X

Birbirinden ayrılmaz iki dünya: Oyun ve çocuk

Çocukların annelerinin gözlerinden sonra dünya ile ilk temas noktalarından biri olan oyun, onların hayal gücünü, meraklarını ve keşfetme arzularını uyandıran en önemli yaşam bileşenlerinden biri. Her çocuk, oyun ile kendini ifade etmeyi öğrenir, çevresini anlamaya, sosyal becerilerini geliştirmeye başlar. Yaygın kanının aksine, yalnızca bir eğlence aracı değil, çok önemli bir öğrenme aracıdır da oyun. Yani sadece çocukların ‘canı sıkılmasın’ diye yaptıkları bir eylemden çok daha fazlası…

Üstelik çocukların oyun oynamak için illaki bir oyuncağa da ihtiyacı yok. Bol hayal gücü, ilgi ve destekle çocuklar her an her yerde hiçbir ekipmana ihtiyaç duymadan kendi oyun dünyalarını kurabilirler. Burada önemli olan yetişkinlerin çocukların hayatında oyunun ne kadar önemli bir yeri olduğunu fark etmeleri ve bunun için alan açmalarıdır.

Oyunun çocukların bütüncül gelişimine etkisi

Gelin, oyunun çocukların bütüncül gelişimine olan katkısına ve hangi ayda/yaşta ne tür oyunları çocuklarınızın günlük hayatına dahil edebileceğinize yakından bakalım:

Fiziksel sağlığı destekler

Çocuklar, oyun sırasında aktif oldukları için bu durum genel fiziksel sağlıklarını olumlu yönde etkiliyor. Koşmak, zıplamak gibi aktiviteler çocukların kaba motor becerilerini geliştirirken, özellikle küçük parçaları tutmak, puzzle yapmak gibi aktiviteler ince motor becerilerinin desteklenmesini sağlıyor. Bu sayede çocukların kas kuvvetleri artarken dayanıklılıkları da gelişmiş oluyor.

Beyin gelişimini sağlar

Oyun, çocukların zihinsel yeteneklerini ve beyin gelişimini destekleyen en etkili araçlardan biri. Bazı oyunlar, çocuklara stratejik düşünme becerileri kazandırma gücüne de sahip. Oyun sırasında plan yapmak, hareketleri önceden tahmin etmek ve sonuçları değerlendirmek, çocukların stratejik düşünce kapasitelerini geliştirmelerine yardımcı oluyor. Öte yandan, birçok oyun, çocukların hafıza gelişimine, kısa ve uzun süreli belleklerini güçlendirmelerine destek oluyor, dikkat ve odaklanma becerilerini de iyileştiriyor.

Sosyal becerileri geliştirir

Oyun, çocukların sosyal becerilerinin gelişmesinde de önemli bir rol sahibi. Oyun sayesinde çocuklar bir araya gelerek iletişim kuruyor ve farklı etkileşimlerde bulunuyorlar. Bir arada olmanın, iş birliğinin, birlikte bir şeyler yapmanın ve başarmanın gücünü keşfetme fırsatı yakalıyorlar. Ayrıca, kurallara göre davranmanın önemini de oyunlar sayesinde öğrenebiliyorlar. Diğer yandan, oyunlar sayesinde empati ve problem çözme becerisi de kazanabiliyorlar.

Hayal gücünü ve yaratıcılığı iyileştirir

Çocuklar oyun sırasında yaratıcılıklarını çok fazla kullanıyorlar. Bir oyuncağı ya da herhangi bir nesneyi amacının dışında kullanma eğiliminde oluyorlar (sembolik oyun); örneğin süpürgenin bir parçası çocukların kalesine kapı olabilir ya da büyükçe bir çubuk bir ata dönüşebilir. Kendi hayali oyunlarını yaratıp, o hayali dünyalarda kayboluyorlar. Biz yetişkinlerin göremediği, fark edemediği detayları yakalayıp onları oyun dünyalarına taşıyorlar. Tüm bunlar hem yaratıcılıklarının hem de hayal güçlerinin gelişmesine katkı sağlıyor.

Okuryazarlığı destekler

Okuryazarlık dendiğinde akıllara ilk olarak harfler, sayılar gibi kavramlar gelse de aslında okuryazarlık bunlardan daha kapsamlı. Çocuklar, dil öğrenmeye hazır olarak dünyaya geliyorlar ve konuşmaya, okumaya, yazmaya başlamamış olsalar da iletişim ve oyun yoluyla dil becerilerini geliştirebiliyorlar. Bazen sadece farklı sesleri duymak, bazen oyunda geçen yeni bir kelimeyi öğrenmek ya da sadece yetişkinin söylemlerinin farkında olmak, çocuklardaki dil becerilerine ve dolayısıyla okuryazarlığa katkı sağlıyor. Yaşı kaç olursa olsun, her çocuk oyun esnasında dil pratiği yapıyor; konuşması, dinlemesi, karşılık vermesi, sesleri tekrar etmesi ya da yeni öğrendiği kelimeleri pratikte de söylemesi tüm bunlara en güzel örnek.

Duygusal ve zihinsel gelişmeye katkı sağlar

Çocuklar genel olarak günlük hayatları üzerinde pek fazla söz sahibi değiller, günün çoğunu neyi, ne zaman yapmaları gerektiğini duyarak geçiriyorlar. Özellikle okula giden çocuklar için uyku saatinden kalkış saatine, yemek saatinden ödev saatine kadar hemen hemen her şey bir yetişkin tarafından kontrol altında. Ancak, söz konusu oyun olduğunda çocuklar kendi kurallarını belirleme gücüne sahipler ve bu da onlara daha fazla sağlıyor. Dolayısıyla başta öz kontrol olmak üzere, öz güven, bağımsızlık hissi ve yeterlilik gibi duygusal ve zihinsel gelişimlerine katkı sağlayacak pek çok duygu ve durumu oyun sayesinde tecrübe edebiliyorlar.

Duygu ve davranışları regüle eder

Biz yetişkinler nasıl ki canımız sıkkın olduğunda, sinirli olduğumuzda ya da üzgün hissettiğimizde kendimizi iyi geleceğini düşündüğümüz şeylerle meşgul ediyorsak benzer bir durum çocuklar için de geçerli. Böyle durumlarda sevdiğimiz birini arıyor, yürüyüşe çıkıyor ya da müzik dinliyoruz, belki de ağlıyoruz, çocuklar da kendilerini oyunun güvenli kollarına bırakıyorlar. Ve bu sayede rahatlıyorlar, sakinleşip duygu ve davranışlarını düzenleme fırsatı yakalıyorlar. Oyun, onlar için hayatla bağlantı kurmanın en güzel yolu. Reggio Emilia’nın da dediği gibi çocuğun 100 dili var ve bunlardan biri de oyun.

İlginizi çekebilir: Sakin çocuk yetiştirme rehberi: Ebeveynlere yol gösterecek ipuçları

Bebeğinizin ilk gülümsemesiyle başlayan eğlenceli öğrenme dönemi olarak ilk 6 ayı değerlendirebilirsiniz. Bebeğinizle etkileşim kurarak, sosyal-duygusal becerilerini geliştirebilirsiniz. Gülümseme, konuşma, küçük seslerine karşılık verme, şarkı söyleme, ses çıkaran oyuncaklarla tanıştırma, sesli nesneleri gösterme, mümkünse hayvan seslerini dinletme gibi etkileşimlerde bulunarak oyunu günlük hayatınızın bir parçası haline getirebilirsiniz.

6 aydan 1 yaşına kadar emekleyerek keşfetmesine yardımcı olmak için güvenli ve ilgi çekici ortamlar yaratarak bebeğinizle keyifli oyunlar oynamaya başlayabilirsiniz. Ce ee (peek-a-boo) oyunu, nesneyi arkanıza koyup saklama ve tekrar gösterme, farklı özelliklere sahip nesnelere ulaşabilmesi için uygun emekleme alanını açma, büyük, renkli, az yazılı çok görselli ve değişik dokulardaki kitapları okuyabilir, sayfalarına dokunmasına izin verebilirsiniz. Yüksek kontrastlı büyük zeka kartlarıyla da kaliteli zaman geçirebilirsiniz.

1 yaşından 3 yaşına kadar özellikle duyusal oyunlar oynamak için uygun ortamı oluşturabilirsiniz. Evinizde, özellikle de mutfağınızda bulunan hemen hemen her şeyden bir duyusal oyun kurgusu yapabilirsiniz. Buzdolabı poşetinin içine tıraş köpüğü sıkabilir, nohut, mercimek gibi baklagilleri bir kaptan başka bir kaba aktarabilir, mandal açma-kapama oyunu oynayabilir, ince motor becerilerini geliştirici oyunlar oynayabilirsiniz.

3 yaş sonrasında duyusal oyunların yanı sıra stratejik oyunlar, zeka gelişimine katkı sağlayan etkinlikler, müzik, dans gibi eylemler çocukların gelişiminin desteklenmesine yardımcı olabilir. Bunların yanı sıra yaratıcı drama, rol-playing, sanat etkinlikleri, hikayeler anlatma/tamamlama gibi oyunlar da çocuklarınızın hem bilişsel hem sosyal ve duygusal becerilerinin gelişimine katkı sağlayacaktır.

Unutmayın, çocukları zenginleştiren şey süslü elektronik aletler değil, ebeveynleriyle, akranlarıyla sevgi ve ilgi dolu bir ortamda geliştirdikleri oyunlar, paylaştıkları keyifli ve kaliteli zamanlardır.

İlginizi çekebilir: Oyuncu ebeveyn olmak ve çocukların oyunlarına rehberlik etmek neden önemlidir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale