X

Bir ilişki gurusu: Esther Perel

Romantik ilişkiler, bağlanma, sadakat, tutku ve bireysel özgürlük arasındaki dengeyi kurmanın zorluğundan ötürü karmaşık bir yapıya sahip. Bu yapı, pek çok insanın ‘’Gerçek aşk bir ömür sürer mi?’’ ve ‘’Uzun süreli ilişkilerde yıpranan güven nasıl tekrar kazanılır?’’ gibi sorulara cevap aramasına yol açıyor. Bu arayış sürecinde de ilişkilere dair ezberleri bozan Esther Perel bizleri selamlıyor. Perel, modern dünyaya ait ilişkilerin dinamiklerini çözümleyen başarılı bir psikoterapist olarak karşımıza çıkıyor. Gelin, birlikte insan ilişkilerine farklı bakış açılarıyla yaklaşmaya yardımcı olan Esther Perel’i daha yakından tanıyalım.

Esther Perel kimdir?

Görsel: today.com

Belçika’nın Antwerp ilinde 1958’de dünyaya gelen Esther Perel, ilişkiler ve cinselliğe odaklanan dünya çapında tanınmış bir psikoterapist. Anne ve babası Nazi toplama kamplarından sağ kurtulmuş olan Perel, ebeveynlerinin hayatı dolu dolu yaşama felsefesini benimsiyor. Perel, bu bakış açısı sayesinde insan psikolojisine ve ilişkilerine dair düşüncelerini düzenli olarak şekillendiriyor.

Kültürel ve dini kimlik, bireysellik ve kolektivizm gibi konular üzerine eğitim almış olan Perel, kariyerinin ilk yıllarında kültürel geçişi deneyimleyen çiftler ve aileler üzerinde çalıştı. Ayrıca, yetenekli terapist göçmenlerle ve mültecilerle de terapiler yaparak toplumsal değişimlerin aile içindeki dinamikleri nasıl etkilediğini gözlemledi.

Çift terapisinin en zorlu ama en önemli terapi türlerinden biri olduğunu vurgulayan Perel, bu terapi türündeki uzmanlığıyla ilişkilerde sadakat, ihanet ve cinsellik gibi konulara odaklanıyor. Perel, modern ilişkilerde beklentilerin artışa geçtiğini ve çiftlerin bu beklentiler altında ezildiğini ifade ederek bağlanma teorisi, nöro-linguistik programlama (NLP) ve psikodrama gibi alanlarda kendisini geliştirmeye devam ediyor.

Terapi pratiğini hayatının sonuna kadar sürdüreceğini vurgulayan Perel, uzun süreli ilişkilerde tutkuyu koruma yollarını konu edinen Mating in Captivity (Tr: Esaret Altındaki İlişkiler) isimli kitabıyla tanınıyor. Yirmi beş dile çevrilmiş olan bu kitaba ek olarak, Perel’in ilişkileri aldatma açısından inceleyen The State of Affairs: Rethinking Infidelity (Tr: İlişki Durumu Karışık) isimli kitabı da büyük bir popülariteye sahip.

Esther Perel’in ilişkilere bakışı

Şimdi, TED konuşmaları milyonlarca kez izlenmiş olan Esther Perel’in ilişkilerde derin bağlar kurulmasına yönelik çarpıcı görüşlerini sizlerle paylaşmak istiyoruz. Perel, temelde modern ilişkilerdeki en büyük aykırılığın güven hissiyatı ve özgürlük arasındaki çatışma olduğunu belirtiyor. Her ne kadar geleneksel evlilik anlayışı partnerlerin her ihtiyacının karşılanması gerektiği fikri üzerine kurulu olsa da Perel ilişkilerde bireysel alanın korunması gerektiğini vurguluyor. Bu korunma sayesinde tutkunun devamlılığı sağlanıyor. Perel’e göre, ilişkilerde tutku ve bağlılık bir arada var olabilir fakat bunun için partnerlerin bireyselliklerini koruyarak birbirlerini keşfetmeleri büyük bir önem taşıyor.

Perel, ilişkilerde arzunun canlı tutulması için gizem ve yenilik unsurlarını korumanın önemine de dikkat çekiyor. Bu doğrultuda, hem iyi hem de bağlı bir cinsel yaşam ve romantiklik için güvenlik ve sürpriz gibi çelişkili iki ihtiyaç ön plana çıkıyor.

Görsel ve kapak görseli: cultureamp

Pek çok çifte yardımcı olan terapist, aldatma eylemiyle ilgili de değerli görüşler sunuyor. Perel, bir ilişkinin ihanetle son bulması gerektiği fikrine karşı çıkarak aldatmanın bazen çiftlerin birbirlerini daha iyi anlamasına yardımcı olabildiğini vurguluyor. Sadakatin sadece fiziksel bağlılık üzerinden tanımlanmaması gerektiğini belirten Perel, duygusal sadakatin de göz önünde bulundurulmasının büyük bir önem taşıdığını ifade ediyor. İnsanların neden aldattığını ve bu durumun travmatikliğini inceleyen terapist, sadakatsizlikte özlem ve kaybın bir ifadesini görüyor. Perel’in bu bakış açısı, aldatılan ve aldatan herkesin insan ilişkilerini daha iyi anlamak için bu konuyu detaylıca değerlendirmesi gerektiğini somutlaştırıyor.

Esther Perel’in görüşleri günümüz ilişkilerine nasıl dahil edilebilir?

Görsel: rocknloadmag

Perel, pek çok insanın partnerinin hem en iyi arkadaşı hem sırdaşı hem de tutkulu bir sevgili olmasını istemesinin romantik ilişkide baskı ve zorluklara yol açabileceğini belirtiyor. Bu nedenle, ilk aşamada ilişkilerde beklentilerin çok yüksekte tutulmaması ve bireysel alanın korunması gerekiyor. Bu gerekliliğin öneminin algılanmasıyla romantik bir ilişkide dengeyi bulmak çok daha kolay oluyor.

İkinci olarak, partnerin tamamen tanındığının düşünülmesinin ilişkinin durağanlaşmasına yol açabildiğinin fark edilmesi büyük bir önem taşıyor. Bu farkındalık doğrultusunda partnerin değişen yönlerinin keşfedilmesi için çaba harcamak gerekiyor.

Romantik ilişkilerde merakı kaybetmemeye ek olarak, rutinlerin tutkuyu öldürebilme potansiyelinin anlaşılması da kritik bir rol oynuyor. Perel, ilişkilerde tutkuyu canlı tutmak adına partnere sürprizler yapmayı öneriyor.

Perel, birlikte büyümenin öneminin altını çizerek fiziksel bağlılıkla birlikte duygusal bağlılığın da bir hedef haline getirilmesi gerektiğini söylüyor. Bununla birlikte, yeni rotalara seyahatler, yeni hobiler ve derin sohbetler gibi farklı deneyimlerle ilişkilerin monotonlaşmasının önlenmesi de oldukça önemli.

Romantik ilişkinizi olduğundan çok daha güçlü bir zemine yerleştirmek için Esther Perel’in fikirlerine kulak verebilirsiniz. Bunun için Perel’in TED konuşma videolarını izleyebileceğiniz gibi ‘’Where Should We Begin? with Esther Perel’’ isimli podcasti de dinleyebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Cinsel ihtiyaçları dile getirmek: Partnerler birbiriyle nasıl konuşmalı?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale