X

Çoğu zaman farkında olunmayan toksik iletişim alışkanlıkları

İletişim, yaşamın her alanında oldukça kritik bir öneme sahip. İster bir iş görüşmesi olsun ister keyifli bir dost sohbeti, kendimizi nasıl ifade ettiğimiz, karşı tarafa nasıl mesajlar verdiğimiz veya karşı tarafın bizde uyandırdığı duygu ve düşünceler oldukça önemli. Ancak çoğu zaman iletişim becerilerimiz farkında olmadan körelebiliyor veya birtakım zararlı iletişim alışkanlıkları geliştirebiliyoruz. Bu durumları görmek ve değiştirmek için farkındalık şart. İşte daha sağlıklı iletişim kurmak için dikkatli olunması gereken toksik iletişim alışkanlıkları:

Konuşmayı sürekli kendine çekme

Şüphesiz ki iletişimde olduğumuz insanlarla ortak bir bağ kurmaya yatkınız. Bu yüzden bir arkadaşımız yaz tatilini anlatırken içimizden sürekli kendi tatil anılarımızı paylaşmak istememiz aslında oldukça doğal. Ancak, karşımızdaki kişinin her anlattığına kendi deneyimlerimizi anlatarak karşılık vermek ya da bahsettiği her konuyu bir şekilde kendimize çekmek, onun kendini değersiz hissetmesine neden olabilir. Ve her konuyu kendimize çekmek, bencilce davrandığımızı da karşı tarafa hissettirebilir.

Bunun yerine aktif dinleme becerileri geliştirmek ve kendi deneyimlerimizi sıralamak yerine karşımızdaki kişiyi etkin bir şekilde dinlemeye odaklanmak en iyisi. Böylece güçlü bir bağ kurabilir, karşımızdaki kişiye değer verdiğimizi ona gösterebiliriz.

İletişimi tamamen kapatma

Karşınızdaki kişi hoşunuza gitmeyen bir şeyler söylediğinde kendinizi geri çekme eğiliminde misiniz? Eğer cevabınız evetse muhtemelen pek çoğumuzun böyle bir alışkanlığı olabilir. Aslında bu alışkanlık, kendimizi korumak için geliştirdiğimiz bir savunma mekanizması olabilir. Unload It: An Effective Guide for Leveling Up Your Communication yazarı Terapist Roma Williams, bunun bir tür “duvar örme” tekniği olduğunu söylüyor ve büyük duygularla uğraşmamak için insanların bu yola başvurduğunu belirtiyor.

Ancak, böyle davranmak, kendimizi kapatmak, konuşmayı sonlandırmaya çalışmak ya da somurtarak diyaloğun bitmesini beklemek, karşımızdaki kişinin hayal kırıklığına uğramış ve reddedilmiş hissetmesine neden olabilir. Bunun yerine “Şu anda bu konuda konuşmak benim için çok zor. Sohbetimize biraz ara verebilir miyiz?” diye sormak, iki taraf için de daha iyi sonuçlar doğurabilir.

Devamlı araya girme, söz kesme

Bir düşünün karşınızdaki kişi siz konuşurken sürekli araya girse, sözünüzü kesse nasıl hissedersiniz? Muhtemelen hiçbirimiz böylesi bir durumdan memnun olmayız ve zihnimizde türlü türlü düşünceler dolaşmaya başlar. “Acaba anlattığım şeyler ilgisini çekmiyor mu, acaba konuşmalarım rahatsız edici mi, yanlış bir şeyler mi söylüyorum, çok mu sıkıcı konuşuyorum?” gibi gibi… Özellikle işle ilgili görüşmelerde sürekli konuşmalarımızın bölünmesi kendimizi yetersiz ve değersiz hissetmemize neden olabilir. Aynı şekilde biz karşımızdaki kişinin sözünü sürekli kestiğimizde de istemeden karşı tarafa böyle mesajlar verebiliriz.

Bu nedenle karşımızdaki kişinin sözünü sürekli kesmek, araya girmek yerine onun konuşmasını bitirmesini beklemek ve sonrasında söylemek istediklerimizi ekleyebiliriz. Ve istemeden ya da farkında olmadan söze girdiğimizde de bunun için özür dileyebilir ve karşımızdaki kişinin konuşmasına devam etmesini isteyebiliriz.

Uzayıp giden konuşmalar

Hiç içinizden “Bir dakikada toparlanacak bir konuyu bir saattir anlatıyor…” diye geçirdiğiniz bir konuşmaya denk geldiniz mi? Ne yazık ki bazı insanlar konuyu uzatmaktan fazlaca keyif alabiliyor ya da bunu farkında olmadan yapabiliyor. Eğer böyle bir durumla karşı karşıya kalırsanız bu kez araya girmenizde pek sakınca yok; ‘Konuyu toparlayabilir misin, vaktim biraz az ya da daha sonra devam edelim mi?’ diye söyleyebilirsiniz. Konuşmaları uzatan sizseniz veya olduğundan şüpheleniyorsanız karşınızdaki kişilerden geri bildirim isteyebilir ya da sizi ara ara bölmelerini rica edebilirsiniz.

Dikkatsiz ve ilgisiz dinleme

Ne yazık ki günümüzün dijital dünyasında ekranlar, dikkatimizi o kadar çalıyor ki odaklanmak gerçek anlamda zor. Yemek yerken televizyon izlemek, sohbet esnasında ekran kaydırmak, bir iş yaparken podcast dinlemek ve daha nicesi, aktif dinleme becerilerimize vurulmuş sert bir darbe. Bu nedenle uyaranlardan mümkün olduğunca uzaklaşmak şart.

Eğer karşınızdaki kişiyi aktif bir şekilde dinleyemediğinizi düşünüyorsanız telefonunuzu sessize alabilir, masadan kaldırabilir, dikkatinizi ona verebilirsiniz. Sizin dinlenmediğinizi düşünüyorsanız da karşınızdaki kişiden telefonunu kaldırmasını rica edebilir, dikkatinizin dağıldığını ya da kendinizi kötü hissettiğinizi söyleyebilirsiniz.

Sürekli üstün gelmeye çalışmak

İletişim, bir rekabet olmasa da bazı insanlar öyleymiş gibi davranabilir ve kabul edelim bu oldukça yorucu, hem de iki taraf için de… Eğer karşınızdaki kişi, siz ne anlatırsanız anlatın her seferinde kendisinde veya bir başkasında ‘daha iyisi’ olduğundan bahsediyorsa bu çok sinir bozucu olabilir. Örneğin yeni arabanızdan bahsederken kendi arabasının daha iyi özellikleri olduğunu söylüyorsa ya da tatile gittiğiniz yerin aslında pek de iyi bir yer olmadığını anlatıyorsa bu üstün gelme çabası, aranızdaki iletişime zarar verebilir.

Eğer siz kendinizin üstünlük yarışı içerisinde olduğunuzu hissederseniz de bu kez bunu yapma nedeninizi sorgulamanızda fayda var. Özgüven eksikliği ya da ego olabilir mi, yoksa başka bir şey mi? Cevabı kendinize dürüstçe vererek bu alışkanlığı bırakmaya çalışın. Hiçbirimiz keyifli bir sohbetin yarışma gibi hissettirmesini istemeyiz.

Başkasının fikrini sahiplenme

Kendi fikirlerinizin bir başkasının fikriymiş gibi sunulduğuna hiç şahit oldunuz mu? Özellikle iş dünyasında bu, yaygın bir durum olabilir. Ve basit bir hatadan daha fazlasına işaret ediyor olabilir. Eğer böylesi bir duruma tanıklık eden üçüncü kişiyseniz, durumu açıklığa kavuşturmak için fikrin asıl sahibine fikri sahiplenmeye çalışan kişinin yanında teşekkür edebilir, ona da özetlediği veya yeniden paylaştığı için teşekkürler diyebilirsiniz. Kendi fikrinizin ‘çalınmaya’ çalıştığını duyarsanız da o anda müdahale ederek, ‘benim fikrimi de masaya taşıman çok iyi oldu’ diyerek araya girebilirsiniz.

İstenmeyen tavsiyelerde bulunmak

Bazen insanlar sadece dertlerini paylaşmak ister, çözüm aramaz. Eğer birine tavsiye vermek istiyorsanız, önce izin istemeyi deneyin: “Birkaç öneri duymak ister misin, yoksa sadece dinlememi mi tercih edersin?” diye sorabilirsiniz. Ya da siz istemeden karşınızdaki kişi size tavsiye veriyorsa “Teşekkür ederim ama bugün yalnızca beni dinlemene ihtiyacım var.” şeklinde nazik bir geri bildirimde bulunabilirsiniz. Şu yazımıza göz atmanızda da fayda var: Karşımızdakini ‘düzeltmeye çalışmadan’ ona yardımcı olmak mümkün mü?

Sonuç olarak bu tür toksik alışkanlıkları fark etmek ve değiştirmek, daha güçlü ve sağlıklı iletişim kurmanızı sağlar. İletişim becerilerinizi geliştirmek ve karşınızdaki kişiyle aranızdaki bağı güçlendirmek için bu alışkanlıkları değiştirerek yola koyulabilirsiniz. Ayrıca, aşağıdaki yazılarımızdan da ilham alabilirsiniz:

Kaynak: time.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale