X

Çekiyorum öyleyse varım: Hayatınızda nelerin gerçekleşmesine onay veriyorsunuz?

Bu yazıma yine aynı cümle ile başlayacağım; her şey enerjidir. Aldığımız nefes, içtiğimiz su, sevgili bedenimiz, gördüğümüz gün ışığı, kokladığımız gül, dilimizi yakan sıcacık çay, kalbimizi çarptıran aşk halimiz, korktuğumuz an vücudumuzda salgılanan hormonlar… Her şey, bugünümüzü ve bu evreni oluşturan her şey, görüp göremediğimiz her şey, yaradılışımız ve akış sadece enerjiden ibarettir.

Enerji potansiyeldir, bu açıdan bugün ve şu anda düşündüğümüz ve içimizden geçen her şey bir “potansiyel” oluşturur. Düşüncelerimiz de bu enerjinin bir parçasıdır. Aklımızda dönüp duran “endişe” bilinci, endişe ve korku enerjisini vurgular hale getirir, zenginlik bilinci örneğin bolluk ve bereket ile ilişkili enerjileri tetikler. Sevgi ve aşk inancı buna olan bakış açımız, hayatımızda tezahür eden durumlar olarak karşımıza çıkar. Çokça duyduğumuz bazı sıkıntılar, yakınmalar işte o bizim bitmek tükenmek bilmeyen “şikayetlerimiz” de bu enerjinin bir parçasıdır ve korkarım ki daha fazla “şikayet” olarak geri döneceklerdir.

“Kazandığım para bana yetmiyor, hiçbir zaman yeterince zengin olamayacağım, bu dünyada sonsuz bir bolluk adaletsizliği var, neden diğerleri hep zengin ve ben her zaman kaybeden oluyorum, neden ben her zaman haksızlığa uğruyorum” gibi düşünceler, aslında düşünce şeklimizin yansımalarıdır. Bu cümlelerin hepsinde ortak nokta “yokluk” enerjisinin ne kadar vurgulanmış olduğudur, hep yokluktan, hak etmeyen olmaktan, hak etmeyecek olan olmaktan ve bolluğun “erişilmez” bir kavram olduğundan bahsetmektedir. Bu kişinin hayatında bereket tezahürü sizce nasıl yeşerebilir yani “inanmadığınız” bir şey nasıl karşınıza çıkabilir? İşte burada sizlerle birlikte bir kez daha çekim yasasını değerlendirelim istiyorum.

Kimileri inanmayabilir veya ben denedim “olmuyor” da diyebilir fakat ben inanıyorum, ve bugün size bu güzel kelimeleri yazabiliyorsam ve sizler buna erişip okumanız enerjisine bürünmüş iseniz hayatınızda bazı şeylerin “değişebileceğine” olan inancınızın olduğunu düşünüyorum. Beni çeken ve sizi de içine almış bu bilinç bakalım bizleri nereye götürüyor olacak… İşte çekim yasası burada devreye girer; evrenin kadim yasalarından belki de en meşhur olmuşudur sevgili çekim yasası. Bu yasa nasıl işler, anlamamız gereken bu yasanın “iyi” ve “kötü” ayrımına sahip olmadığıdır; bizler hangi enerji ile evrene seslenmekteysek evren o muhteşem “vermek” bilinci ihsan etmek isteği ile bunu karşımıza çıkarmaya çalışır. Bu yüzden şikayetlerimiz, hastalıklarımız, yokluk bilincimiz bunları katlayarak önümüze getirirken, bolluk, bereket, yüksek frekans bilinci, aşk, sevgi, öz değer inançlarımız da bu kavramları yükselterek bizlerle buluşturur.

Bakın sevgili Nil Gün eseri Çekim Yasası ile bu akışı nasıl yorumluyor:

“…Çekim yasası düşüncenin yaratıcı gücünün kullanımıyla ilgili. Bu yasa, dikkatinizi neye yöneltirseniz, onu kendinize çekeceğinizi ifade ediyor. Bilincimizde ve bilinçaltımızda ne tür düşünceler ve inançlar varsa bu inançlara uygun deneyimleri hayatımıza çekiyoruz.

…Sürekli problemlerden, hastalıklardan, yokluktan bahsetmek, hayatımızda problemleri, hastalıkları, yoklukları çoğaltır. Neyi çok söylerseniz zihninizde onu sabitlersiniz.

…Evrensel yasa şikayetleri de emir gibi algılar ve bize şikayet ettiğimiz şeyi fazlasıyla verir. Birilerinin sizi kızdırdığından şikayet edip bir şey yapmıyorsanız, o kızgınlık duyduğunuz davranışı hayatınıza daha fazla çekersiniz. Ve her seferinde kendinizi kurban gibi hissedersiniz. Hayatın size haksızlık yaptığına inanıyorsanız, çok daha fazla haksızlığa uğrarsınız.

…Şansız olduğumuza inanıyorsak, şanssız olduğumuz düşüncesine onay vermiş oluruz. Şanslı olduğumuza inanıyorsak şanslı olduğumuz düşüncesine onay vermiş oluruz. Düşüncelere bağlanmayı zihnimiz otomatikman yapıyor. Bu yüzden farkında olmadan birçok olumsuz düşünceye bağlanıyoruz ve inanıyoruz.

…Ne düşünüyorsanız hayatta onu bulursunuz. Hazzı, yaratıcılığı, sahip olduklarınızın değerini düşünün. Hangi düşünceler sizi mutlu ediyor? Hayattasınız. Güzel anılarınızı düşünün. Yapabileceklerinizi düşünün. Yapmak istediklerinizi düşünün. Olmak istediğinizi düşünün.”

Hayatınızda bugün, kendiniz için neye onay vermektesiniz? Hayatın size karşı durduğuna mı, hiçbir işinizin, ilişkinizin, var olmanız gerçeğinin doğru olmadığı ve hayatın size haksızlık etmekte olduğuna mı, sevgisiz olduğunuza mı, aşkı bulmanın çok zor olduğuna mı, dünyanın dengesiz ve ahlaksız olduğuna mı, hayatınızad hep aynı tip ilişki sorunlarının hep aynı sorunlu tiplerin sizin karşınıza çıktığına mı? Şimdi tüm bu inançlara diğer türlü bakalım, neye onay vermektesiniz, aşk ve sevginin dünyanın en temel parçası olduğuna mı, sevilip sevebileceğinize olan muhteşem inancınıza mı, hayatınızda bolluk ve bereketin tam anlamıyla gönlünüzden yayılarak fiziksel dünyada da tezahür edebilecek olduğuna mı, muhteşem bir anne, çok tatlı bir baba olmak için içinizde büyüyen inanca mı güveniyorsunuz?

Evet, hepimiz farklı tecrübeler yaşamış olabiliriz, sınavlarımız oldu, negatif diye nitelendirdiğimiz durumlar ile karşılaştık fakat bu konulardaki düşünce ve algımızı değiştirmek te yine elimizdedir. Örneğin sadece bir ilişkide başarısız olduğumuz için sonraki ilişkinizde de başarısız olmanız veya sevginize karşılık bulamayacağınız, değerinizin bilinmeyeceği, yine ayrılık ile sonuçlanacağı nereden bilinebilir? Sizler kendi değerinizi yükselttikçe, sevgiye, aşka ve karşlıklı saygı ve sevgiye inandıkça düşüncelerinizde büyüttükçe bunun tersi olabilecek her durumu reddedebilirsiniz, kabul vermediğiniz durumların hayatınıza girmesi dahil mümkün olmayacaktır… Bu bakış açısı bolluk ve bereket için de geçerlidir, bugün istediğiniz bolluk seviyesinde olmayabilirsiniz, fakat dünya üzerindeki bolluğu takdir etmek, bolluk ve bereket bilinci ile bunu hayatınıza kabul etmek ve bu konuyu daha fazla düşünmek, istemek, arıyor olmak, yollarınızı açacak akışı karşınıza çıkaracaktır…

Hayatınızı, işte burada kurduğunuz cümleler yani sizin düşünceleriniz şekillendirmektedir. Her düşünce, potansiyeldir. Her potansiyel, enerjidir. Ve enerji sonunda gerçekliğinizi yaratır. Evet zamanı değişebilir, sizin umduğunuz hızda olmayabilir veya çok daha hızlı olabilir ama siz hayatınızın tasarımcısısınız… Bu tasarım ile hayatınıza çekmekte olan yine sizsiniz…

Çekiyorum öyleyse varım diyebiliyor musunuz?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale