X

Doğada olmanın Nordik hali ‘friluftsliv’ ve Türkiye’nin en keyifli trekking rotaları

Doğada olmanın, açık havanın tadını çıkarmanın, tertemiz havayı en derinlere çekmenin, mavilik ve yeşillikler karşısında seyre dalmanın şüphesiz ki herkese iyi gelen, güzel hissettiren bir tarafı var. Yemyeşil çimlerin üzerinde piknik yapmak, küçük bir tepeden manzarayı seyre dalmak, mis kokulu ormanların içerisinde yürüyüş yapmak ve daha nicesi çok keyifli. Kısacası, açık havanın tadını çıkarmamızı sağlayan tüm aktivitelerin ruhumuzu besleyen bir yanı olduğu kesin. İşte tam da bu ruhumuzu besleyen, iyi hissettiren, keyif veren hissin Nordik ülkelerde yaşam tarzı olarak hayat bulmuş bir ismi var: “Friluftsliv”. Norveççe’den ‘açık havada yaşam’ olarak çevrilen bu kavram, doğada bir şeyler yapmanın iyi oluşumuz için ne kadar önemli olduğuna dikkat çekiyor. Açık havada bir şeyler yapmanın, doğada keyifli zaman geçirmenin elbette ki birçok yolu var ama biz bu yaşam tarzından ve İskandinavlardan ilhamla ülkemizde kolayca uygulayabileceğimiz bir açık hava aktivitesi olan trekkingi friluftsliv pratikleriyle ele almak istedik; çünkü kuzey ülkelerinde yaşayan hemen hemen herkesin günlük aktivitesi açık havada yürüyüş. Gelin, bu keyifli konseptin ne olduğuna daha yakından bakalım ve ülkemizde doğayla iç içe olup tazelenebileceğimiz, doyasıya ‘friluftsliv’ yaşam tarzını benimseyebileceğimiz keyifli trekking rotalarını keşfedelim. Mavi-yeşil yolculuklara çıkmaya hazırsanız işte friluftsliv ve Türkiye’den en iyi trekking yerleri…

Friluftsliv: Norveçlilerin açık havada yaşam felsefesi

Norveçliler dışarıda olmanın ve açık havada zaman geçirmenin ruh, beden ve zihin sağlığının en önemli gerekliliği olduğunu biliyor ve yaşam tarzlarına bu doğrultuda yön veriyorlar. Bu nedenle de havanın ne durumda olduğuna bakmaksızın; karda, buzda, yağmurda, çamurda, fırtınada ilk fırsatta kendilerini açık havaya atıyor ve dışarıda zaman geçiriyorlar.

Dünyanın en soğuk ülkelerinden biri olmasına rağmen Norveç’te yaşayan insanlar, doğada zaman geçirmeyi yaşam tarzı haline getirmeyi vurgulayan ‘friluftsliv’ konseptiyle adeta bütünleşik yaşıyorlar. Peki tam olarak ne demek friluftsliv? En öz tanımıyla ‘açık havada yaşam’ anlamına gelen friluftsliv, doğayla mümkün olan her an birleşmeyi ve onu kucaklamayı anlatıyor; yani huzuru, mutluluğu, rahatlığı açık havada bulma. Bir kavramdan daha çok bir çeşit yaşam tarzı olan friluftsliv, kışların inatla uzun ve karanlık geçtiği bu ülkede şartlar ne olursa olsun yıllardır uygulanmaya devam ediyor.

Norveç’te ve diğer İskandinav ülkelerinde günlük yaşamın bir parçası haline gelen friluftsliv, yılın farklı zamanlarında ve ülkelerin farklı bölgelerinde değişik pratiklerle uygulanabiliyor. Kimileri için parkta arkadaşlarıyla piknik yapmak kadar basit ve kolay olabilirken kimileri için ekipman ve hazırlık gerektiren bir kamp deneyimi friluftsliv pratiğine dönüşebiliyor. Öte yandan, açık havada yürüyüş yapmak ise hemen hemen bu ülkelerde yaşayan ve bu yaşam tarzını benimseyen herkesin tercihi oluyor. Nordiklerden ilhamla ülkemizde de bu yaşam tarzını pratiğe dönüştürmemize yardımcı olacak en keyifli aktivitelerden biri olan trekkinge uygun birçok yer olduğunu düşünecek olursak bize de Türkiye’nin en iyi trekking rotalarını keşfetmek kalıyor. Açık havada olmanın, Norveçliler gibi friluftsliv tarzı yaşamın keyfini sürmek ve kendinizi doğanın havanın dinlendirici atmosferine bırakmak isterseniz işte Türkiye’nin en iyi trekking rotaları:

Türkiye’nin en iyi trekking rotaları

Mavinin, yeşilin tüm tonlarını içinde barındıran, dünya üzerinde eşi benzeri olmayan ovalara, dağlara, yaylara sahip olan, büyüleyici doğal güzellikleri ile herkesi kendine hayran bırakmayı başaran ülkemizden işte en iyi trekking rotaları:

Likya Yolu

Türkiye’nin en gözde trekking rotaları dendiğinde akla gelen ilk rota şüphesiz ki Likya yolu. Fethiye’den başlayıp Antalya’ya kadar devam eden yaklaşık 560 kilometre uzunluğundaki bu yol yürüyüş severlerin favorisi. Zorluk seviyelerine göre ayrılmış 20 farklı parkurdan oluşan Likya Yolu’nda keyifli yürüyüşlerin yanı sıra antik kentleri keşfedebilir, denize girebilir, mavinin ve yeşilin buluştuğu manzaralarla büyülenebilirsiniz.

Ihlara Vadisi

Kapadokya’nın en güzel yerlerinden biri olan Ihlara Vadisi doğayla iç içe olmanın yanı sıra tarihi ve kültürü de içinde barındırıyor. Kilise ve şapelleri ile keyifli yürüyüş rotanızı daha görkemli hale getirebileceğiniz 14 kilometre uzunluğunda Ihlara Vadisi, aynı zamanda Melendiz Çayı ile birleşiyor ve hem mavinin hem de yeşilin buluştuğu enfes görüntüler burada saklanıyor. Ayrıca, vadiye inmek için 380 basamak inmek gerekiyor; yani daha varmadan ısınmaya başlıyorsunuz.

Frig Yolu

Medeniyetlere ev sahipliği yapmış, birçok efsaneye konu olmuş, aşklar, acılar, hüzünler barındırmış, koskoca bir tarihi içinde saklayan eşsiz bir yer: Frig Yolu. Afyon’dan Ankara’ya, Eskişehir’den Kütahya’ya dört farklı ili içerisine alan, 500 kilometrelik bu yolda 3 rota bulunuyor. Her bir rotada tarihin ve kültürün kalıntılarına tanık olacağınız Frig Yolu’nda Frig eserlerinden antik yollara, vadilerden eski dini merkezler olan şehirlere farklı keşifler yapabilirsiniz.

Hitit Yolu

Gelelim bir başka tarihi ve kültürel yola: Hitit Yolu. Anadolu miraslarını ve Unesco listesinde yer alan Hattuşa Antik Kenti’ni içinde barındıran bu eşsiz trekking rotası hem doğa hem de tarih severler için altın değerinde. 300 kilometreye kadar uzanan ve eski göç yollarından geçen bu güzergahta Hititler dönemindeki önemli kentleri ve tarihi kalıntıları görebilir, kendinizi geçmişin tozlu sayfalarında hissedebilirsiniz. Adeta zaman yolculuğunda trekking…

Kaz Dağları

Dört bir yanı cennet ülkemizin en kıymetli yeşillik alanlarından biri olan ve Balıkesir’den Çanakkale’ye uzanan Kaz Dağları bol oksijenli, tertemiz, mis kokulu havayı içine çekmek isteyen tüm trekking severlerin olmazsa olmaz rotası. Her bir noktası kendi içerisinde ayrı bir yürüyüş parkuru olan Kaz Dağları’nda Tozlu Yaylası’ndan Sütüven Şelalesi’ne Tahtakuşlar tırmanış rotasndan Mıhlı Çayı’na maviyi, yeşili sonsuz renk skalasında bir arada görebilir, maceraperest dağ sever ruhunuzu besleyebilirsiniz.

Aladağlar

Kayseri’den Adana’ya uzanan doğal güzellikleriyle ünlü Aladağlar’da gerçek bir doğa severin hayalini kurabileceği her şey var. İster trekking ister tırmanış isterseniz de rafting. Vadileri, şelaleleri, keyifli patikaları, ormanlık ve dağlık alanlarıyla dilerseniz kamp da kurabileceğiniz Aladağlar’da çeşitli kanyon ve mağaraları da ziyaret edebilirsiniz.

Palovit Yaylası

Karadeniz’in incisi Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde bulunan ve Türkiye’nin en yüksek noktalarından biri olan Palovit Yaylası’nda kendinizi özgür kuşlarla hizalanmış, bulutların arasında yürüyüş yapıyor hissedebilirsiniz. Dünyanın en yaşlı ormanlarını barındıran ve köyleri bölen dört ayrı kısımdan oluşan Palovit’te Karadeniz’in mis gibi havasını ciğerlerinize çekerken uzun ve keyifli trekkingler yapabilirsiniz. Üstelik dilerseniz Ayder ve Samistal Yayları’na da geçiş yapabilirsiniz.

Pürenli Yaylası

Temiz yayla havasının iyi gelmeyeceği hiçbir şey yoktur diyor ve Palovit’ten sonra Pürenli Yaylası’nı da trekking rotalarımıza ekliyoruz. Düzce’ye bağlı olan Pürenli, doğayla iç içe zaman geçirirken uzun yürüyüşler yapabileceğiniz ve tazeleneceğiniz, çokta uzaklara gitmeden açık hava ve trekking tutkunuzu yaşayabileceğiniz 1400 metre yüksekliğinde yemyeşil bir alan. Yaylada ahşap küçük kulübelerin ve minik gölün kenarından geçmenin içinizi ısıttığını hissedeceksiniz.

Macahel Yaylası

Trekking rotalarınıza ekleyeceğiniz bir yayla daha: Macahel. Daha doğrusu Macahel Yaylaları, çünkü alabildiğine geniş yeşilliklerden oluşuyor. Ama bu yaylalar bir başka. Nedeni ise Türkiye’nin UNESCO koruma listesine alınan ilk biyosfer rezerv alanı. Zengin bitki örtüsü, endemik yeşillikleri ve en önemlisi Kafkas Arısı’nın doğal yaşamı olan Macahel, aslında bölgeden elde edilen balı ile ünlü. Aynı zamanda sisli tepeleri, geniş ufuk çizgisi, puslu bulutları ve tertemiz havasıyla da trekking severlerin uğrak rotası. Dilerseniz bölgede kamp kurabilir, şelale ve gölleri de ziyaret edebilirsiniz.

Ballıkayalar

Şehre en yakın olanı sona sakladık: Ballıkayalar. Trekking tutkunuzu uzaklarda yaşamanıza gerek yok. İstanbul’a sadece birkaç saat uzaklıktaki Gebze’de bulunan Ballıkayalar, hem doğayla iç içe olmak hem de mavinin, yeşilin ve enfes manzaraların tadını çıkarmak için harika bir rota. Şehrin içinde böylesi bir güzelliğin nasıl korunmayı başardığı merak konusu olsa da Ballıkayalar’da neredeyse tüm doğa aktivitelerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Yürüyüş alanları, kaya tırmanışı, dere kenarı, farklı zorluklardaki trekking parkurları ve daha fazlası için hemen bir hafta sonu planı yapabilirsiniz.

Sizin de keyif aldığınız ve doğanın tadını doyasıya çıkarabildiğiniz kendinize özel trekking rotalarınız varsa bizimle yorumlarda paylaşabilir, doğa severlerin kalplerini fethedebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Doğa yürüyüşü rehberi: Yeni başlayanlar için A’dan Z’ye trekkingDoğa yürüyüşü rehberi: Yeni başlayanlar için A’

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale