X

Hissediyor ama anlatamıyoruz: Bayram tatilleri neden bazılarımız için tetikleyici?

Bayramların “yılın en harika zamanları” olması gerekiyordu. Çünkü bayram dediğimiz şey genellikle neşe, aile ve mutlu zamanlarla eşanlamlı bir şekilde algılanır. Peki sizce, gerçekten böyle mi? Hayır, herkes için değil.

Bazı insanlar için bayram tatili, ailelerindeki işlev bozukluklarının ve yalnızlık duygularının acı verici bir hatırlatıcısı veya tetikleyicisi. Uzaktan bakıldığında, bayram için temizlenmiş evlerin içinde, kalabalık sofraların başında bu kadar çok insanın birlikte mutlu vakit geçirdiğini (!) görmek harika! Ama biraz yaklaşınca, yalnızlık ve yalıtılmışlığın karşıtlığı çok daha somut ve belirgin hale geliyor. Başka bir ifadeyle bazıları için bayramlardan nefret etmek diye bir şey var…

Bayram tatillerinde bazı olumsuz duyguların harekete geçmesinin ve belki de bazı travmaların tetiklenmesinin sayısız nedeni olabilir. Örneğin süper kalorili yiyeceklerle sosyalleşilen bu zamanlarda mevcut bir yeme bozukluğuyla başa çıkmak ekstra zordur. Veya tanıdık yemek kokuları, geleneksel ev dekorasyonları tarafından tetiklenen, çocukluğa ait acı verici ve hatta travmatik anılar aniden canlanabilir…

Bayramlardan nefret etmek: Bayram tatilleri neden bazılarımız için tetikleyici olabilir?

Bir yılın içerisinde güler yüzlü, sosyal ve dışa dönük olma baskının en yoğun olduğu zaman, sanıyoruz bayramlardır. Düşünsenize, kim bilir kaç kez “Hadi ama, bugün bayram” cümlesini duydunuz. Ayrıca reklamlardaki aşırı keyifli aile toplantılarına da yeterince doyduk.

Ama bazıları için bayram, neşeli olmaktan başka her şeydir. Hatta çoğu insan için normalden fazla kaygı yaşanan bir dönem olabilir. Peki ama neden? İşte bayramların tetikleyici olmasına yol açabilecek nedenlerden bazıları.

1. Kayıplar, ayrılıklar ve zor aile üyeleri

Bayram tatillerinde ailelerin bir araya gelmesi, yıl boyunca mesafeli tutulan işlevsiz ilişkilere ışık tutabilir. Bazı aile üyeleri, bayram döneminde farklılıklarınızı bir kenara bırakacağınız yönünde bir beklentiye sahip olabilirler. Bu, özellikle boşanmış çiftler söz konusu olduğunda böyledir. Ebeveynler, bayramda bir gün çocukların iyiliği için birbirlerine tahammül etmeye karar verebilirler. Ancak bu hem çocuklar hem de yetişkinler için zorlayıcı olabilir. Veya bazı istismarcı eşler, yeniden bir araya gelmek için çocukları duygusal bir piyon olarak kullanabilirler.

Bayram dönemleri aynı zamanda çocuklukta yaşanan istismar ve ihmalin acı verici anılarını da tetikleyebilir. Yetişkinler olarak bile, çocukken yaşadığımız ebeveyn çatışmasına tutunabiliriz. Veya çocuklarıyla yaşamayan bazı ebeveynler için bayram, herkes kalabalık aile toplantılarının tadını çıkarırken özellikle zor olabilir. Benzer şekilde kalabalık aile toplantıları, artık aramızda olmayan sevdiklerimizin acısını da yeniden kalbimizde hissetmemize yol açabilir.

2. Ruh sağlığı koşulları

Bayram dönemleri, ruh sağlığıyla mücadele eden bir kişi için özellikle zorlayıcı olabilir. Sosyal baskılar, gergin bir ilişki, işlevsiz bir aileyle vakit geçirme ya da bayramı yalnız geçirme; bunların hepsi sosyal kaygıları tetikleyebilir.

Bayram coşkusu nedeniyle ‘mutlu hissetmek’ için sürekli bir hatırlatma olduğunda, depresyondan muzdarip biri diğerlerine kıyasla daha fazla zorlanabilir. Bu, değersizlik ve umutsuzluk duygularının şiddetlenip ön plana çıkmasıyla kişinin kendini daha da kötü hissetmesine neden olabilir. Bayram atmosferi, depresyon yaşayan bir kişinin daha da içine kapanmasına yol açabilir. Benzer şekilde sosyal kaygıları olan insanlar için de bayramlar bunaltıcı olabilir ve yaşanan panik atak sıklığı artabilir. Sosyalleşme baskısı ve ekstra sosyal söylemler, hipomaniyi veya maniyi de tetikleyebilir.

3. Acı verici duygular

Toplumda bayramların mutlu zamanlar olması gerektiğine dair bir beklenti var. Ancak birçok insan bayramda artan bir yalnızlık ve umutsuzluk duygusu hissedebilir. Bunun altında çeşitli nedenler olabilir. Örneğin çocuklukta kötü geçen bayram zamanlarından kaynaklanan travma, sevilen birinin kaybı ve yeniden su yüzüne çıkan keder… Tüm bunlar bayramda izolasyon isteğini beraberinde getirebilir.

4. İstismar mağduriyeti

Aile içinde meydana gelen birçok istismar gizli tutulur veya üstü kapatılır. İstismar mağdurları, yılın büyük bir bölümünde, kasıtlı olarak ailelerinden uzak durabilirler, ancak genellikle bayramlarda geçmişi bir kenara bırakacaklarına dair bir beklenti vardır. Bu nedenle istismar mağduru suçluluk hissedebilir. İçlerindeki acı verici duygular canlandığında, aileleri tarafından gülümsemeleri ve normal davranmaları beklenebilir. Ne yazık ki kötüye kullanılan anılar kolayca kaybolmaz; hatta bazı kişiler TSSB semptomlarından muzdariptir.

Bayram tatillerinde ruh sağlığını korumak için ipuçları

Bayram tatilleri ve sonrasında içinizde hüzün ve yalnızlık hisleri uyanıyorsa bilin ki yalnız değilsiniz… Peki bu olumsuz hisleri yenmek mümkün mü? İşte birkaç işlevsel ipucu.

1. Duygularınızdan kaçmayın

Eğer bayramlar, sizde geçmiş yaraları tetikliyorsa bu duyguları yaşamak için zaman ayırın. “Ama bugün bayram” gibi ifadelere inanmayın. Eğer arkasında geçerli bir sebep olmasaydı, bayram hakkında mutsuz hissetmezdiniz. Bu nedenle, bu şekilde hissettiğiniz için sizde bir sorun olduğunu düşünmek yerine, duygularınızı onaylayın.

Kendinizi tatilin tadını çıkarmaya zorlamadan nerede olduğunuzu kabul edin. Duygularınızı doğrulamadan olumlu bir tarafa geçmek, bir baypas şeklidir. Bunun yerine kendinize şunu söylemeyi deneyin:

“Böyle hissetmem hiç şaşırtıcı değil.”

2. Hissettiklerinize yakından bakın

Yarayla ilişkili duyguyu tanımladıktan sonra, onunla bağlantınızı gözlemleyin ve onu kişileştirin. Nefes alın ve onunla birlikte olun.

Duygunuz nasıl görünüyor? Eğer o bir karakter veya kişi olsaydı, nasıl görünürdü? Kaç yaşında olurdu? Dişi mi yoksa erkek mi olacaktı? İsmi ne olurdu? Duygularımız bazen bizim daha genç bir versiyonumuzun şeklini alabilir. Hayatımızın veya hafızamızın belirli bir zamanıyla bağlantılı olabilir. Duygunun duymanızı, görmenizi veya bilmenizi istediği herhangi bir mesaj var mı?

Eğer kendinizin daha genç bir versiyonunu görürseniz, onun ihtiyaçlarını keşfedebilirsiniz. Bazen bir duygunun bizden istediği tek şey, onu görmemiz ve duymamızdır. Görselleştirmenizde, o yönünüzü kucakladığınızı veya onunla bütünleştiğinizi hayal edebilirsiniz.

3. Bayrama dair yeni bir bakış açısı bulun

Acı verici duygularınızı kabul ettiğinizde, onayladığınızda ve tamamen kucakladığınızda, bayram tatillerine bakmanın yeni bir yolunu bulabilirsiniz. Bayramın aşırı tüketicilik gibi pek çok gölge yönü ama aynı zamanda pek çok olumlu yanı da var. Farklı kültürlerde bayramları kutlamanın çeşitli yollarını araştırabilirsiniz. Siz de bu bayramda kendinize özgü yeni gelenekler yaratabilirsiniz. Örneğin bayram tatilinin tamamını rasgele nezaket eylemleri etrafında merkezlemeyi seçin. Bunu yapmak bayram ruhunun olumlu tarafına odaklanmanıza yardımcı olur.

4. Yavaşlayın

Bayram tatilinin keyifli olması için mükemmel olması gerekmez. Mükemmeliyetçilik veya tüm görevleri kendi başınıza yapmak yerine, işleri başkalarına devretmeyi ve kendinizi şımartmak için daha fazla zaman yaratmayı düşünün. Biraz öz bakım herkese iyi gelir.

Meditasyon yapın. Biraz Güneş almak veya el işi hediyelerle yaratıcı olmak için doğada yürüyüşe çıkın. En sevdiğiniz filmleri izleyin, güzel bir kitap okuyun, bulmaca çözün, banyo yapın. Lezzetli yemekler pişirin ve kendinizi besleyin. Sevdiklerinizle fiziksel olarak birlikte olamıyorsanız, onlara ulaşın ve bayramlarını çevrimiçi kutlayın.

5. Bırakın ve yas tutun

Bu bayram, hepimiz için öncekilerden çok farklı. Ülkemizde çok sayıda insanı etkileyen deprem felaketinin ardından kalbimiz hala kayıplarımızın acısıyla dolu. Eğer sizin de bayram hüznünüz kayıp travmasıyla bağlantılıysa, o zaman kendinize yas tutmak için izin verin. Bayramda neşelenmeye çalışmak yerine, sevdiklerinizin anısını onurlandırmanın farklı yollarını düşünün. Bayramda iyi vakit geçirmenize izin vererek onlara ihanet etmiyorsunuz. Acınız hala tazeyse bir kağıt kalem alın ve bir mektup veya şiir; size doğru gelen neyse onu yazın. Bazı sevdikleriniz yanınızda değilse, çevrenizdeki sizi seven, sizin için endişelenen insanlarla bayramı yaşamaya çalışın. Veya gönüllü olarak insanları mutlu etmeyi deneyin.

Kaynaklar: elephantjournal, caldaclinic

İlginizi çekebilir: Ailemden nefret ediyorum: Böyle hissediyorsanız ne yapmalısınız?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale