X

En iyi antidepresan: Doğa

Psikoterapi, antidepresan kullanımı ve yaşam tarzı değişiklikleri çoğu zaman ağır depresyon tedavisinde temel uygulamalardır. Fakat bazen de sadece biraz güneş ışığı almak, biraz temiz hava solumak ve çıplak ayaklara çimlere basmak da depresyon belirtilerini azaltabilir.

Bazı araştırmalar dışarı çıkmanın ruh haline iyi geldiğini gösterse de, bilim henüz tam anlamıyla bunu kanıtlamış değil. Konunun uzmanlarından Dr. Brad M. Ready, araştırmalarda kullanılan kanıtların genellikle anekdotlardan oluştuğunu ifade ediyor. İşin güzel yanı ise, dışarı çıkıp bu teorinin doğruluğunu kendi kendinize kolaylıkla test edebilecek olmanız.

Dr. Ready’nin de yürüttüğü doğa terapi programları, doğayı ağır depresyon belirtilerini azaltmak için kullanmayı öğretiyor. Ready bunu şöyle anlatıyor: “Doğal bir ortamda zorluklarla yüzleşmek ve sorunları çözmek; özsaygı ve yeterlilik duygusunu geliştiriyor.”

İlginizi çekebilir: Depresyonla ilişkisi olan 3 yiyecek

“Doğal bir ortamda zorluklarla yüzleşmek ve sorunları çözmek; özsaygı ve yeterlilik duygusunu geliştiriyor.”

Ready’ye göre dışarıda, güzel ortamlarda bulunmak farkındalığı artırır. Farkındalıksa diyalektik davranış terapisi olarak bilinen kanıta dayalı terapilerin en önemli bölümünü oluşturur. Bu terapi türü, sizi rahatsız eden şeylerle mücadele etmek yerine onları kabul etmeyi teşvik eder. Ready diyalektik davranış terapisinin mizaç bozukluğu ve kronik olarak intihara meyilli bireylerde etkili olduğunu ifade ediyor.

Doğanın depresyon belirtilerini sakinleştiren etkisinin yanı sıra, dışarıda bulunmak bireye egzersiz yapma şansını da sağlar, ki bu da depresyon tedavisine yardımcı olan bir başka şeydir. 2013 yılında Extreme Physiology & Medicine dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre; egzersiz kendi başına endorfin salgılanmasına neden olurken, dışarıda egzersiz yapmak ek olarak özsaygıyı geliştiriyor, depresyon, öfke ve gerginlik gibi olumsuz duyguları azaltıyor.

Bu şekilde etkisi ikiye katlanan egzersiz sayesinde hem bedeninize hem de ruhunuza hitap edebiliyorsunuz. Araştırmacılar, dışarıda yapacağınız 5 dakikalık egzersizlerin bile çok büyük faydalarının olacağını söylüyor.

Ağır depresyon tedavisinde yeşilin önemi

Tırmanışçı Dick Sederquist, tüm hayatı boyunca mücadele ettiği depresyonu, doğada geçirdiği zaman sayesinde aştığını belirtiyor. Emekli bir mühendis olan, şu günlerde ise yazarlık ve motivasyon konuşmacılığı yapan Sederquist, zihinsel bir desteğe ihtiyaç duyduğu her zaman tırmanmaya gidiyor. Depresyonunun en ağır geçtiği zamanlarda, tırmanmanın kendisine somut hedefler ve bu hedefleri gerçekleştirmenin mutluluğunu sağladığını belirten Sederquist, aynı zamanda geleceğe dair de yeni hedefler koyma ve bunları başarma umudunun doğduğunu belirtiyor: “Tırmanış yapmak, sanki bir zaman makinesinin içine girmek gibi… Aslında zaman mefhumundan bağımsız bir deneyim. Şehrin gürültüsünden uzakta, doğanın kalbinde hissettikleriniz sadece sarf ettiğiniz emek, nefesiniz ve etrafınızdaki doğa. Böyle bir ortamda gündelik endişelerinizin zihninizi dağıtması imkansız.”

İlginizi çekebilir: Sağlıklı beslenme depresyon riskini de azaltıyor

Doğanın olumlu etkilerini artırabilmek için neler yapmalı?

Ağır bir depresyondan muzdaripsiniz, ya da sadece duygusal sağlığınızı geliştirmek istiyorsunuz. Ready, bu gibi durumlarda her gün dışarı çıkmanızı söylüyor: “Tüm benliğinizle doğayı hissedin, yeni kesilmiş çim kokusunu içinize çekin, ayaklarınızı bir göle ya da ırmağa sokun. Eğer sürekli spor salonunda spor yapanlardansanız, dışarıda yürüyüş yapmayı deneyin. Koşun, tırmanın, bisiklet sürün. Öğle ve akşam yemeklerinizi dışarıda yiyin.”

Doğada vakit geçirmek, daha önceden belirlenen depresyon tedavi planınızla yer değiştiremez. Ancak bunu tamamlayan yardımcı bir unsur olabilir. Dışarıda ruhunuzu yumuşatan bir şeyler olduğunu söyleyen Ready, ifadelerini şu şekilde sonlandırıyor: “Doğada farkındalık ve minnettarlık hissi, güzellik ve sükunet var. Doğanın sessizliği zihni de sakinleştiriyor ve insana kendi özüyle iletişime geçme fırsatı sunuyor.”

Kaynak:

everydayhealth.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale