Beslenme dünyası, kadınlar için fazlasıyla karmaşık bir yapıya sahip. Bazı insanlar kadınların karbonhidrat tüketmesinin kötü olduğunu söylerken bazıları da kadınların kendilerini kısıtlayarak kilo verebileceklerini iddia ediyor. Ne yazık ki, bu iki örneğe benzer pek çok yanlış ifade doğrultusunda beslenme dünyası şekilleniyor. Bu yazımızda, kadın beslenmesiyle ilgili en popüler yanlışları ve bu yanlışların doğrularını sizler için kaleme aldık.
Karbonhidratlar kötüdür
Ekmek, makarna, mısır gevreği ve pirinç gibi gıdalar karbonhidrat kategorisinde yer alıyor. Bu gıdalar beslenme dünyasında kötü bir üne sahip olsa da karbonhidratların düşman olmadığını belirtmek istiyoruz.
Kadınlara karbonhidrat tüketmemeleri gerektiği söylense de karbonhidratlar dengeli bir diyetin temeli olarak karşımıza çıkıyor. Bu gıdalar, vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlayarak sağlığı destekliyor. Tam tahıllar, meyveler ve sebzeler, bütün formlarında işlenmeden tüketildikleri zaman genel sağlığı etkili bir şekilde iyileştiriyor.
Karbonhidratlar, aynı zamanda detoks sürecinde de kritik bir rol oynuyor. Bu gıdalar, karaciğerin toksinleri vücuttan atmasına yardımcı oluyor. Ayrıca, lif açısından zengin karbonhidratların dışkıya hacim kazandırarak sağlıklı bağırsak hareketlerini teşvik ettiğini de vurgulamalıyız.
Eğer birisi size karbonhidratların kötü olduğunu söylerse bu gıdaların vücudun birincil enerji kaynağı olduğunu ve metabolik süreçlerini desteklediğini hatırlamalısınız.
Her gün sadece hayvansal kaynaklardan 130 gramdan fazla protein alınmalıdır
Protein, kadınlar için doku oluşumu ve onarımı açısından hayati öneme sahip bir makro besin olarak biliniyor. Aynı zamanda, proteinler bağışıklığı destekliyor ve kas kütlesini koruyor. Pek çok insan kadınların her gün yalnızca hayvansal kaynaklardan gelen 130 gramdan fazla proteine ihtiyaç duyduğunu düşünse de gerçek bu şekilde değil.
Her kadının protein ihtiyacı değişkenlik gösterse de fiziksel aktifliğe, sağlık durumuna ve yaşa bağlı olarak kadınların her gün yaklaşık 46-56 gram proteine ihtiyaç duyduğu belirtiliyor. 2020’de yayınlanmış bir çalışma, gereğinden fazla protein tüketiminin böbrekleri zorlayabildiğini ve diğer besinlerin doğal dengesini bozabildiğini ifade ediyor.
Hayvansal proteinler kas gelişimini ve bağışıklık sistemini desteklese de bunların bitkisel proteinlerden daha üstte yer aldığını söyleyemeyiz. 2019’da yayınlanmış bir araştırma, tüm bitkilerin değişen oranlarda 20 amino asidin tamamını içerdiğini kanıtlıyor. Buna ek olarak, brokoli, bezelye ve ıspanak gibi bitkisel proteinler tüketildiği zaman lif, antioksidanlar ve sağlıklı yağlar da vücuda alınabiliyor. Kısacası, genel sağlığınızı desteklemek için hem hayvansal hem de bitkisel proteinler tüketmeye özen göstermelisiniz.
Kadınlar ve erkekler vücutlarını aynı şekilde desteklemelidir
Kadın vücudu özel dikkat gerektiren benzersiz durumları deneyimlediği için kadınların ve erkeklerin tamamen aynı bir beslenme düzeni benimsemesinin doğru olmadığını belirtmek istiyoruz.
Kadınların beslenme ihtiyaçları, regl döngüsünden kaynaklanan hormonal değişimler nedeniyle değişebiliyor. Örneğin, kadınların luteal fazdayken ruh hallerini düzenlemeleri ve regl öncesi semptomları hafifletmeleri için daha fazla magnezyuma ihtiyaç duydukları belirtiliyor.
Kadın vücudu, hormon düzenlemesini ve detoksifikasyonu destekleyen zengin besin profilleri nedeniyle bitkisel gıdalara daha iyi yanıt veriyor. Erkek vücudu ise 24 saatlik bir hormonal döngüyü takip ettiği için kadınlara özel diyet ayarlamalarına ihtiyaç duymuyor. Hem kadınlar hem de erkekler bitkisel beslenmeye ihtiyaç duysa da kadın beslenmesinin döngüsel değişimlere uygun bir şekilde düzenlenmesi gerekiyor.
Az yemek kilo vermenin anahtarıdır
Kilo vermek için kalori açığı oluşturmak önemli olsa da daha az yemenin kilo vermeyi sağladığını söylemek yanlış olur. Kalorilerin kalitesine bağlı olarak kilo verme süreci desteklenebiliyor. Bu durum, tüm kalorilerin eşit olmadığı gerçeğine dayanıyor; örneğin, 100 kalorilik tatlıyla 100 kalorilik sebze veya yağsız protein vücudu aynı şekilde beslemiyor.
Kalori kısıtlaması kısa vadeli kilo kaybına yol açsa da metabolizmayı yavaşlatabiliyor ve beslenme eksikliklerine neden olabiliyor. Eğer etkili bir şekilde kilo vermek istiyorsanız daha az tüketmek yerine doğru gıdalarla beslenmeye dikkat etmelisiniz. Vitamin, mineral ve sağlıklı yağlar açısından zengin gıdaları beslenme düzeninize dahil ederek aşırı yemenin önüne geçebilirsiniz.
Metabolizma yaşlandıkça yavaşlar
2021’de yayınlanan bir çalışma, metabolizmanın 20-60 yaşları arasında nispeten sabit kaldığını gösteriyor. Yaşlanmayla bağdaştırılan metabolik hızdaki düşüş, aslında zayıf bağırsak sağlığının, iltihaplanmanın, hormonal dengesizliklerin ve fiziksel aktivite eksikliğinin bir sonucu.
Kadınlar yaş aldıkça menopoz gibi dönemlerde yaşanan hormonal değişimler metabolizmayı etkileyebilse de kadın metabolizmasının yavaşlamaya mahkum olduğunu söyleyemeyiz. Dengeli bir beslenme düzenine bağlı kalarak, düzenli spor yaparak, stresinizi yöneterek ve bağırsak sağlığınızı destekleyerek sağlıklı bir metabolizma sürdürebilirsiniz.
Bedeninizin zekasına odaklanarak kadın beslenmesiyle ilgili bu yanlış bilgilerin önüne geçebilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Sosyal medyada viral olan beslenme trendleri: Gerçek mi, efsane mi?