X

Değişim zamanlarında kesinliği korumak için 6 kural

Önce “kesinlik” derken neyi kastettiğimi açayım: Kesinlik, netleştirdiğiniz hedefinize odaklı kaldığınızdan emin olmaktır. Ve değişim zamanlarında bunu yapmak bazen zor olabilir. Bu yazıda, koşullar ne olursa olsun, atacağınız 6 kolay adımla hayatınızdaki kesinliği nasıl güçlendireceğinizi okuyacaksınız. Kesinlikle ilgili daha detaylı bilgi almak için: 6 İnsan İhtiyacı

Değişim zamanlarında kesinlik:

Değişim hayatın bir parçası… Aslına bakarsanız hayatın ta kendisi! Hayat tamamen değişim üzerine kurulu bir sistem ve bazen bu değişimler olumluyken bazen de zorlanmamıza neden olabilir: Yeni bir şehre taşınmak, bir sevdiğinizi kaybetmek ya da hayalini kurduğunuz bir şeyin gerçekleşmemesi… Hepsi de bizi zorlayan, elimizden pek bir şey gelmeyen, zorlayıcı değişimlerdir. Özellikle zorlayıcı değişimlerle yüz yüze geldiğinizde bir seçim şansınız olduğunu hatırlayın: Ya değişen koşullara direnirken eninde sonunda o değişimin altında ezilebilir ya da ne pahasına olursa olsun hedefinize ulaşmak için değişen koşullara uyumlanabilirsiniz.

“Değişime uyumlanmak” derken etrafınızdaki koşullar sizi zorlayacak bir şekilde değişmeye başladığında sergilenecek bir “boşver abi, n’apalım?” tavrından söz etmiyorum… “Akışta kalmak” geyiğine de bir gönderme yapmıyorum. Olayları akışına bırakmak sırtınızdaki yükten kurtulmanın en kolay yolu gibi görünse de bu tercih aynı zamanda kendi hayatınızın kontrolünü gönüllü olarak bırakmak anlamına da geliyor. Benim sözünü ettiğim “uyumlanma”; farkında kalmak, özümsemek ve bir strateji geliştirmekle ilgili.

Değişime verdiğiniz anlam:

Değişime verdiğiniz anlamı değiştirdiğinizde değişime direnmeden, sizi güçlendiren yeni anlamıyla onu kucaklayabilirsiniz. Nasıl olacağını daha iyi anlamak için: Olan Bitene Verdiğin Anlam

Değişimi göğüslemenin… Düzeltiyorum: Değişimi “kucaklamanın” sırrı gelişime odaklanmak. Eğer herhangi bir konuda (ya da çeşitli konularda) düzenli bir biçimde gelişme kaydediyorsanız, o zaman kesin olan şey; canlı, iyi ve enerjik hissedeceğinizdir. Bununla birlikte eğer kendinizi, duygusal anlamda sıkışmış veya kaybolmuş hissediyorsanız; bırakın gelişmek ve ilerlemek için hangi adımları atmak gerektiğini saptamayı, bazen hayatın neresinde olduğunuzu ve çevrenizde neler olup bittiğini fark etmek bile güç olabilir.

Böylesi kaotik bir zamandan geçtiğinizi düşünüyorsanız aşağıda paylaşacağım ve Tony Robbins bilgi, strateji ve prensiplerini derleyip herkesin erişimine sunan “Team Tony” ekibinin bir yazısından genişleterek çevirip derlediğim 6 kuralı uygulayabilirsiniz. Bu 6 kuralı uyguladığınızda; hayatınızda kesinliği sağlayabilir, hayatınızı yeniden yapılandırarak yeni ve muhtemelen daha iyi bir şeyler inşa etmeye başlayabilirsiniz.

Kendi sınırsız potansiyelinizi fark edip bu potansiyelin yüzde yüzünü kullanmanızı sağlamak konusunda Tony gerçek bir sihirbaz! Eğer siz de Tony’nin “İçindeki Gücü Uyandır” etkinliğine katılarak sahip olacağınız çok kıymetli bilgilerle hayatınızda gerçek bir dönüşüm yaratmak istiyorsanız hemen harekete geçmek için yapmanız gereken 27-30 Nisan tarihlerinde Londra’da olmak… Tony’yi canlı izlemek için ta Amerikalara gitmeye gerek yok yani… Detaylı bilgi ve bilet almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Hazırsanız işte değişim zamanlarında kesinliği korumanın altı kuralı:

Kural 1: Bir vizyonunuz olsun

Bir başka deyişle geleceğinizi hayal edin! Diyelim ki;

  • Hiçbir zorluk çekmeden tam da istediğiniz kariyere geçme şansınız var. Bu kariyer ne olurdu ve nasıl ilerlerdi?
  • Veya yaşadığınız şehre daha yeni taşınmış olsaydınız, bu şehirde sürdüğünüz hayat nasıl olurdu?
  • Ya da rüyalarınızdaki ilişki nasıl bir ilişki ve hayalinizdeki sevgili nasıl biri olurdu?

Anımsayın: Bu yarattığınız vizyon, imgelediğiniz gelecek size heyecan vermeli, merak uyandırmalı ve sürekli ilginizi çekebilir olmalı. Lütfen dikkat edin; kendinizi zorlamanıza neden olan bir gereklilikler listesinden ziyade, her şeyden çok istediğiniz, düşünmeden edemediğiniz ve duygusal olarak kendinize çektiğiniz bir gelecek imgesinden söz ediyorum. Şimdi… Bu vizyonu kafanızda canlandırın, nasıl hissettiğinizi fark edin ve dalıverin içine!

Kural 2: Karar verin!

Kendinize söz verin: “Hiçbir şey yapmadan oturup her şeyin düzeleceğini ummaktansa, bu durumun kontrolünü ele alacağım!” İstediğiniz şeye ulaşmak konusunda yapacaklarınızdan eminseniz, zihninizde beliren diğer tüm olasılıklardan kurtulmak kolaylaşır: Sizi zihinsel, duygusal ve ruhsal olarak yaratmak istediğiniz geleceğe giden yolda tutacak ve ne olursa olsun yapılması gerekenleri gerçekleştirecek kararı verin: Kısacası gemileri yakın dostum, zaman adayı fethetme zamanı!

Karar 3: Sebeplerinizi keşfedin

Bir vizyonunuz olduğuna ve kendinizi bu vizyonu yaratmaya ve hayatınızı dönüştürmeye adadığınıza göre şimdi sıra sizi gerçekten bu hedefe ulaştıracak en önemli şeyi bulmakta: Bu geleceği neden istiyorsunuz? Hayalini kurduğunuz bu sonuçları başarma isteğinizin ardındaki amaç ne?

Bu, hayatınızda arzuladığınız gelişimi sağlayacak en önemli bileşenlerden biri. Çünkü yeterince güçlü bir sebebiniz yoksa duygusal güdünüzü ve heyecanınızı kaybetmeniz an meselesi. Yaratacağınız geleceğe giden yol boyunca birçok zorluk, engel ve sorunla karşılaşmanız kaçınılmaz… Ama eğer güçlü sebeplere sahipseniz, karşılaşacağınız tüm bu engel, zorluk ve sorunları aşmanız çok daha kolaylaşır. Baskı geldiğinde ve stres yaşadığınızda, sahip olduğunuz güçlü sebepler korku ve olumsuz düşünceleri bertaraf edecektir.

Sebeplerinizi olumlu veya olumsuz şekilde tanımlayabilirsiniz: “Bunu şimdi yapmamak bana şunlara mal olacak.” veya “Bunları yaparsam hayatta şunları kazanabilirim.” Olumlu ya da olumsuz… Sebeplerinizi nasıl tanımlarsanız tanımlayın dikkat etmeniz gereken nokta şu: Bu sebepleri gerçekten derinden hissetmelisiniz. Bu sebepler sizinle mutlak bir rezonansta olmalı.

Kural 4: Hedefinizi günlük rutininizin bir parçası yapın

Derin bir nefes alın ve geçmişinizden bir şey düşünün. Bu öyle bir şey olsun ki gerçekten ona ulaşmayı çok istemiş olun. Aklınızdan çıkaramadığınız, büyük bir tutkuyla arzuladığınız, sezgisel olarak son derece net olduğunuz bir şey… Her Allah’ın günü düşündüğünüz ama nasıl gerçekleştireceğinizi bir türlü çözemediğiniz bir şey… Sonra birden, bu isteğinizle ilgili bir kişiyi, bir durumu, bir olayı hayatınıza çekmişsiniz ve her şey olmasını istediğiniz gibi oluvermiş.

Eminim hepinizin hayatında buna benzer en az bir şey var ve zaman ayırırsanız hatırlayabilirsiniz. Peki, sizce bu nasıl gerçekleşti? “Çekim Yasası” mı dediniz? Hmm… Gerçek sebep biraz daha bilimsel.

“Çekim Yasası” dediğimiz şeyin bilimsel açıklaması

Beynimizde, kısaltması “RAS” olan ve Retiküler (Ağ Benzeri) Aktive Sistemi olarak adlandırılan bir bölüm var ve ana işlevi dünyada fark ettiğiniz şeyleri tanımlamak. Ne zaman ki bir hedef belirliyorsunuz, bu hedefe dair netleşiyorsunuz ve bu net hedefinizle ilgili yeterince güçlü sebepleri belirliyorsunuz, işte o zaman RAS’ı tetikliyorsunuz! Beyniniz bir anda konuyla ilgili sizi ilerletecek her şeyi fark etmek konusunda inanılmaz derecede güçlü bir algı durumuna giriyor. Örneğin; piyasaya yeni çıkan bir arabayı çok beğendiniz ve almak istiyorsunuz. Bir anda bu yeni arabayı, trafikte her yerde görmeye başlıyorsunuz… Bunun sebebi RAS’ın aksiyona geçmiş olması.

Yüzde yüz bir taahhütte bulunun ve vizyonunuza; kendinizle, zamanınızla, düşüncelerinizle ve elbette duygularınızla yatırım yapın. Bu vizyona her gün odaklandığınızdan emin olun. Sonra da konuyla ilgili hayatınızda karşınıza çıkanlara dair notlar alın: Karşılaşacağınız fırsatlar ve sayısız kilidi açacak içgörüleriniz sizi şaşırtacak!

Kural 5: Standartlarınızı yükseltin

Siz hayatınızda hiçbir şeyi değiştirmezseniz, hiçbir şey değişmez!

Tony’nin en sık üstünde durduğu konulardan biri bu. Eğer hayatınızda gerçek anlamda bir değişim yaratacaksanız… Veya yaşanan radikal bir değişimle uyumlanacaksınız, eninde sonunda standartlarınızı yükseltmeniz gerekiyor. Bu konudaki detaylar için: Standartlarınızı Nasıl Yükseltirsiniz?

Düşünün: Hayatınızda neleri yapıp neleri yapamayacağınıza kaç yıl önce karar verdiniz? Hayatınızın; sınırlamalara sahip herhangi bir alanına bakın ve kendinize bu sınırlamaları ne zaman kabul ettiğinizi bir sorun…

Nasıl? Güçlü bir soru değil mi?

Birçoğumuz için hayatımızda gerçek bir dönüşüm yaratmanın önündeki en büyük engel bu kendi kendimize empoze ettiğimiz sınırlamalar. Kendimizi içinde bulunduğumuz durum ve koşulların tam anlamıyla hak ettiğimiz yer olduğu konusunda ikna edip duruyoruz öyle ki bir süre sonra kendimizi bu durum ve koşullarla tanımlamaya, kimliğimizi bunların etrafında inşa etmeye başlıyoruz. Kendi kendimize koyduğumuz sınırlamalar hayatımız ve kimliğimiz haline geliyor.

Kendinize yepyeni bir hayat yaratmak istiyorsanız standartlarınızı yükseltmelisiniz. Sizi tuhaf bir kayıtsızlık içine hapseden kısıtlayıcı inançlarınızı bırakmanız ve gelişimi kendiniz için “mutlak şart” hale getirmelisiniz. Bugünden itibaren daha azına razı olmayı reddedin! Ve sabırlı olun, her gün bu konuyu kendinize hatırlatın; bir gecede gerçekleşecek bir şey değil zira… Ama bu yeni kimliğinize dair düşünce, ritüel ve davranışları ne kadar çok sahiplenirseniz; sizi hedefe ulaştıracak şeyleri bulmak konusunda beyniniz de o kadar güçlenecek.

Kural 6: Ritüeller yaratın ve onlara sahip çıkın.

Standartlarınızı yükseltmek iyidir bununla birlikte onları ritüellerle desteklemek daha hızlı gerçekliğinize getirmenizi sağlayacaktır. “Ritüeller” her gün yaptığınız küçük şeylerdir ve giderek büyüyen ivme öyle bir noktaya gelir ki nihayetinde sizi vizyonunuza taşıyacak yol önünüzde net bir şekilde belirir.

Eğer içinde bulunduğunuz durumdan memnun değilseniz ve arzuladığınız hayatı yaratmanın sizin için çok büyük zorluklar içerdiğini düşünüyorsanız o zaman bu hedefi küçük parçalara bölebilirsiniz. Hem vücudunuzu hem de duygularınızı koşullandırmak üzere küçük ritüeller yaratabilirsiniz: Mesela sabah kısa bir koşu günü nasıl geçireceğinizi değiştirebilir. Ya da biraz daha erken kalkıp sağlıklı bir kahvaltı etmek enerji düzeyinizi yükseltebilir. Hatta belki de büyülü cümleleri hayatınızın bir parçası yapmak isteyebilirsiniz (Büyülü Cümleler hakkında daha fazlası için tıklayın). Bununla birlikte yaratacağınız ritüeller her hafta iyi bir arkadaşınızla buluşmak veya her gün çevrenizdeki biri için iyi bir şeyler yapmak kadar basit şeyler de olabilir.

Ritüeller ihtiyaç duyacağımız kuvveti bulacağımız yer dostlar çünkü bizi tanımlarlar ve standartlarımızı hayata geçirmemize yardımcı olurlar.

Daima hatırlayın:

Hayat size meydan okuduğunda ve koşullar zorlayıcı şekilde değiştiğinde seçme şansınız var. Ya kontrolü bırakırsınız ya da harekete geçersiniz. Eğer harekete geçmeyi tercih eder ve bu 6 kuralı uygularsanız değişim acı verecek bir şey olmaktan çıkıverir. Ne kadar kaybolmuş hissederseniz hissedin, yaşamak istediğiniz hayatı tasarlamaya ve hak ettiğiniz hayatı yaşamaya başlarsınız.

Arzuladığınız hayatı yaratmak bir günlük bir iş değil; işin sırrı küçük şeylerde gizli:

  • Vizyon sahibi olmak,
  • Bu vizyonu her gün heyecan verici kılmak,
  • Mutlak bir yoğunlukla vizyonladığınız geleceği görmek ve hissetmek,
  • Diğer insanlara da ilgilenmek,
  • Hiç sebep yokken yakınınız arayıp onu sevdiğinizi söylemek,
  • İnandıklarınızla bağlantıyı kurmak için en küçük fırsatları değerlendirmek,
  • Eğlenceyi ve oyun oynamayı hatırlamak,
  • Sevdiklerinizi hatırlamak ve onları onurlandırmak,

Hayal ettiğiniz hayata doğru adımlar attığınız harika bir hafta diliyorum hepinize. Bana yazmak isterseniz adresim: tolga@powercoaching.us

Görüşmek üzere…

V. Tolga Hancı: Doğma büyüme İstanbul'lu Tolga, 20 yıllık reklamcılık kariyerini danışmanlığa, ve oradan da koçluk ve eğitmenliğe dönüştürmüş bir yüksek performans stratejisti. Çalıştığı kişi ve kurumların; hayatın her alanında sınırsız potansiyellerinin % 100'ünü kullanarak, daima yüksek performansta kalabilmeleri için stratejiler üretiyor. Power Coaching'in ve Anthony Robbins Türkiye oluşumlarının kurucu ortağı. Birlikte çalışacağı kişi ve kurumların hedef ve hayallerini merak ediyor ve şöyle söylüyor: "İstiyorsan yaparsın! Asıl soru şu: Harekete geçmek için ne kadar isteklisin?"

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale