X

Bebeğinizin beslenmesi hakkında doğru sanılan 6 şehir efsanesi

Tıbben gerek duyulmadıkça bebeğinizin ilk altı ay sadece anne sütü alması yeterlidir. Anne sütü onun enerji ve besin öğesi gereksinimini tek başına karşılayabilir. Peki, altıncı aydan sonra? Bu dönemde ebeveynlerin en sık üzerinde konuştuğu konulardan biridir bebeğinin beslenmesi. Siz ebeveyn olarak minik bebeğinizin sağlıklı büyüyüp gelişmesini istiyorsunuz ve ona doğru zamanda, doğru formda, doğru şekilde besinler sunmak dileğindesiniz. Fakat zaman zaman televizyonlar, internet siteleri veya aile büyükleri tarafından yanlış yönlendirmeler olabiliyor. İşte ek besinlerle ilgili yapılan 6 yanlış ve doğruları!

Efsane : Farklı tatlara alışması için besinlere 6. aydan önce başlanmalı.
Besin alerjilerini önlemek adına balık, yumurta, ceviz gibi besinlerin 1 yaş sonrasına ertelenmesi doğru değildir.

Gerçek: Büyüme ve gelişmeyle ilgili herhangi bir sorun yoksa her bebek ilk 6 ay sadece anne sütü almalıdır. Ek besine erken başlamak bebeğin farklı tatlara alışmasını sağlamaz. Zaten çeşitli beslenen bir annenin sütünün tadı da değişir, böylece bebeği de değişik tatları öğrenmeye anne sütüyle başlar. 

Efsane: Geceleri sık uyanan bebeklere ek besin verilmelidir.

Gerçek: Bebekler 6. ay civarında çok sık uyanmaya başlar. Bunun sebebi korkular ve rüyalar döneminin başlamasıdır. Genellikle de 9. aya kadar artarak devam eder. Bu durum açlıkla karıştırılmamalıdır. Hiçbir bebek uykusundan açlıkla uyanmaz. Aç olan bir bebeğin uykuya dalması pek mümkün değildir. Bebeğin kilo alımı ve uykuya geçişteki uygulamalar mutlaka değerlendirilmeli ve çocuk hekimiyle görüşülmelidir.

Efsane: Kuru fasulye, nohut ve mercimek gibi kuru baklagiller gaz yapar ve bebeklere verilmemelidir.

Gerçek: Bebeğiniz 8. ayını doldurduğunda kuru baklagilleri çok iyi pişirip, kabuklarını çıkararak sebze pürelerine ilave edebilir ya da püre haline getirdikten sonra doğrudan verebilirsiniz. Haftada 1-2 gün ana öğününü kuru baklagillerden alması doğru olacaktır. 

Efsane: Ek besinlere pirinç unlu muhallebi ile başlanmalıdır. 

Gerçek: Ek besinlere başlamak için en iyi besin şudur demek mümkün değil. Alerji öyküsü ve bebeğin kilo durumuna göre değişebilmekle beraber sebze veya yoğurt ile başlamak daha doğru olacaktır. 

Efsane: Yumurta, ceviz gibi besinler alerji yapar, 1 yaş öncesi verilmemelidir. 

Gerçek: Besin alerjilerini önlemek adına balık, yumurta, ceviz gibi besinlerin 1 yaş sonrasına ertelenmesi doğru değildir. Aksine güncel yaklaşımlar 1 yaş öncesi ayına uygun zamanlarda denendiği takdirde besin alerjilerinin görülme riskinin daha az olduğu yönündedir. Alerji riski yüksek olduğu bilinen besinleri denemeden önce mutlaka bir beslenme uzmanına veya hekime danışmalısınız. 

Efsane: Bebekler için taze sıkılmış meyve suları sağlıklıdır.
Meyve suyu yerine meyvenin kendisinin tüketilmesi her zaman daha sağlıklıdır. 

Gerçek: Birçok ebeveyn taze sıkılmış meyve suyunu sağlıklı olarak düşünebilir. Ancak bir porsiyon taze meyve ile kıyasladığında bir bardak meyve suyu çok daha fazla kalori ve şeker içerir. Fazla kalori içermesi obezite riskini arttırırken, şeker oranının yüksek olması diş sağlığı konusunda olumsuz etkilere neden olur. Bunların yanı sıra meyve sularının posa miktarı oldukça azdır.  Posa oranlarının düşük, şeker miktarının yüksek olması ise kan şekerini hızlı yükseltir ve hızlı düşürür. Kan şekerimizdeki bu ani yükselmelere karşı pankreas çok fazla insülin hormonu salgılar. Bu durum hem pankreası uzun vadede yorar hem de fazla insülin yağ depolarını arttırır. Meyve suyu yerine meyvenin kendisinin tüketilmesi her zaman daha sağlıklıdır. 

 

Işkın Akçam: Trakya Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden mezun oldu. 2015 yılında Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde Master eğitimine başladı. Üniversite eğitimi sonrası İzmir’de özel bir poliklinikte iki yıl boyunca kilo verme, kilo alma, sporcu beslenmesi, hastalıklarda tıbbi beslenme tedavisi alanlarında bireysel ve kurumsal beslenme danışmanlığı verdi. 2016 yılında Dr. Bülent Serçin Muayenehanesi’nde Anne Çocuk Diyetisyeni olarak bireysel beslenme eğitimleri ile emziklilik döneminde annelerin, 0-18 yaş aralığındaki bebek ve çocukların beslenme takibini yapmaktadır. Hipokrat’ın “Besinler ilacınız, ilacınız besinler olsun” sözüne inanarak mesleğini sürdürüyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale