X

Bilgi, başarı için yeterli mi: Bilmek ve yapmak arasındaki fark

Bilgi sizce tek başına bir şeyleri başarmak için yeterli midir? Bir üniversite profesörü şöyle bir hikaye anlatıyor:

Üniversitede profesörken, öğrencilerini öğretmede kullandığım materyaller hakkında dürüstçe fikirlerini belirtmeleri için davet ettim. Derslerden keyif alıp onlara önem verseler de, duyduğum tekrar eden bir gözlem şöyleydi: insana dair konuları muhasebe ve finans gibi konulara göre daha kolay algılıyorlardı.

Bu gözlem yüzüme genellikle bir gülümseme getirirdi çünkü muhteşem bir ironiyi ortaya çıkarıyor. Öğretimin temelinde yer alan insan davranışları tam da bu algıları sık sık şekillendiriyor. Davranışsal çalışmaların nicel alanlardaki zorluğa sahip olmaması, ironik olarak, konunun karmaşıklığının da bir işareti denilebilir. Yüzeyden bakıldığında insan davranışları basit ve kolay görünebilir ancak onları etkili şekilde uygulamak bambaşka bir konudur.

Bilmek ve yapmak arasındaki fark

Bakış açısı ve algılama şekli ve ayrıca insanların çatışmaları şiddetlendirme şekilleri “noktalama” adı verilen bir probleme sebep oluyor. Yani bu fenomene göre yanlış anlaşılmalar, insanların olayları kendi bakış açılarına uygun bir şekilde yorumlamalarından kaynaklanıyor. Teoride bunu anlamak pek zor değil ama uygulamaya geldiğimizde kişinin kendi bakış açısı ve karşıdaki kişinin bakış açısını benimsemesi genellikle çok zor oluyor.

Teorik anlama ve pratikteki uygulaması arasındaki bu bağlantısızlığa ben bilme-yapma ayrımı diyorum. Sadece insan davranışı çalışmalarına da özel bir konu değil. Hatta hayatın neredeyse her anında geçerli. Şu evrensel gerçeği kabul edelim; beslenme, spor ve uyku gibi sağlıklı yaşam tarzı tercihlerini korumak sağlık için çok önemlidir. Bu bilgi yaygındır ve tartışmasızdır ama kaç kişi bunu günlük uygulamaya geçirir?

Burada problem, bir şeyi bilmenin onda uzmanlaştığımızı sanmamızdan kaynaklanır. Güçlü bir fikirle karşılaştığımızda onu anlamanın yaşamımızı doğal olarak iyileştirdiğini hissetmek kolaydır ancak gerçeklik çok daha zordur. Sadece bilmek anlamlı bir değişim yaratmaz, uygulamak yaratır. Bu uygulamanın da çoğunlukla efor, düzenlilik ve davranışları değiştirme arzusu gerektirdiği bir gerçektir.

Davranışsal değişimler neden bu kadar zordur?

Davranışsal değişim hem iç hem de dışsal sebeplerden dolayı zordur. İçsel olarak alışıldık örüntüleri bozmayı gerektirir ve bu da efor ve kişisel farkındalığa sahip olmanızı gerekli kılar. Dışsal olarak ise çevremiz ve kültürümüz genellikle pozitif değişimlere karşı çalışır.

Örneğin başka bir kişinin bakış açısını edinmek iyi bir hedef gibi görünebilir ama uygulaması zordur, özellikle de çatışmayı empatiden daha önemli gören ortamlarda. Örneğin sosyal medya algoritmaları ayrışmaları desteklerler çünkü etkileşime sebep oluyor. Böylesi bir ortamda bakış açısını edinmenin değerini görmek zor olabilir.

Bu bilme ile yapma arasındaki boşluğu oluşturur: bir prensibi anlamak ve onu uygulamak tamamen farklı şeylerdir. Neyse ki davranış bilimi bu aralığı kapatmak için bize gereken araçları sunar.

Bilgiyi eyleme dönüştürmek için 5 strateji

Davranışsal değişimler için evrensel bir çözüm olmasa da araştırmalarda bilgiyi düzenli uygulamaya çevirmek için bazı stratejiler elde edilmiş. Bu beş yaklaşım davranış biliminden köken alıyor ve bir başlangıç yapmanıza yardımcı olabilir.

İradeye değil alışkanlıklara odaklanın

Duke Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre günlük aktivitelerimizin %40’ından fazlası bilinçli kararlardan değil, alışkanlıklardan kaynaklanır. Yani uzun vadeli davranışsal değişimler sadece irade ve motivasyona bağlı değillerdir ve bu ikisinin elimizden kaçma ihtimali yüksektir. Bunun yerine arzulanan davranışları alışkanlıklara dönüştürmeniz gerekir çünkü bu otomatik davranışlar zihinsel efor gerektirmez.

Küçük başlayın

Evrim ve beyim kimyamızdan dolayı insanoğlu ciddi değişimlere karşı doğal yoldan dirençlidir. Özellikle de bu değişim çok ağır olduğunda. Bu nedenle küçük, kontrol edilebilir eylemler ile başlamak gerekir. Örneğin saatler süren bir spor yapmak yerine günde sadece üç şınavla başlayın. Burada hedef beyninizin direneceği sürtüşmeleri engellemektir.

Küçük kazançlar bir momentum kazanır ve zaman içerisinde bu mikro alışkanlıklar ciddi değişimlere sebep olur.

Zamanlama ve konuyu iyi belirleyin

“Daha empatik olacağım”, “daha fazla okuyacağım” gibi belirsiz hedeflerin anlamlı değişimlere yol açma ihtimalleri düşüktür. Davranış bilimine göre daha açık olmak başarı ihtimalini arttırıyor. Bunun yerine hedeflerinize açık bir zamanlama ve içerik koyun:

  • Başkalarının bakış açısını edinmek yerine şöyle deyin: “Akşam yemeğinde eşime gününe dair olup bitenleri soracağım ve deneyimi onun gözünden yaşamaya çalışacağım.”
  • Daha fazla okuyacağım demek yerine “her gece yatmadan 15 dakika kitap okuyacağım” deyin.

Buna “alışkanlıkları demirlemek” adı veriliyor ve var olan alışkanlıklara yeni birisini eklemliyorsunuz. Örneğin aile yemeğinde her gün bakış açısı benimsemeyi deneyebilirsiniz ve böylece arzulanan davranışı hali hazırdaki akşam yemeği rutinine demirlemiş olursunuz.

Çevrenizi optimize edin

Çevreniz yeni alışkanlıkları edinme yeteneğinizi ciddi şekilde etkileyebilir. Çevrenizi inşa ettiğiniz alışkanlıklara göre yapılandırmak o eylemi daha kolay hale getirir.

Örneğin akşam yemeğinde eşinizle anlamlı sohbetlerde bulunmak istiyorsanız, ilginç konulara dair bir liste tutabilir ve sorular hazırlayabilirsiniz. Bu çevresel işlem sohbet başlatmanın bilişsel yükünü azaltır ve onu uygulamayı daha kolay hale getirir.

Ödülleri benimseyin

Hemen sonucunu gördüğünüzde davranışsal değişimleri gerçekleştirmek daha kolay hale gelir. Burada temel zorluk, iyi alışkanlıkların faydasının genelde uzun vadede görünmesi iken, kötü alışkanlıkların anında ödül sağlamasıdır. Bu nedenle iyi alışkanlıklarla birlikte gelen belli belirsiz kısa vadeli ödülleri fark edip takdir etmeyi öğrenmeniz gerekir.

Bu nedenle kendi küçük kazançlarınızı kutlayın. Örneğin avucunuzu sıkın ve “Yaptım!” deyin. Bu tür küçük hedeflere sahip olmanız, örneğin bir kahve içmeniz veya sevdiğiniz diziden bir bölüm izlemeniz faydalı olur. Ancak ödül anlamlı ve kontrollü olmalı, böylece kendisi bir kötü davranış haline gelmemeli. Zaman içerisinde bu dış ödüller, alışkanlığın getirdiği uzun vadeli ödülleri beklemeden motivasyon sahibi olmanızı sağlayacaklardır.

Farkındalıktan eyleme giden yol

Sağduyulu değil mi? Keşke öyle olsaydı. Eyleme geçmek elbette sağduyulu bir iştir ancak bunu yapabilmek pek de yaygın değildir.

Çok kapsamlı bir liste olmasa da içinizden gelebilecek direncin üstesinden gelmenize yardımcı olacak ve eyleme geçmenizi sağlayabilecek beş madde saydık. Öğrettiğim fikirler konsept olarak basit görünebilirler ancak onları gerçek yaşama uygulamak sabır, sebat ve genelde bakış açısında bir değişim gerektirir.

Bilmek ilk adımdır. Gerçek zorluk ve ödül yapmaktadır. Bu yazının kendisi aslında bir test gibidir. Artık bilme aşamasına geldiğinize göre yaşamınızı dönüştürmek için eyleme geçmeniz gerekiyor.

Kaynak: psychologytoday

İlginizi çekebilir: Herhangi bir alanda ustalaşmak için uygulanan 100 saat kuralı nedir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale