X

Neden eski ilişkileri bırakamıyoruz? Bağımlı ilişkilerden kurtulup hayatımıza nasıl devam edebiliriz?

Yaşamımızın büyük bir kısmı bağımlılık zincirlerimizi kırmak ve yetişkinliğin özerkliğini kazanmaya çalışmakla geçiyor. Eğer yeterince olgunlaşamadan, sorumluluk almaya hazır olmadan bağımsızlık çabalarına girersek, kişisel yetersizliklerimiz karşımıza çıkıyor. Bağımsızlığımızı kazanıp birey olabilmemizin tek yolu ise, gerektiğinde bırakabilmeyi ve ayrılıkla baş edebilmeyi öğrenmekten geçiyor.

Ayrılıkları kabullenemeyip bunlara takılı kaldığımızda hayatımızda sorunlar ortaya çıkmaya başlıyor. Bu ilişkileri (halihazırda devam eden veya eski bir ilişki olabilir) bırakamadığımızda şunlar oluyor:

  • Ayrılığın üzerinden aylar, yıllar geçmiş olmasına rağmen eski sevgiliyi aklımızdan çıkaramıyoruz ve hayatımıza devam edemiyoruz.
  • “O”nsuz yaşayamayacağımızı düşünüyoruz, sırf bu nedenle ilişki bitmesin diye mizacımıza uygun olmayan fedakarlıklar yapıyoruz.
  • İlişki bittiğinde yaşayacağımız kaygı, boşluk ve anlamsızlık duygusundan sakınmak için, bizi mutsuz eden bir ilişkiyi sürdürüyoruz.

Peki neden böyle davranıyoruz?

Nesne İlişkileri Kuramı ve bağımlı ilişkiler

Nesne İlişkileri Kuramı, çocukluğumuzun ilk yıllarında hayatımızda önemli olan nesnelerle (annemiz, babamız veya bizimle ilgilenen diğer yetişkinler) ilişkilerimizi, bu ilişkiler esnasında yaşadığımız dram ve hayal kırıklıklarını inceleyen, geçmişteki sorunlu ya da başarısız nesne ilişkilerimizi telafi edebilmek için, onları temsil eden yeni nesnelere (sevgili, eş) yansıtarak devam ettirdiğimizi savunan bir kuram. Nesne İlişkileri Kuramı kısaca, erken nesneler (ebeveynler, bakıcılar) ile olan ilişkilerimizin sonraki ilişkilerimizde de belirleyici olduğunu söylüyor. Yani yetişkinlikteki ilişkilerimiz, bu erken ilişki biçimlerimizi yineleyen biçimde oluyor.

Benliğimiz ile nesne ilişkilerini birbirinden kesin çizgilerle ayıramayız. Benlik (self) psikolojisi, insanın kendine verdiği değeri ve benlik bütünlüğünü koruyabilmesinde dış ilişkilerinin önemini vurguluyor. Buna göre erken nesne ilişkileri dramatik ve örselenmiş bir kişi, kendini iyi hissedebilmek için diğer insanlardan gelecek olumlu tepkilere aşırı ihtiyaç duyuyor. Bu kişinin kendine verdiği değer, çevresindeki insanların tepkilerinden kolayca etkileniyor. Annesinden, babasından bulamadığı onayı, sürekli sevgilisinin onayını arayarak telafi etmeye çalışıyor. Sevgiliyi idealleştiriyor, onun azıcık onayını alabilmek pahasına kendi mizacına uymayan fedakarlıklar yapıyor. Bunların hepsi karşı tarafı kaybetme ihtimalinde yaşayacağı değersizlik, boşluk ve öldürücü korkudan kaçınmak için oluyor aslında. İlişkinin bitme ihtimalinde veya terk edildiğinde de “ayrılma anksiyetesi (kaygısı)” yaşıyor, terk edildiği için kendinde bir kusur olduğu duygusu ve değersizlik içine sürükleniyor.   

Aslında tüm bunlar, çocukluğun ilk dönemlerindeki yeterince desteklemeyen ebeveyn ilişkileri sonucu oluşan “benliğin dağılma eğilimine” karşı geliştirilmiş çabalar. Benlik psikolojisine göre temel kaygımız “dağılma anksiyetesi”. “Dağılma anksiyetesi” insanın, onay ve sevgi gördüğü nesnelerin tepkilerinden yoksun kalması sonucu “dağılacağı” ve “psikolojik ölümüyle” yüzleşeceği korkusunu tanımlıyor. Eski ilişkileri zihinden atamamak, tekrar birlikte olunacağına dair gerçek dışı beklentiler içinde olmak, ya da bizi açıkça mutsuz ve hasta eden bir ilişkide ısrarcı olmak, yaşanılan boşluk ve değersizlik duygusunu çaresizce telafi etme çabalarından başka bir şey değil.

Benliğimizin gelişimi ve zenginleşmesi için diğer insanlara ihtiyacımız var. Anne ve babamız, kendi kaygıları ve örselenmiş geçmişlerinden dolayı bizi yeterince güvende hissettirememiş olabilir. Ancak şunu gözden kaçırmamak gerekiyor: Bize tüm bu “kötülükleri” yapanlar, anne ve babamızın o zamanki “versiyonlarıydı”. Sizin bu yazıyı okumaya başlamadan önceki versiyonunuz ile şimdiki versiyonunuz bile aynı değilken, onların değişmemiş olması mümkün değil. Değişmek bizim isteğimize bağlı bir süreç olmadığından, aynı kısır döngüyü yaratan ilişkilerimizi tekrarlamamak için harekete geçmemiz gerekiyor. Yalnız başınıza yapamıyorsanız, profesyonel destek almanız yerinde olacaktır. Bu konuda ayrıntılı bilgi veya destek almak isterseniz bana www.ayselkeskin.net ten ulaşabilirsiniz. Sağlıkla ve sevgiyle kalın.

İlginizi çekebilir: Zamanda yolculukla iyileşmek: Geri çağırma terapisi

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale