X

“Dünyanın en büyük yükleri benim omuzlarımda”: Ya daha fazlası varsa?

Hayat bu; bir bakarsın her şey bir anda son bulur. Hayat bu; son dediğin an her şey bir anda can bulur.” Şems-i Tebrizi

Çokça yakınırız; evet istediklerimiz istediğimiz anda gerçekleşmeyebilir… Evet, çok sevdiğimiz kız arkadaşımız bizi terk edip gitmiştir… Evet, hiç aklımızda yokken, bizler onlarla daha uzun yıllar geçirmeyi hayal ederken annemizi veya babamızı veya farklı yakınlarımızı kaybedebiliriz… Evet, aklımızda dünyaya katacağımız birçok hedefimiz vardır, tanışacağımız yeni insanlar ve seyahat edeceğimiz yeni yerler… Fakat işte birden bir kaza oluverir; gözlerimizi yitiririz, hayatımız boyunca bizimle olacaklarını düşünmüşüzdür değil mi?

Evet, aklımızda dünyaya katacağımız birçok hedefimiz vardır…

Bu yazımda dünyanın en büyük yüklerinden bahsedelim istiyorum, o “altından kalkamadığımız” sürekli şikâyet halinde olduklarımızdan? “Bu çocuklar bir türlü büyümedi, beni üzdüler, bir türlü dediklerimi yapmıyorlar” gibi cümleler duymaktayım ara ara. Ya şöyle bir kişi ile karşılaşsaydık? Bir çocuğunu bir kazada yitirmiş bir baba, askerde evladını şehit vermiş bir anne, belki eli veya ayağı tutmadığı için işlevini kaybetmiş bir organıyla çalışamaz hale gelmiş bir evlat, bunun acısına sancısına ve depresyonuna göğüs germek durumunda olan bir aile…

Bizim o muhteşem dünya yüklerimiz bu kadarla da kalmaz, başka örnekler de sıra sıra dizilir; “X beni hiç anlamıyor, bu ilişkide benden tam olarak ne bekliyor anlamıyorum. Bir türlü anlaşamıyoruz bu beni çok üzüyor… Ben bu hafta sonu bunu yapmak istedim o olmaz dedi. Sonra başka bir şey önerdi“.

Ama bunlar işte öyle muhteşem dertlerdir ki ben bir paragraf daha yazayım istiyorum. “Bana sevgililer gününde A değil de B almış“, “Beni pahalı yerlere götürmek konusunda hep çekinceli davranıyor“, “Ben bu kadını anlayamıyorum, ne desem benim dediğimin tersini yapıyor, istemediğim yemekleri pişiriyor“, “O adama mesaj atmamalısın diye söyledim, hala mesajlaşmaya devam ediyor“, “Evi buradan kiralamayalım diye kavga ettik ama o beni dinlemeden yine her şeye tek başına karar veriyor“…

Bizim o muhteşem dünya yüklerimiz bu kadarla da kalmaz, başka örnekler de sıra sıra dizilir…

Biraz daha devam edelim, “daha ağır” yüklere geçelim istiyorum; mesela hangi yemeği yiyeceğimiz konusunda sevgilisine fikir soran can-ım genç kızımızın “bana cevap vermedi” diye üzülerek gücenmesi örneği… İçinden geçenleri açıkladığında aynı cevabı alamadı diye dünyası yıkılan gencimizin üzüntüsü… Sadece gençlikle ilişkisi olmayan bir çantanın yeşil rengini almak isterken bu modelin kalmadığını öğrendiğinde “dünyası bomboş kalan” sevgili teyzemiz örneğin… “Beni nasıl böyle bir araca binmeye layık görebilir?” diye sorgulayarak, sevgili İstanbul beyefendimizi yatı, katı, arabası olmadığı için (yani şartları sağlayamadığı için reddeden) sevgili can-ım İstanbul hanımefendilerine…

İşte bizlerin öyle “büyük” dertlerimiz vardır ki şu hayatta baktığımız yerden ne aşmak, ne çözmek mümkündür… Ben bu yazımda sizinle başka kıyılara bakalım istiyorum, hani bizim o “aşılmaz” gördüğümüz tepelerimizi aşalım ve bakalım ki diğer kıyılarda neler yaşanmaktaymış? O bizim yanı başımızda bakalım ki Ali Bey sabah karanlığında simit satmaya çıkıyor, evde üç çocuğu var okula göndermesi gereken, eşi Ayşe Hanım aynı karanlıkta sadece bugün tamamlaması gereken beş evden daha ilkine gidiyor. Ne için? Akşam eve çocuklarını okula gözü geride kalmadan gönderebilmek için… Sizce çantanın yeşili, mavisi hayatının en “büyük” derdi olabilir mi? Sizce bu durumda “şikayet” etmeye değil hakkı, vakti olabilir mi? Ali Bey bir baba ve Ayşe Hanım da aramızdan bir anne… Ve bizler bugün oturduğumuz yerde dünyanın en ağır yüklerini taşıdığımızı iddia edebiliyoruz…

Peki, başka bir sahneye gidelim, bir yoğun bakım koridorundayız, hepimiz içeride annemizin son nefesini vermesini bekliyoruz. Belki aylarca o yaşasın diye uğraştık, kendi ömrümüzden alınsın da ona verilsin diye dua ettik… Bu kanseri yenmesi için “son günlerine hızla ilerlediğini bile bile” yine de onun için kanımızın son damlasına kadar savaştık… O hayata sadece bir gün daha tutunabilsin, bir gün daha gülümseyebilsin diye biz günümüzü günümüze kattık… Ağlayamadık, isyan edemedik, sadece her sabah “acaba bugün beni bırakacak mı?” diye uyanmaya devam ettik! İşte bu anda X yerinde yiyeceğimiz yemeğin, gelen son mesajın, A kişisinin yaptığı moral bozucu eleştirilerin, bitiremediğimiz sunumun veya katılamadığımız o çok ama çok önemli toplantının bir değeri kalıyor mu hayatımızda?

İşte bizlerin öyle “büyük” dertlerimiz vardır ki şu hayatta baktığımız yerden ne aşmak, ne çözmek mümkündür.

Şimdi bambaşka bir ana dönelim istiyorum, bir ailenin altıncı çocuğu olarak çok sevdiğimiz okulumuza gidiyoruz. Her gün eve döndüğümüzde iş bölümü var, hem ders çalışıyoruz, hem hayvanları otlatıyoruz. Ne de olsa anne ve babamıza yardımcı olmamız gerekli. Cebimizde öyle çok para olmuyor, olan paramızı test kitabına veriyoruz… Biz öyle şanslı çocuklardan da olamıyoruz ne yazık ki A saatinde iPhone, B saatinde iPad izleyemiyor, oynayamıyor ve hatta dokunamıyoruz bile… Bilmiyoruz… Ama işte diğer yanda biz öyle büyük dertlerle uğraşmaktayız ki ikinci iPhone cihazımızı alıyoruz da yine dertli oluyoruz neden, çünkü bize yetmiyor, çünkü bununla istediğimiz gibi mesaj gönderemeyiz, istediğimiz gibi hava atamayız ve ne yazık ki bu “bizim” ne kadar “varlıklı” bir kişi olduğumuzu göstermemiz için yeterli değildir… Derdimiz budur evet sonraki iPhone cihazını edinmektir, edinemediğimiz bu halimizle dünyanın en ağır yükleri bize verilmiştir, şikâyet ederiz…

Bugün bu yazımı okuyorsanız “şikayet” ettiklerinize ve bunlara verdiğiniz anlamlara bakmanızı dilerim. Bu hafta öyle konularla karşılaştım ki bu yazıyı yazmak içimde kalanlar açısından şart oldu… Hayata sadece kendi şikayetlerimiz cinsinden bakacak olursak evet “en ağır yükler” omuzlarımızdadır, fakat unutmayalım ki bizim yardımımıza muhtaç ve “durum” olarak çok daha dönülmez noktalarda olan yaşamlar vardır…

Hayat her daim güzeldir ki gören gözlerle bakabilene… Hayatta her daim yapılabilecek olan vardır ki yapmak isteyene. Ve hayatta her zaman “daha çok sevmek” ve “daha çok vermek” olasıdır ki “cömertçe” gönülden verebilecek kadar gönüllü olmayı bilene…

 

İlginizi çekebilir: En son ne zaman kendi kendini dinledin?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale