X

Doğum felsefeleri: Doğal doğum

“Bir kadın, doğumda tanrıça gibi görünmüyorsa, birileri ona yeterince destek vermiyor demektir.” -Ina May Gaskin

İnsanın en temel ihtiyaçlarından biri olan üreme olgusunun, belki en gizemli ve mucizevi süreci doğum. Modern tıp adı altında, belki anne-bebek aleyhinde olabilecek rutin uygulamalar, anlayışlar mevcut. Gerekliliği göz önünde bulundurulmadan ilaç ve anestezi kullanımı gibi dışardan müdahalelerin artırılmasının günümüzde ‘modern’ doğum süreci oluşturulmasında etkili oldu.

Sezaryen doğum oranları sadece ülkemizde değil dünyanın pek çok köşesinde öngörülenin üzerine çıktı. Yakın tarihe kadar kadınlar bu konuda daha çaresiz ve karamsardı fakat son yıllarda ortaya çıkan ekoller ile birlikte doğuma olan bakış açıları bedenlerine daha güvenir hale geldi. Bu ekollerden biri de 80’li 90’lı yıllarda ortaya çıkan ve dünyanın birçok ülkesinde yayılan ’doğal doğum’ ekolü. Türkiye’de ise bu ekolün tanınmasında emeği yadsınamayacak uzmanlardan biri Dr. Hakan Çoker’dir.

Doğal doğum nedir?

Doğal doğum; kendiliğinden başlayan, mümkün olduğunca müdahale edilmeyen, doğal hormonların aktif olarak salgılanmasına izin verilen, bebeğin doğar doğmaz daha kordonu kesilmeden anne kucağıyla buluştuğu ve ilk emzirmeye kadar orada kaldığı bir doğum şeklidir. Annenin, bedenine ve bebeğine güveni esastır. Doğum ekibinin, doktor ve ebe, sorun yok ise doğuma rehberlik ettiği bir süreçtir. Müdahale gereken durumlarda tıbbi müdahaleler için doğum yapan kadına bilgi vererek ve kararlara aktif katılımını sağlayarak doğum sürecini yönetir.

Sağlıklı anne ve bebek için mümkün olduğunca az müdahale ile güvenli bir şekilde doğum eyleminin gerçekleşmesi için Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de  kanıta dayalı önerilerde bulunmuştur. Bunlar:

  • Doğum kendi başlamalıdır,
  • Doğum boyunca hareket özgürlüğü olmalıdır,
  • Doğum boyunca gebeye duygusal ve fiziksel destek verilmelidir,
  • Gereksiz her türlü müdahaleden kaçınılmalıdır,
  • Doğumda sırtüstü yerine diğer pozisyonlar desteklenmelidir ve
  • Doğum sonrası anne ve bebek bir arada kalmalıdır (WHO, 1996).

Doğal doğum felsefesiyle doğum yapmak isteyen anne adayları ne yapabilir?

Doğuma hazırlık eğitimi almaları en öncelikli adım diyebiliriz. Doğum özünde anne-bebeğin işidir. Bu noktada annenin kendine güvenebilmesi için doğuma eğitim alarak hazırlanması ve eğitimde öğrendiği uygulamaları günlük pratiğine eklemesi çok önemlidir. Doğuma hazırlık eğitiminde; doğumun aşamaları, aktif pozisyonlar, ilaç dışı rahatlatıcı teknikler, müdahaleler ve nefes/gevşeme teknikleri aktarılıyor. Anne adayı eğitimden sonra da doğuma hazırlanmaya nefes ve gevşeme teknikleri ile devam etmelidir. Doğum ekibini de anne-bebeğe saygılı, annenin inandığı doğum felsefesine hakim olan kişiler ile oluşturmalıdır.

Doğal Doğumun Anne ve Bebeğe Faydaları Nelerdir?

Birkaç örnek vermek gerekirse;

  • Anne ile bebek arasında cilt teması daha hızlı ve kolay gerçekleşeceğinden, bu temas bebeğin anneye bağlanması için çok önemlidir. Bu bebeklerin anne memesini emme becerilerinin daha iyi olduğu gözlemlenmiştir. Bebekleri yaşatan şey sadece tıp değil, anne şefkati, sesi ve verdiği güven hissidir.
  • Hastaneden daha kısa sürede taburcu edilirler.
  • Bebekler doğarken annelerinden koruyucu bakterileri (mikrobiyota) alır. Bağışıklık sistemleri için oldukça önemlidir.
  • Bebekte solunum ile ilgili sıkıntıların gelişme riski de daha az bulunmuştur.
  • Doğal doğum yapan annenin doğum sonrasında ağrı hissiyatı sezaryene göre çok daha azdır.

Yazıyı Dr. Hakan Çoker’in “Doğal doğum, doğumun ta kendisidir! Doğum, kadın ve bebeklerin aslında doğaları gereği yaşamaları gereken bir süreçtir.” sözüyle bitirmek istiyorum. Bu alanda “Dr.Hakan Çoker ile 100 Soruda Doğal Doğum” kitabını okumanızı da ayrıca tavsiye ederim.

Kaynaklar:

  • Clinical Practice Guidelines. Normal Childbirth. The Society of Obstetricians and Gynaecologists of Canada. 2009.
  • WHO (World Health Organization). Care In Normal Birth: A Practical Guide. Report Of A Tecnical Working Group.Department Of Reproductive Health & Research World Health Organization, Geneva. 1996
  • Doğum Öncesi Eğitim Modelleri Eşliğinde Doğal Doğum, Anadolu Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi, 2017;20(4):299-303
  • Kitap: Dr.Hakan Çoker ile 100 Soruda Doğal Doğum

İlginizi çekebilir: Doğum felsefeleri: Lamaze Felsefesi

Tanca Çivik: İsmim Tanca. 1990 yılında İtalya’nın Modena şehrinde dünyaya geldim. İstanbulTeknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümünden 2013 yılında derece ile mezun olduktan sonra uluslararası bir kozmetik şirketinin merkez satış ekibinde kurumsal hayatın bir parçası oldum. Şu anda da teknoloji yazılım sektöründe satış ve iş geliştirme lideri olarak görev almaktayım. Başka bir ben daha var mı? Yaşamımın bir amacı olabilir mi? sorularıyla iç dünyamda araştırma yaparken hamilelere, doğuma, doğana ve doğum anına olan derin ilgimi fark ettim. Bu alanda kitaplar okudukça ilgim gerçekti ve İstanbul Doğum Akademisi’nden uluslararası akreditesi olan ’Doğuma Hazırlık eğitmeni ve Doula(Doğum Destekçisi) ‘eğitimini tamamladım. Şimdi ise Türk ve yabancı ailelere bedenlerinin, bebeklerinin ve nefeslerinin gücünü hatırlattığımız eğitimler veriyor sonrasında talepleri doğrultusunda doğumlarına birebir destek oluyorum. Doğum nedir? Nasıl doğarız? Varoluşumuzu etkileme potansiyeline sahip midir? Doğum ekibinde kimler vardır? Doula kimdir? Biz var ediyoruz birbirimizi sağlık, sevgi ve coşku dolu doğumlar için neler mümkün? Niyetim sende fizyolojik ve psikolojik olarak tüm yaşamlarımızı etkilediğine inandığım doğum sürecimizle ilgili merak uyandırmak. Dilerim merakıma ortak olmaktan keyif alırsın. ‘Kadın, Hamilelik ve Doğum’ podcast kanalımda bu konuları konuşuyoruz. Kanalımda pozitif doğum hikayeleri, uzmanlarla sohbetler, meditasyon ve nefes pratikleri mevcut. Seni oraya da beklerim. Bana @doula.tanca, @tanca.birthsupporter Instagram hesaplarından ve tanca.civik@gmail.com adresinden her zaman ulaşabilirsin.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale