X

Fiziksel olarak mesafe koyarken, hem birbirimizle hem kendimizle daha güçlü bağlar kurabilir miyiz?

Bildiğiniz gibi bir süre önce Korona Virüsü (Covid 19) olarak adlandırılan ve duruma göre ölümcül olabilen bir virüs tehdidiyle karşı karşıya kaldık. O günden bu yana, kaçınılmaz olarak hepimizin bir numaralı gündemi haline geldi. Yıllarca bilimkurgu filmlerinde büyük bir keyifle izlediğimiz ve içten içe belki de başımıza böyle bir şey gelmediği için şükrettiğimiz bu konu, gerçeğimiz oldu. Bu şaşkınlığımızla Korona’yı her yönüyle tanımaya, belki de gerçekten var olduğuna ikna olmaya çalıştık.

Virüsün gelişim süreci bu kadar detaylarıyla anlatılmasa neredeyse üretilmiş bir virüs olduğu bile düşünülebilirdi. Bir anda ortaya çıktı ve deniz aşırı ülkelere yayılırken bizler sadece izledik. Alınan bazı sözde önlemlerle önüne geçemedik.

Hal böyle olunca aslında ne kadar da yaralanmaya açık ve çaresiz olduğumuzu netlikle görmüş olduk; görmeye de devam ediyoruz. Ben de bugün Covid 19’a yaralanabilirlik açısından bakmak istiyorum. Yaralanabilirlik, pek çok açıdan -sosyal, politik, çevresel- ele alınabilecek bir konu. Gücün, paranın, sistemlerin artık anlamını yitirmeye başladığı bu günlere hep birlikte tarihe şahitlik ediyoruz. Tüm bunlar olurken makro ölçekte baktığımızda ülkeler kendi sınırlarında, mikro ölçekte ise bizler evlerimizde bu durumun getirdiklerini süzgeçten geçirmeye yöneliyoruz.

Bizler bugüne dek hep normları, sistemleri referans aldık. Kendimizi sistemle uyumlandıramadığımız ölçüde güvencesizliğin içine girdik. Tehlikede olduğumuzu düşündük. Öyle miydi gerçekten? Yoksa yaralanmaktan korktuğumuz için, normlardan sapmadan onu sürekli olarak tesis etmek için, ona adapte olmak için mi uğraştık durduk? Peki ya referans aldığımız normlar ve sistemler artık dağılıyorsa? O zaman bilinmezliğin ve tekinsizliğin içinde açık bir yara gibi durabilmeyi öğrenmek gerekmez mi?

Şeffaflıkla olaylara bakabilmek için yolun insanın kendisinden geçtiği kanısındayım. Makro ölçekte sistemler tekinsizliğin çanlarını çalarken, olduğumuzu sandığımız benliğimizde hangi inançlarımızın yıkılmakta olduğunu fark edebiliyor muyuz? Vazgeçilmez sanılan konfor alanlarında depremler oluyor mu? “Bunlar için cesaret gerekiyor” dediğinizi duyar gibiyim. Evet, öyle. Ben de daha cesur olabilmeye çalışıyorum. Burada denediğim ve etkili olduğunu düşündüğüm birkaç öneride bulanacağım.

Bunun için fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlığımızı iyileştirmeye bakmalıyız. Fiziksel sağlığımızı korumayı; pek çok arkadaşımın buradaki yazılarında paylaştığı, uzmanların da bahsettiği gibi besin değeri yüksek yiyecekleri, hatta ulaşabiliyorsak süper gıda olarak bahsedilen yiyecekleri tercih ederek, bol su içerek, şeker tüketmeyerek sağlayabiliriz. Egzersiz ve yoga yaparak bedenimizi destekleyebiliriz.

Zihinsel olarak ise hepimizin kendi sınırlarında bulunması gereken bu dönem, kendimize dönmemiz ve unuttuğumuz değerlerimizi yeniden hatırlamamız için bize bir fırsat gibi. Ben bu süreçte bol bol yemek yapıyorum, çekmeceleri düzenliyorum, kızımla tuhaf oyunlar oynuyorum. Evdekilere bol bol kolonya sunuyorum. Uzun süredir konuşmadığım kişileri arıyorum. Sevdiklerime onları ne kadar sevdiğimi söylüyorum.

Kendimizle yakınlık kurmayı, çevremizle aramızdaki ayrım duvarlarını yıkmayı, incinebilir olmayı kabul etmemiz gerekir diye düşünüyorum. Fiziksel olarak sosyal yaşama mesafe koyarken, birbirimizle daha güçlü bağlar kuruyor olmamız, özünde bir paradoks oluşturduğu düşünülebilir. Öyle de. Hepimiz içe dönerken derinlerde yitirmiş olduğumuz manayı tekrardan keşfe çıkıyoruz sanki. Sahip olduklarımızın, olmadıklarımızın ötesinde daha samimi bir varoluş haline geçtiğimizi düşünüyorum.
Tüm bunlar olurken bizler de payımıza düşeni yapabilmek için uyanık olabiliriz. Bunun için pek çok meditasyon uygulamasından -mindfulness meditasyonu, sufi meditasyonu- ya da sizin içe dönmenizi sağlayan hangi uygulama iyi geliyorsa, ondan faydalanabilirsiniz.

Niyette uygulamak varsa her yerden kolaylıkla istenen bilgiye ulaşılacağına inanıyorum. Büyük üstatların bizlere bıraktığı yol haritası niteliğindeki kadim bilgileri aktaran kitapları, iyi yazarların kitaplarını okuyabiliriz. Güzel müzikler dinleyebilir, filmler izleyebiliriz. Tüm bunları yaparken meşgul olma bakış açısından öte kendimizle biraz daha yakınlık kurabilmeye odaklanarak yaparsak belki de payımıza düşeni yapmış, dünyayı daha güzel bir yer yapmak için adım atmış olacağız.

Sevgilerimle…

İlginizi çekebilir: Güzel şeyler de oluyor: Koronavirüs gündeminde umut veren haberler

Birsen Ertan Yükseltürk: 1981’de Aydın’da doğdu. Bilkent Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. University of California, Los Angeles’ta (UCLA) Uluslararası Ticaret Yüksek Lisansını tamamladı. Yurt dışı satış pazarlama sorumlusu ve bölge yöneticisi olarak görev yaptı. Şu an İngilizce - Türkçe çeviriler yapmakta, öykü ve denemeler yazmaktadır. Sevgiye ve özgürlüğe doğru yolculuğu devam etmekte. Evli ve bir kız çocuk annesidir.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale