X

Bu müze başka müze: Avrupa’nın dört bir yanından farklı konseptlerde 5 müze

Yepyeni bir şehri keşfetmenin bir sürü yolu var. Sokaklarında plansızca kaybolmak, lokal biriyle tanışıp orada yaşayanların hayatını deneyimlemek, mutfağının tadına bakmak, şehrin belli başlı noktalarını ziyaret etmek ve elbette müzelerini gezmek.

Müze deyince, aklınıza hemen Rönesans tabloları geldiyse, içinizden “O tablolara bakınca benim aklıma caps’ler geliyor, dayanamıyorum” dediyseniz ve biraz da içiniz sıkıldıysa bir saniye durun. Şimdi sizlere, gerçekten ilginizi çekecek, Avrupa’nın dört bir yanından bambaşka konseptlerde müzeler tanıtacağız.

Le Musée des Egouts (Kanalizasyon Müzesi), Paris

Hayır, yanlış çeviri değil; Paris’te gerçekten Kanalizasyon Müzesi var ve muhtemelen dünyanın en pis kokan müzesi. Bazıları o kadar kötü olmadığını söylese de, hazırlıklı gitmekte fayda var. Konuya direk kokudan girmiş olsam da, müzenin olayı pis kokuyor olması değil elbette. 1200’lü yıllarda kralın emriyle kurulan kanalizasyon sistemi, bugün yerin altında bir tünelden oluşuyor ve bunun 450 metresi gezilebiliyor. Müze boyunca kaldırımlardan yürürken, duvarlarda bulunan tablolarda yukarıdaki binanın ne olduğunu da takip edebiliyorsunuz. Dünyanın en romantik şehri Paris’i de aşağıdan görmek isteyenlere duyurulur. 

Museum of Broken Relationships (Bitmiş İlişkiler Müzesi), Zagreb
Museum of Broken Relationships / Zagreb

Hırvatistan’ın sevimli şehri Zagreb’te yer alan bu müze, hayatım boyunca duyduğum en iyi projelerden biriydi. Dünyanın dört bir yanından insanlar, bitmiş ilişkilerini temsilen, bir eşyayla o eşyanın anlamını anlatan bir yazı gönderdiler ve Museum of Broken Relationships oluştu!

Gülüp geçiren hikayelerin yanında, gözlerinizi dolduranlara da hazır olun. Genç bir adamın, 66 yaşındaki aşkının cenazesinde hissetikleri, annesinden küçük yaşta ayrılmak zorunda kalmış bir kadının yaşadıkları hala aklımda. Bu arada evet, bitmiş ilişkiler sadece aşkla sınırlı değil; aile ve hatta ortaklık ilişkileri de yer alıyor.

Pinball Museum (Pinball Müzesi), Budapeşte
Pinball Museum / Budapeşte

Evet, sırada elbette en sevdiğim şehir Budapeşte’den bir müze var, Pinball Müzesi!

İçinde kullanılabilir durumda olan tam 130 (yazıyla yüz otuz) makine var. Üstelik giriş biletinizi aldıktan sonra, herhangi bir makine için bir daha ücret de ödemiyorsunuz. Parlemento Binası’nı ziyaret ettiğiniz bir gün, günün geri kalanını buraya ayırın. Rengarenk makinelerden, eski tarz ördek vurmacaları, en eski pinball makinelerini düşününce; ne kadar kalsanız doyamayacaksınız.

Currywurst Musem (Körili Sosis Müzesi), Berlin
Currywurst Museum / Berlin

Berlin’e gidip currywurst ve döner yemeyenler, gitmiş sayılmıyor, biliyorsunuz. O nedenledir ki, nice hipster’lar ilk gün Instastory’lerine boy boy döner fotoğrafı koyarlar, ama konumuz bu değil. Konumuz, leziz mi leziz currywurst, hatta onun müzesi.

Charlie Checkpoint noktasına yakın bir konumda bulunan bu müzede, kırmızı sos izini takip ederek 650m2lik bir alanda interaktif bir şekilde currywurst’un tarihini öğreniyorsunuz. Rivayete göre, körili sosis 1940’lı yıllarda Herta Heuwer tarafından bulunmuş. Müze sayesinde bu adamı yakından tanıyabilir, Berlin’in street food kültürünün nasıl geliştiğini öğrenebilir, baharat odasında, köri bileşenlerini inceleyebilirsiniz.

Elbette bu kadar canınız çektikten sonra, bir de yeme içme alanı var. Şimdiden ağzı sulanmayan bizden değildir.

Torture Museum (İşkence Müzesi), Amsterdam
Torture Museum / Amsterdam

Listemizin son sırasındaki Torture Museum, interaktif bir müze değil ve emin olun, gezerken öyle olmadığı için sevineceksiniz.

Tarihin hemen hemen her döneminden işkence aletlerinin sergilendiği bu müzede, Orta Çağ giyotinlerinden, kafatası kırıcılarına kadar her şey var. Su işkencesi, cinsel organ sökme, kol bacak germe gibi aklınıza gelecek ya da gelemeyecek her işkencenin aleti mevcut. Çıkışta kendinize gelmeniz için sıcak kahve ve Vondelpark’ta uzun bir yürüyüş önermek boynumuzun borcudur.

İlginizi çekebilir: Doğa uykuya dalmadan önce: Sonbahar renklerini keşfe çıkabileceğiniz en güzel yerler

Yazarın diğer yazıları için tıklayın. Yazarın diğer yazıları için tıklayın. 

Yeşer Sarıyıldız: Dijital göçebe, girişimci, köpek sahibi, hayalperest. Bu aralar Budapeşte-İstanbul-Amsterdam arasında mekik dokuyor. İngilizce İşletme mezunu, dijital ajans kurucusu, bugünlerdeyse tüm heyecanıyla içinde bulunduğu global bir projeye odaklanmış durumda. Bugüne kadar farklı gazete, dergi, blog ve portallarda yazdı; şimdi ise Uplifers'a transfer oldu.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale