X

Dijitalde kendimiz kalabilmek

Hayatlarımız dijital çağda teknolojiyle giderek daha fazla iç içe geçiyor. Sosyal medya platformları, çevrimiçi forumlar ve dijital iletişim araçları günlük varlığımızın ayrılmaz bir parçası haline gelirken bu alanlar bize bağlantı kurma, kendimizi ifade etme ve deneyimlerimizi küresel bir izleyici kitlesiyle paylaşma fırsatları sunuyor. Bununla birlikte, dijital medyanın cazibesinin ortasında, çok önemli bir soru ortaya çıkıyor: Bu sanal alemlerde gerçekten kendimiz olabilir miyiz? Bunu yapabilmek çok mu zor?

Büyük bir özgünlük ikilemi yaşıyoruz

Dijital medya paradoksal bir ikilem sunar. Bir yandan, dikkatlice küratörlüğünü yaptığımız kişilikler oluşturmamıza, kendimizi görülmek istediğimiz gibi sunmamıza izin verir. Bizi, kendimizin idealize edilmiş, toplumsal beklentilere ve çevrimiçi eğilimlere uyan bir versiyonunu yansıtmaya ikna edebilir. Bu beğeni, takipçi ve doğrulama arayışında, özgünlük genellikle arka planda yer alır çünkü bu platformlar genellikle bireylerin yaşamlarının mükemmel bir versiyonunu sunmak için baskı altında hissettikleri bir karşılaştırma kültürünü teşvik eder. Bu teşvik de insanların gerçek benliklerini filtrelerin, cephelerin ve özenle hazırlanmış yayınların arkasına gizlemelerine, yargılanma veya reddedilme korkusu duymalarına neden olabilir.

Başkalarının görünüşte heyecan verici yaşamlarına sürekli maruz kalmak, yetersizlik duygularını şiddetlendirebilir ve bireyleri başkalarında algıladıkları heyecan verici, maceracı yaşamları yansıtan çevrimiçi bir kişilik yaratmaya itebilir. Bu durum FOMO (Fear of Missing Out) yani yenilikleri ya da fırsatları kaçırma korkusu olarak karşımıza çıkar. Ayrıca internetin göreceli anonimliği, bazılarını çevrimiçi trolleme veya tacizde bulunmaya itebilir. Diğer yandan bu sanal dünya bazen gerçek bağlantılara da alan açar. Gerçek benliklerimizi çevrimiçi olarak paylaştığımızda, kim olduğumuz için bizi takdir eden benzer düşünen bireyleri cezbeder, bu da daha anlamlı ve destekleyici çevrimiçi toplulukların oluşmasını sağlayabilir. Dijital medyadaki özgünlük, başkalarına ilham verebilir ve onları güçlendirebilir.

Peki bu noktada kendimiz kalabilmek neden önemlidir?

Özgünlüğü benimsemek, yanlış bir çevrimiçi imajın korunmasıyla ilişkili stres ve kaygının azalmasını sağlar. Artık gerçekçi olmayan standartlara göre sürekli ölçüm yapma ihtiyacı hissetmediğimizde zihinsel refahımız iyileşir. Mücadelelerimizi, kırılganlıklarımızı ve kişisel gelişim yolculuklarımızı belirli sınırlar çerçevesinde paylaşmak, benzer zorluklarla karşı karşıya kalan farklı kişileri motive edebilir ve onlara yardımcı olabilir.

Dijital medyada kendini yansıtma konusunda özgün olma stratejileri oluşturabilir miyiz? Tabi ki evet!

  • Önce değerlerinizi, ilgi alanlarınızı ve tutkularınızı anlamak için zaman ayırın. Sizin için gerçekten neyin önemli olduğunu ve kendinizi çevrimiçi ortamda nasıl sunmak istediğinizi düşünün. Yani dürüst ve samimi paylaşımlar yapmak oldukça önemli. Hayatınızın hem önemli noktalarını hem de zorluklarını paylaşın. Deneyimleriniz, başarısızlıklarınız ve büyümeniz konusunda açık olun. Özgünlük genellikle kırılganlıkta yatar.
  • Filtrelerinizi filtreleyin. Filtreler ve düzenleme araçları fotoğrafları geliştirebilirken insanları olmak istedikleri biri gibi gösteren sahte aynalara dönüşebiliyor. Bu nedenle filtreleri aşırı kullanımdan kaçının. Resimlerinizi geliştirmek ve kendinizin gerçekçi olmayan bir görüntüsünü sunmak arasında bir denge kurmaya çalışın.
  • Tükettiğiniz ve etkileşimde bulunduğunuz içerik konusunda seçici olun. Gerçekçi olmayan standartları destekleyen hesapları takip etmeyi bırakın ve özgünlüğü ve kendini kabul etmeyi teşvik eden hesapları takip edin.

Dijital çağda, dijital medyada özgünlük arayışı hem kişisel gelişim hem de toplumsal refah için hayati bir yolculuktur. Kendimizin idealize edilmiş versiyonlarını yansıtmanın cazibesi devam ederken kim olduğumuza sadık kalmanın faydaları, dezavantajlardan çok daha ağır basar. Kendi kalabilme becerisi, gerçek bağlantıları teşvik ederek zihinsel sağlığı iyileştirir ve başkaları üzerinde olumlu bir etkiye sahip olmayı sağlar.

Kendini ifade etme ve rol yapma arasında bir denge kurmak, kişinin temel değerlerine ve kimliğine sadık kalırken dijital dünyada sağlıklı ve tatmin edici bir şekilde gezinmek için çok önemlidir.

Kendimizi sevmemiz için birinin bunu bize dayatmasına ihtiyacımız yok. Sadece kendimize ihtiyacımız var. Önce sor kendine: Dijitalde başkası olmaya neden ihtiyacın var?

Aslı Yirsutimur: Merhaba ben Aslı! 1988’de İstanbul’da doğdum. Lisans hayatımı Ankara ve Almanya’da tamamladım. Ankara Üniversitesi Sosyal Antropoloji ve İletişim çift anadal mezunuyum. Almanya’da Avrupa Etnolojisi okudum. Daha sonra Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdim. Gazetecilik alanında yüksek lisans derslerimi tamamladım. Şu anda Marmara Üniversitesi Kişilerarası İletişim Bölümü’nde yüksek lisans tezimi yazıyor ve eril dişil arketipler üstüne araştırmalar yapıyorum. Üniversitede aldığım kuramsal alt yapı ve iletişim tekniklerini çeşitli sitelerde yazarak pekiştirmeye ve fikirlerimi herkesle paylaşmaya başladım. Bir yandan içerik üretirken bir yandan da öğretmenlik yaptım. Öğrencilerime daha faydalı nasıl olabilirim ve kariyerimde nasıl fark yaratabilirim diye düşünürken yolum koçluk ve psikoloji eğitimleri ile kesişti. 2011’den beri psikoloji eğitimleri ve iletişim bilgimi referans alarak yol arkadaşlığı yaptığım koçluk sistemimle yetişkinlerin ve öğrencilerin hayatına dokunurken kurumsal alanda da danışmanlık veriyorum. Kurumsal/bireysel eğitimler ve düzenlediğim atölyelerle de evrendeki iyi yaşam çemberinde yeni nesil rehber olma görevime devam etmekteyim. Çeşitli site, e-dergilerde ve kendi sosyal medya hesabımda içerik üretip yazmaya devam ediyorum. Aynı zamanda freelance editörlük yapıyorum. Tanıştığımıza çok memnun oldum!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale