X

En yakınımda kim var?

“Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.” ya da “İnsan, en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır.” Tanıdık geldi mi bir yerlerden? 

Hepimiz bu cümlelere aşinayız okuduğumuz kitaplardan, girdiğimiz sohbetlerden. Ama bana sorarsanız hayatımıza ne denli etki ettiğinin çok sonradan farkına varıyoruz. Yaşamlarımızın çocukluk, gençlik, yetişkinlik dönemlerini sekmeler halinde hızlıca bir tarayalım hep beraber. Özellikle bazılarında kendiniz dışında farklı kahramanlar takıldı mı gözünüze? Bu kişiler belki en yakın arkadaşınız, iş arkadaşınız, ailenizden biri, eşiniz, unutamadığınız bir sevgiliniz… Yaşadığınız hikayelerin her birinde, gittiğiniz yolun yönüne en az sizin kadar katkısı olan o kahramanlar. 

Ben hayatımın özellikle son yıllarında fark ettim ki, yakın çevremde durmasını bilinçli ya da bazen bilinçdışımın bana oynadığı oyunlarla seçtiğim arkadaşlarım, eşim, sevgililerim, iş arkadaşlarım benim yolculuğumun seyrinde büyük rol oynamış, hala da devam ediyor. 

Peki nasıl oluyor bu iş? Ee biz değil miydik her şeye karar veren, yön veren, hayatının kontrolünü kimseye bırakmayan? Aslında konu tam da öyle değil. Evet, dümende biz varız ve onu kimselere bırakmaya niyetimiz yok ama zamanımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz kişilerin bu yolculuktaki etkisi de yadsınamaz bir gerçek. Bazen aldığımız önemli kararlarda, döndüğümüz keskin virajlarda, bazen de sabah uyandığımızdaki enerjimizin gün içinde yaptığımız bir konuşmayla tam tersine döndüğü zamanlarda…

Yakın çevreme hep söylediğim bir şey var, bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar fikrine, yaşamına, aldığı kararlara, enerjisine güvendiğiniz en yakınlarınız olsun hayatınızda. Benim bu hayattaki en büyük şanslarımdan biri onlar diyebilirim. Özellikle çokça dönüşümden geçtiğim, düştüğüm kalktığım, bazı sabahlar “yok ya galiba yapamayacağım” dediğim son yıllarımda bazen söyledikleri bir sözle bazen de sadece susarak beni dinlemeleriyle destek olan görünmez kahramanlarım.

Zaman içinde fark ettim ki onların fikirleri, hayatı yaşayış biçimleri, hayata karşı enerjileri, zorluklarla mücadele etme yöntemleri, çevrelerindeki insanlara davranış seçimleri, benim düşünce yapımda ve aldığım kararlarda büyük rol oynamış. 

Mesela hayatınızda sürekli olarak olumsuz konuşan, insanlar ve konular hakkında negatif yorum yapan insanlarla beraberseniz, yaşadıklarınız karşısında pozitif çıkarımlar yapmayı bekleyemezsiniz. Ya da yaşadığı herhangi bir yenilgide sadece hayatındaki insanları ve olayları suçlamayı alışkanlık haline getirmişse bu kişiler, kendinize ayna tutmayı öğrenmeniz çok da mümkün değil. Eğer girdiğiniz sohbetlerde hep yüzeysel konular hakkında konuşmaya başladığınız fark ettiyseniz, yaşadıklarınızı ve gittiğiniz yönü sorgulamadan sadece işinizi, evinizi, eşinizi, ne kadar para kazandığınızı konuşur hale gelmiş olabilirsiniz.

Yakın gelecekte yaşamımızın hangi yöne gideceğini keşfetmek ve “Acaba 3 yıl sonra ne yapacağım?” gibi soruların cevaplarını bulmak için en yakınınızda tuttuğunuz kişilerin yaşamlarına bakın. Onların idealleri neler, nelerden yapmaktan keyif alıyorlar, mutlulukları tanımları nedir, yaşama karşı bir iştahları var mı gibi gibi… Ve göreceksiniz ki yaşamınız bu gerçeklerin çok daha ötesinde olmayacak. Geçmişe gittiğinizde çokça bunun örneklerini görmeniz de tesadüf değil. 

Tüm bunların üstüne düşünüyorum da acaba bugün olduğumuz kişiler, geçmişte zamanımızın büyük çoğunluğunu geçirdiğiniz kişilerin ortalaması mı sadece? Üstüne düşünmeye değer 🙂 

Sevgiyle kalın.

İlginizi çekebilir: Başkalarının yaptıklarından sorumlu muyum?

Ecehan Kaylan: 1990 Aralık ayında, İzmir’de başladı benim serüvenim. 10 senedir kurumsal hayatta özel şirketlerde çalışan, 33 yaşında beyaz yakalı endüstri mühendisiyim. 30 yaşımla beraber hayatın bana getirdiği değişimlerin, tecrübelerin ve terapi sürecimin de etkisiyle kendimi tanıma yolculuğum başladı. Evet, kendini tanımak konusunda biraz geç kalmış gibiydim ama belki de tam zamanıydı. Görünen toplumsal kimliğimin yanında özellikle son birkaç yıldır gördüm ki ben kendimi en iyi yazarak ve yazdıklarımı paylaşarak ifade edebiliyorum. Bu şekilde ayrı yollarda aynı duygularla yürüyenlerle bağ kurmaktan da çok keyif alıyorum. Kendinize her gün biraz daha yaklaştığınız yolcuklarınızın olması dileğiyle!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale