X

Dünyaya olağanüstü bir hediye sunmaya ne dersiniz?

Çalışanların ihtiyaçları bazı araştırma projeleriyle ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. Genel amaç ise, daha mutlu ve daha yüksek performanslı bir iş ortamının formülünü bulmak. Çünkü çalışan bağlılığının, iş kazaları, müşteri odaklılık, üretim hataları, stok kaybı, verimlilik, karlılık gibi konular üzerinde önemli etkileri olduğu biliniyor.

Çalışan bağlılığı konusundaki en büyük araştırmalardan biri de sonuçları 2013’de yayımlanan Gallup’un 142 ülkede 180 milyon çalışan üzerinde yaptığı çalışma. Bu rapora göre dünya genelinde çalışan bağlılığı oranı yüzde 13. Bu araştırmada çalışan bağlılığı 3 şekilde ifade ediliyor:

Bağlı olan:

Katılımcı, işini tutkuyla yapan, şirkete karşı derin bir bağ hisseden. Şirketi ileriye taşıyacak yaklaşımlarda bulunmaya çaba harcayan. Türkiye’de bu oran inanılmaz düşük % 7 (± %6).

Bağlı olmayan:

Tüm gününü boş geçiren, enerji harcamayan, zihnini yormayan. Bu oran maalesef Türkiye’de çok yüksek % 60 (± %6).

Sabotajcılar:

Ne yazık ki ülkemizde işi sabote eden insanların oranı oldukça yüksek.

İşinden mutsuz, iş arkadaşlarının kuyusunu kazan, projeleri sabote edenler. Şirketler bu tehlikenin farkında mı bilemiyorum ama Türkiye’de bu oran % 32 (± %3).

Gallup tahminlerine göre Amerika’da sabotajcılardan kaynaklanan yıllık verimlilik kaybı maliyetinin 450 ile 550 milyar dolar civarında olduğu söyleniyor ki Amerika’da çalışan bağlılığı oranı 2016 ilk yarısında % 32,5 civarında olmasına rağmen.

İlişkiler düzeltmenin yolu: İletişim kalitesini iyileştirmek

Benim görüşüm ilişkileri düzeltmenin yolunun iletişim kalitesini iyileştirmekten geçtiği. Şirketin amaç ve değerlerini, stratejisini herkesin anlayabileceği şekilde anlatabilmek, çalışanın yapacağı işi tanımlamak, kendisinden ne beklendiğini bilmesi, sağladığı katkının büyük resme etkisini doğru ifade etmek, geri bildirimin geliştirici, motive edici yönünü kullanmak, işin kişinin hayatına sağladığı katkıları genişletmek ve daha birçoğu bağlılığı destekleyebilir. Yüksek ücret benzeri maddi şeylerin motive edici etkisi çok kısa süreli, zaten başka şirketten daha yüksek ücret teklif edildiğinde de “bağlılık” zaten bitiyor.

Chris Anderson bütün TED konuşmalarının dinleyicilerin zihinlerine olağanüstü bir hediye aktardığını ifade ediyor.

TED Küratörü Chris Anderson’un topluluk önünde iyi bir konuşma yapmanın sırlarını paylaştığı bir videosu var; “Bütün harika TED konuşmalarının ortak yanı; dinleyicilerin zihinlerine olağanüstü bir hediye aktarmak” diyor.

İlgili yazı: Topluluk karşısında başarılı bir konuşma yapmanın sırrı

“Fikir” olarak adlandırdığı bu hediyeyi, dünyayı anlamamıza ve yönlendirmemize yardımcı olan bilgi örüntüleri olarak tanımlıyor. Anderson’un aşağıda yer verdiğim görüşleri birçok konuda ilham alınabilecek şekilde de dönüştürülebilir:

  • Konuşmanızı sadece tek bir büyük fikirle sınırlayın, en çok tutkun olduğunuz tek bir fikre odaklanın. Konuşmanız boyunca aynı temada gidin, böylece söylediğiniz her şey bir şekilde ona bağlanır.
  • Dinleyicilerinize umurlarında olacak bir şey verin! İzleyicilerin merakını çekin, ilgi çekici, kışkırtıcı sorular kullanın. Eğer birisinin dünya görüşünde bir bağlantısızlığı ortaya koyarsanız, o bilgi açığını kapatmaya ihtiyaç duyar. O arzuyu bir kez oluşturduğunuzda fikrinizi oluşturmaya başlamak çok daha kolay olacaktır.
  • İzleyicilerin anladığı kavramlarla adım adım fikrinizi inşa edin. Dilin gücünü kullanın, sizin değil onların dilinin!
  • Fikrinizi keşfetmeye değer yapın. Bu fikir kime yararlı? Sadece size veya organizasyonunuza hizmet ediyorsa o zaman paylaşmaya değer değildir. Eğer bir fikrin birinin gününü şenlendireceğine, birinin bakış açısını daha iyiye götüreceğine veya birine bir şeyi farklı yapmak üzere ilham vereceğine inanıyorsanız, o zaman harika bir konuşma için temel içeriğiniz var demektir.

Şirket yönetimlerinin ilham almasını kolaylaştıracak birkaç öneri daha eklemem gerekirse; topluma, çevreye, insana, tüm canlılara değer verin, çalışanlarınızla birlikte dünyaya katkı sağlayacak bir amaca hizmet edin, ilişkilerinizin/iletişiminizin kalitesini yükseltin, maddi değil manevi bağlar yaratmakla ilgilenin. Sonrasında karlılık, verimlilik ve diğer bütün performans göstergelerinin hedefi zaten vuracağına eminim.

Eliz Esra Şimşek: Proje, Yönetim Danışmanı ve Profesyonel Koç // Lisans eğitimi Çevre Mühendisliği üzerine olan Eliz, iş yaşamını sürdürürken İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde MBA lisansüstü derecesini aldı. Daha sonra Galatasaray Üniversitesi’nde Yönetim Bilişim Sistemleri programını tamamladı. Eliz koçluk kariyerine Sola Unitas Koçluk Akademisi’nden aldığı eğitimlerle adım attı. Değişim Koçluğu, Kariyer Koçluğu ve Takım Koçluğu ilgilendiği alanlar arasında. İnsanların yaşam kalitesini artıracak iç potansiyele sahip olduklarına inanıyor ve bu konuda destek vermekten çok keyif alıyor. Mottosu sağlıklı ve dengeli yaşam, pilates ve sabah yürüyüşleri vazgeçilmezleri arasında. Ayrıca yazı yazmayı, bilgi ve tecrübelerin paylaşılmasını çok değerli buluyor. Yazılarını Uplifers ve Harvard Business Review’dan takip edebilirsiniz.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale