X

Dişil enerji nedir: Eril bir dünyada dişil enerjiyi canlandırarak dengelenmenin yolları

Yorgun, tükenmiş, benliğiyle olan bağlantısını kaybetmiş, zihni aktif şekilde çalışan ve durup dinlenme ihtiyacına karşı şiddetli bir direnç gösterenler burada mı? ‘Olmaktan’ çok ‘yapmaya’ koşullan(dırıl)dığımız modern dünyada hayatın bize getirdiklerini olduğu gibi kabul etmekte, deneyimlere kucak açmakta, yani ‘veren’ değil ‘alan’ bir konumda olmakta zorlanabiliyoruz. Bu durum, yapan, üreten, ilerlemek isteyen, inşa etme güdüsünü besleyen ‘eril enerji’nin baskın olduğu ve hayatın akışında kalmak, içsel dünyanın farkında olmak ve yaratıcılığı dışa vurmak isteyen ‘dişil enerji’nin baskılandığı anlamına geliyor.

Dişil enerji yaptıklarımızla değil, olduklarımızla ilgileniyor ve varoluşumuzun özüne inmemize kapı aralıyor. Sağlıklı bir bireyde, hem eril hem de dişil enerjinin dengede olması beklenirken, günümüzde toplumsal beklentilerin eril enerjinin ilişkilendirildiği kavramlara daha fazla değer atfetmesi, dişil enerjinin bilinçli bir çabayla dengede tutulmasını gerektiriyor.

Dişil enerji nedir?

Dişil enerji, eril enerjiyle ilişkili özelliklerin tam tersi olduğu düşünülen, belirli bir dizi özelliği ifade eder. Dişil enerjiyi anlamlandırabilmek için eril enerjinin de ne demek olduğunu, en azından nasıl kavramlarla ilişkili olduğunu anlamak gerekir: Dişil enerji besleyicidir, yumuşaktır, güçlü sınırlarla topraklanmıştır ve sezgisine güvenir. Eril enerji ise mevcuttur, mantıklıdır ve derin bir koruma ve inşa etme arzusuyla hareket eder. Bu iki enerji içimizde uyum ve denge içinde varlığını sürdürdüğünde, bizi insan yapan ve eşsiz kılan her şeyi kucaklamamıza izin veren, muhteşem bir birliktelik hissi yaratırlar.

Yaşamdaki herhangi bir hedefimiz için çalışırken, ilerleme kaydederken, sorumluluklarımızı yerine getirirken ve gelecek odaklı yaşarken eril enerjimiz; bunun aksine hayatın akışına uyarak hareket ederken, yaratıcı enerjimiz ön plandayken, dans ederken, hayatı oyun gibi yaşarken, içsel süreçlerimizle uyumlanırken ve anda kalmaya çalışırken dişil enerjimiz ön plana çıkar. Hayatımızdaki her duruma verdiğimiz duygusal tepkiler dişil enerjiden gelir. Güven, tutku, sağduyu ve spiritüel güç dişil enerjiyle ilişkilendirilir.

Yaratmak, bağlılık, almak, empati, dinlemek, şefkat, güvenmek, sezgiler, affetmek, duygusallık, ilişkiler, dürüstlük, bakım sağlama, tutkular, sevgi verme ve benzeri özellikler dişil enerjiyi yansıtan karakter özellikleri olarak bilinir. Tüm bu özellikler her ne kadar cinsiyet ifade eden ‘eril’ ve ‘dişil’ kelimeleriyle tanımlanıyor olsa da, aslında bu özelliklerin doğuştan sahip olduğumuz cinsiyetimizle bir ilgisi bulunmuyor. Dişil ya da eril enerji olarak tanımlanan tüm özelliklerin ‘kadınsılık’ ya da ‘erkeksilik’ çağrışımı yapması, tarih boyunca kadınlara ve erkeklere toplum tarafından yüklenen rollerden ve beklentilerden kaynaklanıyor. Günümüzde her cinsiyetten insanın bu özelliklerin bir kombinasyonuna sahip olabileceğini, hiçbir özelliğin herhangi bir cinsiyete özgü olmadığını ya da herhangi bir cinsiyetten beklenmemesi gerektiğini biliyoruz. ‘Dişil’ ve ‘eril’ sözcüklerini kullanmaya devam etmemizin nedeniyse, iki farklı ve karşıt varoluş biçimini tanımlamaya ve anlamlandırmaya yardımcı olmaları.

Eril bir dünyada dişil enerjiyle dengelenmek neden önemlidir?

Dişil enerjinin toplumda eril enerji kadar takdir görmemesinin sebebi, daha çok dişil enerjiyle bağlantılı olan dinlenme, tatil yapma, sosyalleşme gibi kavramların üretim, verimlilik, çalışma ve ekonomiye katkı sağlama fonksiyonlarının bulunmayışı. Sadece anda olmak ve hiçbir şey yapmamak bizleri tuhaf ve kaygılı hissettiriyor, çünkü hayata geldiğimiz ilk andan itibaren eril enerjimizi ön plana çıkarmak, daha çalışkan olmak, daha fazla geleceğe yatırım yapmak ve daha verimli olmak üzerine eğitiliyoruz. Dişil enerjiyle ilişkilendirilen kavramlarınsa bunun aksine bizi tembel ve verimsiz yaptığına inanıyoruz. Ancak dengeli bir yaşam, her iki enerjinin de dengeli biçimde salınarak akabilmesiyle ve kendine alan bulabilmesiyle mümkün.

Kültürümüzde, eril enerji -çoğunlukla ilerleme ve üretkenlikle ile ilgili olduğu için- dişil enerjiden daha “değerli” gibi algılanma eğiliminde ve bu durum, hem bireysel hem de toplumsal olarak bir dengesizlik hissi yaratıyor. Erkekliğe ya da eril enerjiye aşırı değer verdiğimizde, zamanımızın çoğunda sadece çalışıyor ve çok azını dinlenmeye, tatile çıkmaya ve diğer insanlarla anlamlı bağlantılar kurmaya harcıyoruz. Eril enerjiye dişil enerjiden daha fazla değer vermek, akıllı telefonlar ve bilgisayarlar gibi insan yapımı ‘şeylere’ bağımlı hale gelmemize, doğada daha az zaman geçirmemize veya yaratıcılığımızın körelmesine neden olabiliyor. Peki dişil enerjinizi yükselterek daha dengeli bir enerji akışının oluşmasını nasıl sağlayabilirsiniz?

Dişil enerjiye alan açmanın ve canlandırmanın yolları

Dişil enerjiyi canlandırmak, aslında basitçe eril enerjinin özelliklerini yansıtan aktivitelerin tam tersini uygulamakla, yani yapmaya değil olmaya odaklanmakla mümkün. Dişil enerjinize daha fazla alan açmak ve bedeninizdeki enerji akışını dengelemek için uygulayabileceğiniz bazı yöntemlerse şöyle:

1. Yansıtma yapın ve içinize dönün

Birçoğumuz o kadar meşgulüz ki kendimizle baş başa kalabileceğimiz anlar yaratmaya ve içimizde neler olup bittiğini dinlemeye nadiren zaman ayırabiliyoruz. Sürekli olarak dışa dönük hareket etmek içimizde ve benliğimizde bölünme yaratabiliyor ve kendimizle kurduğumuz derin bağlantıyı kaybetmemize neden olabiliyor.

İçsel benliğimizle yeniden bağlantı kurmak, dişil enerjimize alan açmanın en önemli ön koşulları arasında yer alıyor. Kendinizi keşeftmenin ve benliğinizle bağlantı kurmanın en iyi yollarından biri düşüncelerinizi ve duygularınızı keşfetmek için terapi sürecine başlamak. Bunun yanı sıra günlük tutmak, meditasyon yapmak, duygularınızı yansıtabileceğiniz sanat aktiviteleriyle meşgul olmak, kişisel gelişim kitapları okumak gibi yalnız yapacağınız pek çok aktivite, dişil enerjinizi ön plana çıkarmanıza ve kendinizle kurduğunuz bağlantıyı geliştirmenize yardımcı olabilir.

2. Doğada zaman geçirin

İçinde zaman geçirdiğimiz mekanlar, kapsayıcı özelliklerine bağlı olarak eril veya dişil olarak karakterize edilebiliyor. Dişil enerji aynı zamanda yaşam gücü enerjisi olarak da biliniyor ve yaşamın kaynağı olan ‘doğa ana’, kendisiyle bağlantı kurulduğunda dişil enerjiyi güçlendirme potansiyeline sahip. Ormanlar, parklar ve deniz kıyısı gibi doğayla baş başa zaman geçirebileceğiniz yerler, dişil enerjinin aktive olmak için en fazla alan bulabildiği yerlerin başında geliyor. Yaşamla senkronize olamadığınızı hissettiğinizde ve yeniden canlanmaya ihtiyaç duyduğunuzda doğada zaman geçirerek dişil enerjinizi canlandırabilirsiniz.

3. Yaratım ve hayal gücünüzü keşfedin

Dişil enerji her şeyin ötesinde yaratma ve hayal kurma becerilerini harekete geçiren ve besleyen bir güç. Kadın bedeninin eşsiz fizyolojisi gereği bir canlıya hayat verme ve sıfırdan yaratabilme potansiyeline sahip olması, yaratıcılığın dişi bedeniyle ve kadınlıkla özdeşleştirilmesinin en önemli nedeni olsa da; yaşam yolculuğunda yaratım çok daha farklı formlarda da gerçekleşebiliyor. Yazı yazmak, hareket etmek, zihinsel ve duygusal süreçleri sanat eserleri aracılığıyla açığa vurmak, yeni fikirler üretmek gibi hayal gücünün sınırlarını genişleten pek çok aktivite, yaratıcı gücünüzü keşfetmenize ve dişil enerjinizi harekete geçirmenize aracı olabiliyor.

4. Duygularınızı anlama ve ifade etme becerinizi geliştirin

Eril enerji mantık ve akıl yürütme ile tanımlanırken, dişil enerji duygularla ilişkilendiriliyor. Her insanın bilişsel kapasitesinin yanında, eşsiz bir duygusal benliği de bulunuyor ancak günlük alışkanlıklarımız ve toplumsal beklentiler nedeniyle duygularımızı nasıl anlayacağımız ve duygusal tepkilerimizle ilgili farkındalığımızı nasıl geliştirebileceğimiz konusunda yeterince kaynağa sahip değiliz. Bu nedenle de mantıklı hareket etmek ve karar verme süreçlerini akıl yoluyla yönetmek konusunda son derece başarılı olsak da, duygusal süreçlerimizi yönetmekte bir o kadar zorlanabiliyoruz. Gün içinde karşılaştığınız, duygusal olarak yoğun hissettiğiniz deneyimlerde neler hissettiğinize kulak vermek ve duygusal zekanızı geliştirecek sosyalleşme, empati kurma, şefkat gösterme gibi aktivitelere daha fazla alan açarak duygularınızı anlama ve ifade etme becerilerinizi geliştirebilirsiniz. Duygu durumlarınızı ve duygusal tepkilerinizi daha yakından tanıdıkça, daha bütün ve dengede hissedeceğinizi gözlemleyeceksiniz.

5. Spontanlığa ve akışta olmaya değer verin

Modern dünyada hayatta kalmak ve ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için çok çalışmamız gerekiyor, ancak aklımızı ve mantığımızı yoğun şekilde kullandığımız aktif çalışma deneyiminden sonra tekrar dengeye gelebilmek için mola verme ve dinlenmeye de en az çalışmak kadar ihtiyacımız olduğunu gözden kaçırabiliyoruz. Yaşamın içindeki küçük mutluluk anlarını keşfetmek için zaman yaratmadığımız sürece, eril enerjinin baskın olduğu, dengesiz bir yaşam sürdürmek durumunda kalıyoruz. Rahatlığı, mutluluğu ve eğlenceyi yaşamımıza dahil etmek için tatil ve izin zamanlarını bekliyor, o zaman gelene kadar da hiç durmadan ve ara vermeden çalışmaya devam ediyoruz. Ancak dişil ve eril enerjiyi dengeleyebilmek için her gün, sık sık dinlenme molaları ve mini tatil anları yaratmamız gerekiyor. Anda olmamıza ve hayatın akışına uyum sağlamamıza yardımcı olabilecek kitap okuma, müzik dinleme, meditasyon ve yoga pratikleriyle ilgilenme, doğa yürüyüşleri yapma ya da hiçbir şey yapmadan, sadece uzanıp gözlerinizi kapatarak dinlenme gibi deşarj olmanıza ve yenilenmenize yardımcı olabilecek aktiviteleri yaşamınıza dahil edin. Zihninizin çalışmasını yavaşlattığınızda, daha az yorulduğunuzu ve çok daha dengede bir yaşam sürdürdüğünüzü fark edeceksiniz.

6. Dönüşüm ve değişim motivasyonunuzu koruyun

Dişil enerjinin duygular, içe dönüş, sakinlik, akışta olma gibi daha ‘pasif’ aktivitelerle ilişkilendiriliyor olması sizi yanıltmasın: Dişil enerji aynı zamanda dönüşümle de ilgilidir ve değişim için konfor alanının dışına çıkma motivasyonu sağlar. Dönüşümün gücü olan dişil enerji, harekete geçme ve değişim için adım atma cesaretini temsil eder. Hayatınızda işe yaramayan zihinsel kalıplarınızı ve davranışlarınızı değiştirmek için atmak istediğiniz her adım, dişil enerjinin itici gücüyle mümkündür. Değişim ve dönüşüm sürecinin başlaması, yıkımı da beraberinde getirir, bu nedenle kişi için dramatik ve sancılı bir sürecin başlangıcı olabilir. Yeniye alan açmak için eskiye veda etmek zorlayıcı ve korkutucu gibi gelse de, eski olandan kurtulup yeniyi kucaklama cesaretini gösterdiğinizde, dişil enerjini de kendiliğinden yükselişe geçer ve sizi daha fazlası için motive eder.

Yaşamın hızlı ve kaotik akışı içinde, dişil enerjiyle teması kaybetmek çok kolay olsa da, dişil enerji de baskın olan eril enerji gibi varoluşun ayrılmaz bir parçasıdır ve dengeli bir yaşam için bu iki enerjinin de dengeli şekilde akışta olması gerekir. Kendinizi tükenmiş, yorgun, dengesiz, kaybolmuş ya da bağlantısız hissediyorsanız; yenilenmek, ilham almak ve yaratıcılığınızı canlandırmak için dişil enerjinize alan açabilecek deneyimlere hayatınızda daha fazla yer verebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Hayatın dengesini bulmak için: Eril ve dişil enerjileri tanıyın

Kaynaklar: Goop, Mind Body Green, She Rose Revolution

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale