X

Ebeveynlerin yaşam süresi çocuklarının cinsiyetine göre nasıl değişiyor?

Çocuk sahibi olmanın anne ve babanın yaşam süresini etkilediğini biliyor muydunuz? Araştırmalara göre evet, etkiliyor! Dahası, yalnızca çocuk sahibi olmak değil, kız ya da erkek çocuk sahibi olmak da ebeveynlerin yaşam süresinde etkin bir rol oynuyor. Yani, kız çocuğunuz ya da erkek çocuğunuz varsa, birazdan değineceğimiz araştırmaların sonuçlarını ilginizi çekebilir.

Yakın çevrenizde ya da sosyal medya hesaplarında zaman zaman kız annesi ya da erkek çocuğu annesi olmakla ilgili şakalı paylaşımlara denk gelmiş olabilirsiniz. Genellikle erkek annelerinin daha fazla zorlukla karşılaştığına dair… (Elbette ki istisnalar kaideyi bozmaz .) Ama bu deneyimler aslında tesadüfi değil; çünkü bilimsel araştırmalar da erkek çocuğu olan ebeveynlerin çeşitli sıkıntılarla karşılaşabileceğini gösteriyor. En başta da yaşam süresi…

Finlandiya’da yapılan bir araştırmaya göre her doğan erkek çocuğu, annenin ölüm riskini yılda %7 artırıyor. Aynı araştırmanın aynı katılımcılarla 10 yıl sonra tekrarlanan versiyonunda ise elde edilen bulgulara göre her oğlan, annesinin yaşam süresini ortalama 34 hafta kısaltıyor. Araştırmanın ikinci tekrarında kız çocuklarının da annenin yaşam süresine olan etkisine bakılıyor ve istatiksel olarak anlamlı olmasa da çok az miktarda annelerin yaşam süresinin uzadığı bulunuyor.

Diğer yandan Polonya’da yürütülen benzer bir başka araştırmanın sonuçlarına göre ise kız çocukları babalarının yaşam süresini artırırken, kızlar ve erkekler annelerinin yaşam süresini eşit sürede azaltıyor. Araştırmaların şaşırtıcı sonuçlarının sebebini anlamanın kolay olmadığını belirten araştırmacılar, çeşitli faktörlerin cinsiyete göre ebeveynlerin yaşam süresini etkilemiş olabileceği kanısında.

Finlandiya’da yapılan araştırmanın baş sorumlusu Samuli Helle, kız ve erkek çocuklarının ebeveynlerinin yaşam süresine olan etkisini biyolojik ve kültürel nedenlerle açıklıyor. Genellikle erkek çocuklarının kız çocuklarından daha ağır doğmasının ve erkek çocuğunu emzirmenin kız çocuğunu emzirmeye göre daha fazla enerji gerektiriyor olmasının böylesi sonuçlara neden olabileceğini belirtiyor. Öte yandan, kültürel farklılıkların da annelerin yaşam süresini etkileyebileceğini söyleyen araştırmacılar da var. Onlara göre kız çocuklarının annelerine erkek çocuklarından daha fazla yardımcı olması, ev işlerinde destek sağlaması annelerin yaşam süresinin artmasının sebebi olabilir. Ya da en azından yaşam sürelerinin azalmamasının.

Ayrıca, toplumlara yerleşmiş cinsiyet rolleri nedeniyle de kız çocukları daha sakin, daha uysal yapıya sahipken erkeklerde bu durum tam tersi yaramazlık, aşırı hareketlilik gibi davranışlarla kendini gösterebiliyor. Bu da genel olarak babalara göre çocuklarla gün içinde daha fazla zaman geçiren erkek annelerinde yüksek stres seviyesine ve daha fazla enerji kaybına neden olabiliyor ve dolaylı yoldan annelerin yaşam süresinin kısalmasına zemin hazırlamış oluyor. Çünkü hepimizin bildiği gibi başta stres, aşırı yorgunluk veya tükenmişlik hissi, yaşam kalitesini düşürmelerinin yanı sıra ölüm riskini de artırıyor.

Sağlıklı ve mutlu anne olmak için dikkat edilmesi gerekenler

Öyleyse, gelelim annelerin neler yapabileceklerine… Annelerin kendi sağlıklarına ve yaşam kalitelerine özen göstermeleri, daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmeleri için oldukça önemli. İşte bu konuda annelere yardımcı olabilecek öneriler:

Stres yönetimi: Ebeveynliğin her anne baba için zorlukları olduğu, çocukların cinsiyetinden bağımsız pek çok sıkıntısı bulunduğu aşikar. Ancak, pek çok toplumda annelere daha fazla görev ve sorumluluk düştüğünden maruz kaldıkları stresi kontrol altında tutmaları önemli. Yoga, meditasyon, nefes teknikleri gibi rahatlatıcı egzersizlerle stresi kontrol altına alabilir, sevdiğiniz hobilere zaman ayırarak stresten uzaklaşabilir, rahatlayabilirsiniz.

Uyku düzeni: Gece terörü, ağlaması, emzirmesi derken annelerin bebeklerinin erken çocukluk döneminde gece uykusuna hasret kaldığı su götürmez bir gerçek. Elbette ki önüne geçilmez gerçekler olduğu doğru ancak, her anneye söylenen ‘bebek uyuyunca sen de uyu’ nasihatının ne kadar önemli olduğu karşımıza çıkıyor. Bir anne olarak mümkün olan her fırsatta dinlenmeye zaman ayırmanız ve uyku düzeninizi korumaya, yeni rutinlerinize göre uyarlamaya özen göstermelisiniz.

Sosyal destek: Sosyal ilişkiler kurmak ve sosyal bağlantıları korumak, herkes için mutluluk ve yaşam kalitesini artırmanın sırrı. Ama özellikle anneler için. Çünkü aynı anda evdeki işleri üstlenmek, küçük bir candan sorumlu olmak, kendine bakmak fazlasıyla zor, bu nedenle sosyal destek şart. Ailenizden, yakın arkadaşlarınızdan, annelik tecrübesi olan yakınlarınızdan destek alabilir, anne gruplarına katılabilirsiniz.

Sağlıklı beslenme ve egzersiz: Bir anne olarak yeni doğan bebeğinizin ve tüm çocuklarınızın beslenme ve hareket ihtiyacını karşılamak için uğraşırken kendiniz için de yeterince çaba harcıyor musunuz? Bu sorunun cevabı çoğu anne için muhtemelen hayırdır. Ancak, sağlıklı, mutlu, uzun bir ömür için dengeli beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak çok önemli. Kendi ihtiyaçlarınızı da karşıladığınızdan emin olun.

Düzenli sağlık kontrolleri: Son olarak annelerin sağlığını korumaları için düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmemeleri de çok önemli. Düzenli olarak sağlık taramalarına gitmek, olası sağlık sorunlarını erken teşhis etmeye yardımcı olur ve tedaviye başlama şansını artırır. Özellikle doğum sonrasında, annelerin sağlığını izlemek ve doğum sonrası komplikasyonların önüne geçmek önemlidir.

Unutmayın ki kendi sağlığınıza öncelik vermek, daha uzun ve mutlu bir yaşamın anahtarıdır. Her birey farklıdır, bu nedenle kişiye özel bir yaşam tarzı planı oluşturmak için doktorunuza danışmanız faydalı olacaktır. Ayrıca daha önce kaleme aldığımız farklı ebeveynlik konulu yazılarımıza da göz atarak ihtiyacınız olan ilham ve motivasyonu bulabilirsiniz:

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale