X

İnsan ilişkilerinde başarı için duygularınızı anlayın ve kontrol edin

Duyguların hayatımızın her alanında önemli bir rol oynadığını biliyoruz. Sadece bizim genel mutluluk ve iyilik durumumuzu etkiledikleri için değil, aynı zamanda diğer insanlarla kurduğumuz ilişkilerin boyutlarını belirlediği ve değiştirebildiği için de duygular hem iş hayatımızı hem de özel yaşantımızda önemli bir rol oynuyor. “İnsan ilişkilerinde başarı için duygularınızı anlayın ve kontrol edin” öğüdü çok geçerli. Peki ama, bunu nasıl yapabiliriz? 

160’tan fazla makale ve 16 kitaba imza atmış olan, University of Massachusetts Amherst Psikoloji Profesörü Susan Krauss Whitbourne, derlediğimiz yazısında bilinçaltımızda yatan duygu dünyasından bahsediyor. Whitbourne’a göre zaman içinde duygularımızı kontrol etmeyi öğreniyor olsak da, kimi zaman negatif duyguların bizi yıpratmasına izin veriyoruz.

Duygular deyince işin içine hem zihnimiz, hem vücudumuz, hem de içinde yaşadığımız ortamın şartları giriyor. Bu sebeple duygularımız çoğu zaman son derece karmaşık olabiliyor. Stanford Üniversitesi’nden Elise Dan-Gluasner ve James Gross’un tanımıyla duygular, “bizi deneyimsel, davranışsal ve psikolojik yanıt sistemleri doğrultusunda koordineli değişimlere yönlendiren modelli değerlendirmelerdir.” 

Bu teknik tanımı daha yaygın terimlerle açıklayacak olursak şunu söyleyebiliriz: Etrafımızda gelişen olayları çeşitli şekillerde algılıyoruz ve duygularımızı bu algılara göre temellendiriyoruz. Bunun sonucunda duygularımız da bizleri bir veya birden fazla davranış modeline yönlendiriyor. Örneğin, bir şey bizi sinirlendirdiğinde etrafa saldırmak, bir olay karşısında üzüldüğümüzdeyse ağlamak isteyebiliyoruz. Aşkın olumlu deneyimini yaşadığımızda sevgi ve şefkat gösterebiliyor, bir şey eğlenceli geldiğindeyse gülüyoruz.

Duygularımızı anlayabilmek ve kontrol edebilmek, diğer insanlarla olan ilişkilerimizi etkileyen bir süreç. Örneğin, sebepsiz yere sürekli negatif duygular sergileyen bireyler genelde daha az arkadaşı olan ve iletişim kurmaya çekinilen bireylerdir. Duyguların kontrol edilememesi durumu diğer kişilerle kurduğunuz ilişkilerin yanı sıra kariyerinizi ve sağlığınızı da riske atabiliyor.

Öfke

Öfke, potansiyel olarak yıkıcı olan duygularımızdan sadece biri. Bizi ve ilişkilerimizi etkileyen, daha üstü kapalı, ama aynı derecede güçlü başka duygular da var. Örneğin, birine karşı belirli belirsiz beslediğiniz “hoşlanmama” duygusunu ele alalım.  O kişiden neden hoşlanmadığınızı ya da sizi neyin rahatsız ettiğini açıklamakta zorlanıyorsunuz. Ama içten içe o kişiyle ilgili bir şeylerin kötü ve sıkıcı olduğunu biliyorsunuz. Böyle bir durumda öncelikle kendinize bu durumun gerçekten o kişiden mi yoksa o kişinin hatırlattığı bir başkasından mı kaynaklandığını sorarak başlayabilirsiniz. Freud’un psikoanalitik yazılarında açıkladığı gibi, kişiler arası ilişkilerimizde çokça “duyguları başkasına yönlendirme”, yani aktarım yapıyoruz. Aktarım süreci boyunca aslında bir başkasına hissettiğimiz duyguları başka bireylere nakledebiliyoruz. Hatta sadece fiziksel özellikleri benziyor diye bile duygularımızın bu şekilde aktarılmasına izin verebiliyoruz.

Kıskançlık

Kıskançlık duygumuz da benzer aktarımlara maruz kalabilir. Örneğin, bir tanıdığınız sizin de isteyebileceğiniz bir başarıya imza attı ve siz içten içe güçlü bir öfke ve incinmişlik hissediyorsunuz. Aslında normal koşullarda böyle bir insan değilsiniz ve sahip olduklarınızla oldukça mutlusunuz. Bu noktada neden bu duyguyu besliyor olduğunuzu sorgularsanız, bunun yine atfedilmiş bir duygu olduğunu ve o kıskandığınız bireyin yüz ve vücut hatlarını, aslında siz küçükken sürekli yüksek notlar alarak ailenin medar-ı iftiharı olmuş ablanıza benzettiğinizi fark edebilirsiniz. Ayrıca fiziksel benzerlik haricinde, diğer davranışsal ya da duygusal sebeplerden dolayı da tuhaf aktarımlar yapabiliyoruz.

Karşı aktarımlar

Karşı aktarımı anlamak, sosyal ilişkilerimizi daha sağlıklı bir hale getirmede bize gerçekten yardımcı olabilir. Az önceki “başarılı tanıdık” figürünü yeniden düşünelim: Çevrenizdeki herhangi birini kıskanıyorsunuz ve uzun uzun düşünmenize rağmen o kişinin size hatırlatmış olabileceği kimseyi bulamadınız. Yani duygusal sürecinizde herhangi bir aktarım söz konusu değil. Hissettiğiniz kıskançlık sadece karşınızdaki kişinin sinir bozucu tavrından kaynaklanıyor. Aslında çoğu kişi o bireye karşı sizinle aynı hisleri besliyor. Bu durumda eğer ona yakınsanız, kenara çekip biraz tavsiye vermek isteyebilir, uzaksanız da uzak durmaya devam edip benzer bir başarı yakaladığınızda onun gibi kendini yüceltip insanları rahatsız eden biri olmamak adına daha dikkatli davranırsınız.

Endişe ve korku

Endişe ve korku, hayat kalitesini düşüren diğer negatif duygular. En sık meydana gelen durumlardan biri, bir durum karşısında olabilecek en kötü senaryoya balıklama atlamak. Örneğin, yakın bir akrabanız bir kaza geçirdi ve o tedavi görürken siz bir türlü pozitif kalamıyorsunuz. En kötü senaryoyu gözünüzün önüne getiriyor, kalıcı olarak sakat kalabileceğini veya daha kötüsünü düşünüp durmaktan kendinizi alamıyorsunuz. Ya da yeni bir hobiye başlayacaksınız ama bununla ilgili canlandırabildiğiniz tek şey bu yeni denemede başarısız olacağınız. Dolayısıyla denemek istemiyor ve vazgeçiyorsunuz. Bu olumsuz düşüncelerin rasyonel olmadığını fark ediyorsunuz ama bu farkındalık, negatif düşüncelerin üzerinizdeki etkisini azaltmıyor.

Günlük yaşantınızda bilinçaltınızın bir şekilde işlerin kötü gideceği fikriyle işgal edildiğini fark ettiğinizde, tam olarak ne hissettiğinizi tanımlamaya çalışın. Bilişsel terapinin bütün dayanağı düşüncelerinizi değiştirdiğinizde duygularınızı değiştirebileceğiniz savıdır. Zaten bu ekolü benimsemiş olan terapistler de, size düşüncelerinizi ifade ettirecek sorular sorar ve böylece bu düşüncelerin sebep olduğu “Her zaman mükemmel olmalıyım”, “Ne zaman yeni bir şey denesem hep başarısız olurum”, “Kötü şeyler benim kaderim” gibi temelsiz ve çoğu zaman bilinçaltında yer alan negatif yargıları çözümler.

Bu tip bir çalışmayı kendi kendinize yapabilmeniz her zaman kolay olmayabilir. Ama yapıcı iç konuşmalar deneyerek ciddi anlamda yol alabilirsiniz. Kendinizi biraz daha iyi hissetmeye başladığınızda ve bu negatif düşüncelerin en azından bir kısmıyla baş edebildiğinizi düşündüğünüzde adım adım ilerleyebilir, iyileşmiş ruh halinizle her seferinde biraz daha fazla zorlukla mücadele edebilirsiniz.

Şunu da belirtmeliyiz ki zorlayıcı duyguların da bir değeri vardır ve endişesiz, korkusuz, öfkesiz bir hayat son derece sıkıcı olabilir. Asıl önemli olan, yaşamımızda yer alan tüm duygular arasındaki dengeyi bulmak. Eğer duygusal reaksiyonlarınızı kendinizi daha iyi anlamayı ve kabul etmeyi başarmak için bir araç olarak kullanırsanız, günden güne gelişip güçlenebilirsiniz.

Kaynak
Psychology Today

İlginizi çekebilir: Duygularınızı nasıl yönetebilirsiniz: Duygularla sörf yapma sanatı

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale