X

Bu hafta bagajlarınızı boşaltın: Ruhunuz size sizi anlatsın

Günlerdir bilgisayarın başına oturup ne yazacağımı düşünüyorum. Ne yazabilirim? Ne anlatabilirim? İçimde dolaşan hangi pürüzü, hangi ışıltıyı, açıkçası hangi sivrileni tasvir edebilirim?

İçim duru bir su gibi, içim çamurlu ve durgun bir su gibi.

Bildiğim hiçbir şeyin anlamı yok burada, hiçbir şeye hizmet etmiyor bildiklerim…

Açıklamaya çalışan aklım, tanımlamaya çalışan halim… Yorgunluktan bayıldı sanki bir köşede. Nihayet!

Belki de hep bunu bekliyorduk, yorgunluktan düşüp bayılmasını, sorgulayan tüm cümlelerin, anlam arayışındaki tüm hücrelerin bir gün gelip bezmesini, sokaklarda sarhoş olmuş evsizler gibi, üstü başı hırpalanmış bir şekilde kaldırım köşesinde, bedenimdeki bir ter bezinin tam ucunda… en kısa zamanda dışarı atılmak üzere bekleyen; halsiz ve güçsüz.

Onun yerine güçlenen başka şeyler var, sorgulamadan öylece bakan haller mesela.

Kim ne demiş, dışarıdan nasıl algılanmış, aslında öyle değil de böyle demek istemişmiş. Çok mu korkuyormuş, istemiyor muymuş, nedenmiş, kimdenmiş, o mu demiş?! Çok mu acımış, çok mu yalnız kalmış, ondan mı biraz daha korkak veya saldırganmış?

Bilmem.

“Beyin sürekli mama istiyor” diyorlar ya, hatta bu yüzden türemiş çeşitli meditasyon yöntemleri var. Muhallebiyi veriyorsun kaşık kaşık beyine, o sırada sen gezmeye çıkıyorsun. 2 yaş sendromundaki  her şeye ağlayan çocuğun önüne iPad’i koyup, iki dakika nefes almak hali bahsettiğim. Hepimiz gayet iyi biliyoruz.

Peki neden ağlıyor bu çocuk? Hiç susmadan ağlıyor ve neden? Bazen öyle sessiz ağlıyor ki, “Oh sesi az çıkıyor” diye yok sayıyoruz mızırtısını. Ancak kendini yırtarcasına bağırmaya başlayınca, koşturuyoruz oradan oraya, çareler aramaya.

Peki ya çok mutlu olduğumuzda? Ses yok, seda yok! Sanki her şey yavruağzı gökyüzünün ışıltılı güneşi altında, şarkılar söylüyor sonsuzluğa. Ve bir süre sonra, gökyüzünü bulutlar kaplamaya başlayınca, başlıyor bizim çığırtkan, gözlerinden dolu dolu yaşlar akıtıp, pancar gibi kızarana kadar ağlamaya.

Belki de sadece biraz dinlemeli ve dinlenmeliyiz. Zihnen dinlenmek,bedensel olarak dinlenmek. Yani çok uyuduğun için suçluluk hissetmemekten bahsediyorum. Yemek saati geldi ve aç değilsin. Acıkabilirsin ihtimaline yorduğun hücrelerden bahsediyorum. Yarın yapacakların, üç gün önce olanlar, hala bedeninde taşıdıklarından bahsediyorum.

-Bana böyle demişti, ve ben de…?

Kafanda konuşturduğun insanlardan, türettiğin “sen”lerden bahsediyorum. Aktif olduğunu düşünmek ve düşündürmek için, “kendime zaman ayırıyorum bak” diye o tek boş gününü, o sinema, bu kuaför, şu arkadaşlarla toplaşma programları arasında koşuşturarak geçirmenden. Tatil diye gittiğin yerlerde, oradan oraya koşmaktan harap olan hallerinden, hiç dinlemediğin bedeninden, belki de hiç duymadığın acılardan ve mutluluklardan…

Dinlemek ne demek sizce?

Dinlenmek ne demek diye düşündünüz mü hiç? Kelime kökü “dinle”. Neyi dinleyeceğiz peki?

Bedenimizi, zihnimizi, belki içeride ağlamaya devam eden çocuğu. Sakince ve sabırla, şefkat ve yargısızlıkla. Anlamaya çalışmak, iyileştirmek için bir şeyler yapmak değil, dinlemek, sadece dinlemek! O kadar zor ki bir yandan, hep dışa dönük aktiviteler için yetiştirildik bizler. İyi konuşmak, iyi anlatmak, iyi ifade etmek için.

İyi dinlemek, iyi anlamak? Her şeyimiz dışarı doğru gelişti, her kasımız! Kendinize karşı çok dürüst olun şimdi, dinlemek konusunda ne kadar başarılısınız? Biri konuşurken, konuşmasının bir an önce bitmesini bekleyip kendi cümlelerini hazırlayanlardan mısınız? Biri konuşurken, filmin sonunu tahmin edip, geri kalanında içinizden su faturasının kaç para geldiğini hesaplayanlardan mı? Ya da biri konuşurken, o hiç ilgilenmediğiniz konuyu dinler gibi yapanlardan mı?

Daha da örnekleyebilirim. Ama dinlemek hepimiz için zor bir eylem. Sadece, yargılamadan, anlamaya çalışmadan, olduğu saf haliyle, ham haliyle, bütünüyle orada olup dinlemek… Bunu karşımızda en sevdiklerimize yapamayan bizler, kendimize ne kadar yapıyoruz? Kendimizi ne kadar dinliyoruz?

Ağrıyan bacağımızı, artık zorlanan midemizi, sıkıştırdığımız alnımızı, düşünüp durduğumuz onlarca konudan sonra bunalmış zihnimizi… canımızın istediğini, kalbimizin öğütlediğini, ne kadar?

Biraz dinleyelim.

Ben an itibarıyla öyle yapıyorum. Dinliyorum. Dinledikçe, daha da derinlerden sesler duyuyorum, onları dinliyorum. Bilmediğim o kadar çok ağrım çıktı ki bedenimde, taşımaya alışmışım. Kim bilir ne kadar zamandır öylece taşıyorum, boş yere gitmiş onca enerjim. Zaten orada duran hallerimi bile taşıyormuşum. Düşünsenize gözlerinizi, taşınmaya gerek olmadıkları halde taşıdığınızı. Böyle bir şey işte. Havayı taşımak gibi. Zaten olduğu yerde duranı orada tutmaya çalışmak…

Ağlayan çocuğu dinliyorum, aslında çok basit, sadece yorulmuş. Dinlenince geçecek. Onu da taşımaya gerek yok. Ağlamasına izin verin yeter, susuyor, o da ağlamaktan yorulmuş zira. Duyurunca sesini, o da susuyor. Don kişotluk! Yel değirmenlerine karşı savaşçılık bizimkisi. Bıraktıkça göreceğiz neleri neleri taşıdığımızı.

Bu hafta bagaj boşaltma haftası olsun, her gün bir saat sessizlikte kalın mesela, telefonsuz, televizyonsuz, kitapsız, insansız… Konuşmadan, öylece durun. Durdukça anlatacaktır beden yavaş yavaş kendini, azıcık dinleyin çokça dinlenin.

İzin verin ruhunuz, size sizi anlatsın. Ne güzel gözlerinizin olduğunu, havayı koklayan burnunuzu, olmaya çalışan halinizin ne gönül doldurucu olduğunu, hata diye bir şeyin olmadığını, ne yaparsanız yapın ne kadar kıymetli, kutsal olduğunuzu…

Şefkatle dolun,

Sevgiler.

Ufak bir not: Bunları yazarken arkada çalan şarkıyı paylaşmadan edemeyeceğim, umarım siz de seversiniz! ivo dimchev / raise

Sorularınız, yaklaşan çalışma ve kamplar için @esrauyman ve @magicalchildoftheworld@esrauyman  adreslerini takip edip, bana ulaşabilirsiniz

İlginizi çekebilir: Anda olmanın sırrı: Yavaşlamak

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale