X

Gastronomi dünyası 2025’te hangi trendleri sahipleniyor?

Her yıl yeni bir dönüşüm geçiren gastronomi dünyası, 2025’in trendleriyle hem damak zevkine hem de ruhu beslemeye odaklanıyor. Bu trendler, yemeklerin sadece tüketilecek bir şey olmadığını ve her yemeğin bir deneyim, hikaye ve ritüel taşıdığını vurguluyor. Bitki bazlı lüks mutfaktan berrak kokteyllere kadar uzanan bu trendler, gastronomi dünyasını zenginleştirerek bilinçli tüketicilere hitap eden incelikli dokunuşları somutlaştırıyor. Bu yazımızda, lezzetleri daha rafine, içerikleri daha fonksiyonel ve sunumları da birer sanat formuna dönüştüren 2025’in gastronomi trendlerini derinlemesine inceliyoruz.

Farklı mutfaklardan lezzetler bir araya getiriliyor

Farklı ülkelere, bölgelere ve kültürlere ait mutfak geleneklerinin birleştirilmesine füzyon mutfak deniyor. 2025’te farklı dünya mutfaklarını bir araya getiren füzyon mutfak anlayışı yükselişe geçiyor.

1970’lerden beri pek çok çağdaş restoran mutfağında kendisini belli eden füzyon mutfak, belirli bir mutfak stiliyle kategorize edilmiyor ve geleneksel etnik mutfakları harmanlamaya odaklanıyor. Bu trend, farklı mutfak geleneklerinden unsurları birleştirerek tüketicilere benzersiz karışımlar sunmayı hedefliyor. Kültürel çeşitliliklere saygı duyan ve farklılık arayışında olan genç şefler, füzyon mutfağı benimseyerek özgünlüklerini kanıtlıyorlar. Tüketiciler ise bu eğilim aracılığıyla yenilik arayışlarını büyük bir tatmin duygusuyla doyuruyorlar. Bu trendin somut örnekleri arasında Japon ve Meksika mutfaklarını birleştiren sushi burrito, Japon ve Amerikan mutfaklarını harmanlayan ramen burger, Kore ve Meksika mutfaklarını bir araya getiren Kore taco ve Hint ve İtalyan mutfaklarının ortak bir ürünü olan tereyağlı tavuk pizza bulunuyor. İlk seferde zihinleri bulanıklaştıran bu örnekler, çeşitli kültürlerin lezzetlerini modern ve uyumlu olacak şekilde bir arada sunuyor. Bu nedenle, her tüketicinin ön yargılarını yıkarak farklı damak tatlarının eş zamanlı deneyimlenmesine yardımcı olan füzyon mutfağa bir şans tanıması gerekiyor.

Ruh halini doğrudan etkileyen özel bileşenler ön plana çıkıyor

Günümüz modern dünyası, koşuşturma kültürü, sosyal sorunlar, ekonomik problemler ve politik huzursuzluklar nedeniyle insanların hem fiziksel hem de zihinsel açıdan yorulmasına sebep olabiliyor. Gastronomi dünyası da bu problemi çözüme kavuşturmak adına 2025’te insanların kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı olan gıdalara odaklanıyor. İngilizce’de bu gıdalar için şemsiye terim olarak ‘mood food’ kullanılıyor.

Ruh halini dengeleyen ve iyi hissetme halini açığa çıkaran yiyecek denildiği zaman akla ilk olarak cips ve pizza gibi standart besinler gelse de gastronomi dünyası bu besinlerin önüne geçiyor. Bu yıl, mood food olarak insan psikolojisini destekleyen belirli malzemeler ön plana çıkıyor. Örneğin, şefler kokuları sayesinde sakinlik dolu bir atmosfer yaratan limon otu ve bergamot gibi bitkileri 2025’te fazlasıyla sahipleniyor. İtalya’nın Calabria bölgesinde yetişen, küçük ve kırmızı bir acı biber olan Calabrian chili ve tuzlu çikolatalar da keskin tatlarıyla yarattıkları heyecan hissiyatı doğrultusunda tercih ediliyorlar. Gastronomi ve gıda teknolojisi gibi alanlarda uzman kişilerden oluşan Insitute of Food Technologists’e göre, Z jenerasyonu gibi genç tüketiciler yiyecekler ve içecekler aracılığıyla uyarılmayı istiyorlar ve bu istekleri doğrultusunda da bir hikaye anlatan, heyecan verici ve macera dolu tat deneyimleri arıyorlar. Gençlerin bu tutumu doğrultusunda da bu yıl mood food trendi gastronomi dünyasını şekillendiriyor.

Bitki bazlı mutfak anlayışı benimseniyor

Pek çok insan için yemek yemek et tüketimi anlamına gelse de 2025’te gastronomi dünyası bitkilere daha çok ev sahipliği yapıyor. Et yemeden doyamadığını düşünen kişiler bile bu yıl vejetaryen ve vegan beslenme düzenlerine yöneliyor.

Restoranların çoğu, günümüze kadar menülerinde hayvansal gıda bazlı tabaklara vejetaryen ve vegan seçeneklere göre daha çok yer verdi. 2025’te ise bu anlayış yıkılıyor ve restoranlardan diğer mekanlara kadar birçok yerde vejetaryen ve vegan diyeti benimseyen bireyler için seçenekler zenginleştiriliyor. Bu trend, hayvansal gıdalarla düzenli olarak beslenilmesi sonucunda açığa çıkan sağlık problemlerine ve çevresel sorunlara dayanıyor; tüketiciler, hem fiziksel ve psikolojik sağlıklarını hem hayvanlar alemini hem de doğanın dengesini korumak adına bitki bazlı beslenmeye yöneliyorlar. Restoranlar ve özel şefler de bu yönelimin farkına vararak bitki bazlı öğünleri sadece yan yemek olma rolünden uzaklaştırıyor. Yaratıcı şefler, bu eğilim doğrultusunda mevsim sebzelerini ve meyvelerini kullanarak et ve süt ürünlerini aratmayan lezzetler hazırlıyorlar. Aynı zamanda, dünya çapında sadece vegan ve bitki bazlı seçenekler sunan mekanların sayısı da hızla artıyor.

Berraklaştırılmış kokteyller dünya çapında popülerleşiyor

Güzel sohbetlerin ve özel gün kutlamalarının eşlikçisi olan kokteyller, 2025’te önemli bir dönüşüm geçiriyor. Hem alkollü hem de alkolsüz olacak şekilde hazırlanabilen bu renkli içecekler, bu sene daha pürüzsüz bir hale getiriliyorlar.

Son dönemlerde New York ve Londra’daki mekanlarda katı maddelerden tamamen arındırılmış ve homojen gözüken kokteyller oldukça popüler. Bu popülarite 2025’te tüm dünyaya yayılıyor ve pek çok bar menüsüne berraklaştırılmış kokteyl seçeneklerini dahil ediyor. Singapur’daki Alleybar’da servis edilen Ghosted Colada isimli klasik pina coladanın eğlenceli bir versiyonu bu trendin en dikkat çeken örneklerinden biri. Bu kokteyl, dışarıdan bakıldığı zaman mor rengini hafif barındıran bir suya benziyor ve berraklığıyla dikkat çekiyor. Dış görüntüsü alışılagelmiş kokteyl renkliliğine uyum sağlamasa da bu kokteyl ev yapımı pandan şurubu, ananas suyu, taze limon, hindistan cevizi ve romu bir araya getirerek fazlasıyla zengin bir içerik sunuyor. Ghosted Colada’ya benzer kokteyller, dünya çapında birçok mekanın menüsüne dahil olarak ilgileri üzerlerine topluyorlar. Her ne kadar berraklaştırılmış kokteyllerin tariflerinde ve menülerdeki sayılarında artış yaşansa da pek çok barmen bu eğilimin görsel hilenin ötesindeki amacını sorguluyor. Barmenlerin bu kokteyl türüne yönelik yaklaşımına rağmen bu trendin kalıcı olduğunu rahatlıkla fark edebiliyoruz.

Çay kültürü yeni bir boyuta taşınıyor

Baharat, süt ve siyah çayın birleşimi olan chai tea latte ve bir yeşil çay türü olan matcha çayı son yıllarda gastronomi dünyasının ana akımları arasında bulunsa da 2025’te başka çay karışımları da ön plana çıkıyor.

Dünya çapında sırasıyla Türkiye, İrlanda, İngiltere, İran, Rusya, Fas, Yeni Zelanda, Şili, Mısır ve Polonya’da çok fazla çay tüketiliyor. Bu ülkeler başta olmak üzere, dünya çapında birbirinden farklı çay karışımları hızla benimseniyor. Bu karışımlar arasında Earl Grey ve rooibos çayıyla birlikte papatya, ısırgan otu ve tarçın gibi çiçeksi infüzyonlar ön plana çıkıyor. Bu karışımlar, geniş kitlelere hitap ederek hoş aromalar ve lezzet profilleri sunuyor. Ayrıca, bu çayların çok yönlü bir yapıya sahip olup hem fiziksel hem de psikolojik sağlık için birçok yarar sunduğunu da vurgulamalıyız. Bu yıl boyunca farklı çay karışımlarına fırın tatlılarının ve tuzlu atıştırmalıkların yanında sık sık rastlayacağız.

Kaynak: MICHELIN Guide, Forbes, National Geographic, CNN

İlginizi çekebilir: Beslenmede öne çıkan 2025 wellness trendleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale