X

Dünyanın önde gelen şirketlerinin son yıllarda yaptıkları bağış miktarlarındaki astronomik artışın arkasında ne var?

Zenginlerin bağışları

Geçtiğimiz aralık ayında Facebook’un kurucusu ve sahibi Mark Zuckerberg, Silikon vadisindeki kar amacı gütmeyen bir kuruluş için yaptığı 970 milyon dolarlık bağışla tüm dikkatleri üstüne çekerek, 2013 yılının en cömert iş adamı olarak kayıtlara geçti. Zuckerberg’in yaptığı bu cömert hareket, aslında son yıllarda çok da yabancı olduğumuz bir durum değil.

Aynı şekilde Microsoft’un CEO’su Bill Gates de geçtiğimiz yıl kendi mal varlığından 181 milyon dolarlık bir bağış yaparak son yılların en yüksek bağış rakamlarından birine imza atmıştı.

Bununla beraber ‘dünyanın en zenginleri’ listesinde yer alan 120 şirket sahibinin neredeyse tamamının; öldükten sonra tüm mal varlıklarının yarısının sivil toplum kuruluşlarına bağışlanmasını vasiyet etmesi, bağış kavramının büyük şirketler arasında gittikçe yaygınlaştığının bir göstergesi.

Yaklaşık iki yıl önce küresel boyutta bir ekonomik dalgalanmaya neden olan ve dünyanın her yerinde benzeri hareketleri tetikleyen ‘Occupy Wall Street’ hareketinden ve yaşanan ekonomik bunalımlardan sonra, Amerika’nın ilk 50 zengininin totalde yaptığı bağışların da geçen yıllardan çok daha fazla olduğu görülüyor.

Son yıllarda dünyanın her yerinde  artan bağış rakamları, şirket sahiplerinin kar amacı gütmeyen sivil toplum örgütlerine ve ekonomik dengesizliğin giderilmesine çok daha fazla önem verdiğini gösterir nitelikte. Küresel ekonominin en üstünde yer alan bu büyük şirketlerin yaptığı bağışlar, ekonomik dengenin sağlanmasında en önemli rolü üstleniyor.

Geçen yıllarda yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, dünyanın en zengin 85 insanının toplam mal varlığı, dünyanın en fakir ülkesindeki 3.5 milyar insanın, yani dünya nüfusunun neredeyse yarısının toplam gelirine eşit. Bu durum ekonomideki dengesizliğin ve kutuplaşmanın boyutlarını rakamlarla gözler önüne sermekle birlikte; piramidin en üstünde yer alanların paralarını nasıl değerlendirdiklerinin, dünya ekonomisindeki dengelerin neredeyse tek belirleyicisi olduğunu da kanıtlar nitelikte.

İş adamlarının ve büyük şirketlerin sosyal sorumluluk projelerine, üniversitelerde yapılan araştırmalara ve girişimcilere bu kadar büyük paralar yatırmalarında; başta Occupy Wall Street olayları olmak üzere küresel boyuttaki sosyal hareketlerin büyük etkisinin olduğunu söyleyebiliriz.

Devlet politikalarının gelir dağılımındaki eşitsizliği engelleme konusunda eksik kalması ve elde edilen gelirin ekonomik hiyerarşinin en üstündeki kişilerde birikmesinin, ekonomik krizin gerçekleşmesindeki en büyük etkenlerden biri olduğu görüldükten sonra; büyük şirketler politikalarını daha fazla bağış yapmak ve gelir dengesizliklerini ortadan kaldırmak üzerine, yani arz talep dengesinin sağlanması yönünde yapılandırmaya başladılar.

Son yıllarda ekonomide yaşanan canlanma ve büyük şirket sahiplerinin bu canlanmayı görerek her sene yaptıkları bağışları daha yüksek rakamlara çekmeleri, toplumsal iyileşmeyi ve refah düzeyinin artmasını da beraberinde getiriyor.

Bu trendin bu kadar popüler hale gelmesinde ve yatırımcıların daha fazla bağış yapmasında sosyal hareketlerin ve ekonominin etkili olduğu bir gerçek, peki verici olmanın ve insanlara yardım etmenin kişisel ve psikolojik boyutları neler? Bağış yapmak ve insanlığa katkıda bulunabilmenin bireysel olarak ne gibi getirileri var?

Harvard Bussiness School’un 2009 yılında yayınladığı Bağış Yapmanın Kişisel Getirileri’ konulu rapor, bireysel mutluluk ve verici olmanın güçlü bir bağlantısı olduğunu bilimsel araştırmalarla destekliyor. Rapora göre yardımda bulunmak ve bağış yapmak, insanların daha mutlu bir hayat sürmelerini sağlayan en önemli faktörlerden.

2007 yılında Harbaugh, Mayr, ve Burghart’ın yaptığı bir araştırmada, bağışta bulunan insanların beyin dalgaları inceleniyor. Araştırmanın sonucuna göre bağışta bulunan bireylerin beyninde harekete geçen nöronlar, zevk alınan bir aktivite yapıldığında ya da birey ödüllendirildiğinde harekete geçen nöronlarla aynı bölgede bulunuyor.

Aynı konu üzerine yapılan uzun süreli başka bir araştırma, gönüllülük esasına bağlı olarak yapılan işlerin bireylerin yaşamlarından daha fazla tatmin olmalarını sağladığını gösteriyor (Meier and Stutzer, 2008)

Verme davranışı ve mutluluk arasındaki ilişkiyi inceleyen diğer bir çalışmada, yetişkin katılımcılardan bebeklere haftada 3 kez gönüllü olarak masaj yapmaları isteniyor. Araştırma sonucunda katılımcıların gerginlik ve stres seviyelerinde başlangıca göre azalma olduğu, strese neden olan hormonlarının salgılanmasında düşüş yaşandığı gözleniyor.

Mutluluk ve gönüllülük davranışının ilişkisini inceleyen bir çok çalışma da, bu davranışın bireyler üzerinde uzun süreli olumlu etkilerinin olduğunu destekler nitelikte.

Ekonomik götürüsü olan bağış davranışları incelendiğinde, (hediye vermek, para bağışı gibi) bu davranışların da gönüllü yapılan işlerle aynı sonuçları ortaya çıkardığı görülmüş (Dunn, Aknin, & Norton, 2008).  Başkaları için para harcamanın, kendimiz için para harcamaktan çok daha mutlu ettiği, bunun sebebinin ise bu davranışın sosyal ilişkilerimizi güçlendirmesi olduğu elde edilen sonuçlar arasında.

Sonuç olarak yaşanan toplumsal hareketlerin yanında bireylerin psikolojik ve ruhsal olarak bağış davranışının pozitif etkilerini keşfetmelerinin, dünya üzerinde bu trendin gün geçtikçe daha fazla yayılmasını desteklediğini ve dünya ekonomisine yön veren kişilerin bu trende öncülük ettiğini söyleyebiliriz. Ekonomik dengesizliklerin en aza indirilmesi ve bireylerin kişisel mutluluğu için bağışların şirket politikası haline getirilmesi ve desteklenmesi, küresel ekonomide bir çok olumlu etkiyi beraberinde getirecektir.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale