X

Batı Yakası’ndan 3 wellness önerisi ile Kaliforniyalı kızlar gibi yaşa!

Mükemmel plajları, palmiye ağaçları ve özgür ruhlu kızlarının yanı sıra, Kaliforniya dünyanın wellness merkezi olarak da biliniyor. Trend yoga stüdyoları ve her köşe başındaki juice barlarıyla meşhur olan ‘Batı Yakası’, son zamanlarda tüm dünyaya yayılan beslenme ve fitness trendlerinin de doğduğu yer.

İlgili yazı: 2016’da bizleri bekleyen wellness trendleri

İlk başta alışmakta çok zorlandığım bu sağlıklı yaşam kültürünü artık tamamen benimsemiş durumdayım. Rüyasında bile Nutella gören ve 20 yaşına kadar hiç spor yapmamış bir kız olarak, ben bile başardıysam sen de başarabilirsin! Unutma, fit olmak ve sağlıklı yaşamak nerede yaşadığınla değil, tamamen senin düşünce ve yaşam tarzınla ilgili. İşte Kaliforniyalı kızlar gibi yaşaman için wellness trendleri:

Smoothie’ler ve sebze yemekleri favorileri

Kaliforniyalı kızlar stres atmak ve eğlenmek için içki veya sigara içmek yerine yoga dersine gidip çıkışta yeni açılan vegan kafede green juice içiyor. Zaten gelenler bilir; sokaklar, yoga taytlarıyla ve spor ayakkabılarıyla gezen fit ve sağlıklı insanlarla dolu. Son zamanlarda Türkiye’de de sağlıklı besin markaları ve sağlıklı restoranlar yaygınlaşmaya başladı. Bir sonraki dedikodu ve dertleşme seansınız için arkadaşlarınıza juice ve salatalarıyla meşhur bir kafede buluşmayı önerin. Menüden lezzetli bir vejeteryan yemek deneyip, çıkışta birlikte eğlenceli bir fitness dersine katılın. 

Kaliforniyalı kızlar stres atmak için, kafelerde birbirinden lezzetli smoothie’ler tüketiyorlar.
Kaçamak meselesi: Onlar da cupcake yiyor!

Buradaki en büyük beslenme trendlerinden bir diğeri de sağlıklı beslenmedeki 80/20 kuralı. Bu kurala göre yediklerinin yüzde %80’i sağlıklı ise %20’si de kaçamaklardan oluşabilir. Ara sıra gelen tatlı krizlerinde çikolatalı keklere saldırdıysan, üzülüp tüm sağlıklı beslenme düzeninden vazgeçme. Öncelikle derin bir nefes al ve o çikolatayı yere bırak 🙂 Ertesi gün sağlıklı yemeklerle ve taze sıkılmış sebze-meyve sularıyla toksinlerini dengele. Haftanın çoğunluğunda sağlıklı beslenmeye devam et.

Burada işin püf noktası kendini kısıtlayıp cezalandırmak yerine, dengeli ve kontrollü olmayı benimsemek. Rakamlar bir yana, önemli olan dengeyi bulabilmek (Biliyorum, söylemesi kolay, uygulaması zor). Ama sonuç olarak bir kez salata yiyerek zayıflanmayacağı gibi tek bir cupcake ile de şişmanlayamazsın.

Hiçbir şey ve hiç kimse için Pilates derslerini ekmezler

Hayatın bütün yoğunluğuna ve iş toplantılarına rağmen, “West Coast” kızlarının yapılacaklar listesinin başında haftalık egzersiz programları geliyor. Sen de ne olursa olsun düzenli bir şekilde günlük yürüyüşünü ve sporunu yap. Kimse ve hiçbir şey için yoga/pilates dersini ekme! Kendine ve sağlığına ayırdığın bir saatini kimse için erteleme. Aslında bunun en güzel çözümü, Amerika’da çok yaygın olan işe gitmeden önce spor yaparak güne başlamak. Bunun için salona gitmene de gerek yok. İnternetten evde yapabileceğin binlerce ücretsiz egzersiz programı bulabilirsin. Böylelikle iş çıkışındaki yorgunluk ve üşenme bahaneleri ortadan kalkıyor.

Ne olursa olsun kendinize ayırdığın egzersiz zamanına sadık olun ve kendinize haftalık egzersiz programı uygulayın.
Bonus: Instagram’daki ‘mükemmel’ kızlarla kendini kıyaslama

Instagram çok ilham veren bir platform olmasının yanında yanlış algı yaratmaya ve moral bozmaya da çok açık bir ortam. Gerçeği photoshop’tan ayırmak gittikçe zorlaşıyor. Mükemmel karın kasları ve incecik kızları görüp kendi vücudunu beğenmeyen milyonlarca genç kız var. Unutma; sosyal medya çoğu zaman gerçek değil.

Hande Demirel: Hayatta beni en mutlu eden şeylerin başında rengarenk smoothie’ler, Pilates ve tüm gün yoga taytları içinde olmak geliyor! 26 yaşındayım ve San Francisco’da yaşıyorum. ODTÜ İngilizce öğretmenliği mezunuyum. Amerika'da master yaptıktan sonra, sağlıklı yaşam üzerine yazılar yazdığım bir websitesi kurdum ve Pilates eğitmeni olmak için eğitim almaya başladım. Amacım herkesin hayatını en mutlu ve en sağlıklı şekilde yaşaması için ilham verebilmek. Beni Instagram’da @handemirel olarak bulabilirsiniz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale