X

COVID rüyalarımızı nasıl etkiledi?

COVID-19, 20, 21, 22 (belki de 23) şüphesiz ki hayatımızın her alanını etkiledi ve etkilemeye de devam ediyor… Yaşam tarzımız, çalışma şeklimiz, günlük alışkanlıklarımız ya da önceliklerimiz COVID-19’un ortaya çıkışı ve pandeminin süregelen etkileriyle şekillenirken rüyalarımızın da tüm bu olup bitenlerden nasibini aldığını biliyor muydunuz? Evet, yapılan birçok araştırmaya göre COVID uykularımıza kadar girmeyi başardı ve rüyalarımıza boyut atlattı. Peki, nasıl? Gelin, COVID rüyalarımızı nasıl etkilemişve etkilemeye devam ediyor– beraber keşfedelim.

COVID-19 salgınının ortaya çıkışından beri daha yoğun, garip, rahatsızlık veren, ‘kabus’ ya da ‘gerilim filmi’ne benzer rüyalar görüyorsanız, merak etmeyin yalnız değilsiniz. Dünyanın dört bir yanındaki çoğu insan sizinle aynı duyguları paylaşıyor. Çünkü tüm dünyayı etkisi altına alan COVID, rüyaların daha garip bir hal almasına neden olabiliyor.

Pandemi sürecinin sadece fiziksel değil aynı zamanda psikolojik dünyamıza da pek çok yerden dokunduğunu hatırlarsak, aslında rüyalarımıza sızmasının da şaşırılmaması gereken bir şey olduğunu fark edebiliriz. Uykularımızı bile kaçıran COVID, neden rüyalarımıza da girmesin ki?

COVID rüyaları

Evet, doğru okunuz: COVID rüyaları. 2020 yılında yapılan bir araştırma, katılımcıların pandemi sürecindekini uyku alışkanlıklarını değerlendiriyor ve katılımcıların yarısından fazlasının COVID sonrasında uykuya dalmakta güçlük, sıkça bölünen uykular gibi çeşitli uyku problemleri deneyimlediklerine dikkat çekiyor.

Aynı araştırma, katılımcıların rüyalarındaki değişimleri de raporluyor ve büyük bir oranda rahatsız edici, gerçek gibi hissettiren, yoğun kabuslar olduğu ortaya çıkıyor. İlginç bir diğer bulgu ise en yaygın kabus temalarının düşme ve kovalanma ile ilgili olduğu şeklinde dikkat çekiyor. Öyleyse, akıllarda tek soru, COVID bizi kovalıyor, biz ondan kaçırıyor muyuz? Belli ki bilinçaltımıza ve rüyalarımıza göre evet. COVID’in hepimizin kaçmak ve kurtulmak isteyeceği bir durum olduğunu düşünürsek çok da şaşırtıcı rüyalar olmadığını söyleyebiliriz.

Benzer bir şekilde, neredeyse akla gelen tüm konularla ve yeni gelişmelerle yaptıkları araştırmalardan tanıdığımız Harvard araştırmacıları da COVID-19 ile rüyaların arasında ne gibi bir bağlantı olabileceğini inceliyorlar ve özellikle hastalık temalarının ve böcekler, canavarlar gibi genellikle metaforik olarak yorumlanabilecek unsurların rüyalarda yer aldığına dikkat çekiyorlar.

Diğer yandan, pandemi sürecinde rüyaların dönüşüm yolcuğuna olan ilginin yükselmesiyle dünyanın hemen hemen her köşesinde bu konuda yapılan araştırmaların artması, bilim, psikoloji, sağlık alanındaki araştırmacılar kadar uyku ve rüyalar üzerine çalışmalar yapan kurum ve kişilerin de dahil olmasıyla toplanan anket sonuçları, raporlar, araştırma bulguları ve benzeri veriler şu ilginç sonuçları gün yüzüne çıkarıyor:

  • Yetersizlik
  • Diğer insanları tehdit olarak görme
  • Ölüm
  • Hastane veya hastalık teması COVID rüyalarında yaygın olarak bulunuyor.

Rüya uzmanlarının yorumlarına göre, tüm bu covid rüyalarında yer alan temalar, aslında insanoğlunun pandemi sürecindeki sıkışmışlık hissini, istediğini yapamama durumunu, tehditlerin giderek artmasını temsil ediyor. Tüm bunlara ek olarak yapılan benzer araştırmalar, pandeminin başlangıcından bu yana, sosyal mesafe, maske takma/takmama, bulaşıcılık gibi COVID ile ilişkili farklı unsurların da rüyaların merkezinde olabildiğine dikkat çekiyor. Öyle ki, rüyalarda maskesiz olmak, diğer insanların yanında çıplak olmanın COVID versiyonu gibi görünüyor.

Roma’daki Sapienza Üniversitesi‘nden uyku araştırmacısı Serena Scarpelli tarafından yürütülen bir başka araştırma ise COVID teşhisi konan hastaların rüyalarını inceliyor ve bu hastalarda kabus görme sıklığının arttığına dikkat çekiyor. Ek olarak COVID semptomları ne kadar şiddetliyse, kabusların yoğunluğu ve rahatsız ediciliği de o kadar artıyor. Tüm bunlardan yola çıkarak uyku araştırmacıları, daha ciddi şekilde hasta olan COVID-19 hastalarında kabuslardaki artışların, hastalığın travmatik veya yarı travmatik deneyim derecesini yansıttığını düşünüyorlar.

COVID salgını, hayatımızın akışını kısa bir süre içerisinde -belki de geri dönüşü olmayacak şekilde- değiştirdiği için hepimizin yüksek dozda strese maruz kaldığı su götürmez bir gerçek. COVID rüyaları üzerine yapılan araştırmalar da bu strese dikkat çekiyor ve

  • Kendimizin ya da sevdiklerimizin virüse yakalanmasını,
  • Karantina dönemlerindeki izolasyonu,
  • Virüsten kaçmak için günlük rutinlerimizdeki ani değişiklikleri,
  • Ekonomik belirsizlikleri,
  • İşimiz üzerindeki olumsuz etkileri,
  • Okul süreçlerinin ebeveynleri zora sokmasını,
  • Medyadaki travmatik, üzücü haberleri ve benzer birçok olumsuz durumu bu yüksek dozdaki stres ile ilişkilendirerek COVID rüyalarının ardında bu sebeplerin olabileceğine dikkat çekiyor.

E peki ne yapalım, rüyalarımızı kaderine mi terk edelim? Elbette ki hayır. Kimse her gece ya da sıklıkla rüyalarında COVID, virüs, hastalıklar, pandemi gibi rahatsızlık veren durumlarla uğraşmak istemez. Öyleyse, yapılabilecek bir şeyler olmalı… Endişelenmeyin ki var.

Rüyalarımızı COVID’ten koruyabilir miyiz?

Genel olarak kabuslar veya kötü rüyalar psikolojik sıkıntıların ifadeleri ya da sinyalleri olarak tanımlanıyor. Bu nedenle COVID döneminde artan stres ve stresle birleşen belirsizlik, izolasyon, çaresiz hissetme duyguları kabuslarımızı şekillendirebiliyor. Öyleyse, rüyaları COVID’ten korumanın en etkili yolu: Stresi yönetebilmek. Peki, nasıl?

Uyku rutini oluşturun

Uyku rutininizi oluşturmanız sakin ve rahatlamış bir şekilde uykuya dalmanıza ve dolayısıyla kötü rüyalardan kendinizi korumanıza yardımcı olabilir:

-Uyumak ve uyanmak için aynı saatlere bağlı kalmaya çalışın
-Yatak odanızın ışık, ses, sıcaklık açısından uygun koşullarda olduğundan emin olun
-Yarmadan önce ılık duş almak ya da sevdiğiniz bir kitabı okumak gibi rahatlatıcı aktiviteler yapın
-Yatağa girmeden biraz önce televizyon, telefon gibi elektronik cihazlarla ilişkinizi bitirin
-Özellikle akşam saatlerinde kafein tüketmeyin

Düzenli egzersiz yapın

Düzenli egzersiz yapmanın bütüncül sağlığımız için ne kadar faydalı olduğunun hepimiz farkındayız. Ruh halimizi düzenlemeye ve kendimizi çok daha iyi hissetmemize yardımcı olan egzersizler, kötü rüyalardan kaçmanın da etkili bir yolu. COVID, spor salonlarına gitmenize engel oluyorsa açık havada ya da ev ortamında egzersizlerinizi gerçekleştirebilirsiniz:

-Sevdiğiniz egzersiz türünü keşfedin
-Uygun kıyafet ve ekipmanlar ile konforunuzu ve motivasyonunuzu artırın
-Egzersizleriniz için bir rutin oluşturun ve ona bağlı kalın
-Uyku saatlerinize yakın ağır egzersizler yapmaktan kaçının
-Sizi teşvik etmesi için dilerseniz bir spor arkadaşı edinin

Sağlığınıza özen gösterin

Hem fiziksel hem zihinsel iyi oluş için sağlığınıza dikkat etmeniz çok önemli. Egzersiz yapmaya özen gösterdiğiniz kadar ne yediğinize de dikkat etmelisiniz:

-Dengeli beslenin
-Alkol tüketimini sınırlandırın
-Tütün ürünlerini bırakın
-Fazla kilolarınız varsa kilo vermeye başlayın
-Düzenli sağlık taramalarınızı yaptırın

Bonus: İnsanlarla bağlantı kurun

Pandemi sürecinde fiziksel olarak sosyalleşme alışkanlıklarınız değişmiş olabilir, ancak bu yine de sevdiklerinizle güçlü bağlar kurmanıza engel değil. Gelişen teknoloji sayesinde ihtiyacınız olan desteği sevdiklerinizden alabilirsiniz. Eğer, kendinizi COVID ile ilgili tüm konularda çok stresli hissediyorsanız ve bu nedenle kabuslardan muzdaripseniz deneyimlerinizi ve hislerinizi sevdiklerinizle paylaşabilir; bu sayede yalnız olmadığınızın farkına vararak kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz.

Tüm bunlara ek olarak yoga ve meditasyondan, aromaterapiden, tütsülerden, kristal taşlardan, hobilerden, rahatlatıcı müziklerden de stresinizi yönetme konusunda destek alabilirsiniz. Eğer baş edemediğinizi ve durumun daha da ciddiye gittiğini hissediyorsanız bir uzman görüşüne başvurabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Uyumak mı, hastalanmak mı: Kaliteli bir uyku için 14 öneri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale