruz. Bu nedenle özellikle gelecekte sosyalleşme odaklı wellness etkinliklerinin sayısında önemli bir artış yaşanması bekleniyor.

 

Kaynaklar:

Well and Good

Nielsen

Global Wellness Institute

Merve Dökmeci: Lisans ve yüksek lisans eğitimlerimi Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladım. Boğaziçi Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak çalıştığım 4 yıl boyunca uzmanlık deneyimimi üniversitenin rehberlik ve psikolojik danışmanlık biriminde (BÜREM), bireysel danışmanlık ve grup çalışmaları ile edindim. Bu süreç zarfında sempozyum ve kongrelerin organizasyonunda, ve çeşitli bilimsel araştırma projelerinde yer aldım. Mindfulness Temelli Bilişsel Davranışçı Terapi ekolüne olan ilgim ve araştırmalarım sonucunda, öz şefkatin kişilerarası kabul-red ve duygusal tepkisellik arasındaki ilişkiye olan etkilerini incelediğim tezimle birlikte, yüksek lisans eğitimimi yüksek onur derecesiyle tamamladım. ODTÜ Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Doktora Programı’nda doktor adayı olarak bilimsel çalışmalarımı ve uzmanlık eğitimimi sürdürüyorum. Doktora eğitimimle birlikte Bilgi Üniversitesi’nde başlayan akademisyenlik yolculuğuma ise, MEF Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak devam ediyorum. Akademideki çalışmalarımın yanı sıra, kurucusu olduğum Uniqus Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık merkezinde, beden farkındalığı ile travma çözümlemesi ve stres yönetimi üzerine psiko-biyolojik bir yaklaşım olan Somatik Deneyimleme’yi mindfulness pratiğime entegre ederek; bireylere psikolojik danışmanlık, kurumlara ise seminer ve eğitim destekleri veriyorum. Büyük bir heyecanla çalıştığım ruh sağlığı alanındaki bilgi birikimimi paylaşma merakımın ve yazmaya olan tutkumun beni 2013 yılında buluşturduğu Uplifers’ta, editör olarak ilgi duyduğum konularda araştırmaya, öğrenmeye ve paylaşmaya devam ediyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale