X

Finansal wellness nedir: Finansal durumunuzun hayatınız üzerindeki etkileri ve finansal wellness uygulamaları

Mutlu bir yaşamın fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak iyi hissetmekle mümkün olabileceğini artık hepimiz biliyoruz. Peki, para ve maddi kaynaklarımız bütünsel bir iyilik hali için önem taşıyor mu? Para gerçekten mutluluğu da beraberinde getiriyor mu? Finansal olarak iyi durumda olmak ve refah seviyemizin yüksek olması bütünsel iyilik halimizi nasıl etkiliyor? Harcama davranışlarımızı şekillendiren kişisel ve çevresel faktörler neler? Tüm bu soruların cevabı finansal wellnessta saklı. Finansal wellness nedir, hayatımıza olan etkileri nelerdir ve finansal wellness için yapılması gerekenleri sizler için derledik.

Finansal wellness nedir?

Finansal wellness, diğer bir deyişle finansal iyi oluş, bireyin finansal refahını sağlayabilmek için sahip olduğu finansal farkındalık, finansal okuryazarlık, finansal davranış ve finansal tatmin gibi kavramları kapsayan bir olgu. Bütünsel bir iyi oluşun vazgeçilmez parçalarından biri olan finansal wellness, parayla olan ilişkinizin farkında olmanıza, anlamanıza ve değerlendirmenize yardımcı oluyor.  

Uykuda olmadığımız zamanın büyük bir bölümünü para kazanmak için çalışarak geçiriyoruz. Bu nedenle de para kazanma ve harcama davranışlarımız, bu davranışlarla kazandığımız alışkanlıklarımız ve finansal kararlarımız kim olduğumuzla ve yaşam tarzımızla ilgili önemli ipuçları taşıyan olgular.

Finansal wellness neden önemli?

Mezun olduktan ve çalışma hayatına atıldıktan, kariyerimizde ilerleme kaydettikten bir süre sonra sadece para kazanıyor olmanın uzun vadede mutluluk getirmeyeceğinin farkına varıyoruz. İyi hissetmemizin para kazanmamızla doğru orantılı olduğunu düşünsek de, çalışma hayatının rutin akışına alıştıktan sonra parayla ilgili konular endişe ve stres kaynağı haline gelebiliyor. Finansal durumumuzun yaşam standardımız üzerinde belirleyici olması; bütünsel iyi oluşumuzu, kişilerarası ilişkilerimizi ve iş yerindeki performansımızı doğrudan etkiliyor. Kişinin finansal iyi oluşunun bu kadar fazla faktörle ilişkili olması, hem bireyin çalışma performansını hem de işverenleri olumsuz etkileyebiliyor. Parayla ilgili sürekli endişe taşımak, kişinin potansiyeline ulaşmasına engel olacağı için kariyeriyle ilgili de olumsuzlukları beraberinde getirebiliyor.  

Finansal wellness, bireyin finansal durumuna bütüncül bir çerçeveden yaklaşarak para kazanmanın ve harcamanın ötesinde, kişinin hayata olan bakışını, yaşam tarzını ve standartlarını, kariyer hedeflerini ve gelişimini, parayla olan ilişkimizin hayatın diğer alanlarındaki davranış ve düşünce kalıplarımızla nasıl etkileşim içinde olduğunu da kapsar.

Kişinin çalışma ve iş yaşamından tek beklentisi para kazanmak olduğunda, hayatıyla ilgili anlam ve amaç kaybı yaşayabilir. Hepimiz, daha tatmin edici bir yaşam için parayla olan ilişkimizi iyileştirmeye ihtiyaç duyuyoruz. Finansal wellness kavramı da tam da bu amaca hizmet ederek, birey olarak parayla olan uzun vadeli etkileşiminizi anlamlı bir ilişkiye dönüştürme ihtiyacınızı karşılama yolunda size yardımcı olabilecek altın bir anahtar gibi. 

Finansal wellness’ın 4 temel bileşeni

Finansal wellness kavramı; finansal farkındalık, finansal okuryazarlık, finansal davranış ve finansal tatmin olmak üzere 4 ana başlığın birleşiminden oluşuyor. Bu 4 temel bileşen, finansal wellnesın temelini oluşturuyor.

1. Finansal Farkındalık

Finansal farkındalık en basit haliyle mevcut finansal durumunuzu ilgilendiren her konuda bilinçli bir farkındalıkla adım atmanız anlamına geliyor. Çoğu insanın finansal konularda zorluk çekmesinin en temel nedeni, parayla ilgili kararlarında bilinçsiz ve o anki durumunun farkında olmadan hareket etmelerinden kaynaklanıyor. Her şeyin hızla değiştiği ve koşuşturma içinde geçen günlük yaşamlarımızda finansal konularda da biraz durup o anki durumumuzu değerlendirmeye ve duruma göre karar vermeye zaman ayıramıyoruz. Profesyonel anlamda finans alanında çalışan kişiler bile çoğu zaman var olan durumu değerlendirmektense, zamanlarını ellerindeki parayı daha fazla çoğaltmanın yollarını aramakla geçiriyor. Finansal farkındalık, duygusal ve durumsal farkındalık olmak üzere iki ayrı ama birbiriyle bağlantılı konseptten oluşuyor.

Finansal konulardaki duygusal farkındalık, aslında mevcut mali durumumuzun öznel bir değerlendirmesi. Finansal durumunuz hakkındaki duygularınız, hissettikleriniz ve bedeninizdeki duyumsamaları kapsayan duygusal farkındalık boyutu, korku, utanç, memnuniyet ve şükran gibi temel duyguları içeriyor.

Mevcut mali durumunuzla ilgili değerlendirmeniz tamamen size özel olduğu için, ne kadar varlıklı olduğunuzdan bağımsız olarak farklı duygular deneyimleyebilmeniz mümkün. Bu nedenle de gelir-gider dengesi sizinle eşit olan biriyle sizin hissettikleriniz arasında uçurumlar olabiliyor. Sosyal çevreniz ve kişisel faktörler, mevcut mali durumunuzun tetiklediği duygular üstünde önemli bir role sahip. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, hissettiklerinizin olumlu ya da olumsuz olmasından bağımsız olarak mevcut duygularınızın farkında olabilmek.

Finansal farkındalığın bir diğer önemli öğesi olan durumsal farkındalık ise basitçe mevcut finansal durumunuzun objektif bir değerlendirmesi olarak tanımlanabilir. Durumsal farkındalık, finansal durumunuzun gerçek durumu hakkında net ve tarafsız bir bakış açısıyla var olan durumu değerlendirmenizi içerir. Yani mevcut kazancınız, gelir durumunuz, banka hesaplarınızdaki varlıklarınız, kredileriniz ve diğer finansal yükümlülüklerinizin tamamıyla ilgili bilgi sahibi olmanız, durumsal farkındalığınızı oluşturuyor.

Kariyerimizde ilerledikçe, beklemediğimiz ve öngöremediğimiz çeşitli durumlarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Benzer şekilde, finansal durumumuzun ve gelir-gider dengemizin istikrarlı şekilde ilerleyişini engelleyen çeşitli faktörler olabiliyor. Ödenmemiş kredi borçları, yeni bir kredi kartı, taşınma gibi beklenmedik harcamalar finansal dengemizi bozabiliyor. Finansal farkındalık, hayatın karşımıza çıkardığı engelleri, beklenmedik durumları ve öngörülebilir riskleri çok daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.

Finansal farkındalığınızı geliştirmek için Japonların bütçe ve tasarruf sanatı olan Kakeibo’dan faydalanabilirsiniz.

2. Finansal okuryazarlık

Finansal wellnessın en önemli bileşenlerinden biri olan finansal okuryazarlık, finansal kararları verme konusunda bilgi ve beceri sahibi olma sürecini kapsıyor.

Matematik ya da fizik gibi okulda öğretilmeyen finansal okuryazarlık sonradan kazanılabilen ve kişinin ancak kendi çabasıyla edinebileceği bilgi ve becerilerden oluşuyor. Tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi finansal okuryazarlık becerisi de öyle hemen kazanılabilecek bir eidnim değil. Bu nedenle çaba ve araştırma gerektiriyor. Para, günlük yaşamımızın bir parçası olduğu için, sürekli kullanılan her şeyde olduğu gibi finansal okuryazarlık konusunda da kendinizi kolayca geliştirebilmeniz mümkün.

Finansal okuryazarlığınızı geliştirmenin en kolay yolu, finans kitaplarından ve online araçlardan yararlanmak. Finansal okuryazarlık söz konusu olduğunda yapabileceğiniz en önemli şey sadeliği hedeflemek olmalı. Unutmayın, fikir ne kadar sade, net ve basitse; hayata geçirme olasılığınız da o kadar artacaktır.

Finansal okuryazarlık konusunda kendinizi geliştirmek için aşağıdaki 6 alanı anlayabilmeniz önemli:

Bütçeleme

Bütçeleme, belirli bir süre boyunca gelir ve giderlerimizi takip etmek için kullandığımız bir araç. Aylık, üç aylık veya yıllık bütçenizi takip etmek ve hesaplamak, bütçelemenin en basit kuralı. Bütçelemeyi öğrenebilmek için, gelen ve giden paranın nereden geldiğini ve nereye gittiğini detaylı olarak takip etmeniz gerekiyor.

Kazancınız, elinize geçen paranın tamamını oluşturuyor ve kira, maaş, ailenizden gelen para gibi birden fazla kaynaktan sağlanabiliyor. Benzer şekilde giderleriniz de kira, yemek, eğlence ve ulaşım gibi başlıklar altında toplanabiliyor.

Özellikle kredi kartıyla yaptığınız harcamalarda, giderlerinizin ne kadarının hangi kalemde olduğunu takip etmekte zorlanabilirsiniz. Örneğin, eğlence için harcadığınız paranın az bir miktar olduğunu düşünürken arkadaş buluşmalarını, kahve masrafınızı, yemekleri, doğum günü harcamalarını hesaba kattığınızda giderinizin büyük bir kısmını eğlence masraflarınızın oluşturduğunu fark edebilirsiniz.

Bütçe planı oluşturmanın ve bütçelemeyi öğrenmenin amacı tahmini varsayımlar üstünden değil rakamların söylediği bir değerlendirme üzerinden finansal durumunuzu daha objektif şekilde değerlendirebilmeniz. Paranızın nereden gelip nereye gittiğini gördükten sonra, alışkanlıklarınızı değiştirmek için adımlar atmaya başlayabilirsiniz.

Birikim

Finansal wellnessı güçlendirmek için yapmanız gerekenlerle ilgili verilen tavsiyeler arasında en tanıdık olduğunuz kavram birikim yapmak olabilir. Tasarrufla doğrudan ilişkili olan birikimin formülü aslında çok basit:

Toplam Kazanç – Toplam Harcama = Birikim

Birikim yapabilmenin formülü çok basit olsa da, uygulaması her zaman o kadar kolay olmayabiliyor. Bunun başlıca sebebi hiç şüphesiz, daha fazla kazandıkça daha fazla harcama ve yaşam standardımızı kazancımıza göre belirleme eğiliminde olmamız. Oysa formülde de apaçık göründüğü gibi, birikim yapabilmek için ya kazancımızı artırmamız ya da harcamalarımızı azaltmamız gerekiyor. Tabii her ikisini de yapabiliyorsanız, birikiminizin tadından yenmez!

Şaka bir yana, her ay yaptığınız birikim miktarınız finansal wellnessınız üzerinde oldukça önemli bir role sahip. Harcamanın takdir edildiği ve tüketim kültürünün domine ettiği bir dünyada yaşıyoruz. İnternette gezinirken sağdan soldan fırlayan reklamlar, satın almamız için teşvik eden ‘yukarı kaydırmalı’ storyler, telefonumuzu her an meşgul eden indirim SMS’leri uyanık kaldığımız her dakikayı para harcayarak geçirmemizi, ihtiyacımız olmayan onlarca ürünü satın almamızı ve tüketim kültürüne katkıda bulunmamızı tetikliyor. Çevremizdeki bu kadar uyaranla ne kadar iyi başa çıktığımızın ve kendimizi koruyabildiğimizin önemli bir göstergesi olan birikimlerimiz, finansal iyi oluşumuzu güçlendiren bir olgu.

Çoğumuz, daha fazla kazanmanın daha fazla birikimle doğru orantılı olduğunu düşünüyoruz. Ancak yaşam tarzımızı kazancımıza göre şekillendirdiğimizi düşünürseniz, tasarruf etmeden birikim yapabilmenin ne yazık ki mümkün olmadığını görebilirsiniz.

Kazancınızla birlikte yaşam standartlarınızın yükselmesi, tıpkı enflasyon gibi tasarruf edebilmenizin ve birikim yapabilmenizin en büyük engellerinden biri. Şimdi geçmişe küçük bir yolculuk yaparak, okula gitmeden önce annenizin haşlayarak önünüze koyduğu bir yumurtayı düşünün. Herhangi bir yumurtanın, sadece bir yumurta olduğu zamanlar… Ancak günümüzde durum bundan çok farklı. Organik yumurta, serbest gezen tavuk yumurtası, antibiyotik içermeyen yumurta, Omega-3 içeren yumurta gibi onlarca farklı yumurta seçeneği mevcut.

Seçeneklerimizin katlanarak artmaya devam ettiği bir dünyada, kahvaltıda yumurta yemek için ödediğimiz para da katlanarak artmaya devam ediyor. Yaşam standardının kazançla birlikte bu kadar hızlı yükselebilmesi ve enflasyon yaratması da, seçeneklerin bu kadar hızlı artıyor olmasıyla doğru orantılı.

Borç

Evet, yarın kazanacağımız parayı bugün harcamamızı sağlayan, hepimizin hayatına sihirli bir değnek dokunmuşçasına heyecanlandıran borçlar, borçlarımız… Günümüzde kredi kartlarımızdan ve kredi sistemlerinden hepimizin aşina olduğu borç kavramı, akıllıca kullanıldığında nakit parayla anlık olarak çözemeyeceğimiz finansal problemleri kolayca çözebilen, ev gibi çok uzun süreli birikim yapmayı gerektiren ihtiyaçlarımızı erkenden karşılamamıza yardımcı olabilen bir sistem. Borç kavramının hayatımıza olan tek olumlu etkisi de bu olabilir.

Borçlanarak bir şeyler satın almanın bedeli, finansal özgürlüğünüz. Borç aldıktan sonra kendi finans krallığınızın kontrolünü size borç veren tarafa vermiş oluyorsunuz. Borç alma kararımıza çoğu zaman oldukça duygusal bir süreç eşlik ediyor. Borç sürecini iyi idare edemediğinizde ve kontrolünüzü kaybettiğinizde, paranızı ve yıllar boyunca büyük emekler sonucu kurmuş olduğunuz ilişkilerinizi kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu nedenle borçtan kurtulmak ve borçlanmalarınızı minimum düzeyde tutabilmek finansal iyi oluşunuzu sürdürme becerinizin oldukça önemli bir parçası. Borçla başa çıkmanın duygusal maliyeti, bu borcu geri ödemek için katlanmanız gereken finansal maliyetlerin çok daha üstünde olabilir. Bu nedenle borç süreçlerinizi iyi yönetebilmek ve finansal iyi oluşunuzu güçlendirmek için öz-disiplin ve irade becerilerinizi çok iyi kullanabilmeniz gerekiyor.

Yatırım

Yatırım kısaca, birikimlerinizi kendi yararınız ve finansal gelişiminiz için kullanma eylemi olarak tanımlanabilir. Yatırım yapmak, birikimlerinizin kısa ve uzun vadede artmasına yardımcı olacak önemli bir araç. Para biriktirmek, refah içinde yaşayabilmek için gerekli, ancak yeterli bir koşul değil. Finansal olarak daha sağlam bir zeminde hissetmenin en önemli gerekliliklerinden biri, biriktirdiğiniz parayla akıllıca yatırım yapmaktan geçiyor.

Akıllıca kullanıldığında elde edilebilecek büyük getirilerinin yanında, yatırım yapmak aynı zamanda büyük mali hatalar yapma olasılığını da beraberinde getiren bir eylem. Zira yatırım yapma kararı aldığınızda, sizi gerçekçi olmayan vaatlerle ikna etmeye çalışacak, en çok parayı nasıl kazanacağınızı söylerken kendi çıkarlarını gözeten bir dünyaya adım atmış olacaksınız. Yanlış bilgilerle ve tutarsız öngörülerle dolu yatırım dünyasında hayatta kalmanın tek yoluysa finansal okuryazarlık kazanmak, ekonomi piyasalarını takip etmek, yatırım araçları hakkında bilgi sahibi olmak ve hangi yatırımınızın gelecekte nasıl değerlenebileceği ya da olası risklerin neler olduğuyla ilgili içgörü kazanmak. Yatırım yaparken dikkat etmeniz gereken en temel noktalarsa şöyle:

  • Anlayamayacağınız kadar karmaşık, dalgalı ve tutarsız görünen yatırım araçlarına yatırım yapmaktan kaçının.
  • Gerçek olamayacak kadar yüksek kazanç sağlayacağınızı vaat eden yatırımlardan uzak durun
  • Hızlı zengin olmanın formülünü bulduğunu, kısa sürede kazancınızı üçer beşer katlayacak sırları olduğunu söyleyen kişiler doğru söylüyor olsalardı emin olun bu sırrı sizinle paylaşmak yerine zengin hayatlarının keyfini sürüyor olurlardı
  • Akıllı bir yatırım, doğru yönetilen iki aşamadan oluşur. Bu aşamaların ilki, doğru yatırım aracını seçmek, ikincisiyse bir süre boyunca yatırımınızın büyümesine izin verecek kadar öz kontrole ve sabra sahip olmayı sürdürmek.

Sigorta

Sigorta, korku ve endişe duygularımızla doğrudan ilişkilendirilmiş bir finansal terim. Herhangi bir poliçe sigortasını okuduğunuzda ne demek istediğimizi çok daha iyi anlayabilirsiniz. Sigortanın genel amacı, hayatınızın, yatırımlarınızın, kurduğunuz işin ya da sağlığınızın yolunda gitmediği, beklenmedik problemlerle karşılaştığınız durumlarda yaşayacağınız belirsizlik ve aksaklıkları kompanse etmek. Evet, hayatta öngöremediğimiz pek çok aksaklık yaşıyoruz, daha kötülerini de yaşayabiliriz. Belirsizliğin yarattığı korku ve endişe duyguları bir noktaya kadar gerçekçi ve yararlı tepkiler.  Bir şeylerin ters gidebileceği riskine hazırlıklı olmak, sigortaya olan ihtiyacımızı açıklıyor. Ancak bu noktada sigortanın işlerin ters gitmesini engelleyemeyeceğinin, sadece zorda kaldığınız dönemlerde size yardım edebilecek finansal kaynağı sağlayacağının farkında olmanız önem taşıyor.

Hayat sigortası, adının tam tersine hayatınız boyunca değil, hayatınızı kaybetmeniz durumunda borçlarınızın ve mali yükümlülüklerinizin yerine getirilmesini sağlar. Bu nedenle çok borçlanmayan ve mali yükümlülüklerini zamanında yerine getiren biriyseniz, hayat sigortası yaptırmaya ihtiyacınız olmayabilir

Sigorta yaptırırken dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, risk taşıyan durumları ve kişilik özelliklerinizi iyi anlamak ve yalnızca bu riskleri kapsayan sigortaları tercih etmek olmalı. Bu nedenle sigorta planlarınızı yatırım planlarınızla karıştırmamalısınız. Sigortalar, birikiminizi artırma değil, finansal risklerinizi azaltma araçlarıdır. Bu nedenle sigortaya bağlı yatırım araçları genelde kötü yatırım seçenekleridir.

Emeklilik

Dün ya da önceki gün ne yaptığınızı hatırlıyor olabilirsiniz ancak bir ay önce aynı gün ne yaptığınızı hatırlamak biraz zor olabilir. Bu sabah kahvaltıda ne yediğinizi kolaylıkla hatırlayabilirsiniz, ancak bir hafta önce ne yediğinizi hatırlamanın biraz zaman alacağına eminiz. Aynı durum geleceğimiz için de geçerli. Yarın ya da birkaç gün sonra olması muhtemel şeyleri kolayca tahmin edebilsek de, bundan bir ay ya da bir yıl sonra neler olabileceğini kestirebilmemiz çok mümkün görünmüyor. İçinde bulunduğumuz durum da bunun en somut örneği.  

Emeklilik, ancak uzak gelecekte deneyimleyebileceğimiz bir durum olduğu için hayalimizde de ancak çevremizde gördüğümüz durumlar üzerinden değerlendirebileceğimiz bir olgu. Sonuç olarak da emeklilik için birikim yapmak yerine anlık isteklerimiz ve ihtiyaçlarımız için kullanmaya eğilim gösteriyoruz. Emekliliğe hazırlıksız yakalanmak, hayatımız boyunca yapabileceğimiz en önemli finansal hataların başında geliyor ve pek çoğumuz bu hatayı ancak emekliliğe yaklaşırken fark ediyoruz.

Emeklilik birikimleri de iki bölümden oluşuyor. İlk bölüm, işvereniniz tarafından yönlendirilen zorunlu tasarrufken ikinci kısım, zorunlu birikimin yanı sıra kendinize bireysel bir birikim yaratmayı içeriyor. Yaşam standartlarınızı emeklilik zamanında da koruyabilmek adına, ayrı bir bireysel emeklilik planı ve birikimi yapmanız da önemli.

3. Finansal Davranışlar

Finansal welnessın bir diğer önemli bileşeni olan finansal davranış, finansal durumlarla ilgili aldığımız kararlarda nasıl hareket ettiğinizi içeriyor. Finansal okuryazarlık finansal kararlar alırken doğru adımı atmak konusunda yönlendirici olabilirken, insanın doğası gereği rasyonel bir varlık olduğu ve çıkarlarına uygun şekilde hareket edeceği varsayımını göz önünde bulundurur. Ancak ne kadar bilgi sahibi olursak olalım, finansal kararlarımız konusunda her zaman rasyonel hareket edemeyebiliyor ve doğru seçimi yapamayabiliyoruz.

Bireysel olarak hayatın her aşamasında verdiğimiz kararlar davranışlarımız, kişisel değerlerimiz ve tutumumuzdan etkileniyor. Bu nedenle her şeyin en doğrusunu biliyor olmak, bu şeyleri karar verme aşamasında rasyonel şekilde kullanabildiğimiz anlamı taşımıyor. Davranışlarımız ve düşüncelerimiz arasındaki bu tutarsızlık, kişiliğimizde ve davranış kalıplarımızdan kaynaklanıyor.

Finansal davranışlarımız da, düşüncelerimiz ve duygularımız arasında sürekli olarak devam eden çatışmadan ve tutarsızlıklardan fazlasıyla etkilenebiliyor. Zihnimiz, net ve kesin hesaplamalara dayanarak bize ne yapmamız gerektiğini söylerken kalbimiz, finansal karar alma sürecine duyguları dahil edebiliyor. Sonuç olarak finansal wellnessın bu üçüncü boyutu, davranışlarımızın zaman zaman finansal durumumuza zarar verecek şekillerde davranmamıza neden olabileceğini kabul etmekle ilgili.

4. Finansal Tatmin

Finansal tatmini ve memnuniyeti, aldığımız finansal kararlar ve bu kararların beraberinde getirdiği yaşamsal sonuçlarla ilgili bir tatmin ve memnun olma durumu olarak tanımlayabiliriz. Daha önce de bahsettiğimiz gibi, sürekli genişleyen seçenekler dünyasında yaşıyoruz. Çevremizdeki seçeneklerin sayısı artmaya devam ederken, bize sunulan her şeyi seçme yeteneğimiz ise sınırlı. İhtiyaçlarımızı yeterli şekilde karşılamaya yönelik finansal kararlar almamız, finansal tatmin ve memnuniyet duygularını beraberinde getiriyor. Her zaman daha iyi, daha yeni ya da daha mantıklı olan seçenekler olacaktır, ancak sürekli olası başka seçenekler üzerine düşünmek ve kararsızlık yaşayarak seçim yapamamak, olumsuz duygular deneyimlemememize sebep olabilir. Yapmadığınız seçimlerden ve vazgeçtiğiniz seçeneklerden pişmanlık duymanız çok normal. Bununla birlikte, kaçırılan bu fırsatlardan kazanacağımız mutluluğu da abartma eğiliminde olabiliyoruz.

Kapitalist model, sunulan mal ve hizmetlerin giderek artan tüketimi üstüne inşa edildiği için, mutlu olmak için daha fazlasına sahip olmamız gerektiğine dair bir inançla hayatımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Ancak finansal tatminin ve beraberinde getirdiği mutluluğun daha fazla ‘şey’e sahip olmaktan değil, sahip olduklarımıza yüklediğimiz değerle ilgili olduğunu anlamamız gerekiyor. Para harcarken aslında neleri harcadığınızı merak ediyorsanız, parayla olan ilişkimizi çarpıcı bir şekilde bizlere aktaran, Uruguay’ın efsane lideri El Pepe’nin  47 saniyelik, kulaklara küpe niteliğindeki konuşmasını mutlaka izlemenizi öneriyoruz.

Finansal welness konusunda kendinizi geliştirmenize yardımcı olabilecek uygulamalar 

Finansal farkındalığınızı geliştirmek için:

Yakın arkadaşlarınızla, partnerinizle ya da ailenizle parayla ilgili endişeleriniz hakkında konuşun. Finansal durumunuzun sizde yarattığı duyguları güvenebileceğiniz biriyle tartışmak, kendinizi ve parayla olan ilişkinizi daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır. Çevrenizdeki herkesin benzer finansal kaygılar taşıdığını gördüğünüzde, yalnız olmadığınızı hissedeceksiniz. Finansal farkındalık kazanmak ve farkındalığınızı geliştirmek için Kakeibo: Japonların Birikim ve Tasarruf Sanatı yazımıza göz atabilirsiniz.

Finansal okuryazarlığınızı geliştirmek için:

İzleyerek ya da dinleyerek öğrenenlerdenseniz, aşağıdaki Youtube kanalları ve podcastler finansal okuryazarlığınızı geliştirmek konusunda size yardımcı olabilir.

Youtube kanalları:

Podcastler:

Okumayı sevenler için:

Finansal davranışlarınızı kontrol etmek için:

Her zaman bildiğimizi ya da söylenenleri uygulamak konusunda başarılı olamayabiliyoruz. Davranışlarınızın zaman zaman size uzun vadeli çıkarlarınız için mümkün olmayan şeyleri yaptırabileceğini kabul edelim. Finansal davranışlarınızı gözlemlemenin en iyi yolu, çevrenizdeki kişilerin yorumlarını ve fikirlerini mümkün olabildiğince iyi analiz edip karar verirken mümkün olabildiğince fazla insanın görüşünü almak olacaktır. Finansal davranışlarınızı kontrol ve takip etmek için, mobil finansal wellness uygulamalarından da faydalanabilirsiniz:

Mint

Mint, tüm paranızın nerede olduğunu görmek için harika bir uygulama. Banka hesaplarınızı, kredi kartlarınızı ve hatta yatırımlarınızı takip edebilir, bütçenizi ve gelecekteki harcamalarınızı planlamak için kullanabilirsiniz; ancak ana odak noktası size finansal bir içgörü sağlamak.

You Need A Budget

You Need A Budget (YNAB), bir bütçe belirlemek ve bu bütçeye göre hareket etmeniz için oldukça kullanışlı bir mobil uygulama. Paranızın nereye gittiğine dair net ve detaylı bir raporun yanı sıra tasarruf etmenize yardımcı olacak bütçeleme araçları ve uygulama önerileri de sunuyor.

Spendee

Spendee, tasarıma yoğun bir şekilde odaklanan bir bütçe ve gider takip programı. Spendee paranızı nasıl harcadığınızı ve birikiminizle nasıl hareket etmeniz gerektiğiyle ilgili oldukça kullanışlı bir ara yüze sahip. 

Expensify

Expensify, nerede ne kadar harcadığına dair gider raporları oluşturmak isteyen, özellikle iş için çok seyahat eden kişiler için harika bir uygulama. Fişlerin fotoğraflarını çekmek, sürenizi takip etmek, gidilen mesafeleri kaydetmek ve giderlerinizi anlık olarak raporlamak için kullanabilirsiniz.

Finansal tatmininizi artırmak için:

Sınırlı kişisel kaynaklarımızla, sınırsız seçeneklerin olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bu nendenle başkası için mantıklı olan şeylerin sizin için de anlamlı olması gerektiği gibi bir beklentiye girmemelisiniz. Finansal kararlar verirken kendi duygularınızı ve değerlerinizi göz önünde bulundurun ve kendinize karşı dürüst olun.

Diğer pratik uygulama önerilerimizse şöyle:

  • Finansal yaşamınızda da minimalizmi, sadeliği ve basitliği benimseyin.
  • Paranızı size zaman kazandırabilecek şeyler için harcayın. Unutmayın, vakit nakittir!
  • Spesifik, ölçülebilir ve zamana bağlı finansal hedefler belirleyin.
  • Borçsuz bir yaşamı hedefleyin.
  • Vazgeçmeyi öğrenin. Tüm seçeneklere aynı anda sahip olamayacağınızın bilincinde olun.
  • Eşyalara değil, deneyimlere para harcayın.

İlginizi çekebilir: Finansal özgürlük bir hayal değil: Finansal özgürlüğe kavuşmanızı sağlayacak adımlar

 

Kaynaklar: Dushyantnomics, Life Hack, Fularsız Entellik

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale