X

Bir regresyon çalışması: Gülen Teyze ve deprem korkusu

Gözleri kedileri gördükçe, besledikçe, gülen bir teyze; Gülen Teyze… Arkadaşımın komşusu, annesinin arkadaşı Gülen Teyze’yle Bodrum macerasında bir olan güzeldir hikayesi…

Çocukluk arkadaşlarımla Bodrum’da görüşeceğiz, onların evlerinde kalacağım sanırken hiç tanımadığım ve üç gün, üç gece boyunca evinde misafir olduğum Gülen Teyze’nin hikayesine hazır mısınız?

Bodrum’daki depremde evinde yalnız olan ve çok korkan Gülen Teyze arkadaşımdan geleceğimi öğrenince, onda kalmam için ısrarcı olmuş. Hiç tanımadığım birinin evinde kalmaya alışkın değilim desem yalan olur. Daha önce Hindistan’da Alman Monica’da, Peru’da Arda’nın Vamos Evi’nde, hatta on sekiz yaşlarında İngiltere’de hiç tanımadığım bir ailenin yanında kalmıştım. Ama onlarda, ücret karşılığında kalacağımı önceden biliyordum. Gülen Teyze’de kalacak olmam epey sürpriz oldu. 

Arkadaşım aslında bana “depremden korkan komşularının evinde kalmak ister miyim?” diye sormadı. O da akışta gelene kabul verebilmek için elimden geleni yaptığımı bildiğinden hem komşusunun hem de benim rahat edeceğimi düşündüğünden iyi niyetiyle böyle yapmıştı. Eski Hande olsa; “biri benim adıma karar alıyor, emrivaki yapıyor” diye kıyameti koparırdı. Kendimin bile şaşırdığı bir sakinlikle hiç tanımadığım birinin evine geçerken “olan güzeldir, bunun da bir hikmeti vardır” diyebildim. Gönül rahatlığıyla, bunu dedikten sonra Yalıkavak’ın en güzel manzaralı evlerinden birine, melek biblo ve aksesuarlarıyla süslenmiş odaya konuk oldum. Bir düşünce kalıbımın kırılmasıyla birlikte “olan güzeldir” diyebilince harika bir hediye aldım. 

Depremin bile hikmeti var. Deprem olmasaydı Gülen Teyze korkmazdı. Benim geleceğimi duyunca “bende kalsın, ben de böylece yalnız kalmam” diye ısrarcı olmazdı. Hiç tanışmazdık.

Regresyon yönteminin vesile olmasıyla deprem korkusunun ardında bambaşka bir şey çıktı. Deprem korkusunun ardında aslında on iki yaşlarındayken kaybettiği annesine olan özleminin ve annesinin ölümünün derin kederi olduğunu fark ettik.

İhtiyacımız olan, samimi bir talebimiz olduğunda hem de hiç tanımadığınız birinin vesile olmasıyla gelebiliyor.

Dinlenerek rahatça uyuduğum ilk gecenin sabahında, Gülen Teyze salondaki koltukta oturuyordu. “Rahat uyudun mu?” diye sorarken ben çok rahattım ama o tedirgindi. Bir anda sabah sohbetimiz, deprem korkusu için benim ona regresyon yapmama dönüştü. 

Bilinçaltının hatırlattığı ilk olay yedi yaşındayken yan evden gelen şangır şungur kırılan cam sesleri ve annesinin Gülen’i kucağına aldığı gibi evlerinin dışına çıkmasıydı. İlk deprem deneyiminde şok vardı. Annesinin kucağında güvende hissettiğini söyledi. “Annen nasıl?” diye sorduğumda “çok sakin, rahat, paniği yok” dedi. Bu olayda annesinden üzerine aldığı bir korku yoktu ama iç sesim “başka bir şey var” diyordu. İç sesime güvenerek “Annen ne zaman öldü?” diye sordum. “On iki yaşımdaydım” dedi ve gözlerinden yaşlar sel olup aktı.

Gülen Teyze evde annesiyle birlikteyken kalp hastası olan annesi aniden rahatsızlanıyor. Ne yapacağını bilemeyen, çok korkan ve panik olan Küçük Gülen akrabalarına seslenip yardım istiyor ama anne hastane yolundayken vefat ediyor. Halasına alınan Gülen ona bir şey söylenmese de annesinin öldüğünü anlıyor. Küçük kız annesinin ve annesinden altı ay kadar önce vefat eden babasının ölümünün acısını, üzüntüsünü yıllarca içinde tutuyor. On iki yaşında yaşadığı bu arka arkaya iki büyük travma için bugüne kadar kimseden destek almıyor. Yaşananlardan dolayı şok olması ve ifade edilmemiş duyguları yıllardır içinde tutuyordu. Ta ki deprem olana, bastırılan duygular fışkırana ve o alana isteyerek, hissederek bakana kadar…

Gülen Teyze’yle birlikte, Bodrum’da

EFT (emotional freedom tecnique / duygulardan özgürleşme tekniği) uygulayarak Küçük Gülen’in duygularına tercüman olunca hiç söylemediği şeyleri ilk kez ifade etti. “Yalnızım, çok yalnızım, kimsem yok. Ne annem var ne de babam… Kimsem yok! Yalnızım!” derken acı duygusu göz yaşlarıyla seller gibi boşalıyordu. Ağlamak ve küçük kızın duygularını ifade etmesi şifa oluyordu. Enerjisi değişiyordu.

Gülen Teyze’yi korkutanın deprem olmadığı, depremin sadece geçmişten gelen olayların sıkışmış duygularını tetiklediği ortadaydı. Regresyonun açığa çıkardığı, farkındalıkla birlikte bilince gelen anılar ve duygular dönüşüyor, şifalanıyordu. Buzdağının altı ve üstü bilinçaltının derinliklerini anlatan muhteşem bir metafordur.  

İhtiyacımız olan, samimi bir talebimiz olduğunda hem de hiç tanımadığınız birinin vesile olmasıyla gelebiliyor. Allahtan… Her şeyin bir sebebi, bir hikmeti var! Depremin bile… 

Diyelim ki yeryüzü bir manada vücudumuzu, manyetik alanımızı temsil ediyor ve bu alanda, vücudumuzda biriken duyguların enerjisi depremle boşalıyor. Böylece; yeryüzü ve vücudumuz rahatlıyor, sakinleşiyor. Hiç böyle algıladınız mı? Hiç böyle düşündünüz mü? Nasıl bakarsanız öyle olur. Güzel bakalım “olan güzeldir” diyelim. 

Teşekkürler Gülen Teyze hem misafirperverliğin hem de vesile olduğun farkındalıklar için minnettarım. Çok şükür, teşekkür…

Sevgilerimle… 

İlginizi çekebilir: Bir regresyon seansı hikayesi: Başımı öne eğdirme kızım

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Hande Akın: 5 Şubat 1977 İstanbul doğumluyum. Şişli Terakki Lisesi’nde okudum. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV Sinema Bölümü’nden mezun oldum. 15 yıl reklam sektöründe prodüksiyon ve müşteri ilişkileri yöneticilikleri yaptım. 28 yaşlarında başlayan sorgulama, kendimi keşfetme, tanıma, anlama maceramda 33. yaşım milat oldu. Reklamcılıkla vedalaştım. Aldığım ve almakta olduğum sayısını artık hatırlamadığım pek çok eğitim, seminer oldu. Kişisel gelişim alanında yaşam koçluğu yapmaya başladım yıl 2010... “Ben zamanı”nın kurucusuyum, Bu slogandan hareketle; EFT (Duygulardan Özgürleşme Tekniği), REGRESYON, Ezoterik şifa teknikleriyle harmanladığım kalbimin rehberliğinde özgün bireysel seanslarımın yanı sıra kişisel gelişime dair eğitimler, seminerler veriyorum. Kadın Olmak ve AŞK’a gel özellikle dişil enerji üzerine çalıştığım workshoplarım. İlham veren, motive eden, umudu yeniden yeşerten kitlelere özel konuşmalar yapıyorum. Kitabım “Kadın Olmak” 2014’te çıktı. 2015 ve 2016 yıllarında televizyon programı hazırlayıp, sundum. Akışta kalma deyimini içselleştirerek yapabildiğimce teslimiyetle gelişmek ve geliştirmek bana keyif veriyor. Birbirimizden öğrenerek, birbirimize destek vererek geliştiğimize, hepimizin birbirinden ilham aldığına ve her bireyin kendini şifalandırabileceğine inanıyorum.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale