X

Kadınların yarattığı ve yaşattığı en sevilen restoran markaları

Mutfak ve restoran yöneticiliği çok erkek egemen bir sektör derler. Herkesin sosyalleşmek istediği saatlerde çalışılır ve çok uzun saatler çalışılır. Kadın için çok daha fazla zorlukları olabiliyor olsa da bu sektörde takdire şayan başarılara imza atan çok başarılı kadınlarımız var. GastroClub olarak biz de “kadınların yarattığı ve yaşattığı” en sevilen restoran markalarını seçtik!

Didem Şenol & Esra Acar, Gram

Yeme-içme dünyasıyla uzaktan yakından alakadarsanız Didem Şenol’un adını duymamış olmanız mümkün değil. Karaköy’ün ilk sakinlerinden Lokanta Maya ya da “Kızınız Defneyi, Oğlumuz İskorpite…” kitabı kendisini hatırlamanıza yetecektir. 2010 yılında Time Out’un Yeme İçme Ödülleri’nde “En İyi Şef Ödülü”nü de alan Didem’in, Koç Üniversitesi’nde Psikoloji okurken aşçılık eğitimi almak için Amerika’ya gidip, daha sonrası New York’tan Lokanta Maya’ya ardından da Gram’a uzanan harika bir aşçılık hikayesi var. Gram’da Didem’e, Boğaziçi Üniversitesi ve The Culinary Academy mezunu başka bir kadın şef, Esra Acar eşlik ediyor. Didem ve Esra, mutfaklarına kaynağını bilmediklerini malzemeyi sokmuyorlar ve sadece mevsiminde o malzemeyi pişiriyorlar. Bu sayede Gram’da sürekli taze ve yeni tatlar karşılaşıyoruz. Son olarak Kanyon’da açtıkları Gram ile beyaz yakalı Levent camiasına da “mücveri” ve “pancarlı kısırı” sevdiren ekip, kadın eli değen lokantaların en rafine ve özenli örneklerinden bir tanesi.

Aslı Pasinli, La Mancha, Kydonia, İncirli Şaraphane, Banyan

Aslı Pasinli, sektörün en başarılı ve çok yönlü kadınlarından. Öncelikle Banyan ile Türkiye’nin ilk Asya Füzyon restoranını yarattı. Asya baharatlarını dünya mutfağı ile harmanlayarak yarattığı çok özel lezzetlerle Banyan, hem ulusal hem de uluslararası arenalarda “en iyi füzyon, en iyi etnik, en sağlıklı menü” gibi kazandığı 9 farklı ödülle, ödüle doymayan bir restoran oldu. Ardından Kuruçeşme’de 2700 metrekare bir binayı restore ederek İstanbul’a 3 farklı mekan daha kazandırdı. İncirli Şaraphane, 700 çeşit barındıran uygun fiyatlı kavı, şaraba eşlik eden lezzetleri, özel yemekler için iki farklı etkinlik mekanı ile Türkiye’de bir ilk. Kydonia, Ege Denizi’nin iki yakasında yaşayan Türklerin tarihi reçeteleriyle hazırlanmış 70 çeşit mezesi ve balık ürünleriyle ünlü. La Mancha ise İspanyol ateşi, İtalyan aşkı ve Akdeniz güneşi ile yoğrulmuş lezzetleri ve kıpır kıpır barı ile ön plana çıkıyor.

Aslı Pasinli aynı zamanda hem Turizm Restoran Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği TURYİD’in Başkan Yardımcısı hem de Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye’nin Genel Müdürü. Yeme içme sektöründe atığı azaltmayı hedefleyen Yeşil Nesil Restorancılık’da da Aslı Hanım hem işin öncüsü hem de Türkiye’nin ilk yeşil nesil restoranını yaratan kişi!  Aslı Hanım’n geçmişinde ise marka müdürlüğü var. Boğaziçi Üniversitesi’nde Ekonomi okuduktan sonra University of Illinois’de MBA yapmış ve ardından uzun yıllar Coca Cola’nın grup marka müdürlüğünü yapmış. Ta ki, 2003 yılında kurumsal hayatı bırakıp en büyük hayali olan Banyan’ı yaratana kadar…

Çiğdem Alagök, Sardunya & Bosphorus Brewing

Bu sene 41. yılını kutlayan Sardunya markası, son 4 senedir deniz ürünlerini en iyi yorumlayan şeflerden olan Çiğdem Alagök’ün lezzetli ellerine emanet. İki yıldızlı dalgıç olan Çiğdem, denize olan ilgisini profesyonel hayatına da en lezzetli şekilde taşıyor. Karaköy’de manzarası ve lezzetli yemekleriyle bildiğimiz Sardunya, hem kadın zerafetinin restoranın her noktasında hissedildiği kadın eli değen en keyifli noktalardan… Türkiye’de tek bira üretimi yapan Bosphorus Brewing’in yönetimi de Çiğdem’in elinde. Mekanda kimyager arkadaşlar biraları hazırlarken, Çiğdem ve ekibi de o biralara uygun yemekleri hazırlıyor. Bosphorus Brewing’in menüsü İngiliz pub mutfak kültürü üzerine kurulu. Şarap ve yemek uyumunu herkes bilir ama burada Çiğdem ve ekibi burada bira ve yemek uyumu için çalışarak ve birayı bazı yemeklerin içinde de kullanarak Gecce Mekan Oscarları’nda “En Yaratıcı Mekan” ödülünü de kaptı.

Leyla & Sara Tabrizi, Sudan ve Aheste

Alaçatı’da her sene yeni bir yer açılır, kapanır, sezonluk ünlenirler, magazin sayfalarında bol bol isimlerini görürüz ama seneye unuturuz. Ama 11 yıldır Alaçatı’lı olup da bu kadar reklamı sevmediği halde, gittikçe artan müdavimlerinin hiç eksik olmadığı bir tane restoran varsa, o da, Su’dan! Sahibi ise Leyla Tabrizi. Babası İranlı, annesi Türk ve bu iki mutfağı birbiriyle karıştırmayı seviyor. Vedat Milor da dahil olmak üzere bir çok gurmenin de favorisi Su’dan! Burada bir kahvaltı yaptınız mı, ben bu yaşıma kadar sabahları ne yapıyor muşum ki diyorsunuz! Hele hele Leyla’nın İran’dan getirdiği ot karışımları ile yaptığı omletleri yok mu… İçinde hafif kızarmış barberry, ceviz ve lime kabuğu, yanında safranlı yoğurdu var. Leyla’nın kaliteli bir yaşam felsefesiyle hizmet verdiği Su’dan, “lütfen gizli kalsın ve benden başka kimse bilmesin” diyebileceğiniz bir güzellikte.

Leyla’nın küçük kız kardeşi Sara’da tam bir mutfak aşığı. Uzun seneler Mangerie, Le Fumoir ve 6 sene Su’dan da çalıştıktan sonra İstanbul’da Aheste markasını yarattı. Aheste’nin hikayesi aslında bir meyhane sevdası. Aheste aheste yiyeceksin bu mezeleri diyorlar burada… Çünkü burası yemeklerin ağır ağır, keyfine vararak yenildiği bir modern zaman meyhanesi. Bütün malzemelerini organik olarak kaynağından getirten Sara’nın hazırladığı bütün yemeklerin lezzeti, kadın eli değdiği zaman farklı bir boyuta taşındığını gösterir nitelikte.

Aylin Yazıcıoğlu, Nicole

Galatasaray Lisesi’nin ardından Boğaziçi Üniversitesi’nde Sosyoloji okumuş Aylin Yazıcıoğlu. Cambridge Üniversitesi’nde 36 yaşında iken ve doktoranın üçüncü yılında iken ‘10 sene sonra bu meslekte olmak istemiyorum’ diyerek kariyeri ile o zamana kadar kurduğu tüm köprüleri yakarak sil baştan başmış. Akabinde dünyaca ünlü Le Cordon Bleu Paris’de aşçılık eğitimi almaya başlıyor. Okul süresince de eğitmen şeflerin asistanlığını yapıyor. Böylece bir çok Fransız şefle de çalışma fırsatı buluyor. Okul sonrası uzun yıllar Londra, Pariş gibi şehirlerde, Michelin yıldızlı restoranlarda çalışıyor Aylin Hanım. 2013’te ise Türkiye’ye dönüp, o zamanki ortağı Kaan Sakarya ile Nicole Restaurant’ı açıyorlar. Şu anda Nicole, tamamen Aylin Yazıcıoğlu imzası ile devam ediyor. Nicole, yerli ve taze malzemelerden oluşan mevsimsel menüleri, şato tarzı şaraplara ağırlık veren kavı ve deneyimli servis ekibi ile rafine damaklara hitap eden bir butik restoran. Degustation menüleriyle de Türkiye’nin en öncü restoranlarından! Türkiye’ye Michelin gelirse ilk yıldızı Nicole’ğn alacağından hiç şüphemiz yok!  Vedat Milör’ün de dediği gibi Nicole ‘İstanbul’un en iyi gastronomik ve rafine lokantası… En beğendiğim öğünlerle diğerleri arasında uçurum yok. Burada sadece olağanüstü, çok iyi ve iyi var’

Senem Cimilli & Özgür Bükülmez, White Mill

White Mill, biz size kadın eli değdiğini söylemeden sizin bir bakışta anlayabileceğiniz güzellikte bir restoran. Yaratıcıları iki kadın. Her ikisinin de çok uzun yıllar kurumsal geçmişleri var. Senem Cimilli kongre turizmi üzerine çalışmış, 16 senelik turizm hayatından sonra yeme – içme sektörüne de atılıyor ve Cihangir’de Özgür Bükülmez ile White Mill’i açıyor. Özgür Hanım’ın da uzun ve başarılı bir kurumsal geçmişi var. 10 yılı aşkın Unilever’de çalışmış ve tedarik zinciri yöneticiliği yapmış. Dünyadaki trendler ve Türk insanının beklentilerinin sentezi ile oluşturdukları White Mill markası on seneyi aşkın Cihangir’de popüleritesini koruyor. Keza White Mill’in yenilikçi yaklaşımlarını bu iki kadının araştırmacı ve meraklı yapısından geliyor. White Mill aynı zamanda Platinum Masa by GastroClub uygulaması ile hesabınızı cep telefonunuzdan ödeyebileceğiniz Türkiye’nin 50 restoranından biri. White Mill’in onlar için anlamını; “Burası sadece bir café ve iş yeri değil, aynı zamanda benim evim. Müşterilerimin her biri benim evime gelmiş misafirlerdir o sebeple memnun ayrılmaları ve tekrar gelmeleri muhteşem bir mutluluk hissi” diye tanımlıyorlar. Ödüllü barmenlerinin ünlü kokteylleri, hafta sonu kahvaltıları ve akşamları DJ performansları ile sadece bizim değil, TV ve sinema dünyasının ünlü simalarının da Cihangir’deki evi haline gelmiş White Mill…

Leyla Özbayram, The Crepe Escape

Kadın eli değen bir başka restoranda adından son zamanlarda sıklıkla bahsettiren The Crepe Escape. Dekorundan, menüsüne kadar bu zarif ve elegant markayı yaratanın bir kadın olduğunu biz söylemesek de siz gidince anlayacaksınız. Yaratıcısı Leyla Özbayram Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler mezunu. 6 yıl kadar kurumsal sektörde çalıştıktan sonra kurumsal kariyerini bir yana koyup The Crepe Escape’i açıyor. Tatlıdan tuzluya 24 krep çeşidinin bulunduğu The Crepe Escape’in menüsünü Türk damak zevkiyle Fransızların mükemmel tarifini harmanlayarak başarılı ve özgün bir dokunuş yaratmış. Caddebostan’ın ara sokaklarında küçük bir dükkanda hizmet vererek başlayan The Crepe Escape, tek şubesini Caddebostan Kültür Merkezi’nin yakınlarına taşıyarak dükkan boyutunu büyütmüş olsa da, verdiği hizmet kalitesi ve lezzetinden ödün vermeyerek kendine ait ziyaretçi kitlesini kaybetmedi. Aksine, her geçen gün daha da merak ettiren ve gidenlerin memnun kalarak ayrıldığı bu mekan, lezzetli kreplerin yanında dilerseniz üçüncü dalga kahveler ile damak zevkinizi bir adım ileriye taşımanızda yardımcı oluyor. Mutfak Sanatları Akademisi Restoran işletmeciliği mezunu Leyla Özbayram yurt dışında yaygın olan krep kültürünü başarılı bir şekilde İstanbul’a taşımış. The Crepe Escape aynı zamanda Platinum Masa by GastroClub uygulaması ile hesabınızı cep telefonunuzdan ödeyebileceğiniz Türkiye’nin 50 restoranından biri.

Neval Gürçay, Pera Thai

Neval Gürçay, 16 yıl önce, İstanbul’un ve genel olarak Türk müşterinin yabancı mutfaklara daha o kadar alışmadığı bir dönemde kurdu Pera Thai’yi. Neval Hanım, Tayland mutfağını İstanbullulara ilk tanıtandı. Hakiki Tayland mutfağı lezzetlerini korumak adına füzyon akımından hep uzak durdu. Baharatları Türkiye’de bulunmadığından ilk yıllarda Tayland’a gidip getirmek zorunda kalıyorlarmış. Hiç menüyü Türk müşterisinin damak tadına uygun hale de getirmeye çalışmadılar. Tam aksine 16 yıldır Türklere Tayland mutfağını öğretiyorlar. Tayland’da neyi nasıl yiyorsan Pera Thai’de de onu öyle yiyorsun! Bu restoranın en büyük özelliği, Tayland hükümeti tarafından, dünyada çok az restorana verilen ‘The Pride of Thailand’ kalite belgesinin de sahibi olması. Durum böyle olunca restoranın en sık ziyaretçilerinden biri de Tayland Konsolosu. Ayrıca mekan ilk açıldığından beri hizmet veren garsonların olması da başka bir güzellik! Pera Thai aynı zamanda Platinum Masa by GastroClub uygulaması ile hesabınızı cep telefonunuzdan ödeyebileceğiniz Türkiye’nin 50 restoranından biri.

Meri Çevik Simyonidis, Mezedaki

Meri Hanım’ın 1 Yunanca ve 3 Türkçe yayımlanan 4 kitabı var. İlk kitabı “İstanbulum Tadım-Tuzum Hayatım”la İstanbullu Rumlarla konuşarak nasıl yaşadıklarını, ne yeyip içtiklerini, nasıl eğlendiklerini yansıtmak amacıyla yemek ve eğlence sektöründeki kırka yakın isimle söyleşiler yapmıştı. Ardından “Bir Varmış Bir Yokmuş” kitabı ile birer marka ve efsaneye dönüşmüş isimlerin izlerini İstanbul ve Yunanistan’da sürmüş ve ortaya İstanbul’un gastronomi dünyasında çok önemli yere sahip birçok yer ve markanın öyküsü çıkmış. İstanbul kültürünü ve mutfağının zenginliğinin geçmişinde neler olduğunu öğrenmek istiyorsanız ‘En İyi Gastronomi Kültürü Kitabı’ ödülünü de alan bu kitabı almanızı öneriyoruz. Meri Hanım, yeme içme sektörüne ise 2013’de Bebek’te Mezedaki adında butik bir meze evi açarak başladı ve kısa zamanda mezelerinin tazeliği ve çeşitliliği ile ünü yayıldı. İstanbul mozaiğine ait mezeleri yaşatmayı misyon edinmiş olan Mezedaki 2015 yılında Uniq Maslak’a taşındı. İstanbul mutfağından 70’e yakın meze ve sıcak yemeğin yer aldığı Mezedaki İstanbul meyhane kültürünü en iyi yansıtan restoranlardan!

Bu birbirinden başarılı ve tutkulu kadınlar hepimize ilham kaynağı oluyor. Tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz!

GastroClub: GastroClub, 600'den fazla seçkin mekanda, üyelerinin %50'ye varan avantajlarla ve ikramlarla ağırlanmasını sağlayan Türkiye'nin ilk ve tek elit yeme-içme kulübüdür. Ücretsiz indirebileceğiniz IOS ve Android uygulama sayesinde bulunduğunuz yere en yakın GastroMekanları hızlıca bulabilir, restoran hakkında bilgi alabilir, seçtiğiniz mekanlardaki GastroClub ayrıcalıklarını hemen öğrenebilirsiniz. Ziyaret ettiğiniz restoranlarda ister üyelik kartınızı gösterin ister akıllı telefonunuza yüklü olan GastroClub mobil uygulamasından anlık olarak Mobil Kartınızı üretin.

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Cildimiz bizden ne ister: Almond Shower Oil ile cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım

Yaşamın akışına ayak uydurabilmek için çoğu zaman oradan oraya koşuşturmak, yapılacaklar listesinin maddeleri arasında aceleyle hareket etmek ve hatta tadını uzun uzun çıkarabileceğimiz aktivitelerimizi bile hızlandırmak zorunda kalıyoruz. Ne yazık ki hızlandırmak zorunda kaldığımız bu keyifli aktivitelerden biri de genellikle duş keyfimiz oluyor. Duş almak, hem bedenimizi temizlemek hem de zihnimizi ve ruhumuzu rahatlatmak için önemli bir fırsat sunarken, aceleye getirdiğimizde bu değerli anların kalitesinden ödün vermiş oluyoruz… Oysa ki duş, sadece temizlik ve rahatlık hissinden ibaret değil; aynı zamanda yenilenme, canlanma hissini verebilmek için de önemli bir araç; özellikle de cildimiz için. Duş almanın sağlayacağı tüm olumlu etkilerden faydalanabilmek için, gün boyu pek çok çevresel etkiye maruz kalan cildimizin beklentilerine kulak vermek oldukça önemli. Peki, cildimiz bizden ne ister?



Vücut bakım ritüelinizde ilk sırada, temizlik!

“Cildimiz bizden ne ister?” sorusuna pek çoğumuz gibi cildimizin ilk vereceği cevap temizlik. Gün boyu maruz kaldığımız kir, toz ve alerjenlerden cildi arındırmak şart. Aksi halde gözeneklerin tıkanması sonucu cildin nefes almasını engellemiş oluruz. Bu da farklı cilt problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Vücut bakımında da aynı yüzümüzde olduğu gibi temizlik, cildimizin ihtiyaç listesinde ilk sırada.

L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’in altın renkli yağ dokusu, duş sırasında su ile birleştiğinde süt kıvamına dönüşerek hafifçe köpüren yapısı ile cildimizi nazikçe temizler ve arındırır. Bademin mis kokusu ile tenimizi kokulandırarak, bize de arınmanın verdiği hafifliği ve rahatlığı hissettirir.

Yoğun nem

Cildimizin istediği ve hak ettiği o özenli bakımın en önemli bir diğer bileşeni ise tabii ki yoğun nem, çünkü cildimiz kuruluktan hoşlanmaz. Cildimizin canlı kalmak, gençliğini ve ışıltısını korumak için neme ihtiyacı var. Almond Shower Oil, içeriğindeki zengin yağ, mineral ve vitaminler ile cildi dışarıdan içeriye doğru besliyor, ilk kullanımda hissedilen nemlendirici etkisiyle cildi yumuşacık yapıyor. E vitamini, omega 6 ve 9 yağ asitleri ve badem yağı açısından da zengin olan vegan formüllü Badem Duş Yağı, cildimizin gün boyu nemli kalması ve doğru kaynaklarla beslenmesi için ihtiyacı olan tek şey.



Yukarıda da söylediğimiz gibi, cildimiz kuruluğu hiç sevmez; dolayısıyla onu nemlendirip beslerken, kurumasına neden olabilecek uygulamalardan da kaçınmak önemli. Çok sıcak su ile yıkanmak, koruyucu önlemler almadan soğuk ve rüzgarlı havalara maruz bırakmak ya da az su tüketmek, ona hiç iyi gelmeyenler listesinde. Ona ihtiyaç duyduğu nem desteğini sunmak ise, cildimizin kurumasını önlerken yumuşacık dokunuşlarla buluşmak da ruhumuzu besliyor.

Güzel kokmak

Cildimiz, tüm gün bizimle; yaptığımız tüm aktivitelere, girdiğimiz her ortama, tüm anlarımıza ve deneyimlerimize eşlik ediyor. Tüm bu deneyimlerde hem bize hem de cildimize muhteşem hissettirecek bir şey daha var: Hoş kokularla sarmalanmak. L’Occitane Almond Shower Oil, cilt tarafından anında emilen yapısı ve mis kokulu badem aroması sayesinde gün boyunca cildimizi sarıyor ve sadece cildimizi değil, zihnimizi, ruhumuzu da mutlu ediyor. Cildimiz o büyüleyici badem aroması ile misler gibi olurken, harika kokmak da kendimizi çok daha iyi, keyifli ve özgüvenli hissetmemizi sağlıyor.



Narin dokunuşlar

Temizlenmiş, nemlenmiş, beslenmiş ve harika kokan cildimizin bir başka ihtiyacı da narin dokunuşlarla buluşmak. Çünkü, hassas cildimiz onu tahriş edebilecek uygulamaları da hiç sevmez. Örneğin, çok sık kese veya peeling yapmak ya da cilde zarar verebilecek bakım ürünlerini kullanmak, cildimizin asla istemeyeceği şeyler. Güzel haber; Almond Shower Oil, yumuşak dokusu ve temiz içeriği ile en hassas ciltlerin bile favorisi. Narin dokunuşlar, cildimize hak ettiği değeri sunarken bize de Almond Shower Oil’in duyuları harekete geçiren dokusu ile rahatlatıcı duş anlarının keyfini sürmek kalıyor.

Duyusal bir deneyim

Cildimiz biraz da şımartılmayı hak etmiyor mu? Elbette. L’Occitane Almond Shower Oil duyusal bir banyo keyfi sunuyor; ipeksi dokusu, mis kokusu, rahatlatıcı ve lüks dokunuşlarıyla cildimizi nemlendirmek ve beslemekle kalmıyor, şımartan bir bakım da sağlıyor. Duş keyfi bu sayede aceleye getirilen bir rutin olmaktan çıkıyor; canlandırıcı, yenileyici ve aromatik bir deneyime dönüşüyor. 

Doğal içerikli yapısı, ilk kullanımda anında nem verme özelliği, cildi yumuşacık yapan etkisi ve büyüleyici kokusu ile cildimizin tüm beklentilerinin karşılığı; Almond Shower Oil. Cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım için siz de hemen tıklayın ve L’Occitane Almond Shower Oil ile tanışın.

*Bu yazı L’Occitane katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale